Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
" - — mnon —— KKY öz üi DA S e aa UC —, ç YA b ah c u bi b f V HABER — Akşam postası 20 HAZİRRAN — 1937 / L RL F TTTT Yazan: Naciye İzzet Her hakkı ablası Hadiyoe'ye alttir. Kanser kurbanı: e' ğğ d Sadık kadın ce-:2p verdi: — Hiç kimse, Dikmene hiç kim- se ders vermemiştir. Yalnız Emine ile bir de çiftlik adamlarıma sizin emirlerinizi söyledim.. Bunun unu- tulmaması için birkaç defalar tekrar etmeğe mecbur oldum.. Bu kadar- cık bir çocuğun bunu anlayacağını ve öğreneceğini ne bilirdim? Buna çok üzüldüm beyefendiciğim. Be- nim arzum şu idi: Sizin emirlerinize itaat etmek. " Bu sözlere karşı Lemi söyleyecek şey bulamadı: Kadın vazifesini yap- mıştı. Belki biraz acemicesine. Fakat şüphesiz ki büyük bir sadakatle yap- mıştı. y Kadmna, ilk talimatmdan büsbü- tün başka birçok yeni talimat ver- mekle iktifa etti. Ve bilhassa ikinci karşılaşmfada çocuğun biraz daha az vahşi olması için icap eden sözleri çocuğa söylemesini tenbih etti. Bu ikinci karşrlaşma ertesi günü oldu. Hacer anneden epeyce azar yiyen ve dersini alan çocuğu bu defa Har cer anne kendisi getirmişti. Babası- nm yanma kadar gidip alnını uzat- mağa razı olmuştu. Fakat yüzü çok asıktı. Birdenbir re bulutlanan küçük çehredeki gü- zel bakış yok olmuştu. Şimdi orada yalnız çekingen ve korkak nazarlar vardı. Lemi müşfik sesle: — Sevgili küçüğüm diyordu. ba- na bak.. Gözlerini bana kaldır baka” yım,. Haydi! Fakat küçük başmı büsbütün önü ne eğerek yavaşça mırıldanıyordu: — Korkuyorum. Baba ıztıraplı bir sesle: — Oh niçin korkuyorsun Dik- men? Neden korkuyorsun? Çocuğun yüzü buruştu. Dudak- ları büzüldü. Titrek bir sesle keke- ledi: — Ben çok uslu duruyorum.. Ya- mazlık yapmıyorum.. — Tabit uslu duruyorsun çocu” ğum.. Hem yaramazlık bile yapsan ne olur sanki? Hacer anne küçüğün cevap ver- mesi için araya girmek istedi. Fakat Lemi hâkim bir jestle susmasını işaret etti. Sonra tekrar sormasına devam etti: — Ha>?,. Söyle bakayım Dikmen- ciğim eğer yaramaz olsan ne olabı- | lir? Çocuk üzerine eğilen Lemiye, kor kak gözlerini kaldırdı titrek ve şikâ- yetli bir sesle mırıldandı: — Ben yaramazlık yapmadım. Beni döğme, — Seni dövmek mi? Bunu kim söyledi sana? — Lemi beyefendi! — Ben mi? — Evet sen söylemişsin. Bana Hacer anne sövledi. Mlı Bu defa Lemi hiddetle dikildi.. Fakat çocuğa değil, ona böyle fena bir terbiye veren ihtiyar ve alık hiz« .metçiye.. Bu hiddetli hareket çocu- ğun gözünden kaçmadı. Kendisini büyüten ihtiyara karşt bunu bir teh: dit sandı. O zaman harikulâde bir şey oldu. Bu çekingen ve korkak çocuk süt nineyi müdafaa etmek için birden- gire koşarak kadının önünde dikil- . ş Küçük ellerini arkasına bağlamış- tı. Kadınım önünde gerilmiş bir va- ziyette idi. Kuvvetli ve sert adamın gözleri içerisine cüretle bakarak hiç kıpırdamaksızın ve tek bir kelime söylemeksizin meydan okur bir va- ziyette duruyordu. Ve Lemi bitkin, kalbi acı bir su” retle burkuldu. Kendi kuvvetine karşı meydan okuyan şu nermin, şu küçük vücut.. Şu bakış.. Şu göz- er.. Bu insan ı çıldırtacak.. Aklını kay” ' yE | , — M S ç | yük yeisleri canlandırmışt. bettirecek bir şeydi!.. Bu bir hayal- di!.. Bu Neclânın bakışı idi.. Bu Nec« lânın vaziyeti idi.. Gittiğinden bir gün evvelki gece de aralarında ge- çen şiddetli sahnede işte kocasmna tıpkı böyle meydan okuyan bir sü- künetle bakmıştı.. O narin ve ince vücudile bu kadar büyük bir enerji göstermişti. Büyük bir heyecanla ruhunun en derin noktalarma kadar sarsıldı. Hacer anneye çekilmesi için işaret etti. | — Gidiniz.. Siz çekiliniz.. Çotukla yalrız kalınca mukave- metsiz bir arzuya kapıldı. çocuğu daha fazla korkutacağını hiç düşünmiyerek onu omuzlarından yakalayarak pencereye, iyice aydın" İık bir yere getirdi. Ve orada çocuğun önünde diz çö- kerek bir G'gm gibi yine o bakışı aradı.. ÂAnnenin bakışımı.. Sevdiği ve iki senedenberi ayrı yaşadığı ve damarlarında ebedi. bir aşk raşesi dolaştıran kadınım bakışlarını ara- dı. — Benim Neclâm!,. Benim kür çük Dikmenim! _ Çocuk nasıl da ona benziyordu yarabbim! Daha sarışın saçlar altın- daki bu biraz yuvarlak ayni çocuk alnı idi.. Ve gözler! Şu yaldızlı göz- ler.."Bu bakış: Göz yaşları arasında bile güler gibi görünen aynı ciddi ve tatlı, aynı müşfik gözler.. — Benim mini mini benim sevgi- li yavrucuğum!.. Benim küçük Dik- menim! Benim Neclâcığım!.. ) dıAmk gıî)ı:ııdi l'ıanrgdisinin ismini :löy ediğini bilemiyordu. ordu. İki ismi Birbîrinî kanştmş;âînî. Her ikisi de onun bir tek aşkı idi. Her ikisi de bütün hayatı idi. Her ikisi de yalnız ona ait olan iki varlıktı. Ve kendisi için birbirinden ayırt edilemiyecekti. Bütün varlığı, bütün aklı ve fikri karma karışık ne kaptığımnı kendisi de bilmeksizin çocuğu göğsüne çek- mişti. Onu büyük bir sevgi, büyük bir hasretle kalbi üzerinde sıkıştıra” rak mırıldanıyordu: — Benim mini mini yavrucu- gum.. Benim güzel çocuğum! Fakat o anneyi düşünüyordu.. Kollarının arasında sıkmak istediği karısmı düşünüyordu. Çılgım dudakları hayrete düşen kücük çehreyi bir deli gibi buselere garkediyordu. Hatta öyle bir dakika oldu ki göz lerini kapadı. Hararetle yanan alnını başının ağırlığı ile bükülen küçücük omuzlara dayadı. Sanki o kendisi şimdi bir çocuk olmuştu!.. Sanki Neclânm öomuzuna abanmıştı. Bu şefkat buhranımın uzun bir hasretten ve senelerdenbe- ri çektiği elemlerden doğduğunu hiç düşünmeksizin ince, nermin kollar arasında hıçkıra hıçkıra ağlamağa başladı.. Bu ince küçük kollar ki te- selli etmek çaresini araştıran bütün küçükler gibi yâvaş yavas, çekine çekine boynuna dolanmağa başla- mıştı. Lem'i heyecanlarmı ve üzüntü- lerini acıktan açığa gösterecek tabi- atte bir adam değildi. Bilhassa şu son zamanlarda seyahatten döndüğü sıralardaki olan bütün ıstırab ve ge- derlerinden hiç kimseye bir şey belli | etmemişti. En samimi arkadaşları bile onun içerisini yiyip kemiren 15- tırap ve kederi tahmin edememişti. Hele oğlu ile son karşılaşması en acı hatıralarını uyandırmış, en - bü- Evvelâ oğlunu göreceği fikrine günlerce ta- hammül edememişti. Bu çocuk göz- leri kaybettiği kadınm ne canlı bir hatırasıydı yarabbim!.. O gözler ki onun kalbini iğneliyecek, ona işken- ce verecek,. Belki de onu itham ede- cekti! Harîque Vekâletinde Dr. Arasın vekili Numan Menemenci oğlu oldu Ankara, 19 (A.A.) — Hariciye Vekili Dr. Rüştü Arasın Bağdaet, Tahran ve Moskova seyahati dola- yısiyle Ankaradan gaybubeti esna- sında hariciye vekâleti vekilliğinin siyasi müsteşar Numan Menemenci- oğlu tarafından idare edilmesi Reisi- cumhurun tasdikımna iktiran etmiştir. Vekiller Adanadan geçerken Adana, 19 (Hususi) — harici- ye ve iktısat vekilleri bugünkü eks- presle şehrimizden geçtiler. İstasyon da vali, belediye — reisi, kumandan, hudut komisyonu Fransız heyeti re- isi ve Fransız konsolosu tarafından karsılanıp uğurlandılar. — Masum | Ilran transit yolu Dün Erzurumda ya- pılan merasimle “açıldı Kızıldize — Trabzon transit yo: lu dün Erzurumda yapılan merasim- le açılmıştır. Bu yol üzerinde Dev- let Demiryolları tarafından işletile- cek olan kamyon ve otobüs dünden itibaren muntazam seferlere başla- mışlardır. Türkiye ile İran arasında- ki iktisadi münasebatın inkişafrfida büyük bir değeri olan bu yolun açıl- ması İranm dış pazarlarla olan mü- nasebatını daha tabif ve en kolay bir şekilde temin edecektir. Türkiyeye dair haberler ve Alman ajansı Berlin, I9 (AA.) — D.N.B. ajansı bildiriyor: Türk matbuatımm bazı neşriya- tından münfail olarak D. N, B. ajan- sının Türkiyeye dair gelen haberle- JYi nesretmediği hakkında 18 haziran tarihli bir İstanbul gazetesinin iddi- ası hiç bir esasa müstenit değildir. Esasen mezkür gazete bu hususu a- lâkadar makamlardan da kolayca tahkik edebilirdi. Anadolu ajansının notu: D.N. B. ajansının Anadolu ajansı tarafın- dan çekilen telgrafları neşretmediği hakkındaki iddia muhtacı tashihtir. Mezkür ajansın elimizde bulunan son bültenlerinden de anlaşıldığına göre, müttefik ajanslık sıfatının ica- batından olan bu neşriyat hiç bir in- kıtaa uğramamıştır. Istanbul konuşuor (Büş tarafı 8 üncüde) gün bizimle beraber oraya gezmeye daha doğrusu bizlere buraları göster. miye gelen kıymetli muharrir Osman Cemal, foto Âli ve ben de kahveye gir. dik, Selâm sabahtan sonra, orada otu. ranlarla konuşmıya başladım. Bana ilk cevap veren, Defterhane mütekaitlerinden, beyaz saçiı, beyaz | sakallı bir zat oldu. Kendisinin çok tatlı bir konuşması vardı. — Dertlerimiz malüm, dedi, susuz- luk, karanlık ve yolsuzluk, Biraz sustu ve tekrar söyledi: — Susuzluğa bir aralık çare bulu. nüyor diye sevinmiştik. Terkos, ma. hallemize kadar boru döşedi, O zaman lar fakis fıkaraya bedava su verilece. ği, bütün evlerin artık susuzluktan kurtulacağı söyleniyordu. Fakat iş bBambaşka çıktı. Şimdi terkos burnu- muzun dibinden geçiyor da, birimiz e. vimize alamıyoruz. Bütün mahalledE terkostan istifade eden ancak tek bir evdir. Sa almak için öyle karışık, Öy. le külfetli müamelelere ihtiyaç göste- riliyor ki; hiçbirimiz bu işe yanaşamı. yoruz bile.., Mütekait zat, söyliyeceklerini bitir. - Bayrağa dair Başvekâletin tamimi Başvekâlet, yeni bayrak nizam- namesini hazırlıyarak şu tamimi yap mıştır: “Bayrak, vatan ve milletin istik- lâlinin şerefli bir timsali olmak iti- bariyle bütün vatandaşların bu kıy- metli vediaya lâyık olduğu heyecan ve hassasiyetle saygı göstermesi mil- İi ve vatani bir berçtur. Bu - itibarla bilümum mekteplerde ve Halkevle- rinde buna daha fazla ehemmiyet verilerek esaslı dersler ve konferans- lar tertibi şehir ve köylerde de hal- L0 Hiigğr veo vay gitailln — yüncumnucUK tedbirler alınması lüzumlu ve fayda- lıdır. Bayrağın çekilişinde ve indiri- lişinde ona gösterilecek milli sevgi tebarüz ettirilmelidir.,, Vefat Merhum Giridli eczacı Ali Havdarın kardeşi Ahmet Mithat vefat etti. Ce- nazesi 21 haziran 937 pazartesi günü saat 10,45 de Şehremini Valide has. tanesinden kaldırılarak öğle vakti sa | at 12 de Maçka Teşvikiye camisinde | cenaze namazı kılınarak Feriköy aile kabristanına defnedilecektir, mişti. Bu sefer genç bir mektepli '? başladı. â — Bir de, bizim Mevlânekapıy! v reminine en kısa bir surette blguî:ı (Uzun yol) dediğimiz sokağın ! v yazın. Burası öyle karanlık, öyle / zuk bir yoldur ki, geceleri hiçbuâl geçemeyiz. Eskiden kaç kere cîll“'L ler oldu da, yine bu yola bir İâf koymadılar... ' Etrafımızda oturan yaşlı müşlefi lerden biri, gencin sözünü tamamlami? sını beklemeden söze karıştı: i — Bir de, dedi, Bizim mahal'edt * na lâğım yoktur. Evlerimizde bu ih yacı çukurlar açarak karşılanmk“y; Buraya su ve ışıkla beraber, lâğım yapılmalıdır.. ! Bir taraftan dinliyor, bir taraft” da etrafıma bakınıyordum. Rana . “ na yakıla anlatılan dertler haksiz yersiz değildi. Değildi ama, Mevlâf” kapıda oturanlar da benim gibi İstâ” bulun daha nekadar feci şerait altır da yaşıyan birçok semtlerini göfmmi olsalardı, eminim ki, bu kadar $t” yet etmek şöyle dursun, bir alay d"" lerine rağmen, hallerine bin kere: bin kere şükrederlerdi... Çünkü Mevlânekapı bütün bakli” sızlığıma rağmen, Sinemköy, Feriköl Cankurtaran gibi semtlerin yanmd* adetâ bir cennet kadar güzel görülü yordu... ' HABERCİ Yarına: Mevlânekapıda otul'”'%f talebeler, kış günler mektebe gm'rlck için çift ayakkabı kullanıyorlar! , V Şehrimize gelecek İngiliz misafirle! Iki köşk tahsis edildi Başvekilimiz İsmet İnönü Lond' rayı ziyaret ettiği sırada İngiliz hari' * : İ KS e " ı e l sinalefsalim ada Y z R çirmeğe davet etiniştir. - Bu vravi daveti memnuniyetle kabül etmişleti fakat yaz tatili siyast hâdiselere bağ' Ir olduğundan ziyaretleri için zamafl tayin edememişlerdir. O sıralarda Londrada bulunaf! İzmir saylavı Osman zade Hamdi d? misafirlere Suadiyedeki köşküna tahsis etmek arzusunu göstermişti” Buna ilâyeten arada Büyükadad? Nizam caddesnide Can paşanın köf' kü de misafirlere tahsis edilmek ü" zere vilâyet tarafımdan kiralanmış' *eail tır. ğ * İÇERİDE: * Sultanahmet medreselerinin tamiri işine w başlanmıştır. Bu medreseler yeni arşiv da'e resi ittihaz edilecektir. Tamir işi medresele rin hali aslisi bozulmamak için — müzenin nezareti altında yapılmaktadır. * Cihangir halkı belediyeye — müracaatla gündengüne kalabalıklaşan ve büyüyen Ci- hangirde bir park vücuda getirilmesini iİste mişlerdir. Cihangirliler bu parkın yapılabil | mesi için belediyeye büyük bir göstermişlerdir. * 'Telefon ildaresi devlete geçtikten sonra telefon rehberleri eski şirket tarafından ye« pildiği şekilde kalmıştı. Halbuki telefon tesi yer dahi | si ve mükâleme üleretlerinde yapılan tenzi- lât sayesinde telefon alanlar geçen bir sene ye yakm mülddet içinde şirketin üç senede kaydedemediği kadar çoğalmıştır. Bunun | için telefon rehberinin devlet idaresi namına ve yeniden basılması takarrür etmiştir . # Bundan iki yıl evvel ölen Cejâl — Sahir Erozanın dün Bakırköy mezarlığındaki kab ri onu unutmayanlar farafından ziyaret edil miş ve hatrraları anılmıştır. # 6 Temmuzda Pariste toplanacak beynel milel itfaiye kongresine davet edi!miştir. * Yeni balıkhanenin hal binasının yanında yapılması takarrür etmiştir. 4 Şehre yeniden konacalk 2000 — elektrik lâmbasının yerleri teşbit edilmiştir. Gelecek hafta konulmalarma i - 4 Ortamektep muallim muavinliği İmtiha nr dün bitmiştir. İmtihana 145 muallim gir miştir. Tahrir! imtihanda muvaffak olanlar şifahi imtihana girecektir. . » Türk — Maiesir muahedelerinin — Büyük Millet Meclisince tasdik! — münasebeti!'e Dr. Aras İle Mtarr Hariciye Nazırı Buütros paşa İt # Soövyetlerle akdettiğimiz yeni — Hcaret anlaşması müzakereleri bitmiştir. Hazırlanan anlaşma önümüzdeki hafta içinde imza olu naçaktır. # Danimarka ile ilk ticaret anlaşması akdi için hükümetimizle Danimarka mümesellleri arasında yakmda Ankaradaâ — müzakerelere başlanacaktır. * İzmirde Cuma ovası nahiyesiinde 16 bin liraya yolcu tayyare hangarı İnşa edilecektir Hangarın plânı Nafia vekâletince taşdik edi lerek gönderilmiştir . »4 Bu sene şehrin dışiında iİlkmektep talebe lerine mahsus olarak 560 talebeyi — alacak beş kamp açılacaktır. Kamplar temmuz, a- ğustos aylarında kurulacaktır. * Yarm Zonguldağın yabanerlardan kurtul hükümetimiz de | | SİSÜRÜR GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDÜ? Farti teşkilâtındaki değişiklik — dolayısile valiler, Ankarada top! . Mi çet l Gi i S e L bi duğu tarihi günün yıldönümüdür. Bu 15 in! yıldönümü büyük mMmerasimle Kutlulanact! tır. & Dün adliyede yalan yere — şahadet ed? Froge adlı bir kadım tevkif edilmiştir . * Adliyede yaz tatili 20 temmuzda başl yacaktır. DIŞARIDA: * 6Ö0 bin İtalyan kadınına bugün Româd bir nümayiş yaptırılacaktır. Musolini bir © tuk söyliyecektir. * Fransanın bü senenin İlkbeş ayı zarfi daki Licaret miktarı 25 milyar 613 milyondü Bunun 16575 milyonu idhalât ve 9.838 mil) nu ihracattır. Ki * Tuna üzerinde seyriseferin yüzüncü Y & Şarki Lehistanda gizli komünist teşkil tı kuran bir komünist kadın dün tevkif €Ü miştir. Bunun evinde Lehistandaki komünist erkânmın bir listesi bulunmuştü Bunun Üzerine bir çok tevkifat yapılmışt!/ # Lübnan dahitiye nazırı Mişel Zakur İ kalb durmasından ölmüştür. — Kahinede V kaç gündenheri beklenen ve dahiliye nazil nn ölmesile acele mahiyet alan taditât hâli Pariste bulunan cumhur başkanımın a den sonra yapılacaktır. . # Baltık memleketleri hariciye — nazırlâ 1 temmuzda toplanacaklar ve — 8 temmü! kadar görüşeceklerdir . * İkinci dünya petrol kongresi dün Pari te 38 memlekete alt 1630 mürahhasın İŞtİ! kile sön celzesini akdetmiştir. Kongre; İf ma devreleri arasında çalışmak Üüzere DİF imi konsey ihdası hakkında ittifakla bir |