SO Her bakkı ablan — Haciye'ye alttir. Yazan: Naciye İzzet Kanser kurbanı: —d48 — Sadık kadın cc2p verdi: — Hiç kimse, Dikmene hiç kim- $e ders vermemiştir. Yalnız Emine ile bir de çiftlik adamlarıma sizin emirlerinizi söyledim.. Bunun unu- tulmaması için birkaç defalar tekrar etmeğe mecbur oldum.. Bu kadar- cık bir çocuğun bunu anlayacağını ve öğreneceğini ne bilirdim? Buna gok üzüldüm beyefendiciğim. Be- nim arzum şu idi: Sizin emirlerinize itaat etmek. Bu sözlere karşı Lemi söyleyecek şey bulamadı: Kadın vazifesini yap> mıştı. Belki biraz acemicesine. Fakat şüphesiz ki büyük bir sadakatle yap- mıştı. ç Kadına, ilk talimatından büsbü- tün başka birçok yeni talimat ver- mekle iktifa etti. Ve bilhassa ikinci karşılaşmada çocuğun biraz daha az vah$i olması için icap eden sözleri çocuğa söylemesini tenbih etti. Bu ikinci karşılaşma ertesi günü oldu. Hacer anneden epeyce azar yiyen ve dersini alan çocuğu bu defa Har cer anne kendisi getirmişti. Babası- nmm yanma kadar gidip alnını uzat- mağa razı olmuştu. Fakat yüzü çok asıktı. Birdenbi” re bulutlanan küçük çehredeki gü- zel bakış yok olmuştu. Şimdi orada yalnız çekingen ve korkak nazarlar vardı. Lemi müşfik sesle: — BSevgili küçüğüm diyordu. ba- na bak.. Gözlerini bana kaldır baka” | yım.. Haydi! Fakat küçük başmı büsbütün önü ne eğerek yavaşça mırildanıyordu : — Korkuyorum. Baba ıztıraplı bir sesli — Oh niçin korkuyorsun Dik- men? Neden korkuyorsun? Çocuğun yüzü buruştu. Dudak- ları büzüldü. Titrek bir sesle keke- ledi: — Ben çok uslu duruyorum.. Ya. mazlık yapmıyorum.. — Tabii uslu duruyorsun çocu" ğum.. Hem yaramazlık bile yapsan ne olur sanki? Hacer anne küçüğün cevap ver- mesi için araya girmek istedi. Fakat Lemi hâkim bir jestle susmasını işaret etti. Sonra tekrar sormasına devam etti: — Ha?.. Söyle bakayım Dikmen- ç m eğer yaramaz olaan ne olabi" Çocuk üzerine eğilen Lemiye, kor: kak gözlerini kaldırdı titrek ve şikâ. yetli bir sesle mırıldandı: — Ben yaramazlık yapmadım. Beni döğme. — Seni dövmek mi? Bunu kim söyledi sana? — Lemi beyefendi! — Ben mi? — Evet sen söylemişsin. Bana Hacer anne söyledi, Bu defa Lemi hiddetle dikildi.. Fakat çocuğa değil, ona böyle fena bir terbiye veren ihtiyar ve alık hiz- metçiye.. Bu hiddetli hareket çocu- ğun gözünden kaçmadı. Kendisini büyüten ihtiyara karşı bunu bir tehr dit sandı. O zaman harikulâde bir şey oldu. Bu çekingen ve korkak çocuk süt nineyi müdafaa etmek için birden- Sin— kaşarak kadının önünde dikil- Küçük ellerini arkasına bağlamış- tr. Kadının önünde gerilmiş bir va- ziyette idi. Kuvvetli ve sert adamın gözleri içerisine cüretle bakarak hiç kıpırdamaksızın ve tek bir. kelime söylemeksizin meydan okur bir va- ziyette duruyordu. Ve Lemi bitkin, kalbi acı bir sur retle burkuldu. Kendi kuvvetine karşı meydan okuyan — şu nermin, ışu küçük vücut.. Şu bakıs.. Şu göz- ler.. Bu insanı çıldırtacak.. Akdlını kay bettirecek bir şeydi!.. Bu bir hayal- di!.. Bu Neclânın bakışı idi.. Bu Nec- lânın vaziyeti idi. Gittiğinden bir gün evvelki gece de aralarmda ge çen şiddetli sahnede işte kocasına tıpkı böyle meydan okuyan bir sü- künetle bakmıştı.. O narin ve ince vücudile bu kadar büyük bir enerji göstermişti. Büyük bir heyecanla ruhunun en derin noktalarıa kadar - sarsıldı. Hacer anneye çekilmesi için işaret etti. — Gidiniz.. Siz çekiliniz.. Çotukla yalnız kalımca mukave- metsiz bir arzuya kapıldı. Masum düşünmiyerek onu omuzlarmdan yakalayarak pencereye, iyice aydın” lık bir yere getirdi. Ve orada çocuğun önünde diz çö- kerek bir g'gm gibi yine o bakışı aradı.. Annenin bakışmı.. Sevdiği ve iki senedenberi ayrı yaşadığı ve damarlarında ebedi. bir aşk raşesi dolaştıran kadınm — bakışlarını ara- dı. — Benim Neclâm!.. Benim kür çük Dikmenim! Çocuk nasıl da ona benziyordu yarabbim! Daha sarışın saçlar altın- daki bu biraz yuvarlak ayni çocuk alnı idi.. Ve gözler! Şu yaldızlı göz- ler.."Bu bakış: Göz yaşları arasında bile güler gibi görünen aynı ciddi ve tatlı, aynı müşfik gözler.. — Benim mini mini benim sevgi- Hi yavrucuğum!.. Benim küçük Dik- menim! Benim Neclâcığım!.. Artık şimdi hangisinin ismini söy lediğini bilemiyordu. Şaşırıyordu, İki ismi birbirine karıştırıyordu. Her ikisi de onün bir tek aşkı idi. Her ikisi de bütün hayatı idi. Her ikisi de yalnız ona ait olan iki varlıktı. Ve kendisi edilemiyecekti. Bütün varlığı, bütün aklı ve fikri karma karışık ne kaptığını kendisi de bilmeksizin çocuğu göğsüne çek- mişti. Onu büyük bir sevgi, büyük bir hasretle kalbi üzerinde sıkıştıraz rak mırıldanıyordu: — Benim mini ğum.. Benim güzel çocuğum! Fakat o anneyi düşünüyordu.. Kollarının arasında sıkmak iatediği karısını düşünüyordu. Çılgın dudakları hayrete mini — yavrucu- düşen garkediyordu. Hatta öyle bir dakika oldu ki göz lerini kapadı. Hararetle yanan alnını başmın ağırlığı ile bükülen k ü omuzlara dayadı. Sanki o kendisi gimdi bir çocuk olmuştu!.. Sanki Neclânm omuzuna abanmıştı. Bu şefkat buhranının uzun bir hasretten ve senelerdenbe- ri çektiği elemlerden doğduğunu hiç düşünmeksizin ince, nermin kollar arasında hıçkıra hıçkıra - ağlamağa başladı.. Bu ince küçük kollar ki te> selli etmek çaresini araştıran bütün küçükler gibi yavaş yavas, çekine çekine boynuna dolanmağa - başla- mıştı. Lem'i heyecanlarını ve üzüntü- lerini açıktan açığa gösterecek tabi- atte bir adam değildi. Bilhassa şu son zamanlarda seyahatten döndüğü sıralardaki olan bütün ıstırab ve ge- derlerinden hiç kimseye bir şey belli etmemişti. En samimi arkadaşları bile onun içerisini yiyip kemiren 15- tırap ve kederi tahmin edememişti. Hele oğlu ile son karşrlaşması en acı hatıralarını uyandırmış, en — bü- yük yeisleri canlandırrarşt. oğlunu göreceği fikrine günlerce ta- hammül edememişti. Bu çocuk göz- leri kaybettiği kadınm ne canlı bir hatırasıydı yarabbim!.. O - gözler ki onun kalbini iğmeliyecek, ona işken- ©e verecek., Belki de onu itham ede- cektil! (Devamı var) çocuğu daha fazla korkutacağını hiç | | büyük bir değeri olan bu yolun açıl- için birbirinden — ayırt | kücük çehreyi bir deli gibi buselere Evvelâ | HABER z Hariciye Vekâletinde Dr. Arasın vekili Numan Menemenci oğlu oldu Ankara, 19 (A.A.) — Hariciye Vekili Dr. Rüştü Arasm Bağdat, Tahran ve Moskova seyahati dola- yısiyle Ankaradan gaybubeti esna> sında hariciye vekâleti - vekilliğinin siyasi müsteşar Numan Menemenci- oğlu tarafından idare edilmesi Reisi- cumhurun tasdikma iktiran etmiştir. Vekiller Adanadan geçerken Adana, 19 (Hususi) — harici- ye ve iktisat vekilleri bugünkü eks- presle şehrimizden geçtiler. İstasyon da vali, belediye — reisi, kumandan, hudut komisyonu Fransız heyeti re- isi ve Fransız konsolosu -tarafından karşılanıp uğurlandılar. Iran transit yolu Dün Erzurumda ya- pılan merasimle “açıldı Kızıldize — Trabzon transit yo: Tu dün Erzurumda yapılan merasim- le açılmıştır. Bu yol üzerinde Dev- let Demiryolları tarafından işletile- cek olan kamyon ve otobüs dünden itibaren muntazam seferlere başla| mışlardır, Türkiye ile İran arasında: ki iktısadi münasebatın inkişafırıda ması İranın dış pazarlarla olan mü- | nasebatını daha tabii ve en kolay bir gekilde temin edecektir. Türkiyeye dair haberler ve Alman ajansı Berlin, 19 (AA,) — D.N,B. ajansı bildiriyor: Türk matbuatının bazı neşriya- tından münfail olarak D. N, B. ajan- sının Türkiyeye dair gelen haberle- ri nesretmediği hakkında 18 haziran tarıhli bir İstanbul gazetesinin iddi- ası hiç bir esasa müstenit değildir. Esasen mezkür gazete bu hususu a- lâkadar makamlardan da kolayca | tahkik edebilirdi. Anadolu ajansının notu: D.N. B. ajansının Anadolu ajansı tarafın. [ dan çekilen telgrafları neşretmedi hakkındaki iddia muhtacı tashihtir, Mezkür ajansın elimizde bulunan | son bültenlerinden de anlaşıldığna | göre, müttefik ajanslık sıfatmın ica- batımdan olan bu neşriyat hiç bir in- kıtaa uğramamıştır. İÇERİDE: * Sultanahmet medreselerinin tatalri işine başlaamışlır. Bu medreseler yeni arşiv dale Tesi ittihaz edilecektir. Tamir işi medresele Tin hali azlisi bozulmamak için — müzenin nezareti altında yapılmaktadır. bangir hâlkı belediyeye — müracsatla Ründengüne kalabalıklaşan ve büyüyen Ci- hangirde bir park vücuda getirilmesini iste mişlerdir. Olhangirliler bu parkm yapılabil Tesi içim belediyeye bdüyük bir — yer dahi göstermişlerdir. dâaresi devlote geçtiklen sonra Zi gekilde kalmaştı. Halbuki telefon tevi S1 ve mükâleme ücretlerinde yapılan tenzi- JA anyerinde telefon alanlar geçen bir Bene ye yakın müddet içinde şirketin üç senede kayâmtemediği kadar çoğalmışlır. Bunun £ için telefon rehberinin devlet idaresi namına ve yeniden basıltması takarrür etmiştir . * Dundan İki yıl evvel ölen Celâl — Sahir Erozanın dün Baxırköy mezarlığındaki kab Ti onu unutmayanlar tarafından ziyaret edil zliş ve hatıraları anılmıştır. * 6 Temmuzda Partste toplanacak beynel milsl itfalye kangresine — hükümetimiz de davet editmiştir. * Yeni balıkhanenin hal binasının yanımda yapılması takarrür etmiştir. 8 Şehre yeniden konacak 9000 — elektrik Tâmbasının yerleri tesbit edilmiştir. Gelecek kafta konutmalarına Haşlanacaktır. * Ortamektep mualijm muavinliği Imtiha dün bitmiştir. İmtihana 148 müallim gir Tahrirt imtihanda muvaffak olanlar şifahi Imtihana girecektir. 3 Türk -- Müsr müsbedelerinin — Büyük Millet Mecilsince tasdikt — münasebeti'e Dr. iBaşvekâletin tamimi| | kardeşi Ahmet Mitbat vefat stti. Ce- ön rehberleri caki şirket tarafından yue | 'ttiN9 mabsus olarak- 500 taMDeyi / alacak | beş kamp açılacaktır. Kamplar temmuz, « Aras fle Misir Hariciye Nazırı Bültros püşa arasında samim! telgraflar teati olunmuştur. n ğ b S — Akşam postası . 20 HAZİRRAN — 1937 ; : Istanbul konuşuor (Baş tarafı S üncüde) l gün bizimle beraber oraya gezmeye daha doğrusu bizlere buraları göster. miye gelen kıymetli muharrir Osman Cemal, foto Âli ve ben de kahveye gir. dik. Selâm sabahtan sonra, orada otu. ranlarla konuşmiya başladım. Bana ilk cevap veren, Defterhane mütekaitlerinden, beyaz saçlı, beyaz sakallı bir zat oldu. Kendisinin çok tatlı bir konuşması vardı. — Dertlerimiz malüm, dedi, susuz- luk, karunlık ve yolsuzluk. Biraz sustu ve tekrar söyledi: — Susuzluğa bir aralık çare bulu. nüyor diye sevinmiştik. Terkos, ma. hallemize kadar boru döşedi. O zaman lar fakir fıkaraya bedava su verilece. ği, bütün evlerin artık susuzluktan kurtulacağı söyleniyordu. Fakat ' Bambaşka çıktı. Şimdi terkos burnu- | müuzun dibinden geçiyor da, birimiz e. vimize alamıyoruz. Bütün nahalled& terkostar istifade eden ancak tek bir evdir. Sa almak için öyle karışık, öy. le külfetli muamelelere ihtiyaç göste- riliyor ki; hiçbirimiz bu işe yancşamı. yoruz bile... Mütekalt zat, söyliyeceklerini bitir. Bayrağa dair Başvekâlet, yeni bayrak nizam- | namesini hazırlıyarak şu tamimi yap mıştır: | “Bayrak, vatan ve milletin istik- | Vâlinin şerefli bir timsali olmak — iti- bariyle bütün vatandaşların bu kıy- metli vediaya lâyık olduğu heyecan ve hassasiyetle saygı göstermesi mil- li ve vatani bir berçtur. Bu - itibarla bilümum mekteplerde ve Halkevle- rinde buna daha fazla ehemmiyet verilerek esaslı dersler ve konferans- lar tertibi şehir ve köylerde de hal. d Güğt YU SUYgüari tedbirler alınması lüzumlu ve fayda- hıdır. Bayrağın çekilişinde ve indiri- lişinde ona gösterilecek milli sevgi tebarüz ettirilmelidir.,, Vefat Merhum Giridli eczacı Ali Haydarın yöNcENUNCE nazesi 21 haziran 937 pazartesi günü saat 10,45 de Şehremini Valide has. tanesinden kaldırılarak öğle vakti sa at 12 de Maçka Teşvikiye camisinde cenaze namazı kılımarak Feriköy aile kabristanma defnedilecektir, # Sövyetlerle alidettiğimiz Yyeni — Hoaret anlaşması müzakereleri bitmiletir. Hazırlanan anlaşma önimüzdeki hafta içinde imes olu nacaktır, İ # Danimaryka Ne Uk Hcaret anlaşması akdi için bükümetimizle Danimarka mümemeiileri Arsamnda yakında Ankarada — müzakorelere başlanacaktır. # İzmirde Cuma ovası nahiyenlinde 18 bin Uraya yolcu tayyare hangarı İâşa adüecektir Nangarın plânı Nafta vekâletince taşdik edi lerek gönderilmiştir . ** Bu sene şehrin dışında İlkmektep talere Bustos aylarında kurulacaktır. * Yarm Zonguldağın yabanerlardan kurtul | 20 PAZAR HAZIRAN — 1987 Hicri: 1306 — Reblülabır: 11 Güneşin Seretan burcuna girmesi - GEÇEN SÖNE BÜĞÜN NE ÜLDÜ? Parti teşkilâtındaki değişiklik — dolayıstle valiler, Ankarada toplanacaklar. mişti. Bu sefer genç bir mekııpll" başladı. — Bir de, bizim Mevl'.'mekl“l)"._".> reminine en kısa bir surette bâ% (Uzun yol) dediğimiz sokağın v yazın. Burası öyle karanlık, öylt zuk bir yoldur ki, geceleri hiçbi K geçemeyiz. Eskiden kaç kene cinâf' ler oldu da, yine bu yola bir | koymadılar... Etrafımızda oturan yaşlı müştefi lerden biri, gencin sözünü tamamlı sını beklemeden söze karıştı: — Bir de, dedi, Bizim ma'ııi'.ıdl_" na lâğım yoktur. Evleritizde bu Ü” yacı çukurlar açarak kırşı'.uııık"yz Buraya su ve ışıkla beraber, lâğIP yapılmalıdır.. A Bir taraftan dinliyor, bir tarafi” da etrafima bakmıyordum. Rana ? na yakıla anlatılar dertler haksif yersiz değildi. Değildi ama, Mevlâif kapıda oturanlar da benim gıbi İstab bulun daha nekadar feci şevait allif da yaşıyan birgok semtlerini görmü olsalardı, eminim ki, bu kadar $ yet etmek şöyle dursun, bir alay gerte lerine rağmen, hallerine bin kere, s bin kere şükrederlerdi... Çünkü Mevlânekapı bütün — bakli” sızlığına rağmen, Sinemköy, Ferikü Cankurtaran gibi semtlerin yamn“ adetâ bir cennet kadar güzel görl yordu... N HABERCİ Yarına: Mevlânekapıda oturar” talebeler, kış günler mektebe gitm' in çift ayakkabı kullanıyorlar! .—————_—/ Şehrimize gelecek Iİngiliz misafirle! Iki köşk tahsis edildi Başvekilimiz İsmet İnönü LullJf rayı ziyaret ettiği sırada İngiliz haf' bulermaairaelar y ea çirmeğe davet etmiştir. Bu revit daveti memnuniyetle kabul etmişlef fakat yaz tatilf siyasi hâdiselere bağ' lr olduğundan ziyaretleri için zamaf tayin edememişlerdir. O sıralarda Londrada bulunaf İzmir saylavı Osman zade Hamdi d! misafirlere Suadiyedeki köşkünü tahsis etmek arzusunu göstermişti?” Buna ilâyeten arada Büyükadad?! Nizam caddesnide Can paşanın köf” kü de misafirlere tahsis edilmek Ü* zere vilâyet tarafından - kiralanmı$” duğu tarihi günün yıldönümüdür. Bu 18 Vef yıadönümü büyük Mmerasimle Kutlulanacı tır. * Dün adllyede yalan yere — şahadet odi Frowe adlz bir kadın tevkif eğitmiştir . * Adliyede yaz tatili Z0 temmuzda başl yasaktır. DIŞARIDA: * €Ö biri İtalyan kadısına bugün Romad bit nilmayiş yaptırılacaktır. Musotini bir © tuk söyliyecektir. * Frahsanın bü senenin ilkbeş ayı zarff daki Ucaret miktari 25 milyar 613 mityond! Bunun 16575 müyonu (âhalât ve 0.838 mil nu ihracattır. & 'Tuna üzerinde-beyriseferin yüzüncü V dönümü münmsebetile dün Limzde morasi yapılmıştır. Avusturya cümhur başkanı * ticaret nazırı Laucher birer nutuk söylem lerdir. # Şarki Lehistanda gizli komünlst teşkl $r kuran bir komlnlat kadın dün tevkif ed miştir. Bunun evinde Lehistandaki — bü Kkomünlst erkânmın bir listesi bulunmuşt”| Bunun Üzerine bir çok tevkifat yapılmıştir" * Lübaan dahitiye nazırı Mişel Zakur Ğ kalb durmasından ölmüştür. — Kahinedt kaç gündenheri beklenen ve dahiliye 'nan ölmesile acele mahiyet alan tadilât h Pariste hulunan cumhur haşkarımın avdü den sonra yapılacaktır. * Baltık memleketleri hariciye 1 tamımuzda toplanacaklar ve kadar görüşeceklerdir . » İkinci dünya petrol kongresl dün Parl te 33 memlekete alt 1630 mürahhasın iŞtİ kile arm cetarsini akdetmiytir. Kongre, İf ma devreleri arasında çalışmax üzere bir fmi konsey ihdası hakkında ittifakla bf rar süreti kabul etmiştir , DAZIrİ 8 temmi »— lllie e dei hi Bti nnn d ı