v Bu ne ticarete ne esnaflığa sığar buna düpedüz dolandırıcılık derler ! Yazan: Nizamettin Nazij İhntikâr kargısında derha! harekete 2 — Piyasamızın dükkünları kübik geçmek ve bir müddettenberi başıboş kaldıkları anlaşılan muhtekirleri gıd. detle cazalandırmak lâzımdır. İhtikâ- yın yalnız benzin işine inhisar ettiği. ni sanmak ıhata olur. Üki gün evvel tanımmış genç ressam larımızdan Âli Karsan beni ziyarete geldi. Çok zarif ve nazik olan bu san. atkârm gözleri ile kaşları arasında bir hiddet dolaştığını farkettim; sor. dum: — Karım çocuğa patik almak iste. miş. Beyoğlunun tanmmış mağazala. rmdan birine yitmiş. İkimizin de be- Zendiğimiz bir markanın yaplığı pa. tiklenden aramış, Bulmuş. 575 kuruş istemişler. “Çok! . demiş - Daha ge- çenlerde 300 kuruşa almıştım.,, Fiatı indirmemişler, çıkmış, yine Beyoğlun. da bir başka mağazaya gilmiş. Orada da ayni patiklerden varmış. Fakât bu sefer kendisinden 680 kuruş istemiş. ler. Patikleri evirmiş, çevirmiş, mua- yene etmiş, “acaba öbür patiklerdeki marka sahte miydi?,, diye düşünmüş, nihayet vazgeçmiş. Bana geldi. Ayni semtin bu iki dükkânı arasmdaki far. ka huyret ettim. Kalktım, Yerli Mal- lar Pazafinin büyük memurlarından biri dostumdur, ona gittim: Karrmın bahsettiği iki düklkâni bir defa da biz dolaştık. Deri ve kundura - işlerinde tam bir jhtisası olan- arkadaşım iki patiği do tetkik ettikten Sorzra dedi ki: “Bunlar ayni markadandır. Taban. larının dikişleri, köseleleri, Üstlerinde podösiletler, düğmeler biribirinin trp, kı tıpkısıdır. Avrupadaki fiatlar, biz. de alınan gümrük, yol parası, faiz, kür ve salre hesap edilirse bu patikle. rin nihayet nihayet 4 liraya satılma- ları lâzımdır.,, Demek ki, ilk mağeza dürüst bir fi. at aramış. Buna rağmen ben çocuğu- mun patiğini pahalı mağazadan aldım. Maksadım elimde bir vesika bulun. durmaktı. Kendisinden bir fatura is. tedim ve kunduranın tabanına kendi mührünü de bastırdım. Tabif dükkân. dan çıkınca soluğu ihtikâ- işleriyle uğraştığını tahkik ettiğim zatın daire. — #inde aldım. Bu memur bana şu ceva. bi verdi: “Biz hiçbir şey yapamayız. Gazelo- lere gidiniz. Yazdırınız, nazart dikka. ti celbediniz.,, Bir başkası olsaydı, belki bu lâkayt 've çok soğukkanlı cevaba kızar, bu iş. ten vazgeçerdi. Lâkin ben inatçıyım. Göz göre göre soyulmağa tahammül edemiyorum. Sizden bu meseleyi iyi, ce aksettirmenizi rica ederim.., Nazik dostuma yaptığım vaadi işte yerine Bgetiriyorum. Bü şehirde ve bu memlekette fiat- Tar san derece kontrolsuzdur. Kalite bakımından piyasadaki birçok malla. | T ne dereca berbad olduğu ise he- | men hepimizee malümdür. Çoraplar iki günde yırtılıyor, yeni bir elbisenin bir haftada dizleri çıkıyoc, bir palto. yu dört gün giydiniz mi, dirseklerinin ve yakasının parlamağa — başladığını 'görüyorsunuz. Satış piyasasında tam bir otorite kurmanın zamanı çoktan gelmiştir. Bizce içinde bulunduğumuz LöÖtü vazi. yet göyle hulfsa edilebilir: 1 — Bizde perakende setıcılık “ne vurursan kârdır,, şiarı ile hareket et. mektedir. vitrinlerle süslüdür fakat bütün bu vitrinler çürük mallarla doludür. 8 — Bilhassa İstanbul şehri birçok esnaflık hokkabazlıklarma &ahnedir. Bu sonuncu kötülüğe bir;misal söy- liyeyim: Dün matbaada dondurmı yemek is. tedim, Bir müddet sonra uyuz bir Ar- mavut çırak karışık bir dondurma ge. tirdi. Ya iki kaşık alabild'm, ya ala. madım. Zira kaysısı kaysı değil, bo. ya... Vişnesi vişne değil, boya. Vanil- yası vanilya değil, boya... Hem öyle kötü işlenmiş bir boya ki, vişnenin bir tarafı mor, bir tarafı kırmızı, bir tarafı da pürçük pürçük mayi, Ergani madeninin bir derezi vardır. Yatağının her tarafımdan sızan bakır. Irsularla bu dere boyanır ve bazan âlâ imisema gibi renk renk akar. İşte ba. na getirilen dondurma da tıpkı böyle İdi. Açtım ağzımı, yumdum gözümü, Fakat neye yarar? Akşarı Beyoğlu. nun tanmmış bir Jokantasırda Üç ar. kadaş yemek yiyorduk. Garson kaysı- yı pek methetmişti. “Getiri" , dedim. - Dedim ama, kaysı diye getirdiği şey gözüme ilişince tepom de attı. Bir ke. re tabaktaki meyva kaysı değil, zer. - daliydi ve zerdalinin de olmamışıydı. Şu bizim Türkiye kadar güzel bol ve “mütenevvi" yemiş — yetiştiren memleket pek azdır. Faraza Malatya- mızim © koca koca, lezzetli tallı kaysı- ları dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Amerikalıların Flâdelfiyada yetiştir. dikleri kaysılar bunlara biraz benzer ama, nerede bizimkilerin © mlsk gibi kokusu!... Demiryolu gidecekti, Gitti işte. Neden bu kaysılar İstanbula ge. lemiyor? Anadolunun başka taTafla, rında alıcısı bu kadar bol mu? San- miyoruz... Zira hâlâ işitiyoruz ki Molatyalılar bu canım kaysıları pastırma gibi kul- lanıyorlar ve üzerine yumurta kırıp yemiye mecbur (!) oluyorlar. Velhâsıl, bence bilhassa İstanbulda perakende satış piyasasını zayet sıkı bir kontroldan geçirmek ve bezirgân. lığı, tezgühtarlığı silip süpürmek ve bu piyasada müutlaka bir ahiâk tesiz etmek lâzımdır. İstanbullunun en mü- him ve birlcik derdi budur. Nizamettin NAZİF Titülesko tifo mikrobiyle zehirlenmişti Birkaç ay evvelki hastalığının sebebi anlaşıldı İngilizce Niyuz garetesi yazmıyor: Romanyanın sabık hariciye nazırı Ti- tülesko, bu hafta — Londraya gelmiş ve Avam kamazasında mebusların hususi bir içtimama iştirak etmiş ve İngiltere hariciye nazırı Eden tarafından — kabul edilmiştir . Titülesko, geçen sene — zehirlenmesi- nin sebebini, siyasi düşmanlarına atfet- mektedir. Söylendiğine göre içeceği su- ya Tifo mikrobu karıştırmışlar, Titülesko, bu münasebetle lâtife tar- zında demiştir kiz i — Fakat en büyük — tehlik zehir değil dmlhn bıııımınî hayatımı kurtarmak için toplanmış 17 doktorun, beni ne şekilde tedavi edecek leri etrafında kavgaya başlamalarıydı.,, * Üa Ca f I — HABER — Akşam postası » - ANUNU İşçilere ve iş verenlere Neler emrediyor ? Yazan: Münir Evrinyol İş kanununun tatbikime ayın on beşinde başlanıyor. Bu kanum'işçilere ve iş veren'ere bir taktm vazifeler vermekte, her Iki zümre nin hukukunu koruyucu hükümler tadır. Biz, alâkadarlar tarafından Iş verenler — Neler yapmağa” mecburdur ve neleri yapmaları yasaktır ? Geceleri işçi verilen iş yerlerinde işçileri geceleyin sekiz saatten fazla çalıştırmanın veya işçilere işin ortalama zamanında dinlen. me vermemenin veya nöbetleşe İşçi postaları kullarılan işlerde münavebe hususundaki kayıtlara uygun hareket etmemenin cezası 10 liradan 100 lira- yya kadardır. Tekerrüründe ceza artar. 25 — Gece çalışmaları hakkında ni . zamnameler çıkarılacağını da bilmeli - dir. 26 — Sanayie ait işlere 18 yaşını dol. durmamış erkek çocuklarla her yaştaki kız ve kadınları çalışttrmamalıdır. Eğer bir iş yerinde, önceden tahmin edilmi - yen veya önüne geçilemiyen ve muay - yefi vakitlerde vükubulmak mahiyetini göstermiyen bir amizanın çıkması gibi mücbir sebepler hudusu takdirinde 16 dan yukarı yaştaki kız ve erkek çocuk- Tarla daha büyük kâdın ve işçiler gece. çalışmaları bu gibi hâdiselere mahsus olmak ve © hâdiseye münhasır kalmak şartına bağlıdır. 16 dan yukarı yaştaki kız ve erkek çocuklarla daha büyük kadınları kanu - nun tatbikine ilk dört senesine mahsus olarak İktıtat Vekâleti tarafından gece çalıştırılmalarına izin verilecek bazı iş. lerden başka sanayie ait işlerde 18 ya- şırı doldurmamış erkek çocuklarla her yaştaki kız ve kadmları geceleyin ça. Tıştırmanın cezası 25 liradan aşağı ol - mamak Üzere hafif para cezası olup te kerrürlerde ceza artar. Böyle bir hâdise zuhurunda hâdise . nin mahiyetini ,başlama ve bitme saat - Terini mahalli hükümetin alâkadar maka muna 24 saat içinde bildirmelidir. Bil - dirmemek cezası $ liradan elli liraya kadar olup tekerrürlerde ceza artar. 27 — 1., Gerek iş mukaveleleriyle ön ceden taayyün etmiş olan ve gerek işin mahiyetine ve çalışma teamüllerine veya kanunt ve nizami hükümlere müsteni . den mer'i bulunan umumi ve ya husu - Si iş şartlarının, A — Hepsi, yahut bir veya bir kaçı yerine kendi menfaatinize uygun gördü- Bünüz iş şartlarını işçilerinize kabul et- tirmek için, B — Ve yahut muayyen ve mer'i iş Şartlarını değiştirmeksizin ancak bun. ların tatbikatıma ait usuller ve tarzla . rın değiştirilmesini temin eylemek için işi durdurmamalısınız. Yahut 50 işçiden az işçi olan iş yer » Jerinde 10 işçinin ve $0 den 499 işçiye kadar işçi olan iş yerlerinde umum işçi- Terin beşte birinin ve 500 veya daha fazla işçisi olan iş yerlerinde en az 100 işçinin teklifi kabul etmiyeceklerinden dolayı işten çıkmağa mecbur kalacak- ları, yukarıda yazılı gayelerden biriyle işçilere tekliflerde bulunmamalısınız. IL — Bir iş yerindeki faaliyeti tama. men veya işin mahiyetine göre &hemmi- yetli derecede kısmen ıu—e uğratıp neticede S0 den az işçili yerde 10 işçi- nin, 50 den 499 a kadar işçili yerlerde urlum igilerin beşte birinin, S00 veya daha fazla işçili yerlerde en az 100 iş « çinin işsiz ve ücretsiz kalmaları hali . nin kendiliğinden tahakkukuna sebebi - yet verecek olan: Yukarıda maksatlardan biri için en az üç işçiyi dahi hep birlikte ve birden- bire İşten çıkarmamalısınız. Veya teklifi kabul etmiyeceklerinden dolayı işten çıkmağa mecbur kalacak ve işten çıkmaları ayni neticeye sebe . biyet vetecek olan üç işçiyi işi ğa mecbur edecek büyük lunmamalısınız. çıkma, | rde bu (Devamı var) ümecburdur ve neleri çalıştırmalarına cevaz de çalıştırılabilir. Fakat bunları gece çalıştırmak, gece | | koymuk. toplura, anlaşılması için bunları iki Üç günlük — bir| seri makale halinde İzah etmeğe karar verdik. Aşağıda işçilerin ve iş verealerin bu kanun mucibince yapmağa mecbur oldukları veya kendilerine yasak edilmiş olan şeyleri gakıtınız. Makale 10 hâziran tarihli sayımızda başlamıştır. A Işçiler Neler yapmağa yapmaları yasaktır ? 31 — Beş saat ve daha az müddetli işlerde dinlenme vermek — mecburiyeti yoktur. y Beş saatten — fazla işlerde dinlenme vermek mecburiyeti vardır. * Dinlerme çalışma müddetinin ortala ma bir zamanında verilir, dinlenmenin vakti mahalli âdete ve işin icabına gö, re tayin edilir , Dinlenme müddeti, sek'? saatten az miüddetli işlerde yarım saattir. Sekiz saat veya daha fazla müddetli işlerde bir saattir. Bir iş yerinin ayni şubedeki bütün işçileri mukannen olarak ayni — Saatte dinlenme yaparlar. Dinlenmeler çalışma müddeti içinde değildir. Yani çalışma müddeti içinden sayılmar. Dinlenmeler hakkındaki hükümlere riayet etmeyen işverene ceza vardır. 32 — Muayyen günlük çalışma müdde tinin muvakkat zamanlar için daha faz la hadlere arttırılması şartlara bağlı o. lTup bunun hakkında bir nizamname çıkacaktır. Nizamnamenin genel şart - ları şunlardır: I — Sıhhi sebeplerden dolayı — kısa veya mahdut çalışma müddetli işlerde günde fazla saat çalışma caiz olamaz. 11 — Muayyen haddin üzerine eklene cek fazla çalışma saatleri günde en çok 3 saat olabilir. JI — Fazla çalışma sâatleriyle ça . Jışılacak günlerin yekünu bir yılda en gok 90 iş gününe varabilir. IV — Fazla saatlerle çalışmaya, iş - gilerin muvafakatini almak lâzımdır. V — Her bir fazla saat çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinir saat başına düşen miktarının yüzde elliye kadar yükseltilmesi Suretiyle ö - denir. VI — Günde fazla saat çalışma şart ve tarzları hükümetçe tasdik ettirilme. lidir. Çıkacak nizamnameye Tiâyet et - miyen veya © nizamnamede Yazılk: yüz. de nisbetleri derecesinde işçilere fazla Ücret ödemeyen işverene ceza vârdır. 33 — Muayyen olan günlük çalışma müddetlerinden (Nadiren ve Muvakka. ten) fazla çalıştırmağa ancak şu haller, de cevaz vardır: Gerek bir arıza vukuunda, gerek bir arıza vukubulması varit görülmesi ha - linde veyahut makineler veya alât ve e. devat için hemen yapılması lâzım acele işlerde yahut mücbir sebepler hudu - sunda Günde böyle muvakkaten ve na - diren fazla çalıştırmanın şartı da! ÂAn . cak işin normal çalışmasına haltl gel . memesinin teminini icap ettirecek de - receyi aşmamak kaydidir, Böyle fazla çalışmada icabına göre işçilerin bir kısmı veya hepsi çalıştırı - Tabilir. Bu fazla iş müddeti için Ücret şöyle hesap edilir; Bu suretle vaki olacak istisnal ça - Jışmalardan yalnız bir saati günlük iş ücreti içinde sayılır. (Yani ödenmez). Bir saatten fazla süren geçecek saatlerin ber biri için normal ücretin mukannen saatlere nisbeti mik. tarında ayrıca ücret verilir. Böyle bazı sebepler dolayısiyle işçi - lerin kanuni çalışma müddetinden fazla istisna çalışmalarına cevaz verilen bal - Jerde ücretlerin tesviyesi hususunda bu hükümlere riayet etmeyen işverene ceza vardır, (Devamı var) Arap saçı Kuponu 14 HAZİRAN — 1037 14 HAZİRAN — 1039 ) Hayata dair “ Üstad,, HMED Haşım, keacisine "üs! tad" denilince: “Bu-söz insabl ihtiyarlatıyor,. diy& kızardı. Bir hür” met göstermesi İdzim gelen o kelime” nin, bazan hakarete varan bır alay Vâ- Bitası olmasında Ahmed Haşim'in d? payı vardır. Gence, yaşlıya, sokaktâ ilk rasladığımız adama: “Üstad!” di- yoruz. Geçen gün bir şairlmizle konu. şuyondum; bacaklarına sürünen kedi yavrusuna: “Hadi bizi ahat bırak, üstad!” dedi. Böbürlenen muharrirleri gördükçe, *“üstad" Jıkla alay edenlerin bir dere. ceye kadar haklı olduklarını İnkâr etmek kabil değil... FPakat hirtakım ahmaklar: “Biz Ustadız!" divye koltuk kabarttıkları için güzel bir hissi, mesleğinde iş görmüş kimzelere hür. met hissini ve onu ifade eden kelime- yi böyle tehzil etmeğemne lüzum var?... İşçilre bakın: onlar “usta” kelimesini alaya âlet ediyorlar mı? Onlar bir adama: “Usta” dedikleri zaman eda- larında, gözlerinde hürmet »kunuyor; iyi bir işçi “usta” unvanını her şey. den üstün tutar. İşçi dilinde “usta” ne ize münev. verlerin dilinde de “üstad” ın o olma. sı lâzımdı. Niçin böyle değil? Genç muharrirlerimiz tesirden kaçıyor, ta. mamile şahsi, original olmak istiyor. lar da ondan mı? Hiç şüphesiz işin - çinde böyle bir şey de yar, öyle şair- ler, muharrirler tanırım 'ki köndileri. ne besirden bühsetseniz bunu şahısla. rınâ bir hakaret sayarlar. Onlar eser. lerinde ne varsa hepsini kendileri icad etmişler, kendi ruhlarımın, zekâ. larının derinliklerinden ulınışlar... Fa. kat bence asıl sebeb bu değildir. İşçi “usta” kelimesini alay mevzut etmiyor. çünkü yaptığı işi eddiye alı- yor, ona iman ediyor. Bir marangoz için yaptığı dolab, bir duvarcı için yaptığı duvar, herhangi hir isçi için elinden çıkan şey, sadece bir vakit geçirme vasıtası değildir. Onun lü- zumuna kanidir. Halbuki bizde mu. harrir denen insanların çoğü; Miealek! Terini elddiye almazlar. Yazdıklarının vakit geçirmekten başka bi işe yarı. yacağmıma kani değildirler. Onları bir iyice tahli! ederseniz kendi'- kendile. rinden nefret ettiklerini, Kendilerini cemiyette birer — tufeyli saydıklarını görürsünüz. t “ÜUstad”, tuttuğu meslekte eserleri- nin değeri, temizliği ile hsm kazan- mış, kendinden sonra geleceklere ör. nek olabilecek şeyler yaratmış insan. lara verilen unvandır. Kend'mizin hiç bir zamaitn o payeye eremiyeceğimizi biliyoruz, çünkü yaptığımız işe ima. nımiz yYok. Bünün için de üstadlığı gülünç görmeğe kalkıyoruz. Fakat bilmeliyiz ki “üstad” kelimesini bir alay, bir hakaret lâfzı diye kullanan her muharrir bu hareketi !e mesleği. ne ve kendi kendine hakaret etmiş olur. Nurullah ATAÇ Dört üçler rakamını ne ekalk ne de fazla dört defa kullanarak biribirini takip eden ilk on aayıya müsavi olacak bir nisbet — kurmak: Meselâ şöyle yazabiliriz: 9/9434 357 XH (— CO G) İşaretlerile parantez ve 3 emaalini kullanabiliriz. Şimdi hiç fasdlasız 1.2,34, İlh. sayılarına müsavi olacak kaç nisbet kurabilirsiniz. Bu bilmecemiz mükâfatlıdır. Halledenler. den iki kişiye hodiye verilecektir. Cevapların 20 haziran tarihine kadar gönderilmesi lâzım dir. Hesap tuzağının cevabı 8 haziran tarihli Arap saçınm hallidir . Batıcı zemin katma teslim etmek için 6 basamak inecektir. İkinci parçayı testim icin 6418 bunumak çıkar ve böylede en son kata kadar 64 (6X18) 114 basamak yürümüş olur. Demek satıcı birincisi 6 sonuncusu 114 e lan 14 zerlik 7 adedil müterakki bir hesep Ameliyenine göre yol almaktadır. kit (6X11/2) XT 420 basamak. Müsavi sayıda basamak inmek mecburtve tindedir. Ve aati sizi yanıltabilecek olan iş e buradadır. En sön parçayt da altımer kata teslim edin ©e bütün eğyâayı : yerlerine — vermek — içta S40-- 14 — 7T20 basımak inmiş olur. Eğer gatıcı testimata en üst kattan başlar | aa hesap başka türlü otabilir . Bu tülmecemizi doğru ve tam olarak biç bir okuyucumuz halledememiştir ,