v — HABER — Akşam postası — lrkek.kedi 3 renkli nerede ve nasıl bulunur ? — Kedi meraklısı sirkeci Bay Ahmede açık mektup — Yazan : Osman Cemal Kaygılı Azizim bay Ahmed, ı “Üç renkli erkek kedi bulaca” h!.. diye başından geçenleri ga- Zetelerde okudukça sana -hem acı- Yör, hem gülüyorum. İlâhi bay Ahmed, madem ki senin böyle bir şeye, böyle nadide bir Mahlüka hevesin vardı, niçin gelip Meseleyi benim gibi bir kedi merak hana danışıp ondan sonra işe baş” hmadın? _UÇ renkli erkek kedi! Bu biraz Büç bulunur azizim.. Hem de biraz %l çok güç bulunur! Sen madem ki bu nadide hayva- Ha kargı bu kadar meraklısın, şu hal- de şimdiye kadar arayıp da bir tür li bulamadığın bu mübarek hayvan | Tasıl ve nerede bulunur, sana bunu h?' bir anlatayım da dinle ve ona ’ Böre tekrar dağarcığını sırtına vur, Yeniden yola düş, bakalım! Eğer benim bu söylediklerimi ay- 2en yaparak dediğim yere gidersen Orada erkek kedinin üç renklisini de- l dört, hatta beş Trenklisini bile labilirsin! Şimdi beni iyi dinle: Sen, sivri adayı biliyor musun &zizim, hani: Burgazla Heybelinin Arka taraflarına düşen meşhur sivri adayı? Burgaz ve Heybeliden beş Altr mil kadar açıkta ve katırlı dağ- ile karşt karşıya olan bu sivri ada” “Ya gidersin? Şimdi: “ — Oraya nasıl girerim? “Diyeceksin! Onu da anlatayım: . Bir sâbah tanyeri ağarırken kal- .hf. Üsküdardan veya Balık pazarı elesinden teknesi sarı, kürçkleri Mavun, dümeni pembe, oturak tah- taları mor, döşemeleri al, ıskarmoz” ları kavuniçi, yelkeni yeşil ve sahibi Shadan doğma köse bir sandala at- Arsın, sandalkcıya: — Çek beni dersin, Sivri ada- Ya! O, sana sorar: — Sivri adada ne yapacaksın? Sen de ona şu karşılığı verirsin: — Tüyleri üçrenkli, kulakları dörder benekli, kuyruğu beş yerin- den ekli bir kaplan avına gidiyorum. O zaman, anadan doğma köse sandalcı: — Haydi yolumuz açık ola, yal- lah, heyamola heyasa! Diye küreklere yapışır. Darken bay Ahmedciğim, eğer havada uy- gün esiyorsa iki dakika sonra san- dalcı yeşil yelkenini de açtı mıydı, artık az gider, uz gider, altı ay bir Büz gider, bir de neden sonra ba. karsın ki (Hayırsız) 1 geçip Sivriye Yyaklaşmışamız. Uzatmayalım bay Ahmed. adaya yanaşırken orada se“ ni beklemekte olan üç, dört, hatta beş renkli erkek kedileri keyfe ge- tirmek için yüksek sesle ve süznak Makamından şu türküyü okumaya larsın: Tîİ!İııîniı pamuk mudur, ipek mi, Tüzlerinlk yüze gülen çiğik mel, Üç renkliniz dişi midir, erkek mi? Üücüm yetmez üç rengi beş etmeğe! Aslan mıdır, kplan mıdır cedleriniz? bana neler, neler ettiniz, En sonunda buraya elettiniz; Hodri meydan geldim güreş etmeğe! Bu türkü biter bitmez Sivri ada- Bin tepesindeki dokuz katlı kediler '.l_îhrıımıinn gayet keskin, sert ve Yeri göğü titreten bir miyavlamadır lar. O zaman saen Ahmedciğim: —Gcl pisi pisi! yi tutturursun! Ve böylece (gel pisi pisi) diye diye mağaranın yolu. na düşersin! Sahilden tam beş yüz | adım açıldıktan sonra karşına g;ıkn- cak battal kuyunun ığımı_ gelince | başını bilezikten aşağıya eğer, kur | yunun içine seslenirsin: — Merhaba ya ehli kuyu! Oradan sana şu cevap gelir: — Yıkıl oradan adam, buranın içilmez suyu! c Bu sefer cevap verirsin: ——uSuf:nin olıı,un. bana ç renkli erkek kedi lâzım! ” ağıdan şu cevap gelir? f—' Ğydl: iı.:uğ kulağını sol elinle ve sol kulağını sağ elinle tutup 'fk“ arka yürüyerek adanın tepesine tırman aradığını orada bulursun! Tabit, sen aynı vaziyet ve hare- ketle tepeye doğru caddeyi tutaram! Böylelikle beş yüz adım daha yürü: dükten sonra karşına üç ayaklı bir horozla dört kulaklı bir tilki çıkar. Bunlar zincirle oldukları yerde bağr lıdırlar ve horozun önünde - birkaç avuç mıisir, tilkinin önünde de bir parça et vardır. Sen hemeı! hı:ı_ruzun önündeki mısırı alıp tilkinin önüne, tilkinin önündeki eti de alıp horozun önüne koyarsın! Tilki sana sorar: — Ayol hiç tilki mısır yer mi> Sen de; — Yemezsen ziftin pekini yel! Dersin. Sonra horoz sorar: — Ayol, hiç horoz et yer mi? Sen de: — Canın isterse ye köpoğlu, ba- banın evinde bunu da bulamıyordun ya! ç Der, yine aynı vaziyet ve minval ile yürürsün! Derken bin adım son- ra, yolda bir kaplumbağaya rastlar" sın, Kaplumbağa sana selâm verir: — Merhaba adem oğlu! Seş de ona: — Merhaba dedem oğlu! Dersin. Hayvan seninle biraz ya- renlikten sonra sana nereden gelip | nereye gittiğini sorar. O vakit sen bütün başından geçenleri birer birer anlatır ve: h — Aman dersin kaplumbağa kar deş, benim deridime bir çare! Kaplumbağa: — Öyle ise der getir. bana bir fare! Sen hemen elini sol cebine sokun- ca hikmetihüda oradan eline bir fa- re geçer, hemen onu k“thbıiayı uzatırsın! Kaplumbağa fareyi - kuyruğun- dan yakalayınca doğru tepedeki do- kuz katlı mağaranın ağzına gelir ve onu mağaranın ağzından aşağı sar- kıtır ve sarkıtmasile beraber mağara nın içinden üç, dört, hatta beş renkli yüzlerce erkek kedi hep birden dışa- rıya fırlarlar. İşte o zaman bay Ahmed, - sen, buradan giderken beraberinde götü- receğin sağını - omuzundan indirir, bu sefer de yavaş sesle ve ferahnak” ten şu şarkiyı tutturursun: Çeşit çeşit, elvan elvan kediler, Ne de şirin, ne de civan kediler! GeGlin bana yahşi, yaman kediler, Sizin için yandım aman kediler! Gelin sizi alıp buradan kaçam, Yolda yeşil, ipek yelkeni açam Sizsiz benim doğrulmaz yakam, paçam Gelin size işkembe, ciğer saçam! İşte sazla - birlikte bu türküyü dinliyen kediler tanrının izin ve ke- remile hep birer birer senin dizinin dibine gelip ayaklarıma s#ürünmeğe başlarlar. Sen de o zaman, azizim bay Ahmed bu üç dört, hatta beş renkli erkek kedilerden bir tane de- $ Hatayda kundakçılık (Baş tarafı 1 incide) Suriye hükümetinin kundakçı elemanla. rının tahrikine uyan hristiyanlarla A- rapların Türklere karşı — hazırladıkları müthiş ve şümullü bir suikast teşebbüsü meydana çıkarılmıştır. Bu hainane taarruz evvelce şehir dı- gındaki bahçelerin Barılması ve oradaki Türklerin imhasile başlıyacaktı. Bunu haber alan Türkler, tam zamanında im- datlarına yetişen Antakya şoöförleri ta- rafından derhal şehre nakledilmişlerdir. Halk mümessili Abdülgani Türkmen dün İstihbarat dairesine girerken havra nın önünde Arapların tecavürüne uğra- mış, kendisine silâh çekilirken — hâdise mahaliine koşup gelen Türkler kendisi- ni ölümden kurtarmışlardıı. Türk ve Arap mahallelerini — ayıran hattı fasıl muhafaza altına alınmıştır. Türklere ait büyük benzin — deposu yağma edilmiştir. Türklerin şehir haricinde terkettikle- ri bahçeleri ve binaları kâmilen yağma edilmiştir. Ki müsellâh çapulcu bahçe- lerde dolaşmaktadrılar. Mahalli hükümet tamamen lâkayt va- ziyette bulunduğundan İngiliz ve İtalya konsolosları gelerek tetkikatta - bulun- dular, Suriye milisleri çarşılarda halkın şap- kalarını alenen yırtmaktadırlar. Hâdise- let biribirini takip ediyor. Dün de bir sürü azılı Arap — Yukarı Kusayrda (Karbeyaz) — ismindeki 600 evli Türk köyünü basarak caniyane te- cavüzlerde bulundular ve köyü yağma ettiler. — Silâhsız Türk — halkı taşlar. la mukabelede bulun'du. Dört Türk ya- ralandı ve Antakya hastanesine nakloüun du.. Mütcarrız Araplardan da iki kişi yaralanmıştır. Araplar dükkânlarında ve Türk ma- halleleri aralarındaki evlerinde bulunan eşyalarını süratle harice taşıyorlar, Bu vaziyet halka, şehrin — kundaklanması korkusunu vermektedir. Arap milisler Türk — nüfus kâtibini süngülemişlerdir. Türl€ memurlar so- kak ortasında döğüldüğünden daireleri ne gidememektedirler. Hükümet meflüç vaziyettedir. Uluorta soygun ve cinayetler yapıl- dığı halde delege Düryö müracaatlara lâkayt kalmaktadır. Himayesiz — kalan 'Türkler endişe içindedir. Yeni Ziraat Vekili Dün vazifesine başladı Yeni ziraat vekili Şakir dün ma. kamına gelerek işe başlamıştır. Yeni vekil şu beyanatta bulun. muştur: “Büyük şeflerimin yüksek emir- leriyle tayin edildiğim Ziraat Vekâ- leti vazifesine şimdi başladım. Bü. tün çalışmalarımızın hedefi ziraat hayatımızın bir an evvel inkişafa mazhar edilmesi olacaktır.,, Yeni bir siyasi müsteşar Ziraat Vekâleti ikinci siyasi müs teşarlığına Kastamonu mebusu Tah. sin Coşkan tayin edilmiştir. Hâlen İngilterede bulunan Tahsin Coşkan önümüzdeki hafta içinde şehrimize gelerek yeni vazifesine başlıyacak- tır. Bilbaoda yeni hüümet tahtelbahirleri Saint Jean de Luz, 11 (A.A.)— Bilbao radyosunun bildirdiğine göre yeni bir tahtelbahir muhribi - filosu bask hükümetinde hizmete girmiş- tir. Bu filotillâ en sön sistem malze- me ile techiz edilmiş olup fevkalâde müsellah bulunmaktadır. Bilbao milli müdafaa — nazırının radyoda ilâve ettiğine göre bu - filo- tillâ İspanyol sularında bulunan Al. man veya İtalyan denizaltı gemile- rini oralardan uzaklaştıracaktır. gil, birkaç düzüne yakalayınca ana” dan doğma kösenin sandalına atlar ve gelir İstanbula, umduğundan faz- la muradma erersin, Lâkin, bu bir sırdır haaaa,. Bunu kimseciklere söyleme, gizli olarak kendin derhal harekete geç! O, Cemal KAYGILI Senin oğluna değil benim oğluma varacak diy? Paylaşılamıyan bir kız yüzünden kavga Tahtakalede altı kişinin ağır su- rette yaralanmasile neticelendi Dün Tahtakalede Devecioğlu yoku - kuşunda kız yüzünden çok feci bit kav. ga olmuş ve altı kişi ağır surette yara- lanmıştır. Yaptığımız tahkikata göre hâdise . nin iç yüzü şudur? Devetioğlu yokuşunda oturan zur - nacı Ahmedin kızı Hatice, Hayri ismin. de bir gençle sevişmeğe başlamış ve iki hafta evvel Hayri sevgilisi Haticeyi alıp kaçırmıştır. Genç kızın anne ve babası ? — Mademki kızımız Hayriyi sevi : yor, biz de mürüvvetini görelim, Gel. sinler... Diye haber göndermişler ve bu iyi haber karşısında Hatice ile Hayri ev - lerine dönmüşlerdir. Dün Hatice için öteberi alınmış ve bugün iki âşığın nişanlarının yapılma. sına karar verilmiş, İşin buraya kadar olah tarafı yolun - da gitmiş, fakat bu nişana ayni evde 0. turan Bursalı Ahmet müdahale edince iş değişmiştir. b Bursalr Ahmed: — Haticeyi Hayri alamaz. Onu oğ - luüm Yaşara vereceğim. Demiş ve ayak diremiş. Hayrinin ba. bası kıza 30 lira para verecekmiş. Bur - sal Ahmet bunu duyunca: — O 30 lira verecekse, ben 100 Jira vereceğim, demiş.. Zurnacı Ahmet, Bursalı Ahmede söz vermiş mi?. Burası belli değil, Yalnız Bursalı Ahmet, nişan günü — yaklaşmış olduğundan işin önüne geçmek husu . maya karar vezmiş ve söylendiğine gö. re, dün Haticenin nişanlısı Hayrinin evine, taraftarları ile gelerek hücum et mişlerdir. Bu hücum karşısında iki taraf biri - birlerine girmişlerdir. Kavgayı duyan . lar: — İmdat.. Boğazlıyorlar. Diye bağırmağa başlamışlar, bu seler komşuları da kavgaya girmişlerdir. Evde bulunan kadınlar odaya ko » şuşmuşlar. Hayri ile kardeşi Faik te h dise mahalline gelmiş ve iki taraf bi birlerini yaralamağa başlamışlardır. Bu esnada: — Kız nerede., Evvelâ onu geberte . lim.. Diye bir ses duyulmuştur. Hatice « nin anası ile babası hemen — kızı alıp karyolanın altına saklamışlar ve kavga. ya müdahale için odaya inmişlerdir, Kavga, yumruk, sopa, bıçak, makas, mangal, ele ne geçti ise hepsi kullanı! « mak suüretiyle devam etmiştir. Kimki « ııı:—vurmuş burası henüz malüm değil. dir. Yalnız Bursalı Ahmet, zurnacı Ahmet, Hayri, Faik, anneleri ve baba. larr, kavgaya müdahale etmek istiyen « lerin hepti yaralanmıştır. ) Ağır yaralılar derhal hastaneye kal « dırılmış, diğerlerinin — istievaplarına başlanmıştır . l Burşılr Ahmedin kızı vermek istedi « ği Yaşarın, kendisinin öz evlâdı olma . dığı ve evli bulunduğu, çocukları öl « ğu da komşuları taralından söylenmek. tedir. sunda lâzımgelen tedbiri bir an önce al- oe eeei ee Tütünlerimize yeni müşteriler bulundu y ) N ae | *Tütün tarlası Bütün dünyada büyük bir şöhre- ti olan Türk tütünü gene dünyanın en çok cigara sarfetmekle, tütün iç- mekle maruf olan memleketi Hin- distanda şimdiye kadar taninmryor. du. Fakat Hindistan şimdi Türk tütününün bu en büyük müstehlik memleketinde satılması için teşeb- büslere başlamıştır. Bundan altı ay evvel Bombay- da ihdas olunan ticaret ataşeliğimiz bu memlekette tütünlerimizin rağ- bet bulacağını görerek Türkofisten nümuneler istemiştir. Bunun üzeri- ne Türkofis hususi surette ciga- raimal ettirerek Bombaya gön:- dermiştir. Bu cigaralar Hindista- nın ileri gelen tütüncülerine gönde- rilmiş, onlar tarafından çok beğe- nilmiş ve Bombayın en büyük — tü- tün ithal firmalarından biri Türk tütünlerinin ve cigaralarmın Hin- distan umumi acentalığını almağa talip olmuştur. Bu firma ile tütün limitet şirke- ti Türkofis vasıtasiyle temasa gel: mişler ve tütün İimitet şirketi — ilk parti olarak Hindistana 60.009 ci- garalık bir parti ihraç etmiştir. Bu numune ihracatından sonra Bom bayın en büyük bir firmasiyle in- hisarlar ve ziraa kast tarafından kurulmuş olan tütün limitet şirketi arasında bir anlaşma vuku bulmuş- sürülüyorken tur. Bu anlaşma ile Türk tütünleri- nin Hindistanda satışı hakkı Sarup- chand Prithirög firmasına verilmiş. tır. lik defa olarak Hindistana husu. «f olarak hazırlatılan 10.000 paket Türk cigarası gönderilmiş ve bunlar Bombaya vasıl olarak satışa çıkarıl- mıştır. İkinci parti cigaralar hazırlan maktadır. İ Bundan evvel Türkoflis tarafın- dan Hindistana gönderilen Türk ci- garaları tammaen tevzi edilmiştir. Harici tütün satışımız inkişafa yüz tutmuştur. Bu sene; yeniden Çin ve Yeni Zelâand müşterilerimiz meyanıma girmişlerdir. Bilhassa Ye- ni Zeland ithalât kanunları bizim için çok müsait geldiğinden tütünle- rimize iyi bir mahreç teş!3l etmekte- dir. Hâlen Türk tütününün $ ğü memleketler şunlardır: Danimarka, Filistin, Hicaz, Hoe ürüldü. landa, İrak, İsvec, Norves, İsviçre, — Belçika, Japonya, Avuatı TÇ koslovakya, Fransa, Lehistan, Yeni Zeland ve Çin. Bu mahsul senesinin altı ayında bu memleketlere 13.972.709 - adet cizara, 422 kilo mamul ve paket de tütün ve 5.511 kilo yaprak tütün gönderilmiştir ki bunların tu- tarı 66034 liralıktır. Bi i )