o L LKL Yenim görüşüm: Kötü bir köylü k Modası ve Öylü piyesleri Bütün Anadoluda gayet kötü bir erkek modası sürmektedir: ülot pantalonun üstüne kısa çorap Sekiyorlar. Koncu aşağı düşmesin SiYe, dişardan görünür va: dizbağı takıyorlar: | “aPağının altındaki en ince yerde ir kuşak teşkil ettikten sonra, şa» kuli bir lâstik parçasile ve bir takım alkaların, kıskaçların yardımile ço- ;': 'Tı bir kenarından yuka çeken elâde paçc bağları vardır ya, on” I—'ırd.ın..' g Tabii, pek sakil ve aynı zamanda Rülünç bir manzara.. Kimbilir han- Si bazirgân bunu galil bir köylüye “Yık altından gülümsiyerek yuttur İnuş. Sonra, bu moda, gittikçe revaç Nlmuş.. — Bu böyle takılmaz, şöyle tar ıixlırı * diye, bütün bir memleket Mikyasında telkinde bulunmak için, *? Vasıtamız var mıdır? mim vardır. iyeceksiniz ki: — Adam, sen de!.. Bu, pek ehem Miyetsiz bir meselel!.. Söylense ne Slur, söylenmese ne olur?.. Peki öyleyse, mühimlerini ve Mutlaka zihinlerde yer tutması icap “denlerini sayayım: , Sıtma dere rüzgârından değil, .“’_'- sinekten geçer..)s ngi, şu şu, şu âfetleri doğu- e ir âfetti. » ŞU a'TaZI gös #ir. Şu, şu, şu surette sirayet eder, '_zğavi.i de şöyledir! b Trahom da şu tertip bir Kasta- iKtır. İnsanı kör eder, Yakalanma- Mak şunu yapmalı, kurtulmak 'Sin de bunu..., / Fakat yalnız sihht anhada değil, rlü türlü sahalarda köylüye anlat” Mak ğimiz fikirler vardır, Bun- T telkin vasıtamız nedir? Bahusus lığınık bir halde yaşayan köylüle- Hİmiz İ iste a nasıl getirerek onla” rdi fikirlerimizi, bir seri halin- I;Ve onları bıktırmadan, bilâkis alâ- Sadar ederek, “Aman! Daha dinli- *&Yim!,, dedirterek nakledeceğiz? a- #T Bundan birkaç ay evvel, HABER Okuyucularına bir teşebbüsümden Pahsetmiştim: "Bütün Türkiyede y ların pazar yerlerinde toplanmaktadırlar. Bundan istifade *derek Halkevlerinin gösterit korul- Srnı harekete getirebiliriz? Dekor- siz açık hava piyeslerile, bazan eğ” bazan heyecanlı, bazan ağ- bir vakayı seyrettirerek bütün mizi, bilgilerimizi ona aşıla- riz.,, demiştim. Misal olarak da, diye bir piyes neşretmiştim. Karadeniz vilâyetlerimizi kasıp kar Vüran an'aneye karşı bunu bir pro« Paganda vasıtası olarak göstermiş. “Kan davası,, Şarkı Bu, teşebbüsüm, matbuat umum Müdürü Vedad Törün dikkatine Kendisi, resmi vazifesile € aynı zamanda pek değerli bir piyes müellifi olduğu için bu alâr Ka beni pek mütehassis etti. Vedad Süleymaniye, Babil kulesine benzi - ye nbir semttir. Burada en yüksek bir içtimat seviyesi olan vatandaşlardan fakir kıptilere kadar ne cins insan İster, seniz bulabilirsiniz. Kanun! Sultan Süleymanın, Sinana eşsiz bir eser olarak yaptırdığı, Süleymaniye camil yüzünden burası, seyyahların en başlıca uğrağı olmuş - tür . Fakat ne çare ki Süleymaniye de hiç itina görmüş bir mahalle değ .. * mimar Cami kenarındaki #ıra kahvelerin 8. nünden işe başlıyacağımız zaman Sü. leymaniye hakkında yukarıda yazılı birkaç esası zaten biliyorduk. kahvede, bizimle ka. nuşacak kimseyi bulamadık. — Herkes derdini anlatmaktan çekiniyordu. Bu vaziyet karşısında civardaki baş- ka bir kahveye baş vürmak mecbu tinde kladık « Muhterem — okuyucularımız, ki “Bunlar neden kahveden kahveye do . laşıyorlar,, diye düşünebilir. Onun için bunun da sebebini izah edeyim: Garip bir tesadüf neticesi, o sırada civar sokaklarda tek biz adama bile rast gelemedik. Gördüğümüz insanla kahvelerin gölgeli tahçelerine çe. kilmiş tavla, iskambil, domina oyna . makla meşgüldüler. Ve işte bu vaziyet kargısında, bizlerin kahve kahye dolaş mamız icap etti. İkinci uğradığımız kahvede, bizi memnuniyetle karşıladılar. Vaktiyle bu- İlk girdiğimi İk ©r, Halk Partisi umumi kâtibi ve Jahiliye Vekili muhterem Şükrü Kayanm da benim bu teşebbüsüsm inü celbbetmiş. Bu- yesleri yazmakta devam neğe teşvik edildim. İkinci bir Muvaffakiyetim de, kıymetli ve ye- ğüne rejisorümüz Ertuğrul Muhsin- ları “monte,, edeceğine da- nak oldu. Rejisöre kolaylık *lmak üzere, tecrübelere, İstanbula Disbeten yakın bir yerde, meselâ dursadan başlayacağız. Yahut da #'emanları buna birinci derecede Aâka gösterecek diğer bir münasip alkevinden.. . ». * , Yukarda bahsettiğim köylü mo- Casmm aleyhinde de, frengi gibi Mevzua dair de, hulâsa, her Dryyel î_ıfyr bahse dniı_- lı-:min düşün” “n:nfııııı. pazar yeri piyeslerile en ha Mi Ffalk tabakalarımıza aşılamak nümkündür. Unu, tecrübelerimizle gösterebi- İeceğimt : Sceğimizi pek umuyorum. #(Vâ-Nü) Üzerine teveccül Mi bahse, Molla Hüsrev mahallesinin kokulu suyundan şikâyet ettiği Karamürsel mwensucat fabrikası Bu duman bir yangın dumanı değildir. Bu dökmecilerin, Mimar Sinan ve Dökmeciler caddesinde biç eksik olmıyan dumanıdır. (Yazısı yarma) İstanbul İconuşuyor ! Ç (Süleymaniye : 1) 'Mollahusrev mahallesinin derdi bir fabrika /Süleymaniyeliler, mahallelerinde bir polis karakolu, bu olmazsa bir polis noktası istiyorlar Yazan : Haberci Süleymaniyeliler, civarda polis karakolu olrı'yımııından HABERCİ'ye ve hiç olmazsa bir polis noktası dert yanıyor. ralarda muhtarlık yapmış, 40 senedir, | y derhal lâğım- Süleymaniyede oturan bir zat; İr eu evyeli Gi Tei — Buyurun, size etrafı - gezdireyim, önü 1 evvelü Molla sonra akıtmak. 3 : Molla Hüsrev mahallesinden, tekrar duğu Molla H teknes'eki Manav soka, kaç sokağın karanlığından başka mü - him tek bir derdi var: |1 Karamürsel mensucat fabrikasından tini temin yolunda yapılması icap basit işi niçin ihmal ettiğli zaman zaman ya Mabhalleliden © yandı: — Mahallemizdeki bu hoş amma, biraz masri inde bir kaç kere hepim 6 mektep talebesiyle karşıalş ına sokulup kendimi ve arkadaşım foto Aliyi tanıttım. Maksadımızı söyle. dim. Bize refakat etmeyi, mahalleleri hakkında izahat vermeği memnuüniyetle kabul ettiler, Beraberce dolaşmağa başladığımız zaman gençlerin ilk şikâyeti şu oldu: — Bu koca semtte ne bir polis k kolu, hattâ ne bir nokta vardır. Bir ci - HABERCİ (Devamı 11 incide) fabrika | gün fabrikada bir çok yün yı . | çıkan pis su rından Müt! fi kaplıyor ki ne iğrenç bir şey oldu . o da yasit bir çare vardı Dikkat! szmemem z Mahallelerinizde gördüğünüz bütün eksiklikleri, bütün şikây lerinizi, yapılmasını iste i: şeyleri, canımızı sıkan hâdiseleri her saat, ister mektupla, telefonla ve isterseniz matbaamıza gelerek bize bildiriniz. Muharririmiz, - fotoğrafçıları - mız ayağınıza kadar gelip söy- lediklerinizi inceliyecek, şikâyet lerinize veya temennilerinize ga- emiz tercüman olacaktır. | Mimax Sinan türbesi | ğ n ( ştırmak, lâğıma da | Hava müdafaası ve yeni kanun “İşte bu defa Kamutayca mü- zareke edilmekte olan hava mü mutanlığı teşkili h: kanun şimdiye kadar bel ve umumiyetle Dahiliye Vekâletine verilmiş olau bu passif müdafaa işinin aktif müdafaa ile bir elden idaresini istihdaf etmekte- tir. Bunun için hava müdafaasının hem aktif, beni idare edecek sulh zama kanlığa, » komutanlığı *“Bundan başka gene bu kanunla passif kısımlarını olan genel komutanlık ında Genel Kurmay Baş: zamanında ise buş- bağlanacaktır. yüksek hava müdafaa- komisyomu adr altında bir hususi komisyon teş- kil edilecek, bu komisyona Genel Kurmay Başkanı başkanlık ede. cek, her vekâletin müsteşarı bu komisyonun, azasından — olacaktır, Hava müdafaası genel komutanlığı yilksek hava müdafaa komisyoniyle alâkalı bütün vekâletlerin mutaleca: larmı alarak hazerde bütün memi lekete şamil hava koruma plânlari hazırlıyacaktır. Yurd dahilindek halkı teşkilâtlarınımı muhtelif kısımlarını alâkadar -eden tekmil hava müdafaasına ait teşki: lât işlerini ve bunlara ait tesisatları yaptırcaaktır. Sonra hava koruma: sına ait vücut bulan - bütün - teşki: lâtların talim ve terbiye tatbikatlar) bu komutanlığa ait olacaktı hükümet Babıali niçin ziftleniyor Babıâlinin ziflenişi — dediğim gibi — bu çeşit değildir ve doğrusu- nu söylemek lâzım gelirse artık Ba- biğlide okuma zevkinin bugünkü haliyle kaldırım ziflenmesinden baş- ka ziflenme beklemek te beyhude. dir. B Saltanat devrinde Sabah, İkdam gibi gazetelerin çıktığı zamanlarda belki kayık ziflenmesi kabilinden ziflenişler matbuat ehline nasip olur. slar tarihe karışmış bi- ret hâdisedir ki: Babrâlinin ziflen- mesi lâfr geçtikçe içim çeker ve bu. zılar yazarım. *betle' şu müşahedeyi yi çamur- olmasın diye zifliyorlar. Halbuki bütün zif- lenenler çamur olduğu gibi bizim çadde de çamurluktan kendini kurta ramıyor. O halde bu ziflenme külfe* tine ne lüzum var? (B, Felek) - - A Malüllerin terfihi |WKanun lâyihası bugür Mecliste görüşülüyor Bütün malüllerin terfihini istih- daf eden kanun lâyihasr bugün mec- liste görüşülecektir. Lâyihanm son gekli gudur: | — 1862 sayılı tekaüt kanunu:- nun meriyetinden evvelki hüküm- lere göre tekaüt edilip 551 sayılı kanunla terfi zammı almakta olan malül subay ve askeri memurların bu terfi zamları bir misli arttırılmiş tır.. Bu zammın tesviyesi Divanı Mubasabatın tençiline bağlakri 2 — Birinci maddeye göre yâpı» lan zam dahil olduğu halde malülle- rin alacakları para miktarı bir hazi- ran 1930 tarihinde tekaüt edilen ay- ni rütbeli ve ayni hizmetli malül em sallerin aldıkları para miktarını çemez. 3 — Bu kanunla yapılan zam- lar.maaş hükümlerine göre yetim- lere de intikal eder, , ge- 4 — Her ne suretle olursa olsun malülliyet iddiaları tekaüt talepleriy. le birlikte ve re'sen tekaüde sevk halinde de buna ıttıla tarihinden iti- baren nihayet bir ay içinde yapılabi. lir, bu müddetten sonra vaki olacak malüliyet iddiaları mesmu olmaz. Bu kanunun neşrinden evvel, teka- üt edilmiş olanlar da malüliyet iddi- alarını bu kanunun neşrinden itibas ren ancak bir ay içinde yapabilirler,