Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
p Benim Bayan Ruzveltin teklifi Türk matbuatının ve bilhassa fıkracı meslektaşlarrımın dikkatini celbetti mi bilmiyorum. Zira seyahatte ol- duğum için bütün gazeteleri mun- tazaman takip edememekteym?.'F_a- kat, doğrusu bir köşe muharririnin pelesenk edeceği mükemmel bir mevzü: y Bayan Ruzvelt, bütün Aînerı- kan kadınlarının - telâkkilerini alt üst edecek bir teklifi ileri sürüyor: . — Ey aile kadmları! Zevceler! Kızlar! kocalarınız, babalarınız, bi- raderleriniz ev işlerinde sizi istismar ediyor. Üstelik onların paraca hük- mü altına giriyorsunuz. “Ya işler için ücret isteyiniz! - dıyo_r. - Hoppala!... Alm size yeni bir medeni içtimat numara daha... Buhran da dahil olmak üzere, asrımızın bütün hareket, tezahür ve icatları, ekseriyet itibariyle Ameri- kada başlayıp sonra dünyanm dört bir tarafıma yayıldığına göre, demek ki, bu çiçeği burnunda fikrin bir gün bizim memleketimizi de istilâ etme- si beklenir. falı işi! Yorgun argın evinize gele- ceksiniz: — Karıcığım, —entarimi ver.. Şöyle soyunup döküleyim.. Sonra yemek... Bayan karşımnızda kollarını göğ- sü üzerinde çapraslıyarak: — Parası? — Nasıl parası?.. Erzakı aldım.. Kömür, odun da vardı. — Peki benim emeğimin karşı- lığı!.. Ben pişirdim, ben sofrayı kurdum.. Geceliğini ben ütüledim. Yahut, tahsil ve terbiye ettirdiği. niz kızınıza: — Evlâdım... Biraz piyano çal da içim açılsın! - diyeceksiniz. Hemen atılacak: — Barda çalgılı gazinoda musi- kiyi bedava dinlemiyorsunuz galiba. Verin ücretini... Çalayım... — Yahut, bir delikanlı balaş:ı haya- naklarına doğru dudaklarını uzatı- yor: — Yağma yok!.... — Aman bir kabalık edip gü- dendirdim mi sevgilim... Affedersi- NIZ, — Parasız olmaz?... Bir bar ar- tisti ile dolaştığın zaman böyle ana- for aşka mı konuyordun!? İşte aile saadeti dedikleri de böy- le olur!!! ben # & & Kadının biri bir eşek satın ala- cak kadar para biriktirmiş. Çarşıya gitmiş. Münasip bir hayvan arıyor- înuş. Niyetini anlıyanlar sormuş- ar: — Eşeği ne yapacaksın ? 4 — Kimsesizim. Çalıştıracağım, para kazanacağım. İcabında da sır- tmma bineceğim. — Ahmak kadın! - demişler. - Eşeğe ne hacet? Bir kocaya var. Hem senin çalıştırmana hacet kalma dan kendiliğinden çalışır, hem de herifi kılıbıklaştırır her istediğin za- man sırtına binersin! AÂsri burjuaz kadın, hiç bir içti. mat iş bölümüne iştirak etmemek- le kocasını cidden bu menzileye in- dirmişti. Bayan Ruzvelt, yeni tekli fi ile, eşeğin kulaklarını biraz daha uzatmak istiyor.... * *& & Yukarıki hikâye, her ne kadar köylü kadını hakkında uydurulmuş bir fıkra ise de, daha ziyade şehirli kadmların zihniyetidir. Bizim köylü kadınlarma gelince, şaka maka ber- taraf cidden kocalarının karşısına çıkarak: — Sen kahvede havyar kesiyor- sun. Hem tarlada, hem evde en ağır lâ_lerde. ben çalışryorum. Paralar be- him ! - dese haklıdır. Bayan Ruzveltin fikri bizim -— Memlekete kadar sirayet etmeden, âaman şu âdeti değiştirelim bari.. adınların kocalarından ücret iste- Meleri mevzuu bahsolursa bu ücrete en fazla lâyık olacak Türk köylü ka- mlarıdır.., (Vâ-Nü) M ; Wcretli zevceler, Yaptığımız | Aşıklar :nezarlığının üst tarafında y&;dmkta olan spor sahası inşaatından bir görü pis meydanında oynaşan çocuklar... Istanbul konuşuyor ! Yahya Kâhya mahallesi Kasım pa$ elt e a b v nüş ve ÂAşıklar mezarlığının (Kasımpaşa 4) anın en mes'ut semtidir ! Fakat buranın dertlerinin de haddi Yedi çocuklu fakir bir aile Hi yaza Kasımpaşanın dertlerini bitiremedik. Bugün bu bed- baht semtin dertlerinden bira.ıîınx daha yazarak Kasımpaşa hakkındaki yazımı- zı bitireceğiz. MEĞ M İskele istikametinden Kasımpaşa Ce> resine girdiğiniz zaman, caddenin sağ kısmına düşen kısma “Yahya Kâhya,, mahallesi deniyor. Burası Beyoğt_ufıı ya kın olması, ve semtin müthiş gerizinden uzak bulunması sayesinde, Kasımpaşa- nın hemen hemen en meıuıt kııu_udır- ğ Yahya Kâhya mahallel:ı:le_ gırr_nek i- çin saydığımız Neva sokağında .bı_r evin kapısını çaldık, Buranın de_rtlermı sora- caktık. Bize kapıyı balık etinde genç b,"' bayan açtı. Kendisine mahalleden şikâ- yetleri oluup olmadığını sorduk. : — Aman dedi, bizim sokağın evvelâ elektriğini yazınız. Saat 12 oldu mu e- lektrik sönüveriyor. Her taraf ;ıfuı ka- sarsala aÇUYUT AÜLİYUL e pavana KaddT yak salar ne olur sanki. Sonra, büuralardan çöpçü çok ender geçiyor; işte _bfmlır hep düzelse o zaman rahatımız iyi ola- cak, Bu sokaktan biraz — ilerleyince bir meydana çıktık. Burası — Kasımpaşa- nin meşhür âşıklar mezarlığı imiş- Koca meydanda toz topraktan geçil- miyor. Esen hafif bir rüzgâr — havayı z bulutları ile kaplamaya kifa- Üç gündür yaza heran to yet ediyor. . Bu mikrop yüvasının ortasınlda irili ufaklı bir alay çocuk oyun oynıyorlar. Ne yapsınlar biçareler, bu kadar boş ar- salarla dolü cük bir park bile yapılmamış. Yanımda duran bnralî bir gencin i- zahatına gört küçük Ylgr_nurlarda bile topraklarının altından eski mezarlıktan kalma kemikler, kuru kafalar — fırlayan bu meydanım biraz ilerisinde 4-5 kam- yon ve işçiler çalışıyor. — Burada Ka- sımpaşa İÇİN bir spor sahası “hazırlanı- Y“;;:înmm biraz daha içerlerine gi- kakların pisliği insanr hayrette ımpaşa polis merkezinin . üerisimde kendisinin emekli deniz E;î;îîlâwn Dirşat — olduğunu öğrcndiğimîş bir zatla konuşuyorum. — Buraları, diyor Kasımpaşanın en : yerleridir: Yalnız çocuklarımızı s0- hati amaktan kurtarmak ve genç kakîanhîıy: gsıhhati hem de ahlâkını ko- neslnL için buralara muhakkak bir be- î:â?;e parkına lüzum vardır. 'N Sokaklamnızda İŞIk bol, — asayışımız yerindedir. Bu semtte herkes çalışır, boş durup, öyle sürünen veya dilenen kım:»e yoktur. Ekmek parasını kızınımak için buradan ta Ortaköye an_ıelelığe gideıî insanlar vardır. Mahallemizde krşıî î:_ müurun, yazın tozün önü alınsa ço eceğiz. İ ha;:ckligbînbaşndın sonra ge.nç l_ıır lise talebesile konuştum. Orha?ı lısıdn::; de bir sporcu olan bu genç şöyle yandı: 4 — Bizim derdimi rince 80 bırakıyor: Kas z de başka bayım.Bu ralarda gençliğin knfaımî işle.tece'k. ra- hat vakit geçireteği munas_ıp bı.r yer yoktur. Evvelce kültür kolu diye bir şey açılmıştı. Fakat kapandı. — Burada bir bir semtte kendilerine küçü | ve hesabı mayeletfalden imdat istiyor Yazan : mahfel vardır. Fakat mahfelde|de ucuz duhuliyelerle herkese açık balolar ve- rilince aileler gidemez oldular. Bereket ki vücutlarımızı inkişaf — ettirmek için bir spor klübümüz ve — yakında bir ide güzel sahamız olacak. Sonra biz talebe- lerin bir iderdi de mektebe gitmek için hergün sabah akşam geçmek mecburi- yetinde olduğumuz âşıklar mezarlığının tozu çamuru, biçimsiz yollarıdır. Kasımpaşayı Beyoğluna — bağlayan bu semt muhakkak düzeltilmelidir. Size genç'bir Kasımpaşalı olarak şu derdimi zi de söyliyeyim. İskelemize bir vapür yanaşırken, yani bu civardaki sular bir az karışınca ortalığı saran müthiş ko- kuyu bu semt acaba daha ne kadar çe- kecek. Lütfen bunu da yazmıza ilâve e- diniz.. Ateşli genci 'de dinledikten sonra ma- hallede bir boy daha gezindim. Bu &r- rada konuştuğum bir zat, Kasımpaşada- ki bütün küyulara lâğım suyu karıştı- gından, diğer bir zat da bazı sakaların evlere Hamidiye suyu diye Terkoös su- yu getirdiklerinden şikâyet ettiler- Yahya Kâhya mahallesinden artık ay rılmak üzereyidim ki, buranım Pirinçci sokağında yıkılmak üzere olan bir ev nazarı dikkatimi celbetti. Kapıyı çaldım. Harap evin üst katın- dan evvelâ bir sürü çocuk, sonra bir ka- dın indi. — Ne derdiniz var bakalım sizin diye gordum. Kadım sanki bu sualimi bekli- yormuş, hiç tereddüt etmeden anlattı! — Benim tam yedi çocuğum var. He- nüz hepsi de mektep çağındadırlar. Fa- kat ne çareki çoğunu yoksuzluk yüzün- den okütamryorum.. Okuyanların da ne sıkımtılar çektiklerini bilemezsiniz. Ko- cam çok fakir bir adamdır. Yoğurt sa- tarak günde 20-30 kuruş zor — kazanır, bununla 9 kişi nasıl geçiniriz. Kaç gece- ler gaz parası bulamayıp — karanlıkta oturduğumuz oldu. Eskiden - belediye- den bize ekmek veriyorlardı.Bunu da kes tiler. Hiç olmazsa mektebe gidebilmek için çocuklarıma yardım edecek bir ma- kam yok mudur.. Biçare kadın, artık ağlamağa başla- mıştı. Kendisine, vaziyeti yazarak naza- harap rı dikkati celbetmeye çalışacağını vaat- Hava alacak bir bahçeleri olmadığı için Kasımpaşalı çocuklar so : pis kaldırımlarında oynaşırlar »- voktur Haberci kakların ettim ve ayrıldım. Şimdi bu vaadimi ye- rine getirmek için yazayım: 7 Küçük çocuklu bu fakir aileye yar- dım etmek Himayeitetfalin, vazifesidir. Bu vazifesini kolayca yapabilmesi için bu ailenin adresini yazıyorum : (Kasımpaşa Yahya Kâhya mahallesi Pirinçci sokak 46 numaralı evde Kerim ve Necibenin çocukları). Kasımpaşanın bizim rastgele bildiği- miz bazı dertlerini böylece hülâsa edip bu semt hakkımdaki yazıyı bitirmeden evvel, bu sabah aldığımız iki — şikâyet mektubunu da bu satırların sonuna ay- nen ekliyoruz. HABERCİ Şikâyet mektupları Ü ü Hasköy caddesi bakım istiyor Her nedense Kasımpaşanın her yanı ihmal edikhektedir: Halk maddi ve ma- nevi zarar görmekle ve sıkıntı çekmek- tedir. Ben şimdi Kasrmpaşanın dört ta- rafının bakımsızlığından bahsedecek de- gilim. Yalnız en mühim ve işlek umumi caddesinin berbatlığını ve halkın sıhhat ve istirahatini bozan buranın mümkün olduğu kadar tez onarılmasını yalvara- cağım. Malüm'a zararın neresinden dönülse kârdır. Kasımpaşada deniz hastanesiyle deniz müzesi arasında Haliç boyunca uzanan ve her saatte her türlü nakliye vasıtalariyle yaya yolcuları eksik olma- yan umumi bir cadde vardır. Bu cadde- ran darlığına hay'di istemiyerek de olsa razı olalım, fakat Allah aşkına bu yazı- man samimiyetine inarımak istemiyenler Lütfen bir kerecik buradan — geçsinler yeter. Kuraklık havalarda bir toz bulu- tu evlerin ta üst katlarına kadar yük- selir, yolun üzerinde döşeme — yoktur. Kumluk gibi tozun on santim yüksekli ği vardır. Hele lağmurlu havalarda ça- müur dize kadar dayanır. Tarihi Kasım- paşa - Hasköy caddesi adını taşıyan bu çok pis cacklenin biran evvel onarılması gereklidir. Binaenaleyh, bu mühim işin daha fazla ihmale tahammülü yoktur.. Tarihi Kasımpaşa ne balde?.. KURUN'da: Ingiliz aslanının dişi Habeş harbi İngiltere ile İtalya münasebatını en ziyade gerginleştir. diği sıralarda Londrada iki İngiliz konuşuyorlarmış. Birisi İtalyanın İn. giltereye karşı kafa tutmasına fevka- lâde kızmış; Baldvin hükümetinin si. yasetini zayıf bulmuş: “— Artık Iİngiliz aslanı göstermelidir!” Demiş; muhatahı olan İngiliz ise şu cevabi vermiş: “— Evet, göstermeli; göstermeli a- ma, daha evvel dişlerini dişçiye göster meli!” İhtimal ki son günlerde İtalya İle İngiltere arasmdaki siyasi çarpışma. lar olduğu sıralarda yine İngilizler arasında bu yolda konuşmalar geç- miştir. İngiliz aslanının bir gün dişi. ni gösterebilmek için daha evvel bir dişçiye baktırmak lâzımgeldiği anla. şılmıştır. Fakat bu dişçiyi nerede bul- malı? Rivayete göre bugünlerde Londra/ da toplanan imparatorluk konferansı azaları İngiliz aslanının dişçileridir. Bu dişçiler aslanın dişlerini tamir et- mek için — bugünlerde konsültasyon yapmakla meşguldür. İngiliz aslanı. nın dişlerini gösterip göstermiyeceği bu konferansın sonunda anlaşılacak- tır. (Hasan Kumçayı) N TAN'da Yunanistanın dahili idaresi neden değişmiştir ? Son zamanlarda Yunanistanın dahi. İi işlerine ait bazı hareketler, yaban- ci nümunelerin taklidi diye telâkki e. dildi. Bundan dolayı da Yunanista- nın muayyen bir devlet zümresinin ar kasından 'yürümeğe hazırlandığına ve Balkan birliğiyle olan münasebetin gevşediğine dair türlü türlü tefsirler yürütüldü. Liberal İngiliz gazetelerin. de, bilhassa Mançester Gardiyende de Yunan rejimi hakkında şiddetli hü. cumlara tesadüf edildi. Bu tefsir ve tenkitlerde bulunan- lar, Yunanistanın dünkü istikrarsız dahili vaziyetini tanımıyanlardır. U. zun senelerden beri birkaç politikacı- nın zevki ve ihtirası için devam eden ve her gün oyuncuları değişen politi. ka oyunları, Yunan milletine çok pa- halıya mal olmus, birtakim hesapsız Maceralara yol açmıştır. Yunan mille. finin mukadderatma yeni bir istika. met vermek için dünün izlerini sil- mek, gürültülü politika an'anelerini unutturmak lâzımdı. General Metaksas, sırf dahili siya. sete ait düşüncelere tâbi olarak bunu yapmakla meşguldür. Bu gidişte, ec- nebi bir misali taklit etmek ve ecne. bi bir zümrenin nüfuzu ve tesiri al- tima düşmek gibi bir mana aramak cok yanlıştır. Başkalarının yedeğinde yürümekten, ecnebi emellere kör bir âlet olmaktan Balkan milletlerinin hepsinin çok canı yanmaktan Balkan Birliği, mazinin bu fena gidişine kar. şı, her vakit için müsterek bir sed Okurmak emelinden doğmuştur. (Ahmet Emin Yalman) AKSAM'da: dişlerini lEnglzlıyon mezalimi ve güzellik ameliya'ı Vaktile İspanyadaki * Engizisyon mahkemelerinin işkence zindanları aklıma geldi. Bu zindanlarla şimdiki güzelleşme işleri arasında mühim bir fark var... O zindanlarda işkenceyi parasız, Meccanen yapıyorlardı ve işkence gö. renler de isin sonunda höyle teşekkür etmiyorlardı. Bu az fark mıdır ?... (H. F.) Alâkalı makamdan yalvarıyoruz. Bur; sını hemen tamir e'tirsinler: — 2 -.. Istanbul Tramvay şirketinin Dikkat nazarına Taksimden gelen tramva i yların Şiş- hane karakolunda durak yerleri vardır da, Karaköyden gelen tram vaylar niçin yokuşta durmuyor? Zabıtanın tramvay- lardan atlayanlara karşı son aldığı ceza- (Sayfayı çeviriniz) Gaililkiee V tğir