üğek nyop vp urzug da ğNKİ 7 iofm3 493 “reyr5 aopyoğunü m Gg kkk, diği kle lam ei pl lrleri nre mala lm e ely i he e e ASİL ERER eleleiyirişi a özdeş! gate? e ağ zi ; 9 Mi sali rl iii apnünezali hi z İl TEŞİİEE â2İ ” 21. EE peteşi eşli ii; EEE pie eşi ALA MR LİRİK 128 hürmet ve gatip bir korku ve hayranlık | Saettanın haşuna gitmemiş olacaktı ki, sözlinü kesti ve sinirli bir sesle? — Başka kim olacak, Sinyora, dedi, | başka Paüsta mevcut değil ki... o Tabii bu Fausta işte! Leonora rüyadaymış gibi ve hayran- Yık ifade eden bir tavırla mırıldandı: — Bu delikanlınm bitmez tükenmez gurur ve vekarının sebebini şimdi anlı” yorum: Cinsi öyle!., © Ve Fausta isminin onda tevlit etmiş olduğu erin bir heyecanla sorduz — Ya babası?.. O * kim?. En aşağ | hükümdar ailesine mensup bir prens Belki de kral! y Saetta alaycı bir tavırla cevap verdi? — Babasr, yersiz, yurtsuz, mütevâsi bir asilzade, ve Faustanın bütün teşe” büslerinde, kendisine çarparak parçala Leonora hayret ve hayranlık içinde, bir gocuk gibi ellerini çarptı ve bağırdı: “ — Pardayan! İla Sartta gülerek! — Ta kendisi, deki, Leonora, bir müddet dalgın ir vasi” yette düşündü. Çehresi . mülâyim Ve “hayranlık dolu bir ifade almıştı. Ve bUR arı gizlemeğe lüzum görmüyordu, bel kide gizliyemiyordu. Onun bütün hareketlerini © dikkatle takip eden Saetta, endişe içinde kendi kendine sordu: — Yoksa, ebeveynine hayranlığı ve hürmeti yüzünden, oğlunun müttefiki mi olacak? Kendisini çabucak topladı, yüzünün sizgileri sert iadesini aldı ve o mutad veçhile yarım tnüstehzi tavrını takıma” rak dudaklarında tebessümle | içinden Mâve etti; i “Ben ayni fikirde Heğillm!., Dur bi- hi leyl ek PARDAYANIN OĞLU... kayım, gü güzel heyecanın üzerine bir re him delile müthiş bir dileme ki, onu biran içinde dağıtemı. Bu anda Leomora başını kaldırdı ve ateşli gözlerini, Saettaya dikerek: — Anlat, dedi. Prenses Fausta sana İlerin söyleniş tarzında garip bir istihza vardı. Buna rağmen Sactta yüzünden hiçbir şey belli etmedi ve yavaşça bağım sallayarak en tabii tavrile? hikâye değildir, dedi. Bu bilâkis en bas dik ve tabil bir hikâyedir ki, Fassta gibi , ve hükümdarlık etmiş insanla- ren mevcudiyetlerinde dalma raştlarır. >Leonors yavaşça: e kan ol, ded; bihi kâyeyi öğrenmek istiyorum. Öğrenme- ihtiyacım var. « N p Bunun için 8i- A itirdikten #0874 bu ğ e e O zaman, bu hikâye- nin sizi çok alâkadar edeceğini zann€- diyorum. Leohora muammalı bir tavırla söyle nen bu sözler üzerine büsbütün meraka düştü ve yavaşça başını sallayarak: — Nas) istersen Sactta, dedi. Söyle, e biç kimsenin kendilerini duy» mağığından emin olmak istiyormuş gi bi, etrafına bir nazar o atfetti ve sesini alşaltarak: i * — Bu söylediğiniz gibi, « müthiş bie ekl 3 5 lt ii lal lil ii 8 ri : : ri il ii diri PARDAYANIN OĞLU ——————— rın oğlu.. Bacakları kolları ayrılacak! Vücudu dağlanacakı. Sactta korkunç bir kahkaha savurdü. mak için yarını beklemek lâzım! Şu kü- Şük Jan sıkı bir delikanlıdır! (bu sözi bir nevi vahşi gururla söylüyordu) be- nim talebemdir.. Hiç bir talebe onul kadar iyi yetiştirilmemiştir! Bunun için Faustanın ve Pardayanın oğlu kurtul: muş olabilir!,, Pardayanla, oğlunu isimlerinin #yni zamanda aklına gelmeni onu dehşet için de ürpertti, — Pardayanm oğlulu Pardayanlı | Vakia 'Pausta, bana Pardayarın baba olduğunu unutturuyor! O Paristen u- zak olduğu müddetçe onu düşünmü- yordum. Fakat şimdi, osun döndüğünü karşılaştığını bildiğim i ni 3 her zaman Faustayı daima ezmiş, mağ- lüp etmiş, küçültmüştir. Evet, - ama, bütün bunları benim için mi yaptı? Ha- yır. Şu halde? Şu halde cehenneme kar dar yolu var Pardayanın! Onun hatırı için intikamımdan - vez mı geçeceğim? Hemen şimdi ölmeği tercih ederim. Za- ten şimdi artık çok geç. o Sonra canım, o oğluyla meşgul mü oluyor? Oğlu ok duğunu öğrenecek mi?. Şu halde? Şu kakde, uyuyalım. Fakat, yatağında mütemadiyen kıv ranıyordu ve bir türlü uyku gözüne gir medi, Hiddetle ayağa kalktı, uzun kılı cın kuşandı ve dışarıya çıkarak söylen. diz — Sabırsızlık beni mahvediyor.. Ge cenin serinliği ve hareket beni » biraz teskin eder, 8 BESE di Mp BH EEN Erik ii ğ Hisli hi < gapliiz 3! : İli al Bipamşsir 5 ağa) iş i / Okunuş “ürizmtöle gibi bas mürekkep, kelimelerle, . oriam “Tİ olduğu halde okunmaz: (okel). - mesinde w okunur. ALL yine aynı kelimede o? okunur. Dikkat! Bir dile başka dilden alman kelime, hangi dilden alındıysa, o dildeki imlüs ile yazılır. Bunu, Lâtin alfabesi kullanan bütün milletler böyle yaparlar, Yalnız, Üzerindeki çalışmalarımızı takip edecek olduğumuz res- mi kesmeniz ve kalmea bir kâğıt üzerine yapıştırarak bazı yabancı kelimeler, dile geçerken değişir ve hangi daima yanımızda bulundurmanız lâzımdır. OO ingilizceden glinmiş olan “football: fiwefbol” kelime. xXx â yüita ki --kime â gul mieux mieux; (a ki miyö miyö). Bouseueir: busküle - itip kakmak, rahatsız etmek * “Kime daha iyi daha iyi,,. ils bousculent les passants. (il buskül Te pasaun). *“rhatsız ederler yolcular, Yolculârı rahatsız ederler. Bu derste gördüğümüz mürekkep kelime ve tabirler: Saute: sot — atlama o moyton:“mudon — koyun saute-mouton: sof mudon © “atlamiz koyun,, Birdirbir (oyunu) Mieux: miyö — daha iyi” 123. e bendi Doğruca Arbr Sek sokağına gitti ve Bertiy'nin evi önünde dürdu. Ön taraf- taki merdivenleri ve etrafın! zâten dik- , katle teftiş etmişti. Buna rağmen, eşya lardan, şahit olduklar: o Kâdiseleri öğ- renmek istiyormuş gibi yeniden tetkik etmeğe başladı. ş İlk ihtisâsatı büsbütün takviye edil di. . , bra Bünün üzerine daba rahat bir vaziyet ünün pi çiz belki de fal e olmadan, KE ŞE abaklarda deni ige Bunun için, Galigayın yanına hat etmeğe kara: verdi. 'Trauar sökağına geldiği bir © sırada birdenbire beyninden vurulmuşa dön- - | duvarın arkasına atmak için ancak vas kit bulabildi. Jan onu görmeden geçti. Esasen, et- rafında olup biten şeyleri görmiyecek kadar zihnen meşguldü, » Saetta'sinirli bir titreme ve kin dolu. 'bir nazarla o- (kim daha iyi yapacak) fenalıkta biribirile yarış & dercesine, Fransızlar da, ingilizceden almış olduklari bü foot. dile geldilerse o dilin kaidelerine uyarlar; o zaman onlar girdikleri dilin imlâsı ile yazılabilir. Resim üzerinde Les jcux auxgucis se livrent les öcollers sont innom. brables. nun uzaklaştığını seyretti ve hiddetle" mırıldandı: — Serbest!.. Bu kadar ustalıkla ha- zırladığım tuzaktan * kurtuldu! Evine dönüyor(.. Herşeye yeniden “başlamalı! Ümitsizlik ve hiddet içinde düşünceli bir vaziyette evine döndü ve kendisini yatağın üzerine attıktan sonra — başını elleri arasına aldı ve yeni intikam plân- Yarı düşünmeğe başladı. Saat sekize doğru Sentanore sokağı na gitti ve derhal Galigay Leonoranın nezdine kabul edildi. Sastta alaycı bir lâubalilikle? i — Sinyora Leonora, dedi, eğer sak” A v b 1 AE