Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Yokılaa v gryeri Eprode Vsseyjiğ LOPzığıBay eHe *A “ISARI — "TILILIA gurae yiyeg *eae “opurunsadıı “TULLapuaK 9p döymorıgede X gBd Hu gop “1ok '12p9 WtA9p 9u3s UTUNA İPRABİ Na VÂdA Nİ TĞLTEÂ 1W -edeâ iode edinray ungna sunsyo ay49 Tpör doyzıyıBuy zruyek nag un3ng Di wDUNDUNEZ TEYEŞ “UKLIPINYEZ SKO — ŞArpruu a1Ko “Tortpop Taa3S YOİ TUode YoyzıyıSuy tae g — a “apıea 9p 'HUN Yaypdare A “Lreprods düryetu,, 9Pzra 'NGEL BruĞnuoyY “zLreÂey HeZzın 'zeredel nrods Heâen *U -eAâey (Ceumjeg Mraerur) ürör Tappnuu gı ESİN ZituLreyroda n3npyo Sıy da HAaPpıs HayeniyeK 'uszem “Apumna vepunroyansun vonyseg UyurtLd)S19 9KI9L9) ZEÇ -(30j vurzıa erudek deştode yiyapye sa rapo ÇEĞSç Uisin t vaçuntu epuryeKeu Yopopum 3 utzııduy doj TSOds 'HOPe NİYK -Âe) ISMleK T190010)0 Sıy 'urtuuz SÜKLÜLLEY D YINE YRÜDIZYMIZ DA LIPYIUN YDUAĞUS ANPANGIDU. O, “Yeye d “eşuoyo ŞOYDA NıĞap 9p ÖY AD “tüyis Aopmyou day Gofloy röyf1ö “YOYD A, 'aıpığap yeâvy ma yeyet ©p 35S( guyıs sepensü oy 'yedey utüğiyö 'NEITENYEĞ VTIEYE OA ESELUUY *e3DIYD UNNO ö ADYUYO UNNO YDULYDA ANPANGOIDMU O, # yDuLdDA YOĞAG DUYOP ANPADA,, Cup n) Huapd 239010 21 4aPp) 'Op Ö) Âjüord SÖeMÇe S1 SldulL A-.ııp.m:ı 495 409 dig Yedeyidek vvit Çeposadıy 9p wijy Pus Zavğ 9p Yınu SD 1Y) *“9p90sM0OI dyı HLf pue EMO3 903 HNU Jsntu u (EAsdoy AY PuS 2N93)8 297 dazfır YNT JEDliU Yip) 3898109 Siğ PHE Sa)9t)5 SiyY Ja)je YOOÇ )SN 9H “aprea nyoy sods Ze yad TAçponLınönok naok . 2 zpıea aanızm) Tt UnTOYYAZ TU SONRLDU na SA tumaüsuzndc TdozZLALONİ “anpiods Jig Sruüruei NOĞ epuisere KiLü SY0R nunko TAt von ea ULTANF -euKo eşdoy Tfa raKağ SA Sit YSf Böğ ö öp a Tyrma, — gevendo epdoz NepreanA aA -e Tayf dunya5 gazmik Sa Sevreyge “asön UNK şazı va zuşü Ou Âdd Z Tiarj op “TÂDI zasuLıo| 9p 3ma) “AafNoğplofarH Yi fİĞ UaanaD tt <a 2412016 T9 NOENG,, tauo Âse. üt surtdur CU Âg sç “Âyesy Hİnoy) “öyıı Sidanarez dU a Çömu vığa, Zaşassan Modta Pu3) O OZURNİSİ yıyEA HPOLaA)3S YO SA ooganu Ârasa söayposıno Aofua pus 403 YOĞ ZYUAPUSY TENUDTIĞDU DA,, *zır9pt3 surFiyiyıd TYEp AÂeSPIOYEE Ururedlne UEZe 19 ğgüsHüac ddT 0Nİ GCE apındı 2U | Fıaafıâjüâfuhrcgîîtğ ;ıı!;--'_-şıh ümit ediyorum. Çünkü sizsiz yaşamama “—imkân yoktur. Binaenaleyh sizin ııdık. “* Ve sizi seven nişanlınız olarak - kalıyo> rum, Luici Kapello. “Kont dö Vobrün,, Kollin Kol, bütün bu tafsilâtı hafıza. sına hakketmek istiyormuş gibi, bü mek tubu birkaç defa okudu. Gözlerinde çil- gın bir sevinç vardı,, şakakları humma: lr bir ateş içinde yanıyordu. Düşünme ğe başladı: ! — Bir define!.. Müthiş bir define!.. Acaba ne kadar?.. Yüz bin altın?» Bir milyon??.. Belki de fazla!.. Eğer bunla- tın nerede saklı olduğunu gösteren kâ. ğıdı bulsam, bütün bunlar bana ait ola> B du. 1 A öc Çehresi takallüs etti, ve acı birf izt- rapla mırıldandı: : şfi — Ne aptalım ben!.. Mektup bundan oh yedi sene evvel yazılmış!.. Kim bilir bu define şimdi nerede? SUU Fakat her şeye raâğmen, ümidini k“' mek istemiyordu. Ve muhıyyileiîl!““" madiyen çalışıyordu, j i — — Fakat pek de belli olmaz, diy6 mırıldandı. Şu Kont dö Vobrün, İ“İîâ" Sinin ani red cevabı üzerine herhal e " dostunu aramağı düşlmiyordu!.. lkl_ nişanlı Pardayanı ve 'definesini aramaBa vakit bulmadan ölmüşlerdi!.. Tabil-!4 Muhakkak öyle!.. Aramalı!.. Kâğıtları yeniden birer birer karığe | tırdı. Fakat definenin saklanmış oldUğU yeri gösteren bir şey bulamadı. Yalnız, ecnebi lisanlarda yazıldığı | İçin bir türlü anlayamadığı bazı nğnâ:ı Vardır ki bunları kenara koydu ve Şündü. — Bakat mektup gayet sar tir l An- eden yere verilmiştir.. Bu vııiyet.dıh_ı. linde yapılacak bir iş kalmamıştır. Sa” niyen, başka 'bir yerde - !ııkıımştî—_ı “Şu halde her yeri âramam lâzım: Salir “gen, bunu gösteren kâğıtlar, şu bir tür. " yüranlayamadığım kâğitlardır.. Şu _t_ıfııde | punları okuyüp tercüme edecek birisini aramalıyım.. Ve tabii bu vaziyet daht yinde bu define benden çalınacaktır!.. Gayet tabif olarak, bunu tmümg ede- “gek olan adam bana hakikatı söylemiye. (cek ve defineyi gidip kendisi bşıl:cık- tır.. Doğrusu bu aptallığı yapmam ... Bir müddet daha derin detin düşün- dü ve nihayet kararını verdi? — En İyisi gidip peder Parfe Gulâra müracaat etmektir. Bu adamcağız hem bana yapmam itap ettiğini söyler, hem de günah işledimse onu da çıkır.tırî | Kâğıtları tekrar kutuya ye:l_eş“urdı ı: rahibe göstermeğe karar verdiği kâğI ları da bir kenara ayırmağa başladı: Tam bu sırada omuzunun ü:etmğ;ı: bir el kâğıtları çekti ve .%m::nı— M limşme e tüsü şeklin- sında çalınan trampet gürül , #. de uğuldayan; bir ses bağırdı: İ — Ah sefil kadınt Alçak köpek! Hi. maye etmen icap eden bir insana hiyı_- de onu soyüyorsun l;ğ kida | » isinde'gözleri fırlayac D'Ğı_!“h:ıî':m ş(s;mi'l Kol, b?ğuk bir inledi: — ı“î Yarabbim! Biraz evvelki delîk_ır_ı- içi Bu defa artık mahvojdjım-'_ T Filhakika, bu yiğit Jandı. - Delikanlı- eve döndüğü sırada Bertiyin_ penceresi; nin ağzma kadar açık olduğunu hay- retle görmüş ve içeride meler- cereyan ttiğini anlayarak derhal, biraz - evvel O Şakülç ihtimal görüyorum: Evvelâ, Du & ” VT -0 Lf —n—ıhıüm.< TELP ği yerlerden tekrar içeriye girmiş İNGİLİZCE DERSLERİ 1İNGELİZCE DERSLERİ “ İstiyecektir. Mösyö Fukeyi görüp onun çabucak atınları topladı - ve ihtimamla A - 34 1$ BEdE YAt g £8 S ğ Ve BAD ğg. a 5$ T y Tay B ; ğğ: A ŞS gğğ oâ ? Et e Ziş ÇA e H KiL O t0 pld Ka S oAt S pt z -i £ g_!..â Z %â’ z 8 4 BAA AU REE $ gğâ ÖLE E E%; ğ'ğ » Eâ g gİ A ğ Ka b"ğ z - b ü Y AASE , '2.:': 49505 dötdt5 54 G Gösü Sörgiubdatip 645 " 3Es ğ% a n —i Va prer | ra M | “ e ; gi Sikşif4di ge8 F li iiş P LA EELERE B TEERLEN. Te n e Ü - bi N W —a'ıu - T LÜ YLERELE EkE siğiliRş A“AEOLEMTAmözdola ŞEĞğdE' ** İSAMİLIRE 1Ş F G BRRA ğ .'Şı ,â ğğ B N m'_—;“ 'g - ğ . AĞ SA E.5iŞ 4 Ğ E M ; '& &i £ © S 5 N ERE â Te t ğ Ğ 3 34 B $ E B <e ğ ğ S $ b BK SECE Khi Glder | £ ş Ş ğ & Lİ% ğ :“8 gıg'u qa — ş H % E- 'ş—î*.s_g BE e ç 5 z B3 atltda G0 cegi. S0 3Ş | Birdii saygğe o5 , gAA S2 Si- Stf îğ T B B RUĞ B . — ı g N $ $ ©. .. 8 BW dd Ekt eia - 3Si 3 | SOR3ŞA 289 Si gç EYE 405 $öz S0 p88 :3f g35 sibz 150 #PİİRİ sz9 gir S güş? söl H poPmfEe eiAe M yiği gl SöZrEA gol Çi & S$üzE EY3£ İ ” 3fe SiT 2t âîâğğâ âğ F P w — e & . ea &'"?E Gar J HS d k GEESDi BSERcPo . =ŞEŞ,â Söğ İ wi 'R b z Hai h z Kz) 8 . PARDAYANIN OĞLU A — Ne tatlı musiki!.. Cennetteki me- leklerin sesi de böyle olsa gerekl.. Yüz. Beşyüz... Bin lira!. Daha da varkl,; A- man yarabbim! İki bin lira!.. i Yatağına koştu, paralarr — şelâleler şeklinde oraya döktü. — Konçiniden bü- Yük bir ustalıkla kopardığı altın kesesi ni de oraya boşaltti. Çılgın bir sevinç «VE saadetle bu altın yığınını — seyretti. Sonra birdenbire: — Herhalde, köşeye bucağa yuvıîlaıı | miş olanları da var! Diye mırıldandı ve yerlere eğilerek | bütün mobilyeleri itmeğe ve her — altın buluşunda sevinç nidaları — çıkarmağa başladı. Ayni zamanda — mütemadiyen Bertiyi de düşünüyordu. : — Kral,, oun ne olduğunu öğrenmek nerede olduğunu söylemem, hiç olmaz- sa onu kaçıranın kim olduğunu haber vermem lâzım.. Herhalde bu ma'ümat ve izahatım için bana gene ön bin lira verirl, Evet ama bunları — nasıl öğ- renmeli?.. Eğer, Karkan adındeaki o deli kanlı beni görmeğe gelirse, onu söylet- mesini bilirim ya!.. İşte tam bu sıradaydı ki Jan üzerine atılmıştı. Bu tafsilâtı Jandan dinlediği- miz için, buna tekrar avdet etmeğe lü- zunı yoktur. Jan gittikten sonra, kadın, uzun müd det yerde kalarak dehşet içinde titredi ve bir sevkitabilyle pek fazla sıkılmış o- lan boğazmı oğdu. Biraz sakinleşince de, ayağa kalktı Herkesin rahat rahat girip çıktığı kapıyı tekrar kapıyarak mı- rıldandı : — Yarın buraya hakiki demir çubük- lar koyduracak, üzerine de iki kat; sağ- lâm çerçeveler koyduracağım, |—büyük bir sandığın dibine yerleştirdi. Bu işi bitirdikten sonra tekrar düşün. meğe başladı: : ' —Bertiyi kimin kaçırdığını öğrendik farzedelim.. Çok iyi., Fakat asıl kârlr olan şey, onun kim olduğunu, nereden geldiğini, ne istediğini öğrenmek ve bu kadar büyük bir ihtimamla gizlediği do- Bü kolay bir iş.. Kâğıtlarını ve belki de servetini ihtiva eden küçük kutuyu nere de sakladığını biliyorum!.. - Evet ama, ::&mdıddü[nüüü? K Biraz düşündü ve esbabr muhaffefe ve O mazeret bulmakta katiyen gecikmedi. — Beni bu harekete sevkeden âmil merak değildir. Bu sadece ktala hizmet etmek arzusundan ileri gelmektedir. Tabij bir mükâfat mukabilinde, günah- larımı çıkartmak ve tavsiyelerinden is. tilade etmek üzere, müracaat ettiğim peder Parfe Gulâra, Sir Fukenin teklif- lerini kabul etmenin bir günah sayılıp sayılmayacağını sorduğum zaman, mu- kaddes peder bana şu ceyabı verdi: “Kral, tanrının yeryüzündeki mümes. silidir. Krala hizmet etmek, tanrıya hirz- met demektir. Bundan başka tanrının nazarında matlüp olan şey hareketin kendisi değil fakat maksattır, binaen- aleyh ben yine krala hizmette bulundu. ğuüm için, günah işlemiş olmuyorum. Kollin Kol böylece güya vizdanımnı müsterih ettikten sonra üst kata çıktı, Yanmakta olan bir şamdanı ve duvarda asılr duran bir sürü anahtarı alarak, genç kızım, kfalı kabül etmiş olduğu - küçük salona girdi ve köşede duran bir dolaba yaklaştı. Anahtarı söktu; çekme- Kendisini emniyette hissetmediki için ceyi çekti ve oradan güzel ve küçük bir kutu çıkardı. Sorra odaya döndü, pen- tereye doğru bir masa itti ve sert bir- - a. d l , | Ye b löği ha gü L AA Di e Ca Sömetimes we go to my uüncle'z fırın in Herefordshire, (sömtaymz ti go tu may anklz farm in hirfördşayr.) 41 |gelir ve bir tek isim (bit has isim) teşkil eder, nız m okunur: lamb (lam).- MB kelime sonunda, evvelce de gördüğümüz gibi, yal- UTLNA B . Ü A Ği örişkkei K V'_. )î'. l et T OA d " Ü K A . İi gi ” n a FŞ AŞ ü Kör aT — Dzele