K dokıyıki öve çat yığop vok aga wprods #essyıg zoperrıBaç geye oyla “aa — AYA 2 YONE yONkAŞIMMAŞ 33 LOŞ Ay0AöDE Apamgad O, (2p9$a0y ap wpy pa zav0) Op yp şe Oy) İ | İ İ İ ıdy mm amaa ümit ediyorum. Çünkü sizsiz yayanmama imkân yoktur. Binaenaleyh sizin sadık, (/ “ ve sizi seven nişanlınız olarak kalıyor Şa halde her yeri örammam Hazm eARDAYALILE . ” ret 1 Hı MEBER : ii F i ii A b ii; z İşiEÇİ #3 4” f 7 FER o Bipesöşi Eğ HU z âh erkişi bezel şi gla eke kep mii Mi RM ii dir biz Şe e şii EE Şİ gg mim N ak: pe e? ip PES vi m < gp: a şı 5 şi 2; esir siz ipi GEN ii ln ik z di — Eşe İsrâ i Hali .5 melek KEİA gifi ii i a eli mir ir pi i li ira Peepmip ii, : di 3Lİ f : , il z z hi piril Şİİ 8 çig : : Ez çip eri. ii e ser ei vu yete . Bu vaziyet e yapılacak bir iş kalman. Sr başka bir yerde Me tum. v0 şü bir tür. Lujei Kapello. | Meme ki MADRAN iğ “Kont dö Vobrün,, İ bunları okuyup tercüme edecek birisini Ko'lin Kol, bütün bu tafsilâtı hafıza» sina hakketmek istiyormuş gibi, bu mek tubü birkaç defa okudu. Göz! gın bir sevinç vardı, şakakları humma, İr bir ateş işinde yanıyordu. Düşünme" | ğe baş Hi i — Se definel., Müthiş bir define! Acaba ne kadar?.. Yüz bin alın? Bİ milyon??., Belki de fazla!,, Eğer bunli" fn nerede saklı olduğunu gözteren Kâ“ ğide bulsam, bütün bunlar bana ait ol bilir! Çehresi takallüs etti, ve acı bir Jr rapla mırıldandı: — Ne aptalım ben! Mektup bunda | rahibe oh yedi sene evvel yazılmış! Kim bilir bu define şimdi nerede? Fakat her şeye rağmen, ümidini kef” mek istemiyordu. Ve muhayyilesi müt“ madiyen çalışıyordu. i — Fakat pek de belli olmas, İYİ de mırıldandı. Şu Kont dö Vobrün, sinin api red cevabı üzerine ari “ dostunu aramağı düşi..miyordu . nişanlı Pardayanı ve definesini aramaği vakit bulmadan dil, Tabii Muhakkak öyle!,, Aramalı!, Kiğıtları yeniden birer birer KAP$-| sesle aramalıyım.. Ve tabii bu vaziyet dht dü ve nihayet kararım verdi? — Be iyisi gidip peder Parfe Gulüra müracaat etmektir. Bu adamcağız hel prnam icap ektiğini söyler, hem kind iyledimse onu da çıkartır. trdı. Fakat definenin saklanmış olduğu | * « — Yarabbim! Biraz evvelki delikan- Yeri gösteren bir şey bulamadı. 1. Bu defa artık mahvoldum. ç Yalnız, ecnebi isanlarda YAZldĞ| ipakika, bu yiğit Jandı. a İşin bir türlü anlayamadığı baz kâĞA* Ü zndüğü sırada Bertiyin pencer İNGİLİZCE DERSLERİ İNOTL'ZCE : ? ey ğa asan ye ii ii vi ipi Şİ iş DİŞ şi “dj in iii il hakiki bali z İ X a deri SİE m 13 ; Mili İİ ti zin İk mike beli allel 3 ülügi 3 gelek li p rr RE Eiş8 4288 elaşkilişirir ei ara Dee EHE upon. il e 22 aa kg siğ EE i birli Eş etiği ij Oodiznee gğdeeç, 18 2 ŞE ğ N “a2 DERN da iğ S2 İİİ peş ep iğİ ii 2d ge İyi 31t SE Mi > a: İSİ SPEİMİ söz gir Gs Şişi gi e sik 2 Ge de 58 ÇİğyİE iii pi? raki Eğ , öbeskE esplani © epekiğ Kep # 5 Bl PARDAYANIN OĞLU 117 — Ne tatlı musiki. Cennetteki me leklerin sesi de böyle olsa gerekt.. Yüz, Beşyüz... Bin lira!.. Daha da vart, A- man yarabbim? İki bin firat. Yatağına koştu, paraları © şelileler şeklinde oraya döktü: “ Konçiniden bü- Yük bir ustalıkla kopardığı altın kesesi ni de oraya boşalttı. Çılgın bir sevinç «Ve sâadetle bu altın yığınını — #eyretti. Sonra birdenbire? — Herhalde, köşeye bucağa yuvarlar Miş olanları da var! Diye mırıldandı ve yerlere eğilerek || bütün mobilyeleri itmeğe ve her altın || buluyunda sevinç nidaları © çıkarmağa |, başladı. Ayni zamanda © mütemadi Bertiyi de düşünüyordu. » #a onu kaçıranın kim olduğunu hâber vermem lâzım... Herhalde bu malümat we izahatım için bana gene ön bin fira verir!.. Evet ama bunları (o nasıl öğ- renmeli?., Eğer, Karkan adındaki o deli kanlı beni görmeğe gelirse, onu söylet- mesini bilim ya! İşte tam bu sıradaydı ki Jan zerine atmıştı. Bu tafsilâtı Jandan dinlediği- miz için, buna tekrar avdet etmeğe lü“ zunı yoktur. Jan gittikten sonra, kadın, uzun müd det yerde kalarak dehşet içinde titredi ve bir sevkitabilyle pek fazla sıkılmış o- lan boğazmı oğdu. Biraz sakinleşince de, ayağa kalktı Herkesin rahat rahat girip çıktığı kapıyı tekrar kapıyarık mı- rıldandı : i ; bazı isimlerle birleşerek “,.. kontluğu” manasına Gidip bir çiftlikte kalmalısmız. — - gelir ve bir tek isim (bih has isim) teşkil eder, MB. kelime sonunda, evvelce de gördüğümüz gibi, yal a ğ 3 niz m okunur: lam (lem). Sometimes we go to my uncle'3 farm in Herefordahire, (sömtaymz *fi gö hi may ankiz farm in hirfördşayr.) KOTA UN büyük bir sandığın dibine yerleştirdi. Bu işi bitirdikten sonra tekrar di , kaçırdığını öğr fârzedelim.. Çok iyi. Fakat asıl kârir olan şey, onun kim olduğunu. nereden geldiğini, ne istediğini öğrenmek ve bu kadar büyük bir ihtimamla gizlediği do- — Beni bu harekete sevkeden âmil) merak değildir. Bu sadece krala hizmet etmek arzusundan ileri gelmektedir. Tabii bir mükâfat mukabilinde, günah- larıms çıkartmak ve tavsiyelerinden İs. tifade etmek üzere, müracaat ettiğim peder Parfe Gulâra, Sir Fukenin teklif- letini kabul etmenin bir günah sayılıp sayılmayacağını sorduğum zaman, mu- kaddes peder bana şu cevabı verdi: “Kral, tanrının yeryüzündeki mümes, silidir. Krala hizmet etmek, tanrıya hir- met demektir. Bundan başka tanrının nazarında matlüp olan şey hareketin kendisi değil fakat maksattır, hinaen- aleyh ben yine krala hizmette bulundu. Zum için, günah işlemiş olmuyorum. Kolin Kol böylece güya vizdanını müsterih ettikten sonra üst kata çıkt Yanmakta olan bir şamdan: ve duvarda asılı duran bir sürü anahtarr alarak, genç Kız, ktalı kabul etmiş olduğu — Yarın buraya hakiki demir çubük- | küçük salona girdi ve köşede duran bir lar koyduracak, üzerine de iki kat, sağ-| dolaba yaklaştı. Anahtarı soktu; çekme- Jâm çerçeveler koyduracağım, Kendisini emniyette hissetmediki içini çabucak atınları topladı - ve ihtimamla ceyi çekti ve oradan güzel've küçlük bir kutu çıkardı. Sonra odaya döndü, pen- ana itti ve sert bir.