“yimsşszpfi 259005 4 104 pu vw 280 gaysoymuf sag “fine puJNAp Jia 49 wmy yyeşsömge$ Mop uz wine tuğuğönden Jya4 My ULM)öSJa Sağ N “UDUYODI Çünyas Bunaayıta oğıpugsag pun ağa, ağruuos zne Uuey Uvu Gunay öörpmd)839 pun OĞ0p OĞYUNOZ Jan uidy epi) — “Masalyup 2SUDYIS Pp YOM putlyosnacı UÇ 3 45ALAYUMA 2 “uts PUYONAp 1y9aZ 89 ULEN Teasiao) Wap UJ 'uyos MyayoğUYUN 1Y9 ULEN ULMSZIŞN IX ÖZEL İSYİLEK oyfırejinunyo 3öyan, dızvi vpiğese 34 znuninyo spp gaza tâdtapan9 NS Bruos uoyyıpuaZo Larınunxo ng “(G9gSynAŞ) aI “Üttoşsbayga6) Sela) “Çoamşöiğaytik ) SULANAZIEN, İTER vey ağu, Toraata — 6 snunyO izgefneyos sep yey ağeL, ratM — OL “ozyup “usa inyofi. “Bine som oyup Mik v3 ayıpı5 mame 0,, (nb v3 SEYRİ DpofuDuy GpMOLEVA İDUANOS,, İysaiyef sugu0# Op JNOM puurgosınaı Ur 16 1enzoYUMA A tayprunsayar nd u zisyda urelımuyy milueieg Teyvguos (47594914 tuş pum) çısarHi e pan DR pap Ep inek “areşğup yeni v4 uvurz O (ivsjsoapi oşsupü yp 1g Pa Op Wş Ş6$ JAGAYMAŞ Lp) ğAEpUSEU TEYEAYOZ eğ PAPYUYNOS 20, ni 243 og pu XK np YOSUN Wp 49P İMA OE 181 PUL a — 8 ea ay iso Tp 0497 ulaayaşyo oyan üelo YOJJ ADİ Ele e “eş ape 16ç puta a —£ woapaa ööügos uyu pus users a — 7 sasuroya3 ağepanpı Ap Pus uNyYals — “paro uyrepnpağ yandaş x99 — O iwa1suaa YIONYAMTIV “aney? sumyg Sp pus soyuta, WE — 9 “ağu, İyruumzpunundu Tenda TOY açefyris w —G “ale, Bıesyarppunüş) YEN doğuma ma — b “spa puuoyyu wwez O - ws Np we i4po ağı Ap uş #auoy urysag ee Geni yağ Gereç ff MAİN OE 4p ww 42p0 3Ğ420 yp ME Lagu Wapsag wn ve Ş)Ö MP) “u408 PUAYONEp Yuğat 99 UUUN Uropeyadador) Wp azda gmat. 1) ANLI PPİ SNİND ADE O, Iyaısugd VİNYMTY run) 1ğırura98 uour0y Burat ya YANIN OĞLU — - mana Terile ona bakıyor, narin parmaklarile, gayriihtiyari iyice yıkandı. Bütün bu hareketleri bir sevki tabiiyle yapıyordu. Zihni tamami. le başka şeylerle meşguldü. Birdenbire zihninde yer eden bir düşünceden kur. tulmak istiyormuş gibi şiddetle başını salladı ye mırıldandı: — Canım, nihayet. ne çıkar!,. Bu gençle alâkadar oluyorum, çünkü, #lâ- ka uyandıracak bir gençtir,, İşte bu ka- dar! Kendisini uzun müddet meşgul eden bu düşünceyi böylece bertaraf ettikten | sonra, sokağa çıktı ve yavaşça Fur 80 kağına doğru yürüyerek boğalı evin et- rafını teftiş eti. Gayri tabil bir şey görmedi ve doku. güncü Şarl zâmanmdan kalma bir şar kıyı ıslıkla çalarak oradan uzaklaştı. XV Bertiy, Janın izeriye girdiğini görü” <e, ayağa kalkmıştı. Delikanlı ona doğru yaklaştı ve 40“ cak önünde, küçük kahvaltı — masasn! görünce durdu. pah Titriyen bacaklarını keridisini kadar nasıl götürdüklerine hayret €dİ- yordu. Kalbinin — ürperdiğini, beyninin Upkı sarhoşlarınki gibi bamboş olduğu" Mu hissediyordu. Ona bakmağa cesaret edemiyor, buna rağmen onu mükemme” Jen görüyordu. Tar kallüs etmiş olan hançeresinden biç bir sada çıkmıyacağını hissetti, M Genç kız da onun kadar heyecan İŞİP deydi. Fakat saflık ve temizliği o kadar bakirdi ki, bu hali, ona, erkekte olma" yan cesareti veriyordu. Ve genç O K'f- bafif bir heyecanla titriyen bülbül se. sile söze başladı: gez; v1 olmasi, hes mahlas , küçük masa örtüsünün ke- narını buruşturuyordu. Jana gelince, 0; yalnız ons prestişle bakıyor, onun gözlerinden neler söyle- mek istediğini anlıyor. Sesinin mest e- Geriç kır, belki de ne (söylediğinin pek de farkında olmadan devam etti? — Fakat nasıl oldu da tam vaktinde > K ; Bu sözler onları hakikate rücu ettir. gi. Jan derhal sakinleşti ve yavaşça gördüm ve feci hakikati Time göyet rahat ve sakin bir te Birdenbire hatırladım ki.» Jan, sıkılmış bir halde sözü yarıda bıraktı. Kızardı ve başımı önüne eğdi ami e e "edilen bir mücrim hali vardı. — sıkıldığı kızın hassas kalbi his v- keş ge hayret bir kat'iyet ve erf fetti ve şayani . nisan havası - İari ğ reden , redete - geredet — bahsetmek, söz söylemek « sorgen . sörgte - gesorgt — dertli olmak . düşünmek « bakmak, merak etmek . ediyordu . edilmiş ALMANCA DERSLERİ Ezberlenecek kelimeler der Mârzsturm,. stürme -- nisan fırtınası, . ları mild (-er, -e, 63) — mülâyim, mutedil unangenehm (*) (er, e, es) — nahoş, fena das Aprilwetter,- çi 1 İ iy İ : LER : 8 z ih yili B 3 3338 ri V.gi a2E$ rl nşi il iş ii ş iü ŞER aski ir vi i $ PARDAYANIN OĞLU biliyorum. Fakat merak etmeyin, onlara emniyet ettiğiniz genç kız, onların gay-| yor. bubetleri esnasında hiçbir tehlikeye ma, » Tuz bulünmıyacaktır. Görüyorsunuz ki (Pardayan burada alâycı ve muzip bir tavır takındı) bizim ziyaretimizden ev, vel takarriir etmiş olan bu küçük seya- hatin hiç bir mahzuru yoktur..*Yalnız, işte düşesin gaybubeti esnasında gelip hürmetlerinizi şu odadaki © genç kıra arzedemiyeceksiniz. Bunun için, size tavsiye ederim, derhal onunla vedalaşın, çünkü onu iki gün göremiyeceksiniz.. İki gün ise, bir âşık için uzum, dehşetli uzun bir zamandır. ğ Düşes, Janın canımı sıktığı — besbelli olan bu mevzuu kısa kesmek için, bağır- dı: — Bizimle berâber Andiyiye niçin şövalye? Böylelikir top- raklarınızı ziyaret etmek fırsatın: bul. muş olursunuz. ç Pardayan hayret eder gibi bir tavırla sordu: N — Hangi topraklardan bahsediyor. sunuz, düşes? — Canım... Marjensideki toprakları" nızdan! , — Sevgili Jiraldacığım, unutuyorsu- nuz ki Marjensi artık bana ait (değil Onları verdim. Don Sezar atıldı: çi — Verdiniz mi?.. İyisimi oradaki tün fakir fukaranm o güzel o topsakları yakıp yıkarak, kendi yerlerindelermiş Bibi rahat rahat oturmalarına göz yum. duğunu söyleyin. Pardayah muammal: bir tebessümle gülümsedi: — Pekâlâ, dedi, mademki o toptaklar dan geçiniyorlar, demek ki o toprakları işliyorlar... Şu halde yakıp yıkmıyorlar, Şatoya gelince, eminim ki, ona hürmet nisan havasından da hiç bahsetmemelidir, ordentlich (cer, -e, -es) — mükemmel, muntazam entfallen . entfie! - entfallen — isabet etmek . ediyor » güneşli das Gewitter, . — bora, fırtına dis Kühlung, - en — serinlik, . ler der Frühherbst, . -—- sonbahar başlarıyıcı, . lari Gebirgstal, - tiler — vadi; -ler drückend <—- sıkıntılı, boğucu der Berg, -e —dağ,.lar du . edilmiş der Thermometer s- termemetro sönnig (er, -e, -8s) bestöndiğ (ser, e, -es) — daimi die Witterung, . en —- havanin gidişi, - leri wohl -— şüphesiz dann sorgt gewöhnlich bald ein ordentliçhes Gewitter für Kühlung. (dan sorgt gevönlik bald ayn ordent tihes Kkülung.) für “ siişaky ald £ HU ? 3 1 iii Mi elli gil mali kri sesle Şİİ 101 gösteriyorlar Ve hiç kimse oraya yirmi. Bu sözleri söylerken, Parddyanı ga“ .rip bir heyecan sardı ve gözlerini kapa- yarak İçinden hıçkırarak, gene içinden mırıldandı “Benim Loizim işte orada öldü!. Aradan kırk sene geçtiği halde hâlâ onun için ne acı © gözyaşları dök- tüm”. Hayır, eskiden pırıl piri) vanan bugün ise kaim bir toz halrsile döşenen onun dolaştığı bu yerleri hiç kimse taciz etmiyecektir.. Hayır, © kadar sevdiğim | 6 melek insanın artık yaşamadığını ba. na hatırlatacak olan © o yerlere ben de girmiyeteğim.. O benim kalbimi: ebe, o diyyen yaşıyor! Don Sezar onun heyetanınm farkın. da olmadan (zaten Pardayanın neler his settiğini yüründen anlamak © imkânmz dı) Jâna hitaben devam etti: — Ben Andiyideki (o toprakları sırf Marjensiyle yanyana — bulunuyor diye “satın almıştım. Orada onunla yanyana iki kardeş gibi, oturacağımızı ve biribiri mizden ayrılmıyacağımızı ümit ediyor- dum. Orada bizimle beraber, ihtiyarlı. ğm icap ettirdiği bütün itinayı bulacak tı. Çilnkü istediği kadar çelikten yoğrul müş olsun, ergeç yaş bütün ağırlığiyle Üzerine çökecek.. Bundan başka haydi orada oturmak istemiyor diyelim, fakat bütün teklif, ısrar ve ricalarımıza rağ. men şehirde de bizimle oturmak istemi, yor... Burası onun kendi evidir. Öyle ol. duğu halde o hâlâ otelde oturuyor, tıp» ki Pardayan sörünü keserek: — Aziz dostum, dedi, eğer » Andiyi yi satın almadan evvel böyle bir mak- sat güttüğünüzü bana söylemiş olsay. dınız, size böyle bir şey yapmamanızı tavsiye ederdim. siz bana İş İş RL i (*) Başında (un) hecesini ihtiva eden ekser kelime lerde mana, esas kelimenin âksidir.