mi değişmez mi ? Yazan: Üç dört gün evvel bir arkadaşm e- ( vinde konuşuyorduk. Bir! dedi ki: | — İstiklâl marşını nasıl buluyor. | sun? — Bestesini mi güftesini mi? - diye sordum . — İkisini de..., Cevap verdim: — Güftesi milli ibtilâli ifade etmez. Şair rahmetli Akifin bu eseri, impa. ratorluğa umumi harp sonundaki feci günleri lâyık görmemenin 5fadesidir, Ve bu sırf bu yüzden duyulmuş bir is- yanm maatidir ki, eski içtimaf ve İkti. sadi istatükonun bozulup bozulmama- sına zerre kadar ehemmiyet vermeden iyi günleri işaret etmekte, iyi günler. den Ümit, kesilmemesini terennüm et- mektedir, Bu şarkı Türkiyede ne siya. si inkılâbım, ne içtima! tasfiyenin müj. decisidir, Yani hiç de ihtilâlci değildir. Badeve mağrurdur, Bestesine gelince, bunu dinlediğim zamanlarda, kendimi ,büyük mücadele günlerinin atmosferi ile sarılmış gibi hissediyorum. Fakat sanırım ki bu bestenin tesirinden zi- yade nefsimde kendi telkinimle olan ânf bir İstihaledir. Şair Şüküfe Nihalin ise gerek güf. te ve gerek beste üzerinde açık bir ka- naati var. Besteyi tenkid ediyor, güf. teyi kelime kelime tenkid ediyor ve şu netice üzerinde israrla duruyor: — Bize bir istiklâl marşı lâzm. Ben bugün bizim bir milli marşımız olduğuna İnanmıyorum. Yeti, temiz, pürheyecan ve bizi kavrıyan bir şiir, empozan bir beste lâzım. Kendisinden bana söylediklerini bir makale halinde yazmasını rica ettim. Bilmem yazdı mr, yahut yâzacak mı? Fakat işte bu sabahtanberi Yeni A. damda Doktor Suphi İleri garip bir tevarüdle ona takaddüm ediyor, ve istiklâl marşımm bestesini de güftesi. hi de şiddetle tenkid edep ve her iki, değiştirilmesini haklı gösteren zı neşretmiş bulunuyar, İleri'nin bilhassa şu satırları pek dikkâte şayandır; ö Nizamettin Nazif “İstiklâl marşının bestekâr: Bay Zekidir. Bu marş bestesini Bay Zeki- nin ne vakıt ve kimin için hazırladığı. ru bilenler pek çoktur. Bu beste yapı- hırken ortada ne istiklâl mücadelesi, ne milli heyecan, ne iillâp ve ne cumhuriyet vardı. Bay Zekinin eseri o. Tan bu marşı Bay Minas armonize et- ti. Bu marşın nasl ve niçin hazırlan. dığı bando şefi Bay Veli namında bir zut herkesten âyi biliyormuş. Ha- sılı Bay Zekinin bestesi herhangi bir | garka için değildir ve söylemem, namaz. Bü beste Akifin şüriu topal uydurulmuştur. Uydurudurken herhalde musiki ile edebiyatın alâka. ları ya bilinmiyor, veyahut pek yan- iş telâkki ediliyordu.,, z Eğer Suphi Nurinin bu neşriyatı tam hakikati ifade ediyorsa açıkça 8öyliyebiliriz ki, yalnız bu sebep da. hi bu marşın değiştirilmesine bizi bar eder. Zira bu kadar / fedakârlıklarla bu kadar büyük bir eseri başarmış bir mileltin böyle ötesi berisi kırpılıp ke. silerek halayık entarisini hatırlatan bir milli marşı olamaz. İstiklâl marşma şairin cezbeye tu- tularak yazdığı eser güfte olabi Ve böyle bir güfteyi ancak vecd için. de, ruhuna sindire sindire yaratılmış bir musiki şaheseri orkestraların, fanfarların diline terelime etmiş sa- yılabilir. Ve ancak böyle bir güfte ile böyle bir bestenin mes'ut imtizaç ve İzdivacmdan doğncak bir milli marştır ki, bizi zaman zaman günün kötü he- #aplarımdan, realitelerden koparıp &. Jarak göklere uçurgbifir. e Kahramdtı, istediği kadar köndi kendine “ — Bâri realistim".. diye teş, his koysun, öğünsin. O, ilâhi adam- dır, romantik adamdır! 'Türkdevleti Türk saratkârlirm, Türk milletine onun romantik tab'ına yaraşır kıymetle bir eser verebilmele. rine imkân bulmalıdır. Nizamettin NAZİF gg ağ dm Yorgun başın vereceği iş ax olur. Ayni şeylerle uğraşmak kadar Insani Yoran bir şey Dulanmaz. Bu yüzden okuyucularımızı hergünln ağır düşüncelerinden biran olsun #yırmak, kendilerini başka Alemlerde oyalamak istiyoruz. İşimizde yorulduğumuz saran Aanğıdaki sunflerin cevaplarını bulmaya çalışmız. Gürceskelniz ki sir bu meşguliyet ten sonra tamamlin değiştiğinizi hissedeceksiniz. Suallerimizin bir kramna kâfatları da vereceğiz. Böylelikle hem eğlenmiş, bön müküfatlan mış olacakamız. Müşteri intihar mı etmiştir ? TİLL sahbihi, müşlerilerindön birisinin bü tin gün odadan çıkmadığını görünce, -apıyı vuruyor fakat cevap alamıyor, bunun Üzerine koşarak karakola © haber veriyor, Vetloşde kapı kırıyor ve şu feci manzara görülüyor: Müşteri kısa bir iple, her zaman avizenin Asılı olduğu halkadan tavana Asil muştur. Avize karyolanm yanımda yerde dur maktadır. Ölünün altında bir sandalye dev rilmiştir. Bunda başka odada hiçbir intizam sizlik yoktur, Oda bir hayli geniş ve tavan takriben üç metre seksen santim yüksekliğindedir. Sag tarafta büyük bir karyola ve bir konsol var dır. Solda da bir dolap ve şözrine bulunmak tadır, Şöminenin üzerinde bir telefon rehberi güzete ve mecmunlar duruyor. Pencerenin yanımda yüksek bir yazı masası vardır. Ve Uzerinde kâğıtlar arralanmıştır. Pencere el dukça biytiktür. Yüksekliği asgari 2,50 met redir; pencere yarı açıktır ve kalın bir per deyte örtülüdür, İçeriye hafif bir vgrk sızmak tadır. Masanm Üzerinde durün bir elektrik iü bast bir kâğıdı aydmlatmaktadır.. KAğıdın üzerinde trek sile yazılmış birkaç kelime intiharm sebebini izah ediyor ve en aitmda müşterinin imrası belinuyordu. Otel sahibi bu imza ve yazını öliye ait olduğunu söy | lüyor, Yapılan takikikatta, otel sahibinin ve diğer müşterilerin gürültü duymadıkları anlaş yor, Bunun üzerine polis komiseri, adamlarma 8lüyü indirmelerini söylüyor. İçlerinden en urun boylusu ve en kuyvetlisi devrilmiş olan sandalyeyi kaldırıyor üzerine alçak bir de iskemle koyuyor ve ölünün boynunu arkan düğümü çözüyor. 4 m ( | Bu sirada kümilserin yanında bulunan bir potla hafiyesi gülürmsiyerek göyle diyor: “Bay komiser, alz butun İntihar © olduğunu öylüyarsunuz ama, ben kiç Ge ayni fikirde Komiser ekl fikrinde tur #ğiyor Ya siz okuyucular, niz ve © diişünüyorsu il. Fakat bunu iylee İzah etmek lâzım. En güzel cevap veren 4 eeektir. Cevap ların (Arap Saçı) İşaretile 22 mayıs tarihine kadar idarekhanemize gönderilmesi lâzımdır. Messlenin bul şeklini gene 22 mayış tarihin de tu sütunlarda göreceksiniz. Talihs'z adam Hüseyin Doğay beraber gezineğe giden grupun kaç kişi olduğunu anlamak için ya pılacâk besap şudur : kişiye muhtelif hediyeler ve Hikiyeden anlaşıldığı giti Hüseyin ile gez meğe gidenlerin seyri; 3, 4 ve 5 rakamların müşterek mialidir. Ve bunun © da yüzden aşağı bir rakam olacağı bilindikten . sonra şu hesabı yapmakla mesele halledilmiş olur. 3X4X580 Kendisi âçıkta kaldığına göre bir rakama bir dahâ MNâve etmek icap eder. Bu meselenin müküfatımı Çengelköyde Kuleli caddesinde 61 yurühralı yalıda Safiye Serim kazanmış bir. İdarebanemize milracant ederek hediye sini altnalıdır, Acaba kaç çift vardı? Bir lokantada yirmi masa Yard, Yalnız Yömek yiyen kadınlar 90 kuruşluk, yalnız o tan erllekler 150 küruşluk yemek — yediler. Lokantada bulunan çiftlerde 180 kuruştek yemek yediler, Hesaplar toplanmea yekün yirmi yedi Hira 60 kuruş olduğu görüldü. Lo Kantada acaba kaç çift vardı. Bunun cevabi n! yarınki Bilshamızda bulacaksınız. / HABER — Akşam postası Gi Abdülezel'paşa derhal Pırnara yol- landı. Oradan, Papulivadya kulesini topa tulturacak, birinci /va kuman. danı Celâl paşayia Semerboynu cihe- tinde bulunan kaymakam Rifat bey de Yunan Xuleleri tahrip edilir edil. mez İlarruza geçivereceklerdi. Harbin ilânmdan evvel yaplıkları çete harpleri neticesinde Yunanlılar huduttaki muhtelif hâkimi noktalarf el lerine geçirmişlerdi. Şimdi, hârp re&- meb başlayınca karargâh bu noktela. rı Yunanlılardan almayrl)k iş edinmiş oluyordu. Verilen emir mucibince zap. tedilecek hedefler şurilardı: Şaban ağa, Papalivadya, Lisvaki Ve Tirpan. Hafız Abdülezel paşa, saat 16 da emri almıştı. Saat 17,5 da Pırnara var dı ve fırkanm bütün sahra“bataryalâ- rı derhal karşılarındaki Yunan kule. lerine sıkı bir ateş açtılar. Fakat (op. çu ateşinin şiddetine rağmen kuleler. dekiler, o gün, o gece ve ertesi gin de yerlerinden kımıldanmadılar, Hattâ hücuma kalkarak Pirnar ve Livadyâ. daki şiperlerimize kadar yaklaştılar, Bunu Devrek taburunun yaptığı mu. kabil bir hücum takip etti. Lâkin bu hücumu da Yunanlılar şiddetli bir a. teşle püskürtebildiler, Abdülezel paşa cesür bir kuman- dandı. Lâkin sinirelrine hâkim bir as. ker değildi. Yapılan topçu.ateşine rağ. men düşmanın mükevemelini aritır. kmesine dayanamadı, 'âsker- i için aleş allındaki sahada | nağa ve sağa ola kumandalar vermeğe basladı ve bu Tüzunsuz ihti, yatsızlık neticesinde. çenesine İsabet eden bir kurşunla şehit düşlü, Nete. kim. buna benzer bir ihtiyalsızlık da | üç gün sonra Lisvaki kulesi nde harbeden mirliva Celâ! paşanmı haya. İma mal oldu. teriz. Zira 313 harbi esnasında Türk ordusu kumanda heyetlerinde ve su. baylarındaki ik bu iki hâdise ka. dar kuvvetli olarak hiçbir şey göze vuramaz Abdülezel ve”Celâ! Paşalar harbi “yalnız cesaret ve ölümden korkma. mak,, İle başarilabilir sânan eski mektep müntesiplerindendiler ve 313 harbi yıllarımda bu nevi kumandanla. ra orduda çok raslanıyordu. Halbuki modern askerlik subayların cesaretini ve ölümden korkmazlığını şu şekilde kabul etmektedir; “İcabında, yerinde ve lüzumlu oldu. Zu takdirde şerefle ölmek,, Abdülezel ve Celâl paşa bugün, har. bederken gehit olmanın gerefini pek haklı olarak kazanmış bulunmaktadır lar. Lâkin şehit olmamağa çalışarak, sinirlerine hükm ve zekâlarını işleterek k ef olarak güs- zapted hareket etmiş olurlardı. Ve, 313 he Osman'ı umumi ka. rargâhmdan Osmanlı bölüklerine ka. dar hep bu'jki düşüncenin, yan! eski askerlik telâkkileriyle Y modern ve teknik askerliğin tezatları, hattâ için için çarpışmaları arasinda gecti. Yunan harbinde Osmanlı plânı Müşir İzzet 'paşa meşrutiyetin ilâ- minden sonea, dahâ doğrusu - 325 te, “erkânıharbiyei umumiye reisi ferik İzzet, iken İstanbul askeri klübünde Tsalya harbi sakkında verdiği konfe. ransta Osmanlı ordusunun plânmı $öyle anlatmaktadır; “Yunan harbinin plânı 1888 tarihin. de Gölç paşa tarafindan tanzim 'edil- di. Gölç paşa Yürisn dönânmesmin bi. zim donanmatıza falk olduğunu, mu. i hrebe uzadığı takdirde Yunanistanın, 313 Osmanlı - Yunan seferinde Bu iki delay üzerinde durmak İs | ni alaylıtıkla | şâçlar Kullanılmasına, müz'ic TADI Nr, | ordusunda modern askerlikle eski askerlik mücadele halindeydi | Yazan: Sadık Duman (ölmekli Kurmay Binbaşı) ş VERİ REY İmparatorluk donanmasının son de. rece'zayıf balunduğu devirde Bahriys Nazri olan Amiral Hüseyin Hüsnü Paşa müdafaasız olani âğalarla sahillere müslevli olacaklarını, memleket dahi- lindeki Rumlardan ve Avrupadan mu. avenet göreceğini derpiş ederek Yu. nan ordüsunün harbin ilânmı mütea- kip, &z'bir zaman zarfında muzmahi! ,edilmesini plânına esas ittihaz elmiş. Hİ BünüfiçiK Kuvayı KÜNİYeyi müç. temi bulundurmayı teklif “etti Yuânistan hududuhda iki darülla- rekütiniiz vardir. Biri Epir (Yanya), diğeri Tsalya darülharekâtr olup bi. ribirinden (Pend) silsilesiyle kâmilen ayrılmıştır. Kuvvetin bu 'iki darülha. rTekâta,müsavaten taksimi İki tarafın da zayıf kalmasını intaç eder. Binae- naleyh kuvveti yalnız bir cihete ver, mek lüzumu aşikârdır. Yanya ciheti, ne müntehi milteaddit hareket hatları. fe silsilesine müsadif olacağından bir çok zatnan imtidat eğer; Ordunun iler, sinde mühim bir hedef yoktur. Tsai, ye tarafındaysa tecemmü nispeten ko. lay olduğundan maada, Atinm ciheti, ne müntehi müteddit hareket hatları. nı da ihtiya eder. Golç pasa Yanya çi- hetine İki zayıf fırka tahsis ediyordu, Oraya böyle hir kuvvel düz'iye terket. tikten sonra bu kuvveti de yalnız Yan ya taraflarında tahışiğ etmeyi ve Pre. vezb, Laros mevkilerini “terkedip çe- kilmeyi münasip görüyordu. Filkaki, ka Preveze kuvvetli bir mevkii müs, tahkem değil. Bahren de“döğülebilir. Burasını biz. bir mevkii müstahkem ol- mak-üzere müdafanya çalışırsa#, Yu. nanlılar da karadan ve denizden. hü, cumla az sâmânde zapta muvaffak © lürlarsa harp bizim için bir besintetle başlamış ölur. Ve Avrupada bizim icin bir suitesiri mücip olur. Narda, Loros cihetlerinin müdafaa edilmeyip alâha. lihi terkedilmelerin! icap ettiren diğer bir sebep de hududun muvasala hattı. nâ müvazi ölmasıdir, Böyle ricat hat- tma'muvazi olan hıldutların müdafa. ası müşküldür. Tsalya cihetinde muvaffak olduğu. muz takdirde burada düşmüne terket- miş, olduğumuz. yerlerin yine istirdat olunacağı “tabiidir. Fakât bu fikir idarei sabıka sama. nında imazhari tasvip. olmadı Hiç muharebe etmeden düşmana yer ker. kedilir mi ya?... Halbuki barp bir: bü- yük buhrandır. Bedeni vatana tari ol. muş bir hâstalıktır, Sevdiğiniz bir hastayı tedavi için etibba bağı eci 1. ve Ves banak tedavi tarzlarına lüzum göste. rir. Şayet şefkat saikasiyle muvafa. kat etmez, sevgili hastanızın bir müd- det için bir parça fazla acılara taham mül etmesine razı olmazsanız miha. k i ii 15 MAYIS — 1997, Hayata dair Miyde ve vicâ İZ de duymuşsunuzdur” za bozukluğu vicdan Ma“ İ gelirmiş... Bir iddianm garib & mesi doğru olmasına mani Kim bilir? belki o iddia da di değilse bile bir müddet mods VE tır. Fakat ona inanmanın birtek ticeleri olması da tabiidir. “4 miyde bozukluğundan birtakım günahlarımız bulun© r ve bunların azabını cektiğimisi i demek olacağından herkes here hazının muntazamah işlediğini p r kalkacaktır. Loökantact! zü-aydın: herkes az yemekte İ yemekten . sonra laf olur diye & ecek, vicdanmın müsterih ol&$ isbat için ha bire atıştıracaktılıĞ ma gelmişken sorayım: ortaya bir iddia atılmasında aceba lok£ ların, mekülât esnafının p mudur 7. “Miyde bozukluğu vicdan 474' gelir” sözünün: “Vicdanı mü) olan adamın iştihası boldur,, $W de tefsiri kabil olduğundan #48 Bu iddianm İştihayı açmakta ka da tesirleri olabilir. Size KÖĞÜ i muamele etmiş bir adam nadini iş unu söyliyerek af mı aye i hal bir hekime gönderin, mi zuk değilse gözünün yaşına © yın, nedamet duyduğu yalândıf den bir çıkarı vardır, onun için “© liyordur. N Cinayet tahkikatında da işe yö bilir: bir adamın miydesinin borik mamast ya masum olduğunu, 7 cinayet işlemeği alelâde işlerde yacak kadar yırtıcı hayvan olduğunu gösterir. Lokantacıların gözü aydın & karbonat, maghesi gibi, daimi # hastalıkları çekenlere mahsus # çıkaran fabrikalarm o keyifleri caktır. Vichy, Kalsbad gibi. $*84 rTİn de 18sız: kalıp köye döngeğli mali vardır... Öyne mi sanırsınız? İlâç fabri”i rı, miyde düzelten su şehirlerinin” ve hastahane sahibleri boyu” büküp kollarını kavuşturmazlar & Onlar da hilcuma geçer. Belki “# bozukluğu vicdan azabından iddiasının doğru olduğunu inkâf mezler, fakat başımıza bir vicö' zabı çekmek modası çıkarırlar. kes bir takım günahlar, suçlar if bunların azabına düşmek © sevö düşerler; filiyata geçmiyenler ğe yali kabahatlerini gözlerinde bü) onlarla miydelerini bozarlar. ” asrımızın bir nevi edebiyatı böyİ” “ahlâki, modanm doğmasına hi etmeğe Hazırdır... Öyle bir moi kınca yiğe insanlar süzülür, y Ve lokantada al yanaklı, irice bir adamcağızın tatlı tatlı yernei Si diğini görünce: “Şu ahmağa di Bünahın, suçun tadmr bilmiyor!” ler. Günah işlememiş adam olma” Tecmedilmeğe o mahküm kadın€ kurtarmak için: “lik taşı, hiç SÜ Gimıyan alsm!” demiş; bütün M5 düşmlş. Ama İsa da taş atmemlf iğ ni kendinin de ufek tefek günlü olduğunu hissettirmiş... O halde “5 mizin miydesi az çök bozuktur. A Her moda gibi vicdan azabı G0“ Modâsı da, hattâ miyde bozuf gf hun vicdan azabından geldiğine Mak modası da geçer ve'bir ; hiç bitane işlemeden miyde b. luğuta uğramak hakkı kabul 019” Nurullah ATE ji i vet mahıvma sebebiyet verirs'! Mun gibi harp hastalığı dahi b p üc vesait ihtiyariyle * tedavi O 4 Bunlara razı olmak lâzımdır. g , Harpte esas, muzafferiyettir- hizmet edilir. Arazi terki ve saif*'y 6sası temine'hâdim teferrüatlıf” “ği Yen bir Itımandan hasbellüzuii miktar araziyi boş bırakır, te böyle bir kumandandan emniyet #elip olmamalıdır. , Golç paşa kuvvetimizin, kısın! lisini altı fırka olarak 'Tsnlys dunda cemediyordu. (Devamı Sadık DU!