Map) — Noa OP SEBEN “ap (0) Gir A 48205 140142 — OVUN 490p, “ESONL “rpaea tsonurfay (49p) welo Yarar GOY A A İŞ e Cip puo5fiop wp pyymuf 420 393) Pyar paeyosnad UÇ Bununla Pp WE “gihpağm DPÜ, SOYDAŞ Mp, imprur (pop epekusury soyak di EKER, ER İri Ereni HUN BESLER ies EE İysize DEçİ b BLRREİİEİN ie z ia EĞ! ig DieERE EŞİ bikleç ÇEEİ <İ pelenbpi gi le ; Miki O Far Bil : HO SEM > : İF C3lılç İştir # a$i8 ni ii Kaaio “5! ğe 3 “i pid ia A JnJ © ua31os “a7 Ma$ aya “yturyug EULGE) ULKOĞ rig Sey a — oyma ui at Ni i 5 8 aerigis $v < lig Male pi j BEğez Bi 5 rE.ie iŞ epg EREL Epi © EEE Eğ ç ee Lg ig 3 hil b > ğe | B. , BERE âAEERİİRİeE Sİ Eİ)LBE IS ii EE ERLEĞNIETLE bğlirrigii > EE“ .w RozrE al : pp Bağa Be EEE # s3 2 daN 4 5 i 102 PARDAYANIN OĞLU niz. Bir türlü terkedemediğim ve zan- nederim ömrümün sonuna kadar içinde kalacağım otele gelince... Ona o kadar hor bakmayın. Kızgın bir güneş ve ya- coşkun bir yağmur içinde yaptığınız bir yolculuk osmasında tenha, asüde, bol içkili, bol yemekli bir otele sığınarak o. rada İstirahat etmek (nekadar hoş bir şeydir, Don Sezar, âdeta cennettir.. He, le sık sık indiğim “Güzel yıldız,, oteli. Oradaki hatıralarım hayatımın en mes” us anlarıdır. Jan bu sözleri, gitgide artan bir hay- retle dinliyordu ve gitgide kendi ken- dine daha fazla sualler soruyordu.: En müthiş işkencelere yılmadan — atılan, Prenses Faustayı (Sactta bu. müthiş kadından ona bahsetmişti) İspanya kra Imı ve engizisyonu (kan içen cenavar müessese) istihkar eden ve onları yenen ve bütün bunları bir dostuna ünvan ve servet temin etmek için yapan bu müt- hiş insan kimdi? Meçhül bir adama yar dım etmek için çılgın bir Tâkeydile hayatını tehlikeye atan, kralın emirleri ne büyük bir vekarla itaatsizlik o eden bu adam kimdi? Ve nihayet bir kral haşmet ve refahile kendisini geçindire, cek topraklara malikken bu toprakları fakir (karaya terkeden ve kendisi de ucuz ve basit bir otelde ikamet ederek bir yolcu, bir seyyah, hür bir sergü- zeştçi kalmakla âdeta iftihar eden bu adam kimdi? Bu geniş insan göğsünde hangi yarım Tanrının kalbi çarpıyor. du.? Bu alaycı çehrenin altından ne fev kalbeşer bir alicenaplık ve yüksek ruh- Tuluk seziliyordu? Bu Yalnız bir insan. —ıydı? Bu semalardan inen bir elçi de, gil miydi?.. Belki de Tanrının ta ken- disi?... Jan, düşüncelerinden Pardayanım a laycı bir azarlamayla söylediği şu söz“ Ültile uyandır © N — O ne?. Hâlâ burada mısınız? Dü, $€8, şu odadan size teşekkiir edilmek İstenildiğini söylemedi mi?.. Söyledil- Şu balde ne bekliyorsunuz canımı Ya, zıklar olsun... Bir kadın bu kadar bek- letilir mi? Yoksa bu mahcup genç kız Jandarma kumandanının askerlerinden daha mı korkunçtur?. Onlara karşı kah ramanca Möğüşürken © titremediniz de imdi mi titriyorsunuz? Can:m o kadar korkmayın, sizi yemezler Pardayan yarı alaycı yarı şefkatli bir tavırla böylece söylenirken, onu odaya doğru itti ve üzerlerine kapmın kana- ba ittikten sonra, dükle düşese dön- — Eğer işe karışmasaydım, İçeriye girmeğe katiyyen cesaret etmiyecekti, Ah! şu âşıklar, şu Aşıklar! Şu korku ve heyecan içinde gördüğünüz genç, bun, dan birkaç saat evvel, kükremiş bir as. lan gibi kralın Üzerine yürümüş ve öz daha onu öldürecekti, — Kralı öldürmek mi? Buna imkân mu var? — Hem de öyle müthiş bir darbeyle ki, hayatımda öylelerine ar rastladım, Eğer kolunu çekmeseydim kral (şimdi mahvolmuştu, — Fakat niçin?.. Herhalde karşısın- dakinin ktal olduğunu bilmiyordu? — Bunu pekâlâ biliyordu ve bildiği halde ona taarruz etmekten o çekinme- di. Sebebine gelince; kral gece, bu genç kızın evine gitmeğe uğraşıyordu da on- dan. Siz ölsaydınız ayni veçhile hare. ket etmez miydiniz? Tabii öyle yapardı nız, Ben de yapardım. Nitekim bundan tam otüz yedi sene evvel, bir gün, ben de, sevgilimin evine girmek istiyen biri. sine kılıcımır çektim.. Vakia bu Odam kral değildi ama, kralın katdeşiydi Fa- kat bu kralın katdeyi de sonra kral ol- du. Üçüncü Han. © öldü, fakat gör 1Y4an18u3d VONYMUY iuansuna VONVMTAV e ge ei 2 ni fi : 3 >. ; / a ; iR. 1 ii EE amimi e! ii : o d | ağ a 3 şi? ü 8 leş im »'ş İğ $ 8 -d 0: ziği 5 i işl çgOlN) İN Bİ şiş ii gidi li tij ika, Midi ŞE ğa < <-E 5 Beğ a uğ z2iğ Ya İlkin 5 ; > lal e : i 5? İ 3 ie $ iç a 3 İ 3 i ğ 3 ; EŞİ şeydi dde a şişi : > i ti ii s 3g? ie gi! : 2 ERE ; SE ite,ğii : i İs 8 G Kk kr alışi akli a ştlaj hi j ilnişimiin pilup li bip şi hey bik kapi ai, # $ i nü z ğ 2 .". | PARDAYANIN OĞLU (3 rüyorsunuz ki ben hâlâ ayaktayım! Ne ise.. bunları bırakalım ve ciddi şeyler den bahsedelim. Tabii takdir edersiniz ki âşıkların ne garip mahlükler olduk. larını pekâlâ biliyorum... Bunu demek istiyorum ki, en aşağı iki saat başbaşa kalacaklar, tabil farkında olmadan... vE şuna da emin olabilirsiniz ki, kendilerini alâkadar eden mevzu hakkında bir tek kelime bile söylemiyecekler... Her ikisi de son derece mahcup ve saf!,, Sonra ne sevimli ne prestiş edilecek bir çift, değil mi? — Hakikaten öyle. © — Bundan daha ahenktör uygunlukta bir çift bulmak imkânsızdır, — Tamamile sizin fikrinizdeyim, $€v gili Jiraldacığım... Fakat neden bilmem... Buna mukabil pekâlâ bildiğim bir $€Y Artık uykumdan feda edecek bir yaşta değilim. Bunun için derhal otele dönüp yatacağım. Baksanıza sabah oldu. Pardayanın Iâubali bir şekilde, sade. <e Jiraldacığım diye hitap ettiği düşes âdeta mahcup bir tavırla sordu: — "Niçin burada yatmak istemiyor. sunuz? i Pardayan ona muhabbet ve alây ka sışık bir nazarla baktı ve: — Sizi boşu rahatsiz edece- şunu jütlen söyleyin. Sizin Bayi betiniz esnasında bu kızcağır o burada hakikaten emniyet altında (o bulunacak mr? Bana öyle geliyor ki onu ker tarafta a 6 — Kışın ağaçlar yapraksızdır. 6 — Yazın havu umumiyetle güzeldir. uşaklar ve diğer adamlarımız onu sıkı muhafaza etmek için emir alacaklardır. Tabi kendi arzusile çıkıp gitmeğe kal- Karsa o zaman bir şey yapılamaz. Tiralda atıldı: — Eğer endişe ediyorsanız, bu seya- batimizi tehir edebiliriz. Pardayan biran tereddüt etti, sönra birdenbire kararını vetdi: — Hayır!.. dedi. Herhalde hakikaten de onu buralarda aramazlar... Zaten si- zin bulunmadığınız zaman ben sık sk buraya uğrıyarak bizzat ona (nezaret ederim. Düşes birdenbire hötirlıyarak: — Biliyor musunuz? dedi. Gerş bana sizin isminizi sordu. : — Nez. — Ona sizin Könt 43 Marjensi oldu. ğunuzu söyledim. — Ama yaptınız ha? Bu rin , » | ismimi ne diye sö k — payla kendi. niz söylemediniz | de söylememem icap eder.. Andiyiden dönüşümüzde bu hatam: tamir öderim. Bu sözler özetine. Pardayan sevgili dostlarımdan müsaade istedi ve doğruca oteline döndü, , Uykutundan feda edecek © Sir yaşta cladığine Söylemiş olün Pardayari oda sına gelince, koltuğunu pencerenin ö- nüne çekti. Masanın üzerinde duran bar dağı şarapla doldurdu ve bunu küçük yaa van derin bir dlişönce: ye daldı. i Şişe ri , bu düşüncelerinden uyandı. Ve ancak © saman farkına vandı ki, sabah bir hayli “ilerlemiş ve sokaklar mutat gürültü ve arayacaklar. . kalabalık içinde tölkanıyordu. i — Onun buraya iltica ettiğinden ma. | Homürd e ayağa kalktı, yatağâ T di “üs; b ği pa n 7 — Nisan fortınaları pek fenadır.