Kİ au ERE “Suya hiç süt kat- ' madığımız yalan *» Sütçülere göre Kabahat inekçilerde: & — Süte asıl suyu değil mi zaten biz azı değişiveriyor ! » “ Anamdan emdiğim süt, bur- numdan geldii, iyi Dünya kurulalıdanberi ou söz ne kadar cok söylenmiştir? Belki, mi yarlarca diyeceksiniz. hakat bu de fa anasından emdiği südün burnun» dan geldiğini - günahı boynuna, ge” liba “Fitil fitil, de dedi - sö) sütçü olunca işin yengi değişiyord Hem de bunu bir belediye dairesin” den çıkarken süylerse.. ka Bu ahbap, sütçü, alnındaki iri ter damlalarmı iki parmağının tersile siymrip: — Anamdan emdiğim süt bur numdan geldi!. derken ben gülüyor” dum. Vakıa sütçünün , hali biç de gülüneçek gibi değildi ama onun si- kıntısını anlatabilmek için istisne ettiği şu söz doğrusu pek tuhafıma ” Gayri ihtiyari gülerek: —Bırak dedim. Sen ona da su karıştırmışsınıdır. O da, gülmeğe başladı. Sonra, sanki onu böyle ter İetenler tekrar peşimizden gelecek- miş gibi hızla yürümeğe başlacı. İlk sokağın köşesini döndükten son ta geniş bir nefes alabildi: — Bak anlatayım, dedi v e devam karıştıranlar onlar. Onun için cık su koyunca sütün rengi Yazan A. Faik GÜNERİ “Die de gidip vokarsın RM haplar | duvar, sadık m —— Zehir zıkkım olsun, burunla- rından fitil fitil gelsin inişallah!. etti: — Hani şu bir türlü tatbik edile- Demektir. Ne kâr, ne kâr değil miyen meshur süt nizamnamesi | mi vardır ya, Umumiyetle bu nizamna” | Bu suale: me tatbik edilmemekle beraber bazı öyle. i zaman zaman ortay gırga geldi. mün üzerindel levha emaye değil de boyalı olduğu icin ben de bugün bu hale girdim. “ Buraya gelince, genişçe bir “Of!,, çekti. : — İs değil bu bizimki vallahi! ? k aca Oy- Zaman oluyor ki köş nuyoruz. Ama neden? zuk değil, şüphemiz yok | kat. E ne olur ne olmaz ii ürküveriyor. Ben, buna: - - Eh, zahmetsiz bol kazanr oi Sütümüz bo maz, Diye cevap verdim. Yüzüme garip garip baktı. — Sende mi? Demek istiyordu. Biraz sesini hâ- fifleterek: — Evet, sesi hoş gelir! hemen güğümü ganıl şarıl su deldi kapı bunu satan 8 redeyse suyun için dığımuz iddia olunaca' yunu para ile sat gitsin! Bu cazip işin sihrine o © kaptırarak: sanki: dedi. Uzaktan davulun Sütçü deyince akla çeşmeye yanaştırıp «vve sonra kapı geliyor. Ne- t bile koyma” ak. Allahın su” 2 kendini — Ohr, Ned işbul i Pp ate iyec Doğrusu işin A bile yoktu ama yalnız su # 0 iğte suyun içine karıştırılmış Br lâ satılıp duruyordu da kimseci! gık bile demiyordu. e Ben bunları een dan icini döküyordu: * ME Midi bazı müşteri yl değil hava satsek gene zarar De Bir gün geçerken bir evden ii — nirler, Gider süt verirsin. Si daha bir iki gün parası! Di çi 36 Sonra yavaş yavaş 19 veresiY ye külür, Bir ay, derken ikinci iy . gelmez ve bir gün bir de gi ime karsın ki kapı duvar! Ge > ninleri koydunsa bult.. Bir Me vel senden aldıkları sütle 8 a kahvealtılarını ettikten sonra Ye. sanelerine nakli mekân € elemi leri!.. Ama nereye? Onu ir Allah bilir, bir de kendileri vi iz 1, * artık icin yapacak 4€y nivo a o 2040 gibi verdiğin sütleri helâl etmek veyahut da: belli eno dur ra e ge ç 2. ni birisi benim ba” işlerdir | Diye cevap verdim. Fakat, sor maktan da kendimi alamadım: —- Yalnız inekiler böyle düşün“ miyor. Onlara göre sütçi ölerin kân |” üzde yüzü üşmış. Ne dersin? “Bu sözler onu çileden çıkarmağa İ kafi geldi. Asnr zamanda o'hızla ağ- snidan baklayı da çıkardı: — İnekeiler; inekciler, dedi. Ba- belâları! Hele yap” yor gibi bir de #iz” Bir de bize sorsunlar: işlerini koydunsa dul! ş | ukları kâfi lanıyorlar öte asil suyu karıştıran onlar! söyletme beni Allahın aşkma! O. | “© cin değil mi zâten biz azıcık | nun KOYUNCA süt rengini kaybe- diyor! İnekçiler sanki taş atıp kollarımı yoruluyor Kac tanesi ineği, manda» Yı ahırında besliyor? Çıkar ovaya hayvanı kazan paracıkları. Sonra da dola parmağına zavallı sütçüleri!.. Ben sütçülerin içinde de hile yap- mayan yok demiyorum. Az çok hepsi yapar ama büyütüldüğü kadar değil a canım artık. Bilmem, bizim sütünün sözleri» ne diğer sütçüler ve hele inekçiler ne derler? Si Ben bunlara fazla bir şey ilâve etmiyorum. Doğruyu söyledi mi /lemedi mü bilmem? il burası da südüne havale!.. A. Faik Güneri İ | HABER — AK 3500 senelik ————— bir aşk hikâyesi Sakal! takarak firavun olan kadının esrarı keşredildi Nevyork Metrepoliten müzesinin Mısıra göndeçmiş olduğu arkeoloğlar, tarihte kendini hiç yoktan yükselt ilk adam şöhretini kazanan Sen Mut un, pek dikkatle adürdüğü atını bur labilmek işin tam 3500 senelik ziyi kazmışlardır. Bu hâdise tarikin en hoşlandığı de. dikodulardan birinin yeniden çanlandı- Acaba Sen n hakikaten sev rılmasma sebep Olm Mut kraliçe Hatşepsu! gilisi miydi? Sen Mut bu kraliçenin teyebi visü sayesinde ç zamanki Mısırın &n mühim adamı olmuştu... Hâdise ayni tamanda bir de “şahane dalavira,, nın tekrar hatırlara getirilmesine fırsat ver- Kadın olduğu için Mısır tah- miştir: tından mahrum edilmek istenen Hat. lâzım gelen üvey şepsut hakan olmas: basit in - oğlunu sürgüne göndermiş, sanları aldatmak için sakal takmış, ken- dini erkek kılığında temsil o eden yüz lerce heykel uydurmuş ve nihayet Ma. i kendini firavun ilân et - atkara adi miş: Üç hin beş yüz yıl pek uzun bir za man olmakla beraber. Hatşepsut ile Sen Mut dedi kodusunu dindirmek için çok da urun gelmemiş ve Mısirdaki at. ların en eskisi sayılan bu atın meydana çıkarılması ise dedikoducu âlemlerin çe nelerini yeniden gevşetmiştir. Atm bu, lunması meselesi de arkeoloğ bakımın. dan hiç şüphesiz tevkalâde ehemmiyet. lidir. Medeniyet denilen şeyi ik baçlat- mak yereli kendilerine verildiği halde Mısırlıların Milâddan evvel 1800 se ed'p kısa bir zaman için hüküm süren esrarengiz bir Hiksos,: atları Anado- övürmüştü. Atlarım Me sıra getirilmesi ile Sen « Mut zamanı azasında pek de uzun zaman geçmemiş olduğundan, atlar orada hâlâ bir yeni- lik, değerine'paha biçilemiyecek kadar kıyınetli bir mülk sayılırdı ve çok pa- hah idiler. ' Ata sahip ölan herhangi Bir adam hayatta ona en İtinalı bir su. rette bakar, ölümünde de en Büyük dikkati ibzal ederdi. Bu bal Mısırın bir hususiyeti idi: Hayatta mal du- ğu kıymetli şeyleri kendisiyle birlikte mezara gömmek, onu öteki © dünyada wi san ve şereflerle hayata başlat - mak demekti. “a Köylü bir ana ve babadan doğmuş olan Sen Mut tarihte macereperestle- rin ilk misalidir. Onun dört erkek kar- deşi daha vardı: Fakat hiç birisi adam olamadı: Kendisi ise Hatşepsut'un teveccühünü kazanatak en yüksek mev, kilere çıktı. Hatşepsut birinci Tutmoz'un ve bü- yük kraliçe Ahmozun © kızıydı. Hepsi de genç yaşlarında ölen üç erkek kar- | deşi vardı. Mezarında yazık olduğu gi- bi Tutmoz “hayatını yürek genişliği ve saâdet içinde itmam ettikten sonra, öte- ki dünyaya göç edince karısı Ahmozu onun kızı Hatşepsnt'u ve Alimoz'un hemşiresinden doğan üvey oğlu ikirici Tutmoz'u bıraktı. Tahta çıkmak işin mutad olan silsi. | leye göre Hatşepsut'un hakan olmas: lâzım gelirdi, fakat Mısırda bir kadının hükümdarlığı yasaktı. İşte böylece kadın Misir âdetlerine göre “ikinci 'Tutmozla evlenmiş, o da yukarı ve aşa: ğı Mesir krak ilân edilmişti, Bu karı koca acaip bir çift teşkil etmişlerdi. Tutmoz hafif, nahif, aki bozuk ve Mısır idareşini kendi başına bırakan bir adamdır. Babası ve dedesi zamanındaki ihtiyar memurlar hükü - Diğer taral - tan İse Hatşepsut faa ve zeki bir kız. dı. Kocasından da birkaç yaş büyüktü. Mezar taşında şu yazıları beraber oku. yalım: “Onun yüzüne bakmak dünya- meti ellerine almışlardı. nm en güzel zevki idi; Onun ihtişam ve vücudu İlâhi idi. O güzel ve çiçek âçan bir bakire idi. i Annesi hayatta oldukça Hatşepsut w oğlu tarefmdan 3 heykelle biri Hatşepsil'un yarı tahrip gölgede kalmıştı: Neferurz ve Meretre adında iki kız çocuk doğurmakla ilk | ehemmiyetini kazandı. Çok geçmeden annesi ile kocası Tutmoz kısa fazılalar- la ölüller. Bunun üzerine Mısır tahtı- na varis İki kız evlâd anasi sıfatiyle güzel ve genç Hatşepsut hanedanın rakipsiz başı kaldı. Buunla Beraber İset adir bir odalık ikinci Tutmoza kü- çücük bir'üçüncü Tutmoz hediye et , mişti ki bu çocuk babâsınm ölümü zâ- manmda henüz emekliyordu. Burada Mısır veraset kananu tekrar wildahalç ederek üçüncü Tütmor'ü Ne- feruze ile birlikte iki ülkenin hakanlığı için babasının yerine geçirdi ve firavun henüz . çocuk olduklarından - saltanat maibliği Hatşepsut'a verildi. İlk önceleri kraliçe “ilâhi valide ve büyük firavun zevcesi, unvanını kabül ülkeyi sabıkı veçhile İdare etmek istedi. Fakat bu sıralarda Sen Müt kraliçenin gözüne girmiş bulunuyordu. Kraliçe onu kralsi kızı küçük Nefârure'in baş muhafizı, kendi hanesin'n baş kâhya- sı ve firavun sarayım baş müşaviri yap. mak suretiyle kendini saltanat niyabeti, ne iştirak ettirmiş bulunuyordu. Bun. dan başka da Mısır en büylk tanrısı Amon bütün mabsâlerine baş hadım olarak tayin edilmişti, Sen Mut güzel bir delikanlı idi; Bu. nun için hükümdar ve dul bir kadın © lan valde kraliçenin gönlünde bir yer | almasına şaşılmamalıdır. Kraliçe onu bütün Mısır ülkesinde yaşıyanların en başıma yükseltmişti. Devlet hazinesi- ne sanki kendi malı imiş gibi tasarruf ettiğinden fevkalâde zengin bir adam olmuştu. Çok geçmeden Sen Mut'ü hanedana mahsus üsera, devlet hazinesi, harp mü, himmatı nazirliği, saray baş muhafızı, ve firavunun hususi hamam ve yatak odaları müfettişi memuriyetlerinde gö- rüyoruz. “Plâj mevsimine Şu Ir 4 , ki ar kaldı, diye deniz meraklıları sunar, Kaliforniya plâjlarında mevsim çoktan başladı. İşt : 2 eğlence: tavşan yarışı! iz inci Tutmoz'un ölümünden bir Hatşapsut ile Sen Mut r vererek valde krali- genin adiyle saniyle bizzat kıa) olmasını muvafık gördüler, İşte bunun üzerine kendini sakallı göstern heykeller gö” rünmeğe başladı az sonra da “aşağı ve yukarı Mısırın Maatkara,,, unvaniyle hakanlığı ilân edildi. Üvey oğlu ve hakiki firavun olan üzüncü Tutmoz sürgüne gönderildikten dr. Flatşepsut çok güzel bir san'at eseri olan Deyr . Ki - Bahri mabedini ve bu- nun içinde de kendi mezarını yaptır” makla bir daha silinmemek üzere adını Mısır tarihine yazdı. şöyle bir kitabe yazdırmıştır: Kraliçenin âşık: Sen Mut da kabrine “Ben bütün ülkede büyüklerin en büyüğü idim. Kralın bütün saraylarin- daki esrarın tuhafızı, hakanm sağ eli ve İsikümdarlığın mühürdarı idim. Hu- #wra yalnız çıkar ve mahremane'şerefi sohbet olurum. Hakikatin © âşıkı idim; hiç kimseye tarafgirlik göstermedim. Hâkimler öğütlerime kulak verirdi, Sür kütum, hitabetin ve belâğatın en rana misali idi. İlisi valde kraliçenin bü. tün kalbini dolduran adamdım. Haka amın yüreğ'ni hergün yehi sevinçlere götüren en sadık Aşık ve hizmetkâr idim... min “bir ka, Bütün bu yazılar Sen TJut'un haki- katen kraliçenin sevgilisi olduğu gö#- termektedir. Nitekim 3500 sene evvel de büvin dedikodular bu iki âşığın üstün de temerküz etmişti. Fakat bu iki âşı. ğin iyi taraflar; da çoktu. Halkı mana” sız tekalü!f ve vergilerden ezmediler, Büyü aflarını hep kraliçenin bazine- lerinden yaptılar. Memleketi de sayı sız mabed ve sâbideleriş sümlediler. Yabancı ülkelere harp açıp on binlerce kindiler, Fakat kral çe ile âşıkı zevk ve safa içinde eğlenip dururken üçüncü Tut. moz da büy ordu. Üvey annesinin kendini tahttan uzaklaştırma" sı şeklinden hiç de memnun olmamıştı. Ateşli bir gençti ve ilk indifamı , Sen Mut ölüp mezara gömüldüğü zaman gösterdi. Oraya bir takım yağmacılar göndererek cesedi müthiş tahrip ettirdi. Fakat serseriler sandukanım üstündeki yazıya nasılsa dokunmadılar. Hatşepsut ölüp de üçüncü Tetmoz nihayet tahta çıkımca, üvey annesinin bütün heykellerini toplatarak bir taş ocağına attırdı. Fakat arkeoloğlar çok sabırlı insan- lardır. Onlar Tutmor'un tahrip edeme- miş olduğu kitabeleri okudular, Sen Mut mezariyle atının tabutunu meyda» na çıkardılar; Matşepsut'un inşa ettir. miş olduğu güzel mabedi keşfetiler, “kendini erkek diy gösteren bu kraliçe- nin kırılmış heykel parçalarını toplayıp bir araya yapayarak heykellere asıl bi- çimlerini verdiler ve böylece güzel köy- lü çocuğu İle büyük kraliçenin arasında geçmiş ve 3500 senelik bir mazinin toz ve topraklariyle örtülmüş olan aşk hi- ortaya çıkardılar.