14 NİSAN — 1937 Hâm idi n tabutu Türk milleti saygı ile baş eğiyor! Türk kâinatında büyük şair adına milli matem ilân eden Atatürk, milleti Şiirin sultanı öldü. Bu ölüm öy- le haşmetli bir hayatm sonudur ki, Azrail tırpanma bakarak gaddarlı- ğının en büyük gururunu duyabilir. g Hâmid, hiç aramadığı, en ufak bir | ihtiras göstermediği halde, vatan | daşlarmın kendi ayakları altına sere | sere yığınlaştırdığı iklillerin, defne, | meşe ve zeytin dallarından şeref çe” | lenklerinin üstüne basa basa beşeri sathm fevkinde boy göstermiş bir Türk ölmezidir. Onun doğumu ile uhraya göçüşü arsında gecen 86 yıl, on dokuzun- cu ve yirminci asırda Türkiyenin birok ejğemenlikler alımda yaşayı- şma sahne oldu. Abdülüzizden, Beşinci Murad- dan, İkinci Hamidden, Beşinci ve Alımcı Mehmedlerle İkinci Mecid- dan Cumhuriyet Türkiyesine bugün Üniversitenin fakültelerinde oku- yan gençler kadar tertemiz olarak intikal eden Abdülhak oğlu Hâmi- din hayatı, yalnız Türkün yükseli- şine ve kurtuluşuna çalışmış ve bü- | yük güne intizar etmiş bir vatanda- | yag AR Abdülhak Hâmid... siyasada, diplomaside, edebiyatta, kültürde ve her nefes alışmda Hâmid yalnız Türk olmuş, İnız kendisi gibi olmuş, yalnız milli olmüştür. O, iç politikada ne Osmanlı cemiyetinin, ne Abdülâzi- zin, ne Muradlarm, Hamidlerin, | Mehmedlerin, İttihat ve İtilâfların, de dış politikada şu veya bu yar | İ tank siyasetin adamı olmuştur. O yalnız, hayatmm en şerefli devrinde idrak ettiği cumhuriyetin, milli Türk ideolojisinin adamı oldu. Bu hakikati bilen milli Türkiye bu- i büyük çocuğunun tabutu ekim ül, ibtiyarları, kızları, kadınları, erkekleri, sivilleri, asker- leri, ordusu, donanması, hava Baş. vetleri, kültürü, mektepleri ve bü. tün şerefi ve vakarı ile, eğiliyor. Türk kâinatında Büyük Şair adı- na Atatürkün milli matem ilân edi- şi bunun delilidir. : : Bu satırlar bizim hissemize dr şen tazim borcunu ödemek iddia. aradadır. aameddlin Nazif şm tarihçesidir. yy yy yy Uhra ve ölüm karşısında Abdülhak Hâmit Ölüm bir bakar kördür ... — Abdülhak Hâmidin muhtelif vesilelerle ölüme Henüz ölmedim ki.. “... Öldükten sonra, genç, ihti- yar, çoluk çocuk hep birdir. Ve bü- tün ölüler hemsin ölüyorlar. Ruzu mahşerde bütün insanlar hep bir yaşta kıyam edeceklerini işitmiş- tim. Belki onun için böyle diyorum. Henüz ölmedim ki bileyim.,, —— Hatıra defterinden 14 Haziran 1904 — Ölüm bir bakar kördür “.., Ölüm bir bakar kördür. İhti- yar, güzel, çirkin tefrik etmeden vurur da onun için.,, Kraliçe Viktoryanm cenaze merasiminde “Moda olan siyah renk incilere kadar sirayet ettikten ve sarı saçlı cemiyet perilerinin mavi gözlerinde bile zulmani hayaller ve matemi nazarlar tecelli ettirdikten sonra git- gide eflâtun ve kır renklerine gire- rek nihayet solmuş ve berhava ol muştu. Denilebilir ki, bazan hüzün ve matem de havaiyattan oluyor.,, Perii şiir korkup kaayoe “Ölüm pek derin ve ber side bie Salar İlam ie de L- beyde onun yalnız soğukluğu görü” lüyordu ve ondan mütefekkir göz Yaşları nebean edecek yerde müte- affin kanallar cereyan ediyordu. Maşukai maderzadım olafi perii şiir bu menazırdan tedehhüş ettiği için bana görünmez olmuştu... : — Lâheyde bulunduğu günlerde söylenmiştir — Hâmidin ölüme bir hitabı “.. Ey ölüm ki bütün efradı (Baş tarafı 1 incide); Hâmidin tabutu bu sabah mesa:| odasma almmıştı. Gelenlerden bir kıs. mı tabut başına giderek büyük ölüyü gelâmiryor, bir kısmı da tabutu gör- meye tahammül © miyerek büyük salonda oturuyordu. n akşama ka. dar ve gece sabaha kadar apartıman gelenlerle dolup boşalmış, binlerce dair söylediği bazı sözler — 4 Şreyeü TAN ge v4 < iğ e m4 N e İle sr, , ç LO uy ri a ” MEŞZY, 4g Ğ LL ipi ZA 2? TN eze EA li wp ep ayğ gn Hömidin Arap haflerile el yazısından bir sümüne (umumi harp içinde yazıl. ; maştır.) serin yüreğinde olan hüzün, mahza senin nakşı nigâhmdır, sen bana fe- rah bahşedeceksin. O âlemin tufan- lârmı halkeden kanatların altında benim ıstırabım sükün bulacak!.,, — Bir Sefilenin hasbihalinden — e — illi matem mektup, telgraf yağmıştır. Edebiyat fakültesi büyük şairin ölümü dolayısile bugün öğleden sonra kapanacaktır - : Fakülte bayrağı matem alâmeti ol. mak üzere yarıya indirilmiştir. Tecasiir içinde bulunan gençlik bu | gün saat 18 de üniversite konferans salonünda bir topalntı yapacaktır, Abdülhak Hâmidin hâtırasını tazime davet etmiş bulunuyor İ etmiyor, yalnız dü biyet hakkında ne fikirde bâlundukları- | nı sorduk. “Almanlar pek yanlış hare. | z a “Şairi âzam,, m Londrada büyük elçilik müsteşarı bulunduğu günlere ait bir hatıra... — Aslı deniz müzemizdedir. — (Bu resim İngilterede Niyühastilde Armistrong tezgâhlarında 17 haziran 1320 de (33 yl evvel) Ertuğrul gemisini! denize inme merasimine Türkiye namına riyaset ederken...) . . Çanakkale kahramanı ve Hâmit.. “Busadam halledilmez bir muamma... Herkes" sürur içinde, o, YALNIZ DÜŞÜNÜ YOR! (Abdülhak Hâmidin büyük bir kitap teşkil edecek olan hatıraları kendisi tarafından yazılmış, fakat henüz kitap halinde basılmamıştır, * bu hatıralar 1924 yılında Vakıt gaze tesinde tefrika suretile inişar etmişti; aşağıdaki parçaları bu kıymetli eser den alıyoruz. | Çanakkale galibi w. Çanakkaleden avdet etmiş olan Çi- mentepe ve Anafarta muharebelerinde muzafleriyetler kazanmış bulunan bir zat bu apartımanı görmek Üzere bir gün bizi ziyarete gelmiş, lâkin hakkinda bir şey dememişti. i ilk defa olarak 6 gün müşerref oluyor- dum. Sonra bir kere daha (teşrif etti, O zaman Almanların İngiliz ve Fransiz. lara kahirane bir galibiyeti o ölmüş ve payıtahtr saltanat alâimi şevki surur ile donanmıştı. Bu sat herkes gibi izharı (o şadımanı ünüyordu. Bu gali apartıman ket ettiler, Bunun neticesi vahim ola- caktır,, dedi. Sevinç içinde bulunan hal- kın intizar ve itikad: hilâfma olarak bu neden bu fikirde bulunuyordu? Dekayı Hâmit ve “Arzi,, ler — Fikret Âdil — Abdülhak Hâmidin şürde, nesir de, hayatında ne kadar büyük bir şhasiyet olduğunu başkaları ve ehil leri benden çok güzel, daha çok sa- lâhiyetli bir şekilde anlatmışlardır. Ben onün en ziyade “ironie,, sine hayrandım, ve dün onun gözleri ka- palı tasvirini gördüğüm zaman, Hâ- midin biz, arziler'ine bir yaptığını ve neredeyse, açarak: — Beni öldü mü sandınız? Diyeceğini zannettim. Bu zannımın tahakkuku, genç ne. sillerin, artık büyüklerini istihkarla değil, tazim ile anacakları tarihin gözlerini ! başlangıcı olacaktır. — Fikret Adil Abdülhak Hâmid Ata“ (Türk Dili kongresinin askerisi ona vehameti müstakbeleyi ba. lihazırda gösteriyordu. Mühterem zair gittikten sonra refi- kamla ben bir müddet ne diyeceğimizi bilmesik. Relikam biraz sonra: — Evet tağccüp ediyorum. Bu adam hallonünmaz bit muamma. Herkes şü. rur içinde, o yalnız düşünüyor, Çanak. kaledeki © parlak muz sonra kendisinde bir eseri gurur da yok. Ve onda 6 parlak muzafferiyetleri göl “.. Bu sırada Mecidiye kruvazö- rümüz süvarisi bir sandal ile — gali ba veliahdi görmek üzere — bulundu ğumuz hükümdar vapuruna tevcecüh ederek geldiğini gördük. Yusuf İzzet tin Efendi bu süvariyi krala taledim etmek lâzım ise kimin takdim edece fini sorup anlamak için beni üç kere aşağı kralın hizmetinde bulunan me- | murlara gönderdi. Bu memurlar her | defa istifsarıma: | — Biz bilmeyiz... Kral nasıl ister, se öyle olur.. — diyorlardı — Efendi kendisine . arzettiğim bu topland günlerde alınmıştır.) gede bırakacak başka bir istidadı galibi yet var.. dedi. , Ben de: — Umarım, ki bu adam istikbali rüyor, Ve ellerinde büyük bir inkılâbın dizginleri duruyor, dedim. Bu harikulâde #dam rei zi Mustafa Kemal Paşa O, muharebel umumiyenin $tisir devletimi bu ikinci mi rmüşse ni gör ) Hâmid ve Yusut İzzettin cevaplarla merakmı ve telâşını defe» demediğinden dördüncü defa olark gene gidip tekrar sormamı istedi. O zaman ben; — Kaç kere soralım efendim? İşte bilmiyorlar.. demeğe mecbur olmuş tum. Yusuf İzzettin efendi tertçe © lan bu sözüme cevaben gülerek? — Vakia siz. bir sefirsiniz böyle birkaç defa sizi rahatsız etmemeliye dim. demiş ve sonraları da bumu we nulmeyarak: — Hümit bey, kaç kere, kaç ker© sordunuzdu? diye sitemler etmişti. — Hâmidin hatıratından—