Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
S 2 : : : kE'. .8 f ğ ee - A $ 5 A B Di _ğ. ğ g B ; t ':.'5’. g ş ş & 3 j B A £ : ; 'yöne a 'TöğL 91$ SEM U2)S99 YOA JSGE TOM M zjse porg Sep “YOrunysom) Ha 3 usuy9 Yöğey NS — öYösSe T düra YoCu sSum örg Toduriğ Ioayoy 'OTEH — x Eü Üüçe tortura sakleti Bdi e v ğı : F t : Ş & : 5 Ş : ğ g | TBA :ZTU P -Tinğeprörey ayALreyanımayo söyAN I, SA zanmnAnyo vyap 491 30N "unapodia3saydo üf isy SYN PUNADLIPUYU düz USAYIA PYIA PAHE AM B7 'UADA 394 DN D)ĞSAY 139 U9 STWT "unrpodas)sayazıo w9 361 Syuny punrdasyur H pro 'ıdap a&ıp ÜG5) — (98) 1918 Zrunğıpu> op yumund3saL üD sun )99)5 PltA 9)Uas) Tuy 'wanbağ 3yd9l purs SyunıS Si0 “yOrsA 181 Tünjyejsen y -A9 UBurez o 81 (1) YKt Seg Urudtnyoy vapo dİNYEJ NU0 9A esroAtaapppAearu 9pı (8) Yonnön EKSA POUTNT VAA TOULG göXes Yopzaypsunyay dömyesmur arKog “myo döayyaru vap — -N WOP EEY ÖT DAT Sopsumyan YOĞALA EPLOTEUUTY a Yep Tremeysoyy ULS SUN 11995 PU 9UYIZ ST nn W “tusnbag Iyos punuaSozağ JJOSASEYULA P Puis ONUNIS 9p pun 'NUZMAZ YOLUT -yaso9 H J87 SuNgeyssny aTP “1yas Iu YEPİ SA — 1198 99991 YÖT 9ZÜL) *1y38 arur )eya3 'yporda oöğury pun söazyeM döğe )yoru TeMZz YOT UIG SoZURL — 3239f sa SEM Porj Sep n3 Tyos Jfards 199591990 SBET — 1L193 Yone 9Iş HöZüL I, — Ş3AZURL S 219 Purs 'soysanyoğ LH — 'Gözut) yöne unrey Söp 'it dodA 'yoranyenr Sogy — 4SUassıj Sop pusayema yYısnyy yöne Hards — 'OİYET, Sı9puosağ 'punarı vromu Tyomer — Nat 351 BOOR SEep “gysomrağ N3 üagey 919 'ef “er — * # N v , VUt - HŞGiT BAFi TTELDİ W b - — -. : -. oğ'—ğw' SAŞÇ AĞ R Sit gizi GA â—gğ Di ea BURURR! Tkç3 *Tğğ“aügıg Ha 45 O aî&.ğ_.g S ğ îîö"ğc ”E“ğâ%ğ > HM LENE wşdâ>c B » DF R M ae DA Gedi SEZR: Ş e a DAR pirk u: Şd —-—ğ %ğâü' z — .B EREe £ ieeş 0 u.? ğ-. Ş—ZS ğga Ş GEL ÇUN DU B e .. © FE LA BU SA z ŞUĞ oisku P F Ab3. 'ti ”y göldEtisce? e YEyoRERleE ” B gPöaRsEğeki x v Eğda pi BEçE » P iy tob Hin £ SE 5 187 İep 2 KA ğ E a e| A R U ÜRE G 8Ti P JP Böş E88 Çi g © B” g E ğ " &'ğ gâ ogğg ğâg : nE T6 %B- HLA Di şi0eb gi g y Y -— * h-p A (ü H B Cai S ( .. v " K” AELELEE B YA VSE Te 98 B “.=..'-s’g' Üü e İ9giSiİSE 3 4 Mim li OŞ A | z | ğ. - ';ıâ -*;â,__'â .3 - S9 gg Ets Yel * _ gv > MA FERE Kİ VÜ («) m © Ö Ü- - -— 'U;;%d“î' 033 ğ A H7 Uıâxâı“ (6 ) g | Ş. ';j.â_âi ğ ğmm? P < 398533 0383 Ü :8 E MA ” SŞ " n Y ge 9 YA ÖĞNEŞ z A f S B35 115 Oll « hğ"*ğ*nm— %ğ g TSRAsA| d AŞ ,_n'.?'ğ_& Kz y u H E' Six gi W 5 b86 - üü cakri © a ÂŞ E b mh K İ H ? 3 ğ 3 $ $ 2 5 #i0 De 'a L İdi e. 3ç d ğ LA HŞ ş 5 B c E & 'ğ AÜrE: l aA ÇA ğ_ < a F- ARR ' & sipim ti (8| , & © <« 5 $ S ED I - g 7 MAF YE L - M B Z " ğ guâ_'_â î-sğ Ört t et G $ Ğ__âgî'iîââ_ğ:îg,dğ & ça : ŞB <Ü 3 — Guüten Tag, Herr Sehuster! : " , " * Ki ğ -â Z ğ 5 ea hSi ğ 'öa, el Z - z H tağ ğ $A İ b ye ] B Kat â âgâ s B cda y :*'..ğ o'g g ğ.ğ - Pa 'B =a ; " â',â“ îg.ğ S A ŞUk y d 2“ a İ . 7 gi Sis4a Ş Saşld *::î,g»—xğwg.:.î çğsüğ SÜ P BU b ı?“_.;_ş_î'-â.î.â » M çe .::333'75—'&'”8 A LIELEC F » Ğ5 (gÜlgiiyiçi 4 gögoqı?.îâagğ ZSSSELAÖLERALERİ © ı 3 ğ — ğ - e ğ 'â ğ ’E Üi a Hg « b .o w —ğ"ğ gb © 8 âa FF LT iğ” .'-ğu"*”â—?ı'âvu' SikL HŞAi Şd 3 H EECERE LEL EERL L L FE L -i be S3İRO gAĞA ğ-g'gggâonâ-unâî ORBADABRESABRKEA HAŞT Üai hiz İeklatl Z trıkil İ5xanmisMi Derslerimize abone olanların taksitlerini nisanım onuntu gününe Kadar göndermelerini rica ederiz. 172 CÜCENİN AŞKI aldı, mantosunu yerden kaldırdı - O manto ki, bir türlü elinden bırakmı- yordu ve çocuk gibi bebekler yaparak sözüm ona eğleniyordu - ve o vaziyette, mezar olacak esrarengiz yerden içeriy_e girdi. Espinozanın, kendisine tarif etti- ği veçhile ayağını döşemenin o yerine bastı. Filhakika sert bir gürültü duydu. Döndü ve duvarın eski vaziyetine BİT- miş olduğunu gördü. Artık görünürler- de bir açıklık yoktu. ) Di Pardaayn Espinozanın dediği şîbı, si yah bir delik olan mezara kendi kendi- ni kapatmıştı. Fakat kapanm_adan a vel, oraya müthiş ve kuvvetli ı-alı_:îbml atmratr. AYT RÖOLLER DEĞİŞİYOR Pardayan mantoyu ve lâmbayı Y_"; bıraktı. Diğer iki hücrede olduğu Eibİ. bu mezarda da mobilya namımna bir $eY yoktu. Diğer taraftan kapı ve pencere- de mevcut değildi. Doğrusu, kendiliğin. den kapanmış olan kapıyı bulmak bile zordu. eg Pardayan bütün hareketlerini bujfü]l bir soğuk kanlılıkla yapıyorduı Rıkı'?ı: ni yarım boğması ve onu bir çöp gibi oraya Savurması, kuvvetinin tekrar av. det ettiğini pekâlâ gösteriyordu. Zaten, şahsındaki değişiklik yalnız bundan ibaret değildi. Kuvvetile berı ber zekâ ve şuuru da avdet etmişti. — Artık, biraz evvel olduğu gibi, kor- kak ve aptal bir hali yoktu. Yüzünde: her zamanki emniyet ve azim Madesi ve biraz vda istihza vardı. Espinozaya doğruü yürüdü. Hiç acele etmeden üzerini aradı ve parşümeni gir kararak biraz dikkatle baktı ve sonra, Bunu yaptıktan sonra kamayı çıkar. di ve kemerine geçirdi. Espinozanın üzerinde başka bir silâh olmadığına da iyice kanaat getirdikten sonra, manto- nun ve lâmbanın yanma otürdü ve dü. daklarında garip bir tebessümle bekle- di. ' Baş engizitör güçlükle kendine gele. bildi. Gözleri Pardayana dikildi ve onun her zamanki soğuk kanlı çehresini gö- rünce, bir tek kelime söylemeden başı. nr salladı. Biran bile, sakin tavrını kaybetmedi. Gözleri Pardaaynın yüzüne, sanki saray da ve birçok kimselerin mühafazasın- daymış gibi emniyetle dikildi. Ne hay. ret, ne korku ne de sıkılganlık alâmeti gösterdi. Yalnız gözleri Pardayanın yü- zünden bir türlü ayrılmadı. Delinin içmiş olduğu ilâcın tesiri ni. hayet yarım saat süreceği için, henüz ümit besliyebilirdi. Bitaz sonra, mahpüus nasılsa korkak bir çoccuk haline gelecekti. Espinoza, işte bunları düşünerek mü- cadele etmeği maansız buluyordu. Bü. — tün mesele vakit geçirmekti. Her şeyi bununla hulâsa edebiliyordu. Pardayanın kendisine, rahip ve pa- pazlarına, meşhur ilâcı yapan kimya. gere bir oyun oynamış olması ihtimali sonun bir türlü aklına gelmiyordu. “ Zaten buna nasıl inanılabilirdi Bu “ilâç, birçok defalar, yüzlerce betbaht insan üzerinde tecrübe edilmiş ve her zaman iyi neticeler vermişti. Biran için, bu ilâcım müthiş ve sağ- lam bir bünğeye malik olan Pardayana karşı iyi netice vermediğini — düşünse bile, onun uzun müddet açlık ve susuz. Rığa tahammül edeceğine ihtimal vere- mezdi, İşte sırf bunun içindir ki, Parda. sahte olmadığını anlayarak katladı ve yanın kendilerine bir oyun oynamış ol- N ae N | L 'ai r di h E5 L LA T 4 NPA Ki ERERI aA t "'.Aı Mi PU 4 - Espinoza gülümsedi. Artık kendisine tamamen emniyet gelmişti. Korkmuyor du çünkü cesurdu. Ölüm onu korkuta- mazdı. Fakat, bitirilecek bir — vazifesi olduğunu ve bunu bitirmeden evvel öl- memesi icap ettiğini düşünüyordu. Sırf bu endişe iledir ki, karşısındaki. nin taarruzundan çekiniyordu. Pardayan, ilâcın tesirile yavaş yavaş kuvvetini iktisap edecek ve bu vaziyet birkaç dakika devam edecekti. Binaena- leyh şuurunun bir parça avdeti, başen- #gizitörün üzerine saldırarak boğmasına kâfi gelebilirdi. Espinoza bütün kuvvetine — rağmen, böyle bir rakiple başa çıkamıyacağını pekâlâ biliyocdu. Bunun için, Pardaya. nın gösterdiği bu korku ve çekingenlik Onu ikna etmişti. Emniyetle ona doğru yaklaştı ve âdeta tatlı bir sesle: — Ne o Pardayan, dedi, beni tanımı- yor musunuz?.. Şövalye bu sözler üzerine, zihnen bü- yük bir gayret sarfederek hafızasını yoklamak ve bir şeyler hatırlamak isti. yormuş gibi bir hal aldı ve tekrarladı: — Pardayan?.. — Evet Pardayan.. Pardayan sensin. Pardayan yavaşça gülmeğe başladı ve mırıldandı: — Böyle bir isim tanımıyorum. Espinoza bir adım daha attı ve elini onün omuzuna koydu. Pardayan titre- meğe başladı ve Espinoza, onun nere- deyse elinin altında ezileceğini hissetti. İkinci defa, gene ayni garip tebessümle gülümsedi ve ayni tatlı sesle: — Korkma Pardayan, dedi, sana fe. nalık vyapmıyacağım. Deli sevinçle: — Sahih mi? _ Espinoza tatlı ve yumuşak bir tavır. takınarak: * CÜCENİN AŞ. 169 — Görmüyor musun? diye sordu. Pardayan uzun müddet endişeli na- zarlarla ona baktı. Sonra, herhalde ka- naat getirmiş olazaktı ki, manasız bir Restaurant gehen, tebessümle gülümsemeğe başladı. Es- - pinoza, onun nihayet emniyet ettiğini görünce devam etti: ee — Hatırlaman lâzım. Anlıyor mu- sun... lâzım? Sen, Pardayansın. — Deli zevk duyuyormuş gibi bir tavır, la ve gülümsiyerek sordu: — Oyun mu aynıyacağız? Şu halde Par... da,. yan olayım. Ya siz, kimsi- niz? — Ben Espinozayım, Deli tekrar hafızasını yoklamak için büyük bir gayret sarfederek: — Espinoza..? — Espinoza!., Bu ismi tanıyorum. Dedi, ve birdenbire hatırlamış - gibi, dehşet ve korku içinde ilâve etti: — Evet!... Evet, hatırlıyorum!... Es- pinozal.. Bu çok fena bir — adamdır... Dikkat edin.. Bizi döğecek! — Hal! Nihayet hatırlamağa başlıyor sun Evet, ben Espinozayım, — Sen de Pardayansın. Faustanın dostu — Parda. yan, 5 — Faustat Böyle isimde bir tanıdım. Bu çok fena bir kadın!., Espinoza gülümsedi: — Evet ta kmdi+ Nihayet hafızan tamamile avdet ediyor. Fakat delinin sabit bir düşüncesi var- dı ve hep onunla meşgüuldü. Espinoza- nın kulağına doğru eğildi ve — ifşaatta bulunuyormuş gibi bir tavırla: , — Siz benim hoşuma gidiyorsunu dedi, bunun'için size haber vere; Fausta ve Espinoza hiç şakaya geln ler. Bunlar çok fena adamlardır.. î&— kadın M ai AAA — O, das ist sehr gut, ich möchte auch mit Ihnen ge. ben, wenn Sie erlauben, : $ (A 1 N' ğâğ 33: esnasında, zarfında £fröhlich — keyifli, şen — Aber bitte! Bi & *