Cöyyimei on oyna » “3 "904 pun gozğ şeş mey da zapaDa MADJMOJDE yorafi şensmiğ smunğupaj6 yuysomnş 430 oymisaz “uşlayayo Mis Dibe e m e e Kanun SapDAA 4) 2 DEUDYOJ “040 Yoda OpMAyAYyağ DUY GREN öpüp » npuok po * yola gauery — yuaşpad * azdaşpad “ Uvuoypoa a ora “apesostadg d49pUos9g UGUU S(9)OH UDJ0889ğ O ey » “İETEĞ <1 0 - ULA, Op “paya yDa da AOYDJEY OL “427100 “(zmdofaa96 9pn04524 13230 OPAK Huş 2g “apyuopoe ayol wee dayaypıyıymuz 1211070 MİŞ VVE) arpyoğ dag snap apdoyaya$ uvuyy unng OPAÖJ) “370p pu summsoy “OH OĞUTN duş9 eu yopuŞ YAPIN UoyosNOp UNAL uae VI ğ 49J9UWu139U3p 9JUND — “unypodaaş 40 sup 1y0S myuyi Sayees S9p opunudımurH WI *EDİDÖ MDMMDY SUDD 450 ny doyeydn MAĞ D4ŞeOMO OPUSDUSA YOK “Çavsuop ys şmyyofi aog Yan$ MOR DUE a) SOY Uyğomofi VpuSSI ) “URL, MLLOpONL d9pO JİPAYT *4tpria pk Dafzık “DADA 108 “opuyofioyyi unuoy9s “pa sop (2719793) opal sy unlng “(aparey apdofi 421) Soliyypa suvp WÖng) “MAİ yredogn WE Fzuv) no OYAUYIŞ Oy O UÇ 1d UIROZUTUYK 20p PURYRM AURA İSO SPANDİ ELDE JOH (Coavayz uyuypuzoj uno Aapıjı YED SO) *odurtıyoyş Suağra ou10s Yey YOSLL POP “(oi vofızmup solininp 0) fo404 109 umuopDe 36 ug) “UL POSA) Mp UOA SAOL UOZUU) KOZURL, YA KErRRRPERtaŞ ip Hee Erik! > ii |: iki ie İY Şir iŞ i i z a) ki mii elini Hi Elka ize âşsEyieos o işi She ia EbeEi ; 8 İç EEİin - SEE BEŞE ER # ii iL Ş zi i El i A ii ie ği di ğ l is ALMANCA DERSİ | Me og ALMANCA DERSLERİ Kendi kendine 1000 kelime ile ie (iler hakkı Haber Gözetesine aittir) DERS: 31 (10 numaralı “Lokanta” resmiyle takip edilecektir.) Yeni resmimiz üzerinde çalışmaya başlamadan evvel, geçe derste Türkçeden Almancaya ve Almancadan Türkçye çevrilecek cümlelerin yapılmış şekillerini göre, lim: Bugün 10 uncu resim olan “lokanta,, üzerinde çalış- malarımıza başiıyacağız. ii iş ; a. 3 : ğ i EE Pİ g elişi Sul Beş İİ ; alalı eğimi sikisasiıy A : Eğer Z beste der Stadt. (2) Das Möbel im Restaurant ist mit grolem Gesehmack gewâhit, (3) Die Stühle sind mit ik 2 be eri (9) leh Türkçeye çevrilecek cümlelerin terelimesi: , (4) Geç kalma, seni okuma salonunda bekliyo- rum. (2) Hamal eşyalarımı getirdi mi? (3) Acele ediniz, yoksa çok geç geliriz (kalırız)! (4) Banyolu bir oda iste (1) Auf dem Brief ist keine Untersehrift, (2) Mein Geburtsort ist İstanbul. (3) Bitte, wollen Sie das Formu- ” Almancaya çevrilecek çümlelerin tercümesi: du für, mich das Zimmer vorâusbestelit? (7) Betiledich! (8) Portier, bezahlen Sie den G pin kirası günde 30 marktır, (9) İsminiz nedir? (10) İs lar aüsfüllen? (4) Der Preis dieses Zimmer ist vlel zu teuer. (5) Mein Zimmer İlegt am Ende des Flurs. (6) Hast bir oda boş olup olmadığı bakar mısmız?) (7) Ümitede, mim Rudolf ve soyadım Şmittir. rim. (5) Odayı evvelden ne zaman tuttunuz? (6) Lütfen rim ki, yarın hava güzel olacak, (8) Oturduğumuz oda- banyolu boş oda var mi, yok mu bakar mısmız? (Lütfen, Almancaya çeviriniz (1) Benimle lokantaya gitmek ister misiniz? (2) Yak- laşan adam bir garsondur. (3) Karşımızda oturan adam çok zengindir. (4) Hüsnütabiat sahibisiniz (heben). (5) roichem Füutasiestof( bözogen. (4) Wâhrend des Abend- essens splelte elin ausgezelehnetes Orchester. (5) Mo. derne Tünze tanzt man überall gern. (6) Die Tânzer tan- zen im Hintergrunde des Saales. (7) Das Orehester spielt auf dem Orchesterpodium. (8) Der Kellner, derinder Auf dem Tablett sind zwel Weinglüser und cine Flasehe Wein, (10) In diesem Restaurant beğienen viele Kellner; Bu lokantanm mobilyası çok hoşuma gidiyor. (6) Mızı. kanın yeri pek yüksek değildir. (7) Bize en iyi şarap- tan bir şişe getiriniz. (8) Garson, bize müziğin yannda bir masa veriniz (9) Oturduğum sandalye rahat değildir Mitte des Saale3 steht, trögt in der Hand ein Tablett, (9) (beguem). (10) Şen şarkıları çok severim. 170 Espinoza sabırsızlıkla dişlerini gıcır- dattı ve? — Sefil delil dedi. Espinoza benim diyorum. Bana iyi bak ve hatırla! zekâsını iade etmek istiyordu. oYabir tesadüf eseri, hakikaten ona iradesini kabul ettirmiş, olacaktı ki, deli bir çığ» ık kopardı, silkinerek elinden kurtul. du ve bir köşeye sığındıktan sonra 80- Iuyarak bağırmağa başladı: — Siri tanrim... Siz Espinozasınız... Evet. Hatırlıyorum.. Beni siz yakalat- tmız.. Bana öyle o geliyor ki, o zaman bambaşka bir adamdım. o Kimdim?.. 'Bilmiyorum.. Fakat görüyorum. Çok kuvvetli ve cesur bir adamdım.. Siz ba, na ıstırap çektirdiniz.. Evet, hatırlıyo- rum... Açlık, müthiş açlık ve sususzluk.. Ve bir çok zavallıların işkenceye maruz kaldıkları 6 meşum koridor!.. — Çok şükür! Nihayet hatırladın! Deli dehşet içinde ulumağa başladı: — Yaklaşmayın!. Sizi (tanıyorum. Ne istiyorsunuz? Beni — öldürmeğe mi geldiniz?.. Gidin! Ölmek istemiyorum!. — Bu defa artık beni tamamile tanı» dın. Evet, Pardayan, doğru: Sen cesur ve kuvvetli bir adamdın ve şimdi nesin? Er küçük şeyden İorkan bir © çocük. Seni bu hale getiren benim, Beni biraz anlıyorsun Pardayan: Bu anda (hafif bir zekâ kavılermı beynini tenvir ediyor. Fakat biraz sonra içinde tekrar zulmet doğücak ve sen gene birâz evvelki hali- Ze iv :deseksin, yani zavallı bir de- K ri rekân: mahvetmek fikrini bana ie li Mi li biliyor muydun? Senin des. a. Evet, bufikir onun ve itiraf | ilm lm ben bulamazdım. Gc pü CÜCENİN AŞKI Evet, hakkın var! Seni öldüreceğim. Öyle bağırma. Seni bir kama darbesile öldürmek istemiyorum, bu çok seri ve tatlı bir ölüm olur. Sen yavaşça ölecek: sin, hem de mezarın içine gömülmek suretile, Müthiş bir açlık ve susuzlukla öleceksin. Bak Pardayan, dikkat et! İş. te senin mezârın. Espinoza bunları söylerken, herhal. de gizli bir manivelayı işletmişti. Çünkü birdenbire, duvarlardan birisinin ötesin- de bir yer açıldı. diğer elile de, hiçbir mukavemet göster- miyen Pardayanı yakalayarak, açılan yerin önüne getirdi ve titriyen bir ses. le: — Bak, Pardayan, görüyor musun? Burada ne ışık ne de hava var, Bu bir mezar, hakiki bir mezardır ki, içinde yavaş yavaş açlıktan öleceksin. Dünya- da, benden başka hiç kimse bu meza- rt bilmiyor, Ve biliyor musun Pardayan? Bunu sana sırf işkence ve ıztıratan daha bü- yük olsun diye söylüyorum . ki tabif sözlerimi hatırlarsan - biraz sona sana ait olacak olan bu mezarın gizli bir mahreci vardır. Bunu da yalnız pe bi- Tiyorum. Başengizitör bir etile İâmbayr ie — Bu mahreci arayacaksın. Pardayan, bu seni meşgul eden bir eğlence olazak tır. Onu arayacaksın, çünkü şimdi öl. mek istemiyorsun. Fakat onu bulama, yacaksın. Benden başka onu kimse bu- lamar. Bense, biraz sonra, bir daha dönmemek üzere buradan çıkıp gidece- ğim. Fakat dışarıya çıkmadan evvel, seni oraya iteceğim ve sen de, şurada gördüğün şu döşemeye basınca, seni diri diri mezerına gömecek olan demir ei eşi kendi ayağınla üzerine Mippak CUCENİ Zavallı deli inliyerek yalvarmağa baş ladı: -— Merhamet! Ölmek istemiyorum! Merhamet!.. Espinoza o müthiş sakin tavrile re vam etti: — Biliyorum. Ölmek istemediğini bi. liyorum. Buna rağmen biraz sonra ora" ya girecek ve o andan itibâren artık mahvolacaksın. Fakat şunu bilmen lâ. #ımdır ki, maruz kaldığın bütün işken- celer ve şana gönderdiğim bir mektup. Ja kendi kendini aç bırakman Faustanın yardımından istifade ederek benim ya- rattığım bir eserdir. Ve şimdi, madem ki her şeyi ve se. ni bekliyen akibeti biliyorsun, sana kar» şı hiçbir kinim olmadığı halde bütün bunları niçin yaptığımı da öğren. Çün. kü senin gibi kuvvetli, cesur ve bir tek kelimeyle fevkalbeşer insanlar, bizimle beraber olmazlarsa, mukaddes kilise- mizin gayeleri için daimi bir tehlike olurlar. Çünkü sen hükümdarımın şah. sını tahkir ettin. Çünkü onun karşısına müthiş bir tehlike şeklinde dikildin ve ” geniş projelerine mani olmağa çalıştın. Sana verilen cezanın, öyle müthiş bir şey olması lâzımdır ki, sânin gibi hareket etmek arsusuna o kapılanları titretsin ve bu makstalarından vazg*- girsin. Ve şimdi, madem ki her şeYi biliyorsun ve öleceğinden de haberin ii leb ele Parşümen!.. yn Sak, lke ve iye payla i N AŞKI. 171 görüyor musun? Bu mütevs”ia kral Hanrinin beyannamesidir. Bunda Fran- vr İspanya >< brraktiğını yazmış gu parşümeni bir müddet delinin gözü önünde tuttu. Sonra, karşısındakinin, parşümene manasız ve ifadesiz nazar- larla ia ve bir şey anlamadığını görünce, bu kıymetli evrakı bükerek tekrar yerine koydu ve kuvvetli elile Pardaayaın omuzlarındar. yakalayarak, onu, zaten mukavemet gösteremediği için kolaylıkla kendisine doğru çekti ve âmirane bir sesle; — Şimdi, madem ki sana söyliyecek. gir. O zaman, çok iyi tanıdığı müstehzi ve alaycı bir ses, onu dehşet içinde ür- perten bir ses bağırdı; — Canım, beraber ölelim! Ve Espinoza bir tek hareket yapma. | a vakit bulamadan, demirden bir el 0- nu boğazından yakalayarak boğamağa başladı. * Baş engizitör Pardayanın omuzlarını bıraktı, El kamasını aradı. Fakat hare. ketini tamamlayacak kuvveti kendinde bulamadı. Demir el boğazımı biraz daha sıktı ve Espinozanın dudakları arasın- dan boğuk bir bir inilti çıtkı. O zaman -İ Pardayan onun boğazını brraktı kolla, rından yakaladı ve kısa bir müddet ha- yada puttuktan sonra, bütün huzile me. “zarın içine attı. eyer gös EE