gm yy $ ai . : p lie! ehli sini ; düreiiE 5 & irt li : İk ii; i i Mor... ğiierişderep." Et e | 1 izi TER Epi” eşi BEİ çin ji Hi : | EEE EE ie i Mali. ? ŞAtESTEMEŞ İİMİRİE leri 2. Kişi ib 9: RzE dtrğER 7 MEME il pB; ri Rinlei Ez j a Mİ b eler Bip? li, tşni e | pil zi İ : kiii: imeipis epi ihlei iL g3 ii 3 yi i Li > xp > CÜCENİN AŞKI yağ side büyüyen bir şiddet ve kat'i PİE söylenen bu sözler Don Sezar ü, mene büyük bir teşir icra ettiysede, | Sme hatice gülürüsiyerek sordu: | İleşp Beni hangi suçla idam edebilir. ay nta parmağını balkona doğru W- im masumiyetini iddia ederek Sayek can veren zavallr gencin bir suçla, taa omg ikinci defa olarak Jiraldayı iie fakat bu defaki (Oimada te vardı. Don Sezar bunu anla. © — a Sa dedi, degoek ki miesele İska dar cidgiş we Sağ, bir kuvvetin sizi kurtaramıya- bakman bütün cesaretine rağmen, ne işlediğini hissetti. Za- arm istediği de buydu. ime e biraz tereddüz ettikten Pp veridi: Payayı yar m ağam Sr İs. Bati yan 2 Tm ka Beğ cemi birisinin ha- <. ıkmağa hele bir teşebbüs edin. İs var, biraz para verdik- ve birkaç silâhşor elde edebil. e b şehir harizine çıkarım. haç Şu halde bir ordu toplamanız lâ- karşılaşacağınız kuvvet bir mizi en aşağı Dan Sarar Se; zar bir Paiatanız müddet ona (o baktı. ini alay etmekliğini ve Kralın ğ Yeyi öldürmek 5 için elinden gelen 2 mlm hakikaten kani anladı. Ve (o hayetınn Olduğuna nihayet inandı ve mücadelenin imkânsız Zamanda olduğunu da anladı, İçinde ani bir iş yan uyandı. Ölmek istemiyordu. Bilkas sa, daba hayatın tadını bile almadan alçakça bir surette katledilmek düşün. cesi onu ürpertiyordu. Bunları düşü- würken, içinden bir ses, ancak Fausta- nın kendisini müdafaa edebilecek bir kuvvete malik olduğunu söyledi. Bunun Üzerine bir sevki tabiiyle sordu: — Şu halde ne yapmalı? Fausta bu suali bekliyordu. Bu sua. li ondan koparmak için bütün zekâsını kullanmıştı. Sakin bir tavırla sordu: — Size cevap vermeden evvel bir su al sorayım! Yaşamak istiyor musunuz? — Zannederim, madam! Unutmayın ki yirmi yaşım var! o Bu yaşta baayt herkese güzel görünür! — Kendinizi müdafaa etmeğe ka- rar verdiniz mi? — Bunda şüphe dahi etmeyiniz ma- dam. — Her çareye baş vurmağa hazır. musınız? — Evet madam . — Mademki öyle, beni dinlerseniz, sizi belki kurtarmağa muvaffak olurum. — Söyleyin madam. Eğer (Omesele yalnız beni alâkadar ediyorsa (Obütün söyliyeceklerinizi yapacağıma emin 9- labilirşiniz. — Şu halde, sizin sorduğunuz suale derhal cevap vereyim: Ancak düşmanı- nıza meydan bırakmadan, ona bir dar. be indirmek suretile kurtulabilirsiniz Bu sözler, müthiş bir soğuk kanldık- Ja söylenmişti, Sanki en ehemmiyetsiz bir meseleden bahsediyormuş gibi bir hali vardı. Pakat, bu sükünetine reğ- men, söylediği şeylerin dehşetini tak. dir ediyor ve gencin âüşlincelezini yüs zünden okumağa çâlışıyordu. j np, Aşka gar dai 3 ast ADA Ba İRİŞ ŞEZ çi ilim ill o iigaşi hi AŞSİŞ ei€ " z FİLM SEE #4 İzıi AN 2 Pp 2 «pie ggk E Misir, İSE wo! â“6 sağl Eşi 1! gid, SE adımlı ide kl çap iii EMER EM; 2 çil gşe,i di irişidiii be? die <eikrim iğtişlele İİ ği O akide isn,döjd 333 $ : ia İl bil : İ : sip? LİR be “ ş | zi İni? pili , iyimi un basına karşı kin ve (nefreti o kadar fazla artacaktı, Fausta da zaten bunu bekliyordu. Ve bunun için de annesini silâh ola- rak kullanıyordu. Faustanın cevabı Don Sezarın son derece hoşuna gitmişti. Derin bir nefes ald: ve tekrar sordu: — Şu halde ona karşı olan okin ve gayzın sebebi nedir? Yoksa kral, de- dikleri gibi, hakikaten kana susamış bir canavar mıdır? Zavallı genç, kendisinin de, şimdiye kadar onu bir canavar olarak telâkki ettiğini unutuyordu. Fakat oğlu oldu. ğumu öğrenince, onu bir sevkitabilyle gözünde biraz büyütmek (o istiyordu. Faustanın onu haklı gösterebilecek ba- 2: seyler söyliyeceğini ümit ediyordu. Fakat bu, Faustanın işine gelmezdi. Onun için şöyle cevap verdi: — Kral mâatteessüf, hiçbir zaman, hiç kimse için en küçük (bir sevgi ve merhamet hissi duymamıştı. Kral, gu- rurun, hodbirlik ve zulmün timsa'idir. Ona mukavemet gösteren, ondan hoş. lanmıyanların vay haline! Kraliçeve ge- İnce, ona yaptığı zuluümler de, sözüm ona, bir mazereti varmış. — Ya! Yoksa hafiflik falan mı gös- terdi? Tabii farkında olmadan. Fawsta başını salladı: — Hayır, dedi. Kraliçenin biçbir ka. bahati yoktu. Benim, mszeretten kas- dettiğim sey, birçok erkeklerin duyduk- Jar, fakat her türlü bayağı hislerden uzak olmuları lâzemgelen krallara vekaş.| pwvan biz histir, buna kıskançlık diyor- Tar, —Kıskançlık!,. Sebepsiz yere mi? — Tamamile mersi hattâ bundan “ altmış 70 slebsig — yetmiş 80 sechzig iki yüz — altı yüz sekiz yüz z tausend 80 âchisig — seksen 90 neunsig > döksan 100 hundert (einhundert) > yüz 101 hunderteins (cinhunderteins) — yüz bir 200 zweihündert 300 dreihundert üç yüz 400 vierhundert — dört yüz 500 fünfhundert » beş yüz 600 sechshundert 700 siebenhundert — yedi yüz 800 achthundert 900 neunhundert — dokuz yüz 1000 CÜCENİN AŞKI » daha fenası, hiç sevmediği halde kıs- kanmasıydı. — İnsan sevmediği bir adamı nasıl kıskanır? Fausta gülümsedi. — Kral diğer fânilere benzemiyen bir insandır, dedi, — Aşksız bir £ kıskançlığın insanı hırsa sevketmesi kabil midir? o Sizin kıskançlık olarak tavsif ettiğiniz şeyi başkaları pek haklı olarak vahşet diye tavsif edebilirler. Fausta muammalı bir (tebessümle gülümsedi ve biraz düşündükten sonra — Size çok uzun ve acı bir hikâye anlatmak mecburiyetindeyim. (dedi, Bundan bahsedildiğini, tabii hülâsa, ten duymuşsunuzdur. Fakat hakikati kimse bilmiyor ve bilse dahi, bundan bahsedecek cesâreti kendinde bulamaz. Alçakça bir surette öldürülmemiş ol saydı bugün sizin yerinize velisht ol- mas: içap eden büyük kardeşinizden bahsetmek istiyorum. Don Sezar heyecanla bağırdı: — Veliaht Don Karlos! — Evet, ta kendisi! Şimdi dinleyin. Ve Fausta, onun hakiki babası olan Don Katlosun tüyler ürpertici hikâye. sini işine geldiği gibi tebdil ederek ve birçok yalanlarla süsliyerek zavallı gen ce anlattı. Bunları o kadar teferrüatla ve o ka- dar katiyetle anlatıyordu ki bunlardan birçoğu gencin çocukluğunda duyduğu şeylere o kadar uyuyordu ki, Faustanın söyled'klerinden biran dahi şüphe edi- lemezdi. Faveta, bilhassa, bu elemli macera- ; nın kahramanlarının ona, işine geldiği / gibi göstermeğe çalışıyor ve kralın bü. le Ky Cümle denemeleri Haben Sie recht, man braucht bio an diç Gewolınhel, İen bel uns zu denken, fen) de (izin verilmiş olmak) manasmı da ihtiva etme, tam karşılığıdır. (dürfen) de bir fiil üzerinde (könmen) sindedir, Şimdi misalle görelim; yardımcı fiilinin yaplığı tesiri yapar. Arada fark (dür.