SİSE Rumen gençliği Yaş Üniversitesi reklörü profesör “Bratu'' nun hançerlendiği bugün- lerde münevver Rumez gençliğini kısa bir tetkikten geçirmek hiç şüp- hesz faydasız addedilemez. Evvelâ şunu söylemeliyiz ki dost ve müttefik Romenyanın bütün gençlerini kiymetli bir hocayı parçalıyan kanlı hançerlerin kabzalarma bağlamak büyük bir insafsızlık olur. Rümen gençleri İster kiz, ister erkek olsunlar mutlaka temiz, mut. Iska ahlâklı, mutlaka hazik, terbiyeli, kibar, zeki ve çok çalışkan olur. lar. Bükreşin, Yaşın kaminollerinde (*) bir yahut iki fakülteyi bitir. dikien, hattâ bir veya iki doktora verdikten sönrz halâ okumak, öğren- mek, dâha çok, deha çok münevver olmak için kafalarını yoran, oku yan ve-çâlışan az genç münevver yoktur. Rümen gençleriyle kısa bir temas yapan herkes, Romanyayı bilen her Türk, mutlaka bu gençlere ve bu gençlerin şahıslarında Romanyaya hayran olmuşlardır. Rumen'genci aile çocuğudur. İkram etmesini sever, yalan söylemez, saftir, İşte bü son hasletleri Rumen gençlerini şu veya bu siyasi menfaste Alet etmek istiyen bazı kurnaz politikacıların İşlerine bir hayli yarar. Zira temiz insanı kandırmak elbette ki kirli insanı kandırmaktan kolay» dır. Buna Rumen gencinin ferden çok cesur olduğunu da, bir idesl uğ. runda kendini feda etmekten çekinmediğini de ilâve edecek olursanız bu temiz ve asil gençliğin haris siyasilerin karanlık menfaatleri için ne mükemmel bir vasıta olabileceğini anlarsınız. Rumen genci (sceptigüue — reybi) değildir. O, inanan insandır. KilL senin günlükleri arasında gözlerini elzze resimlerine daldırsrak, konu. şan “muhterem peder” e ihanır. Üniversite kürsülerinde gözlüklerini düzelterek, sakallarını hilâlıyarak ders veren profesöre inanır Kös- tencenin o güzel Eforya plâjmda en uzunu iki deniz banyosu ile bir gü- neşlenme müddetince süren “aşk” larına inanır. Bir siyasi kalem mü- eadelesinde Universul gazetesinde okuduğu hücumlara da ve Diminiyat- sa gezetesinin buna karşı yaptığı müdafaalara da inanır, Ana kraliçe Mariyi sever, Kral Karolu sever, büyük Voyvod Mihalli, Karolun betbaht zövcesi Yunan Prensesi İren'i sever. Fakat İreni sevmesi Madam Pupes. koyu sewmesine mâni değildir. © İste bu engin inanış ve bu uçsuz bucaksız sevgi ve gönül kabiliyeti Romanyalı gencin hem en güzel hem de en berbat tarafıdır. Zira dabili gıyasası sleni ve gizli sayısız siyasa partilerinin ve sayısız 4ç ve dış dalaverelerinin meddü cezirleri ve anaforları ile dolu olan Ro. manyada bu temiz gençleri şöyle veya böyle bir tesadüf sakin kögesin. den, -kitapalrı arasından kapıp sokağa atar. Rumen genci inanç tara İmâan yakalanmıya görsün. Artık onun parmağı celine tuluşturulan ta- bansanmn tetiği ile oynar. Bu güzel, genç, derin bakışlı ve cazibeli Ru- menu kafaları için inanılmış bir siyasi akide kadar korkunç $ar'a olamaz. Bereket versin ki gizli sıyasa çok budaladır. Ve. Karolu bir yüksek kabiliyetli yeğen gibi seven Romanyalı gen katılmamış yatanpar- verdin Yokaa, bitin Rumen şehirlerini sarüiklörmdl; sokak duvarla. rından yalak odalarma, ve içinde yemek yenilen tabaklara kadar nazi salipleriyle damgalıyan Koğreamı ve şu veya bu petrol firmasının ko. misyonculart daha kanlı teşebbüslere girişebilirlerdi. Eyet, bereket versin ki Romanyada gizli işler görenler çok zeki de. Billerdir. > Romanya, Rumen gencini gefil. politikanm ulaşamıyacağı sıktı bir kordon içine almalıdır. (1) Talebe yurtları, ŞEKİP GÜNDÜZ ramazlardı. Şimdi birçok gazetelerin ms. İ Yağ, gazeteciliğin en büyük düşmanıdır ! Gazeteciliğin (o İstihbarat okuman “atlamak, ve (atlatmak) diya bir gey vardı ki son dört yıldanberi bilmem ne- den gazetedir bu gözni heyocandan ked. dilerini mahrum etmişlerdi. “Atlamak,, ve (atlatmak) gezetecili. Ko bir sporcu hüviyeti verir va “atlatan, mmbabir şarpiyonluk kazanmış bir silet gibi arkadaşlari arasında kollarmı salla, ya, göğsünü gere gere dolaşmak hakkı. nı kazanırdı. Fakat bü saltanatın ömrü nihayet 24 saat sürerdi, Zira bir gün evvel “atla. tan,m bir gün sonra atlatılamıyacağını kim Gemiin edebilirdi? Böylelikle tahrir odalarınn dinamikliği artar, böylelikle güzl grzeteri yetişir ve böylelilde gaze. teler berlin karlin nasarımdaki kıymet, lerini arttırırlardı. Cenerrede bir Fransız gazetecinin ba. na söylediği ga sözleri hiç unutamam: Nogüs'ün meşbur mutkunu söylediği ve Mileler Cemiyetinin dehşetli bir ka, Vücudünü hersabah cn güç idmanlar. la yormağa ülişmiş bir atlet için kuylü. yü bir yetkin uzanıp yatmak, hürelet. #ir kalmak kadar berbat işkence mi o Mar? Milletler esmiyeti., Ben © Bizim yanl Babel kahvelerini buna çok benzetirim. Eıkiden genç gazeteciler bunlara biç uğ. habirleri eiwriya ba kahvelerde topları. yorlar, çok sıkı dost (ölüyorlar ve bu dastkık her gazeteciliğe, hem zazriee. re, hem de karle zarar veriyor. Bunun içiri ben Franuz gazetedlnin söylediği sözleri bu hale tatbik ederek diyeceğim kir — Şa Bahehliğeki Miletler cömiyetini kuranların Allah belâsmı versin. Ot bet | Kekisi gibi gene bir stlama ve atisi H oldu. Bir hayli yağlanmış olan sabah | refiklerimizin muhabirlerine esli Şimnas. tiğe tekrar başlamalarını tavsiye ederim. Zira yeğ, — güzeteeiliğin en büyük düş. madmsdır? ENSARİ BÜLENT Harp başlıyor Eskiden Ahfeş başka gâzetede, bin tep ka gâzetede yazılarımı (o meşrediyorduk. 'Tabil yollan hergün haddini bildiriyor ve icap ettikçe enaenini akgayorduk. o Fakat tali ve tesadüf hizi eyni gazetenin ayni sayfasında yanyana - getirince iş değişi; ona dn hanın ön hir yumuşaklık, bir nezaket hir efendilik geldi. Ve ben #anki (Omollanın her yumurtladığı bir başka O keramet, bir başka mucize İmiş gili “Kendisinden hiç bahşıtmamağa Yaşadım. Dün akşam, killâkımı önüme şöyle düşündüm “Benim vazifem cebille mücadele etmek» tir. Püvaki Ahfeş eli kalem tutarların kale bur Getünde kalanlarmdandır . ama gene törpülenecek- birçok terafları © virdır. Bu dostluk beri hem vazifemden alakoyuyor, De e Ahfeşi yiv bırakıyor, Damak kt kayılum, . HABER — Ak; postası Hükümetimizin tayyare sanayiimizi en kısa bir zamanda bine ve tayyareci adedini de on beş bine çıkarmak için yeni bir programlâ işe başlamakta ol. duğunu yazmıştık Bu meyanda mem- İeketimizde Otayyare (Omotörü sana- de kurulması takarrür etmiştir. “Iktisat Vekili Alman elçisiyle üç saat görüştü Ankara 4 (A.A.) — Alman se- firi Von Keller beraberind: sefaret müsteşarı bulunduğu halde İktisat vekili Celâl Bayarı ziyaret etmiş ve aralarındaki görüşme uzun müddet devam etmiştir. ... Ankaradaki bu görüşmede şüp- hesiz ki Merkez bankasının Alman- yaya klering kredisini kesmiş olma- sından doğan vaziyet mevzuubahs olmuş bulunmaktadır. Mülâkat üç saat sürmüştü Altın külçelerile Beş bin lira nasıl dolandırılmış ? Bundan bir müddet evvel Divrik» te yapılmış olan bir dolandırıcılık failleri şehrimizde aranmaktadır. Divrik zabıtasımın şehrimiz zabi- tasından bulunmalarını istediği do- landırtcılar üç kişidir. Hüviyetleri malüm değilse de şahısları tarif edil. mektedir. Bu üç şahıs Divriğe gelerek tüccar Aliye müracaat etmişler, civarda bir kiliseyi tamir ederken külçe haliride altın bulduklarmı söylemişlerdir. | Ali bu adamların verdikleri nümu- ne külçeleri ötekine berikine gös- miş,weyerilen külçelerin hakiki alkju tn olduğu anlağilmışur. Ertesi gun | adainler birkağ torba içinde “külçe altınları getirip pazarlıkla 5000 lira- ya satmağa razı olmuşlardır. Paraları alan üç dolandırıcı hemen o akşam Divrikten kaçmışlardır. Neden sonra alelâde madeni kül. çelerle dolandırıldığını anlayan tüc- car Ali zabıtaya baş vurmuştur. Do- landırıcılarım şehrimize kaçmış ol. malârı ihtimali karşısında araştırma- lar yapılmaktadır. Mektep bahçesinde bir yaralanma Küçüklangada oturan 13 yaşların- da Servör, 45 nei ilkmektebin bahçe. #inde oynarken Recai isminde bir ar- kadaşi arkadan yavaşça gelmiş ve o- hü iterek düşlirmüştür. Bu düşüşten Serverin sağ ko) Kemiği kırılmıştır. Zabıta bu hususta tahkikat yap. | maktadır. | Bir hamalın oyağı ezildi | İki hamelm biribiriyle çarpışması | meticesi olarak dün bir hamâl yaralan. İ miştir. İ Sirkesi araba iskelesinde yük taşı- yan hamal Hacı çekmekte olduğu el arabasiyle giderken sirtmda yük taşı- yan hamal Ramazanli karşılaşmış ve farkında olmadan arabayi Ramaza, jem ayağı Üzerinden geçirmiştir. A- yağı eğilen Ramazan Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. Elganistana gidecek sübaylarımız İraktan sonra dost Efganistan da memleketimizden, ordusunu talim ve terbiye için Türk subayları istemiş. tir. Yakmda Ji kurmay subayımız (erkânıharp zabiti) Biganistana gi- decek ve orada iki sene kalacaktır. zararı derhal bir nihayet vermek İizımdır.,, Ve gu kararı verdim; “Aramızdıki zımni mütarekeye hihayet varlimiştir. Kolları arayıp kaloma sarlas tam. Dürüst bir kavganı gifatile molla Ahfeşe 21 sat evvel o bildiriyorum. bu kayarımı t tu desttik çifte sararır... Bicaereleyb bu Tayyare motörü fabrikası kuracağız Karabük fabrikası yapıldıktan sonra bu fabrika Kırıkkalede inşa edilecek Bu çok mühim sanayi, Karabük demir ve çelik fabrikasının inşasını müteakip milli harp sanayiimiz arasına karışmış olacak ve ilk olarak (Kırıkkalede bir tayyare motürü fabrikası irişa oluna- — Balıklı hastahanesi Belediye yardımile Istanbulun hastahane ibtiyacını kısmen karşılayabilir Osman oğullarından Sultân © ikinci Mahmudun bir iradesile Suriyeli bir Rum tarafından temeli atılmış © olan Balıklı Rum hastanesine artık Bâbkir Ortodoks Türkler hastanesi denilebilir. İstanbulun en fakir mahallelerine ya- kın bir semtte, bir kaç milyon lira sar- file ve zaman ile kurulmuş (olan bu büyük hastanede martın 21 inci günü bir Atatürk büstünün açılma © töreni yapılacaktır. Büst Ankaralı bir sanatkârm eseri. dir ve yekpare mermer üzerinde çalışı larak vöcude getirilmiştir. Balıklı has- tanesinin bahçesinde saat kulesinin tam önünde, mozaik bir zemin (ortasında dev boylu ve yaşlı çamların asil dalla. ri arasında yüksek bir mermer kaideye yerleştirilmiş olan bu büst Eskişehir saylavr ve hastanenin mütevelli heyeti reisi İstamat Özdemirin teşebbtsile ya pılmıştır. Balıklıda bulunan diğer bir hastanenin yani Ermeni hastanesinin de bu güzel hareketi taklki edeceğini tahmin etmek mümkündür. İstanbulun hastane ihtiyaçların: tet- kik edenler için bu Balıkir hastaneleri ,cidden büyük ders veren birer nümüne “sâdedilebilirler, (5 Balıklı. hastanesi bilhassa miltesefta doktor operatör Zigurdeos'un devamlı çalışmaları ve Mavrokordatu gibi bir hayır sahibinin insani (o yardımları İle bugünkü halini almış bir müessesedir, Faraza Galata köprüsü uzunluğunda bir çephesi olan dahiliye ve o seririyat koğuşlarının bulunduğu kocaman bina 41: müteveffa Mavrokordatunun şahsr teşebbüsü ile ve kendi kesesinden sar- fettiği iki yüz elli bin altın ile meydana getirilmiştir. Acaba bizim şehirlerimize hastaneleri hep gayri müslim olan Türkler mi temin edecekler? Manisaya Amerikada ölen Eskinazi modera bir hastane temin etti, Bir Mavrokordatu' nun yaptığı eseri de gösterdik, acaba bizim üç beş (o zenginimiz de birleşip İstanbule böyle bir hastane ilâve ede. mezler mi? Yapılan tetkikat göstermiş ki İstan- bul şehrine tam 14,500 yatak Jâzım. Halbuki mevcut (o hastenelerimizdeki yatakların sayısı beş alt bini geçmi- yor. Bu vesileden istifade ederek Balrkir hastanesinde bir kısım dairelerin boş bulunduğunu da bildirmek isteriz. En ufak bir tamire dahi ibtiyaç his. settirmeyen bu sapasağlam dairelere daha beş altı yüz yatak (yerleştirmek mümkündür. İstanbul belediyesi sanırız ki bun- lardan istifade etmek ister. Balıklı has- tanesinin iradı bir hayli azalmıştır. Mü. tevelli heyetin elindeki vakıflar eskisi kadar varidat temin edememekte ve hastane Yunanistandan alacağı olan yirmi otuz bin İira raddesindeki | bir meblâğı bir türlü elde edememektedir. Binaenaleyh mütevelli heyet ancak bu- günkü şeklile hastaneyi idare edebilir yeniyeni masrafları göze alamaz. Hal- buki İstanbul belddiyesi bu daireleri “yataklayacak,, olursa İstanbulun en fakir semtlerine âdeta yepyeni bir has. tane kazandırmış olur. Balıklı hastane- si daha ziyade Hristiyanların. devam ettikleri bir sıhhat yeridir. Diğer has- tanelerde boş yatak bulamadıkları için dönen veya yer yataklarında doğuran Müslüman Türkler, bahsettiğimiz dal, “eler belediye tarafından ( idonatıldığı takdirde derhal buraya koşacaklardır. Bu vesileden istifade ederek şu iki nok Şirketi Hayriye$” pm 5 MART — 1937 > “ Cacii geleli sile bir mektup aldım, İçinde art pe al a “Kadıncağız den gk GM zile odasına koyman Reşat Nuri Güntekin, i kalbe, sayfa 189, satır 16 e “Deli gibi” dedik'en sonr rak” fazla değil midir? ? esasen kadının deli haline ni anlatmaz m? C. — Haksizsınız. “Deli gin köğtu” ile “Deli gibi kogtu” hiç d8 de manada değildir. İkincisi: *B5: yi naşıl koşarsa öyle koştu” ikineisi ise: “Kederinden (vey# ğe cinden): adeta deli olmuştür” mektir, yanın 2— Herhalde bunların gi Lâömanın ösamisi | olunMö”— Yine o kitab. Kitapta iki Lâmiadan sar diğine göre neden 7 misli” denmiş? “İsmi” kâfi pi” miydi? C, — “İsmi okunmak”, ve cedvelinde ismi bi m “Eaamisi okunmak” tabi verilmek demektir. Siz > çi leri bilmez misiniz? v $ — Nijat benle alay ediyor Muazzez Tahsin, Sen ve DİM B, M. Muhsin “benle” ye i “benimle” demek elbette dah. rudur. Fakat “benle”, o romandö yi Bi ; ki sadece bir tertib hatası VİP ai mi haklısınız; muharrir fransız ğını sanıp; “faire peuf” diye dü” müş, ; Cr e ağa Meşhur üslü» delisi Gustave “yu, hast nimetlerinin h e” Nan solükta okunacak debileceğii hatırımda yanlış kalmadi şair Prançols Coppde” huriye , — Peyami Safa, mak istiyen yaptım” diyor. mi? 41RST B. Peyami Safa'nın bu kadar olduğunu Bilmezdik'k.. Meğe çi dan elli bu kadar yıl öce Na bert il tanışmış, onun Copp8f mas ol betine şahit olmuş!.. BÖYİe ei dı: “söylemişti” değil, *» : ,”. derdi... ii Açık siz gazetesi: “AYET si ve zameddin Nazifin roman. i geyler yazmış, Ulus çu nl müş; Nizamettin Nazif de tedkikini . birazda e ediyor. ygır” Ismi Maili ise cins İsim Gi aoği, il O halde, “Aygır” elime e olarak kullansak vi Nizâmettin N: Mi dir... Belki de Açık sö? EZ zametin Nazif'in, nesnslerden olduğu Buna bir diyeceğimiz yok o “nizamettinnazi” rakip dahâ Li 1 — Balıkir z ötede bereli bir bataklık Bunü kurutmak içap <d8f” rap olmuştur. Tar bile hasta eden bü 7 bette daha fazla yorar güçbir şey olmasa gerek“ © Mi > ğa ös ği