” VE YAZAN: Edgar Wallace — Polip, dedi, telefon edömezsiniz. Sa dece Suvini ile görüşmek istiyorum. — Bursa değil — Gidip odasına bir bakmız. Yay şaşmmişin. Tereddüt ediyordu. — Gidip bakıttız diyorum aiza. Fay oöuian çikis Koridora girdi, Bir kö. pt açis. Bu ağtığı kapı, mabpusta olen kar deşl Jerriüin odasının kapısı ia. Fakat me diye onu açmıştıy Elektriği yaktı ve yata &m zerinde, üstü başı berabi, esç sakala irarışmiy bir halde Savininin uyuduğunu görünce dona kaldı. Bonrn, kendine geldi ve kocasmın üzerine atdarak onu, çamurla rma ve pialiğine rağmen öptü, kokladı. Sa vini denim, çok derin bir uykudan uyarıyor du. Biekirikten gözleri kamaşmıştı.. Aça madı. Sadece, mırıldandı; — Fay, Bana kızmazsın değil mi? Onu bizim odamıza yatırdım. Fay kendi odasına koştu. Yatağında, Vie Jeri yatıyordü. Uyumuştu. Valeri derin bir Befes aldı, öbür tarafma döndü, müstezih, uyuyordu. Fay, dayanamadı. Bir anna get katile eğilerek, genç kızı altından öptü. REDDEDİLEN BİR TEKTİF Yay, kocasının yanma döndüğü zaman, onu, yatakta dofrulmuş, oturur, bir belde buldu, Ssvini sordu: — Ne var Fay? — Baham! içerde. — Bellami mi, buruda ve arıyor? — Seni görmek istiyor. Sen ne zaman eve geldin? — Doğrununu istersen (bilemiyorum. Balki biras evvel, belki bir hayli evvel, Bvininin gözlerinden uyku aktyördü Yakst ğnvrandı. Fay terlik uzattı ve: — İrternen, dedi, defedeyimi!. — Hayır, hayır. Ded de görüşmek isti yorum. Mis Hovet nasi? — Uyuyor. Savini gtrine gerine kalktı. Patronurun kendisini beklediği yemek odasma gitti. fendi ile kâtihin bu karşılaşmaları garip öldü. Sevipi, karşın titre bu adama karşi şimdi büyük bir alikamztık duyuyor du, Adeta o «lendi, öteki kâtip, Roller de, Hişmişti. İçeri girer girmez, Bellami kalk mug ve; — Kendini, demişti, hami müdafan edecek. #in bakayım. Söyle nerede idin? Bavini e ile onu iter giti bir hareket ya, yarak: — O, deği, fazla gürültü ediyorsunuz”, — Gang kız nerede? — Hazrgi genç kız? —1& Köntessa gemisine kadar takip eti | Biniz genç kiz. — Ha. Şu! Evet, hatırladım, rahatına balksyor. Wvinde! — Yalan söyliyormun. Evinde değil. Burada Bu evde, İçeri girerken görmüşler, — O balda ne diye soruyorsunuz? Evet. Burada, Belam! kendini zor ile zeptediyordu. -- Gemiden nasl baştmsz? Şimdi kızmak srası Sevininiz idi. Hiddet 1s dedi ki: — Size ne? Bolami aldırış etmedi bü Meta, Sor, gürme devam etti: — Smit sizi gördü mü, mani olmadı m? — Sik öldü. Bu sözleri söyliyen Yay idi. İhtiyar ona döndü: — ölan mar vet, Hem de dirilmemek üzere. in söyledi? Nereden haber aldmız? — Bir saat evvel Pitar söyledi. — Nasıl olmuş? Kim öldürmüş? — Yeşi) hayalet! — Ne?. Çildrrüm m: sen? Yeşil hayalet mi? — Ben burada iatikberat bürosu ağma, drm, İsterseniz gidip başka yerden de sorn, bilirsiniz. Koldharbur Emit kalbinden yeçii bir okla vuruldu. lâmiye gelince, ihtiyar dona kalmıştz. Niha yet: — PekâjA, dedi ve kütibine dönerek ilâve etti, biz seninle daha kolay anlaşabileceğiz. Uzun lâfın kısası, eğer bara İstediğin şeyi yapacak olursanız sana on bin, karma da on bin ingiliz Hraat veririm. Pekâla biliyarsu, nuz ki, bu para ile yüzle 6 falzle, bilhassa Amerikada rahat rahat yaşayabilirsiniz. Fay ocvüp verdi: — Herhalde bu parayı boşuna vermiye ceksiniz. Bollami derhal cevap verdi. Sanra: — Genç kızı bana veriniz. Onu gar şato. suna götüreceğim. Ötamobilim kapıda beke Myor, Cevabı Pay verdi; — dilayö Bellami kocam ve ben, para için birçok geyler yapabiliriz. Makat tu teklin nizi yapımıza imkân yok, Savini sesini gilarmiyor fakat Bâlerile küârisini tasvip ediyordu. Beliamt dedi ki; — Neden? Genç ex gemiden kayboldu. | Kimse ne olduğumu tilmiyor. Fem size tek, ME ettiğim meblâğ bir hediyedir. Asıl ver, rok Isâediğim yarn yüz eli bin İngitie ie iz elli milyon veriniz, yine katil deği, Savini ie ben, şimdiye kadar, Mirçek enayilerin paralarmı yolduk. Fakat bunlar kadın değü, erkekti, hem aihayet, | | mi âİ ÇEVİREN: Tefrika numarası fa kaatimiz canlarına deği, paralarına fdk Brllami sustu, Nihayet paltosunun yeka, Sını kaldmarak tatlı bir sesle: — Pekâlâ dedi, bu meseleyi unutalım, Sen, Savini, pazartesi günü gatoya get. Sa, na belki daha iyi bir maaşla, başka bir iş verekilirim. — Ben artık şatoya dilnmiyeceğim. — Ya, öönmiyecekstiniz öyle mi? Her, halde Hovetlerden para çakmak niyetinde siniz, - Doğrusunu isterseniz e Hovetlerden pârâ almak aktımdan bile geçmedi. Ben bu işl pars için yapmadım. Maamafik. Khtip evvelce düşündüğü bir noktayı ha tırlamıştı. Cümlesini tarsamladı: — w Püzartesi şatoya geleceğim mösyö | Bellami: — Çok İyi, Akılmıca hareket etmiş olurm- muz, Fay ihtiyarı teşyi etli, Kapıyı arkasından sürmeledi ve telefonu açarak Fiteri buldu. On dakika sonra Piter şapkasız bir vaziyet, te kapıyı çalıyordu. Fay: — Gürüü etmeyiniz, dedi, uyuyor, Ben size demedim mi mösyö Fiter onu kocam Kurtardı. Suvini artık adam Akıllı uyunmışta. Fite ye: — Doğrusu, dedi, Mis Hovet pek cemrane hareket etti, Babasına telefon ettim. Müste, rih olsun dedi. — Peki amıma ması) kurtuldumuz? — Bu, bem basit hem de çok karışık oi du. Tyvelâ beni hağlamışlardı, iplerimi çöze düm. "Şimdi bütün mesele kapıyı . açabii- mekti, Akşama kadar, yemek getirminler di | ye tekledim, Nihayet kapmm açıldığını duy dim ve yemek getiren gemici dahs-ne oldu ğunu farketmeden ben fırlarını, denise birl lama atlardıştım. Su buz gibiydi, bilthiş sis vardı, Ve uzun müdesttir yemek yemediğim için yüzmek pek Tmfşküileşiyordu. — Biraz | açıimen, düşündüm. Mis Hoveti | tehlikede | bırakıp kaçınak bir slçak'ıktı, Geri ööndüm. ve tekrar bir ip merdivenle gemiye çıktım. Tukatim kesilmişti. Bir müddet, çıktığım yerde yatıp dinlendim. Soğuktan donuyor (Devamı var) i i Macera ve aşk romanı Bir kaç ay sonra harem ağası Sünbülün bir etkek evlâdı Gey gn Geçen tefrikaların hülâsası: Üçüncü Murad, Başkadın Bafyeyi sahte karomağanm Sünbülle birlikte yakalyarak heyecanından ölmüştür. Şimdi ihbarı yapan Mehcemalle Safı. | ye sultan hesaplaşıyor: | ».. Avcilar tarafımdan sarılmış bir gi- kür gibi, yılan tarafından büyülen. miş bir zavallı ceylân gibi, dondu, ha veketsiz kaldı... Safiye sultan: — Haydi! . diye cellâtlarına bir i- şarette bulundu. Kemendin ucu, hevada bir hele. zon çizip uçtu. Mehcemal, ancak şu sözleri söyli yebildi; — Ah, Sünbül!... Beni mahvettin... Sünbül, kollarinı göğsü üzerinde çapraslamış, vaktiyle koynunda o de. rece zevkle kıvranan bü vücudun, şimdi, cellâtların ipiyle nasıl kıv- | rem kivrım istırapla çırpındığını sey- rediyordu. “— Aşk ve ölüm... Bunlar arasmda nekâğar benzerlik var... diye düşünü. yordu. Köntesin vücuduna cellâtlar, dizle- rini dayadılar, Onun fazla çarpınma. sına mâni oldular... Bu da, kadınlı er- kekli bir aşk oyununa benzemiyor rirydı? ** udi Sünbül, bundan da zevk duydu. İstanbula geldiğindenberi, büyü- müş, gürbüzleşmiş, adamakıllı deli. kanlı olmuştu. Hattâ böyle aşk ve | — 108 — Lâkin ruhan?,. Gene o eski cansvar- dı, o eski entrikacrydı... Ve işte bunu bu cinayeti hazla seyrederek ispat e. diyordu. Sünbül, gene hâlâ, Tantu ka sabasının katliâmından kaçan o yam. yam ruhlu çocuktu... Şimdi annesiy- 16 birlikte köpek balığının hücumun- dan kaçmışken, biraz sonra annesinin paramparça vücudunu denize lâkayt. lıkla atıveren bissizdi.. Velinimeti Havvaya o oyunları oynyan Sünbü. Tür ruhu henliz değişmemişti.. Bilâkis bu canavar hasleti onda olduğu gibi duruyordu. “.— Oh... İyi oldu... Bu da atladı. Sade Safiye sultanla ilişiğim kaldı... Bundan sonra, daha tedbirli davran. malıyım..., diye düşündü.. Boynunda ip, kontesin vücudu, sap- sarı, upuzun, aşk mabeğinin mukad- des mumu gibi, yerde yatıyor Sünbül, onu ayağıyla dürttü Zira, Safiye sultanm kendisine yaklaştığı. ni hissetmişti. Dalkavukçasma bir te- bessümle: — Efendimiz, bu kadının seni tekli- keye dilşürdüğünü düşündükçe, onun ölüsiinden Ele nefret ediyorum! . de. di. — Ben de öyle, Sünbül... Fakat ar- tik bütün meseleler hal'edildi,. Bu devlet bana kaldı... Zira oğlum tahta çıkacaktır... Onun yerine ben hüküm “Evvelâ, vüzeraya mesele- silreceğim... yi haber vermek istemiştim... Lâkin ne olur ne olmaz diye bundan vazgeğ. tim... Dariissuade ağasiyle görüştüm. ölüm hakkında tefelsüflerde buluna- | Bostancıbaşı Ferhad ağayı cillüsa oğ- İ luran davet için, gizlice Manisaya yol- cak derecede fikren inkişaf etmişti. Rokof alçakça nutkunu bitirdik- ten sonra Tarzanın karısı Ceyn ona lâzımgelen cevabı verdi Mesut bir yaşayışa kavüşman artık senin elindedir, Müsbet birce vabm geçen bütün güçlükleri, kay- gıları, acıları unutturacaktır ; hem de mini mini sevimli oğluna kavuşa- caksın! Bunların olabilmesi için bir “eet,, demekliğin yetişir! Rokoff bu utanmazca, uzun nut- kunu verirken, İsveçli oşçı, öğle ye» meği elinde, kamaranm kapısına gelmiş bekliyordu. Aşçının o çatık yüzünde şimdi şaşılacak bir değişik- lik vardı. Kendisinin orada olduğu nu bilmiyen Rokoff'un, içeride genç kadma söz söylemek! a dus zunca, kapının dışında kulakları dir kilmiş, gözleri parlamış dinlemeğe başlamıştı. Aptal görünen yüzünde büyük bir kurnazlık ve düşünce izle- ri vardı. Rokff'un elin karşı ne muamele anlamak için büyük bir istek duyduğu belliydi. Rokoff sözünü bitirinceye ka « dar Ceyn, hiç bir vve söylemedi, Yal nız arasıra üstüne bir iğrenme tit- remesi geliyor, yüzü öfkesinden kr zarıp bozarıyordu. - ; Nihayet Rokoffa karşılığı ver - — Banabakınız mösyö Reokoff! İstediğiniz işleri yaptırmak icin bana zorbalık sösterseydiniz buna şaş - mazdım. Saştığım şudur ki: siz bu sözlerinizle beni, veni Tarzanm ka- rısı Ceyn Kleyton'u kandıracağnızı ve alçak düşüncelerinize alt edebile - eeğinizi sanıyorsunuz! Nasıl oluyor da canımı kurtarmak bahasma bile dediklerinizi yapmıyacağımr nasıl o- luyor da düşünemiyorsunuz? Mösyö Rokoff, sizin alçakların alçağı olduğunuzu biliyordum fakat düşüncesiz bir eşek olduğunuzu yeni öğreniyorum! Rokoff kuduracak gibi kızmıştı. Bu sırada İseçli aşçı gözüne ilişti, Alçak herif böyle münasebetsiz bir zamanda ortaya çıkan sersem adama öldürecek gibi baktı ve hay- kırdı; — Be hayvan! Nasıl oluyor da sen buraya birdenbire paldır güldür girebiliyorsun? Defol dışanya! © Biran şaşkın şaşkın baktı, sonra sırıtarak : — Rüzgür esecek » dedi - çok hızlı esecek sanıyorum.. dedi. Ros koff büsbütün kızdı, onun üstüne doğru yürüyerek gürledi: — Çık dışarı diyorum aptal; şim- di gırtlağından tutup atacağım!.. (Devamı var) “Osmanlı onu evlâtlik ediniyor. sl #huhteris Sıraylarmdaki on geçme kâdinları erki reva sayeeaensasasaan ser senem sene ere ven 04 v0ana00sa0000N NASA ADANEE YENE SE RENEE, Babatığı Sünba) ağa, Osmanlı konaklarındaki, saraylarndnlei kadmları pa ma teöitun biraktıysa, o da, İtalyan, Fransız, Avusturya Va nihayet bir gün, onu rakiböşinden kıskanan bir kı tam manasile bir hadım ağav olmafa mecbur bıralayor.. Bu roman pek yakında HABER'de başlıyor Yeni tefrikamız | -Papas Osman Yazan (Vâ-Nü) Osmanlı tarihinin en meraklı mevzulormdan biri, (Papas Osman) meselesb dir. Bundan Avrupa müellifleri bile romanlar çıkarmışlardır: Meşbür Xızlarağaa: sahte hadım ( Sünhul ağanın satın aldığı (o bir cariye bir erkek çocuk doğuruyor. Padişah bu oğlanı kandi evlidına tercih ediyor. Hattâ onun yüzünden veliakdlei bofftmada bile ka'lıtyor. Kihayet bu engel seşletiz çozuk, Hristiyan hanedunmdan (ir şehzade, #iet olarak kullanılmak Üzere, kendistse Hvlatiyan terbiyesi veriliyor. Pepo, kortan'arın eline düşüyor. telâkki edildiği için, leabmda bir ik eyzibenin; hayran brskiyez.. ın hatukl Wir papas ve Haremeğası: — Çok muvafık sultanım» e , Bilhassa bu “biz de” tabirin? rare PE memnun olmuştu. Memnuniyef ciimlelerle kuvvetlendirdi: Prone — Bizim Avrupada Prens un ne demek olduğunu sanâ latmıstım: hüküm süren Sen kocası, Ze in yanağını okşadı. , Ben de benim rene KA um ol n,.. Bak. görürsül i iyi günler yaşıyacağız.. il Dünyanm en büyük me ğunu eline geğiren bu kadını ei tün yaklaşmış olmuk ke Safiye saltanm ayağım öptiL asci Bu sirada, üçüncü Murad tg | 2s de, kontes Mehosmalin Ey dilmiş naşı da odada yal kalfa, divan duruyordu. ruhundan tecrit edilmiş bir &X he artık, hiçbir suretle han yedi nmuinm âsığma zarar haldeydi, Safiye sultan, birdenbire, si saçlarından yakaladı. Onun, Ml kendine doğru çekerek, M dudak dan öptü: g0 — Çök mes'udula, bül! « mırıldandı. - — Bön de sultanım... Sönra ikisi de m wi Safiye emretti: — Dışarıya çık... Kapıyı kapsti Ve tüy gilteli sedire dOĞU ni sürüklediler... Bu mağlüp iki ölünün sal dada savizmek, canavar VU Insana pek miri ve li * Aradan seneler pe Mene. Bir gün, gene, kontes gibi, bir kadın, dehiet içinde e haykırdı: Vİ anan Beni yerek gerdi Harcmuğası gülümsü: işin, yavrum? Ve kendi kendine diğgüindü: “Ze zi Sena kan kadın söyledi rl Cariye heyecanla, karpısı di: — Çünkü gebe kaldım» Sünbül, bir kahkahs Bt? — Pu, mahvolmak m“ mehvolasn? — Öyle deği lmi ya! M8 geba kalmak... mir evlât doğurma! pe — Korkma in, ker ar ne vartalar ntlalimı... ağ arta kaldırı. Sen gürel & padişehi. yp“ ğur... Hem de, onun madığı da ne malüm?. Deği si Zenei, kurnaz kurunz BİZ Cariye hayrette kaldi. muf — Karnımdaki ge şahtan mı7... Fakat bele Sünbül, parmağını sam türdü: — Sus... Senin akın er çocuk doğsun... Beyâz siyah mı bir görelim.» kararımızı veririz... Cariye: — Sen dâbisin, Y artık ihtiyarlamış olan bunca sefahatlere Taği” nin küvwet ve ihtiya ği den bülün boynuna “eb gi Böylece, haremağasi eri keç ay sonra, bir örkek Oger” yaya geldi. O, babasından da yanı” X f dı, Yalnız Osmani? bütün Avrupayı da Si miellifleri bile ondan setter... Onun macera sütunlarda devam Osman” isimli tefrikada © nız pe gl —SON— vi