My oldu, Pifi?... Oh, ne mes'ut daktilosunu koğu- MG “İl, o, başkasmı tutma. we ii kendini prezanta et! Hüsnü gayet iyidir. Seni ba ir » Zaten ben de orada bu. giy b İŞİ teşvik ederim, Ah, Di Fificiğim!.. Ne iyi. Ne Bay, rağ! Wa, ,, ; “VİNÇ içinde, genç kızı göğ- » sıktyor, zıp zıp hoplu- Alte sarışın Fifi ile se- nn Alay geklinde başlıyan ER, günden güne eiddileşmişti. NE © neşeli çapkm kızı, de A lar gib! seviyordu. On- A Yaşıyamıyacağına emindi. Ne Ettikce onu fena halde kıskân, My m Babasmın yazıha. ta ia Salığtığı. sastler, akir bep doğru uçar: zi şimdi, bankada, bin bir Km an ne yapıyor? - diye İ- - Kimbilir, kaç genç yk X pazardan pazara görüşe- ir. Bu hal, genç adamı 8on rip ediyordu. ili, babamın yanımda ğa arm? ia yarında çalışan o suratsız de bu sayede kurtulmuş e TE vesileyle delikanlı, sev- İn. tan akşama kadar gör. ak olurdu. a bay Fevzi, saf kalp. Dlitün Kadınların başıma ! , İğnelerde n Kör mmıyan ya, kadın ida 20 yaşında kr Üniy ormuş Margi y şehrinde madar. Sem e harika addedik ın 65 yaşında ed yaş evli olduğu halde an m bir kız gibi görün iğ Ri eden bütün dok- iy Wzuvlariyle derisinin en a lanma eseri dahi gös | Ni töylemektedir. Bu ka- Se yn baş bir defa hastalanma" | başka bir şey içmemiş | Me mamıştır. tikanın en Yi via damları g'v inen ln şık giyinen erkek. me an terzi desinatör Ne gi erip etmiş olduğu lis“ gelen on altı kişinin aye ein Ruzvelt, ikin | bezi artisti Fred Aster'dir. ikinci defa intihabr do- Ni Unusani ayında yapılan çin giydiği mükemmel Rb bassa Mi ir edilmekte, N Yruklu frak en şık N Tin Amerikalıları ikns <cip r kaza, maktadır. BEN RİZÖARN 8 NEREDEN GELDİ Ği- NI ŞIMD; KE MU, kendi halinde bir adamdı. Az z3- man içinde oğlunun tesiriyle Emineyi savdı. Ertesi gün, Fifi kendini bay Fev. ziye prezanta ettiği zaman, genç kız, ihtiyar adamın üstünde gayet iyi bir tesir bıraktı, Pek basit giyinmiş, terbiyeli terbi- yeli konuşuyordu. Bay Fevzi, oğluna sordu: — Ne dersin, Bahri? Delikanlı kızararak: — Ne diyeyim, baba... Kileük ba- yan her halde iyi bir daktilo olacak ki, elinde kuvvetli evrak var... Hüsnü. hal varakaları, deveye eri, diploması milkemmel,.. İhtiyar adam, başını salladı ve kı. za hitaben; — Pek #14... Yarından ftibaren işe başlayın!... . dedi. Artık Bahrinin sevincine payan yoktu. Kendi çalıştığı odanın kapısmı &- çık bırakıyor, her başını çevirdikçe genç kızın makinenin önünde oturdu. Bunu görüyordu. Bir hafla, vaziyet böylece devam etti, Pay Fevzi, ekseriya yazıhanede bu- lunmuyordu. Birçok hususi işlerine kendi koşardı. Fakat bir akşam oğlu: na şu sözleri söyledi; — Artık ihtiyarlıyorum, Bahri! Sen gençsin ve mademki İlerde benim ye- rimi tutacaksın, bütün işlerimi öğ. renmen lâzım. Şimdiden sonra seh dolaşıram, ben yazıhanede otururum.. Delikanlı, ne cevap vereceğin! bile. medi. Zsten ne diyebilirdi? Söz dinle- mekten başka çıkar yolu yoktu. Ah, o, İçinden nekadar bütün işlere lânet ediyor. vara kazanmasını nekâ. dar istemiyordu!!... Fitisini rahat rahat görmedikten sonra, serveli ne yapacaktı? Bütün kış böyle geçti. Yalnız bay Fevzi bu vaziyetten pek memnun gö- rünüyordu. İki dakikada bir oğluna: — Şu Fikriye hanımı aldığımıza pek iyi ettik. Doğrusu mükemmel daktilo! Ben insandan anlarım vesse- lâm? - diyordu. Bu sözleri ilk defa işitir işitmez, Balıri fena halde kıskanmıya başladı. Evet, babasını kıskanıyordu. Bir. çok defalar ansızın yazihaneden İçe, Tİ girdi. Fakat şüphesini uyandıracak bir şey görmedi. Bir gün, kapiyı açarken, babasının sesini iğitti: — Fifi! bana şu yazdıklarını getir- sene... Delikanlım rengi uçtu. “— Fifi" diye tekrarlıyarak içeri girdi, Ihtiyar udam, mahcubiyetini giz. lemek için, gülerek: — Ya.. İşte böyle oğlum.. Biz Fikriye hanımla pek ahbap olduk... Samimi arkadaşları onu Fifi diye ça- | Zırırlarmış.. Benim de ba isim daha hoşuma gitti... Şimdi ben de ona öy- le hitap ediyorum, Hem, benim yaş- taki bir adam için, böyle samimiyet. lerin zararı yok. Fakat sakın ha, sen ona karşı terbiyeni bozma! Bahusus ona kur yapayım deme... Yoksa ha... Nakleden: (Hatice Süreyya) Li RUZGARIN GELDİĞİ TA. RAFı BuL? DUR YAKLA SIYORUMa.. YAKVANETA YAR: DIM ETSİN... Tonton amcanın Saçları Miki Yediler arasında Lagizi e ie SIRRR ERRRR.. Vazan: Niyazi Anmet 777 sene evvel bugün Selçuki Sultanı Nureddin Mahmuda Melikül'adi! lâkabı Muktafinın Nureddin verildi için söylediği sözler halk tarafından vasiyetname telâkki edildi. Bir kaç gün sonra Halife sahiden ölmüştü Büyük Atabey Zenginin oğlu Nurettin Mahmut, (Halep tahtımı | geçtikten bir müddet sonra Adesede | bulunan huristiyanlar, Frank ordusu ile birleşerek ahaliyi kılıçtan gecirdi- ler. Hıristiyan hâkimiyetini kuv- vetlendirmek için mukavemet edebi- lecek tek kuvvet bırakmadılar. Bu haber, Nurettini son derece hiddete getirerek Adesi zaptetli Mütecavizleri tamamiyle ortadan kal dırd, Nurettinin intikamı 1147 ikinci | ehlisalip seferinin açılmasına, Al manya imparatoru Konrod ile Fran- sa kralı on ikinci Luinin 900.000 as | kerle harekete geçmelerine sebep oldu. Haçlılar ordusu, Antakyayı in | sanlık tarihinde edebiyen yüz kr- | zartıcı bir leke teşkil edecek surette harebeye çevirdikten sonra Filistine | ye Sebep Şamı alerramaları | İ “Nureddin Mahmut, Franklarla muharebelerine devam ediyordu. Düşmanın en müstahkem mevkile- rinden El'azimeyi ,daha sonra An* takye yakmındaki Yagri'yi ele ge- çirerek Frankları müthiş bir bozgu- na uğrattı. Muvafi fakıyetlerin arkası kesil medi, Antakye prensi mağrur Ray mon dö Puvatye de bu muharebele- rin birinde öldürüldü. Askerlerinin çoğu kılıçtan geçti. Bu harplerde bütün hristiyan * lığın gözünü kokutan o Nureddindi Ona “Hıristiyan dininin en büyük düşmeni,, diyorlar ve: — Muvaffak olmamız için Nu - reddini ortadan kaldımak lâzm - dır. fikri ile hareket ediyorlardı. Müslümanların da en büyük düştneni Jüslin idi. Tarihi İbni Esir | bu kumandanı: — Frankların en şeytanetkâr bir uzvu ve müslümanlara karşı en zi yade nefret ve adavet besliyen bi: sertti, diye arlatır. Jüslin , hemen her harpte mu- vafafk olur, vazifesini büyük bir cesaretle yapardı. Onun için haçlılar ordusuna karşı durmak mecburiye- tinde olanlar da bu kumandanı ele geçirneğe çalışırlardı. Neticede Nureddin ağır bastı ve birgün kalı bir muharebede Jüslin ele geçirildi. Nureddin, en kuvvetli düşmani» nrortadan kaldırdıktan sonra devam- İı muvaffakıyetler kazundı.. Birçok yerleri gezi alarak hâkimiyetini ge nişletti. Yalnız aŞm, sadakatı belli olmıyan bir prensin elinde idi. Bu, | haçlı orduları ile mücadeleyi güçleş” | tiriyor, daima ihüyatlı hareket et- | mesini icap ettiriyordu. Nureddin | bu endişeyi ortadan kaldırmağı dü - | şünürken, barlılar Suriyenin mer * kezine doğru ilerlemeğe hazırlan - | dılar. Bundan korkan Şam ahalisi, Selçuki Sultanı Nureddin Mahmut dan imdat istediler, Nureddin, bü - yi yük bir ordu ile Dımışk Sam” a iler liyerek buranın prensi olan Mecirüd. din Atabeyi azlederek yerine ahali - nin alkışları arasmda büyük Zengi" nin oğlunu iclâs ett. moi 1160 yılı 5 mart günü, 777 se- ne evvel bugün, Halife Müktafi, Nur reddine muvafakıyetlerinden dolayı Melikülâdil lakabını verdi. Muktafi, hilâfet makamma geç * tiği vakit Selçuki Sultanlığınm ehem- miyeti azalmağa başlamıştı. Nured - din Mahmudun gösterdiği cesaret İ ve muvaffakıyetler neticesinde düş” manlar üstüste mağlübiyetlere uğ « ratılarak devamlı muvaffakıyetlet elde edildi. Nureddine Melikülâdil lakabmın verilmesi, büyük bir uğur sayıldı. Muktafi hilâfet makamma geçtiği vakit, siyasi vaziyet çok bozuktu, Bütün işler, Nureddirlin aldığı ted - birler yüzünden yoluna girmişti. Bu” nu Halife de biliyordu. Nureddine Melikül'adil lakabmm tan birkaç gün sonra Muktafi: — Bütün işleri yoluna koyan Nureddindir. Lâyik olduğu unvanı aldır. Halkı muhafaza edebilecek kud rettedir.,, Dedi, Bu söz: - — Halife ölecek, vasiyetnamesi- ni yaptı.. diye tefsir branş Hayatta çok tesadüfler vardır. Halife, Nı ine İakabı ver dikten ve bu sözü söyledikten birkaç gün sonra gözlerini ebediyen kapa * dı. Amerikada , Kırtasiyeciliğin şaheseri Bir Ksk mabhkümu- nu ölümden kurtarıyor Arçi Herron isimli bir adam tam 30 sene Nesryorkta Sing sing hapis" hanesinin idam mahkümlarına mah sus böcrelerinden birinde idam hük* münün infazını beklemiştir. Herron, 1908 senesinde bir ps pas öldürdüğünden dolayı idama mahküm edilmişti. Hâkim son ka* rarı tebliğ etmeden evvel Herronun bir defa da akıl muayenesinden ge“ çirilmesini istemişti, Fakat hâkim sıhhat raporunun itmamından evvel ölmüştür. Amerikan kanunlarma göre an* cak idam hükmünü vermiş olan bö kim, bu hükmün infazmı emredece- ğinden Herron Sing Sing hapishane sine gönderilmiştir. Şimdi ise Nevyork hemşerileri bu adamı hayatınm sonuna kadar, vergi mükellefleri hesabına rahat ra- bat beslemektense, salıvermek için Nevyork valisine müracaat etmişler dir.