16 Şubat 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 9

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- — syok şpuaşö yeyoj - “apaba epuoa “AeZL — B9 mm 1510f meww yor raN — L ııamzâı'ıj “yörudos “YONLIN$ — HOYLOMSA * . * - Ti F- AA K NŞ e z ğ ' t H SRPSSEREECELASE S ZORE. * uğ"uğğnğâwxgğnâ e ğ BEBRE p. &Bg' Egs ÇlnEBRİ z S © g ' us,“.p_ııâ O & Eyr ah” Eî E"n?iâ-"=yâ:ğ_-ğğ d & H e < b a © n b — — ı—-ı.;;- 0e Püke T 1 F AT LA G CP gığ . 'e İ p S B S . / ğ B © S o g.?' B o 5 h - & ç Rinğe | VA n ' Eğ_ğ ğ_ifğ t;gğ 6 $ E;ğg—-. n > 5 YESA V Ğ e/ — G . ER Mi 9 2 E B — el B , DÜS KU B - Ok y bbb Ü Ş “ — B KU S - £ M e B —:ğ 3 â z E — g* —- c 'ğ A D mar <3 B OA SA S yalli < * M ml A AAA d ğ 1 © © i S2 £ ğ;âı?ııııııııııııııı SPRöş & ER<4OHRSMRULCALYUNS a em B ei : ğğZğŞîg%ğîğîâ üşiş ah;.şî RAKIĞa S PS Ca S as3. : Z 3-:—,_,ğ=-a.-..?' 3 © 9. > FaSİ .BOĞ 5 23 e y Ö . a 5ğ a y zÜ 'bâ” 5 & gS:m M g TT —-':S,'_"'_;_:. e aye ! â b E»S—-»ğ—ğn.aîîî—“hc S —e Es Ş:r BN “â Ş% .i - a © x zi B g Ş RAR3E ği Ni yi aai »o Böş — Ö Ti A L AA U Ş EPEPSE S- cj a Ş ga B 2 e mi”d” a ESE J -i Ü- > W S 00 GA E0Ap Geği Siç î% B - Sa337 0 SAĞAĞ S D SA Ka Ç Gwi 4 Si keğ Ş ş ğ B p G B ll ğ : bi Es- ğ _ ş Bıs K EL e a ; * Bğ < Gin (N 55 3 E kal B j ; g ğ'ğ N . KUFK (e b ş Ğ ŞŞ Ha ","İ"'ı"" W *& & 4 a B Vesdi W c z yi Mtau' * a | d y | ——— /— Metmeğe hak kazanmış gibi, yanında NB sabık reise dönerek: — Devam edin, Dük! dedi. Dük diye hitap ettiği adam, derin bir ı:ü'mttle eğildikten sonra meclise doğ- “ Töndü ve devam etti: — y İi— Evet, senyörler, prensesin söyledi- F gibi, içinizde hiç bir zamaı haih in. Sanlar yoktur ve olamaz. Buna rağmen Prenses Fausta bütün projelerimizi bili- " ve hepimizi tanıyor. Prenses Fausta halinden öyle anlaşılıyor ki, bizir in mevcudiyetini keşfetmiş büyük bir ehemmiyet — atfet- Bilyos, Fakat müsaadesile şunu işaret e. ; ki, bizim gizli cemiyetimizi keş- - ötmek, sadece fevkalbeşer — birzekâyı değil ayni zamanda müthiş bir cesareti E e İzimdir. Bundan dolayı, huzu- Uzda, ona karşı hayranlığımızı izhar “tmekten kendimi alamıyacağım. — Prenseş Fausta, bütün kuvvet ve derin zekâsını ve yüksek fi ©» güttüğümüz büyük — gayeye "::““İB karar vermiştir. :::. mağaranın her — tarafından ğ Bin tezahürat ve alkış yükselmiş, m%îöıler bu harikulâde kadına doğ- &dir ve hayretle bakmıştı. — kuvvetli bir sesle söyleme- 8e başladı: imdi <. Söylediğim bu mühim sözl Ş$imdi om sözler, da bir hi:&h“ı“naüğım ifşaatın yanın. Dük bir m; a İT Müddet sustu : delen hayret ni ve etraftan yük “HORTLIYAN 'WVAUSTA san oğlunu, prenses tanıyor., Önü bize getirecektir. Hatip burada sözünü kesmeğe mec- bür oldu. Çünkü etraftan kopan çıl- ginza tezahürat ve sevinç sesleri her ta rafr çınlattı ve bütün ağızlardan “yaşa. sın Don Karlos! Yaşasın kralımız !, ses- leri yükseldi,. Dükün bir işareti üzerine sükün tek- rar avdet etti ve herkes can kulağiyle dinlemeğe başladı. — Evet; senyörler, prenses Don Kar. losun oğlunu tanıyor ve önü bize getire cektir. Fakat bundan daha mühim bir şey var. İyi dinleyiniz: — Prenses pek yakında, kenldimize kral yapmak istedi- ğimiz insanın zevcesi — olacaktır. Pren- ses bütün servet ve zekâsile — zevcine yardım edecek ve onu, bizim — şimdiye kadar temenni ettiğimiz gibi. Endü'üs kralı değil, fakat, bütün — İspanyanın kralı yapacaktır. Görüyorsunuz ki, de, min, prensenin bizim — relsliğ'mize en lâyık insan olduğunu söylerken, yanıl- mamışım, Çünkü o, yalnız reisimiz de- ğil, ayni zamanda müstakbel kralire. mizd'r. İşte sırf bunun icin, Kastrana dükü Mavalda kontu, Algavar marki-i olan ve “Mukaddes ofis,. dinilen alr-k teskilât tarafrırdan, lâkap, söhret ve ser vetinden mahrum edilen, ben, heniniz'n namına, hürmetle bağırıyorum: “Yaşa- sın kraliçemiz!,, Ve Kastrana dükü, bunları sövler söy lemez, İspanya saraylarının — tesrifat kaideleri mucibince bir dizini yere koya- rak, başımı, Faustanım ayaklarına doğ. ru yerlere kadar eğdi. ledi, $ : inın dinmesini bek- Ayni zamanda etrafta — müthiş bir Mliıî:î: ::;et dinı l d_:- heyecanla hağğ;ma OYdu, P His ç 1 KŞ Aylardı ad_"" Bti ikessm a ; — Yaşasın kraliçe!.. Yaşasın kralire! ül?;,mğe“mh* bulamıidı—l Fausta, her z ci gibi, kendisine ; — “**3bel şefimiz, Don Karlo.l gösterilen bu hürn tezahüratı bü- —— 115 “ALMANCA DERSLERL 115 AUT UYN bi : B pa c iy B SeSEN _. & aaagğa ni Bz * L nf D SS Bo B B S B 0 - K A LN a Uğ zi k - .— —| ö ge a , g A P CRE SAR'a â K e öom Ow © o B & e ea a ı Si < C e — K ümmkbul 3 © B B z Şt ğ B a A SIP P B ' p BOSE 5 o FF g ah .€ u B z & GöNE O OER 25 G LA UA Ç Mi yee c e Hu::ıgî-:” - — p ha — MN S AT AA N Z İK aa ÖR ü g e M z ES =;»%3Şğ S $ B e İ & © — ) . ü onğwğ HALER ğ%ğa;-ğ S riR U b SÜ F NLK WT D e e LA M ge LT SS RıA K G akar K e aA . go“ SN Ço l ya SAĞ OĞ , Vaş 2 —a git 3 Na T . S T Tt am S E £ E G B e Gi C n 5 & â ö 4 5İ l y) ha —© NS F - . © ” G Ğ BU # S BT ba _mm=3= Z :::,_.Ll'q F Ng.&:u— 8 —-. g be 5 OB . S E bi g *& BZ v : B H e GücEM b sge ğf 3bE Es0esiz B7 Si b Z | D 'a dümniö ü  M ö S deomı A O“E’D'g*â 5 =-Eı'gm:€ "__' n FTi M Z © M — Ö 8 n A # © Mü el (e ğ v İ yi A A ı ' F M . ş g z Ü GUğ g 5 * bf x zi — g © © ŞE SO npf Th Ş iz K et Kit W z B Boşa l ea , N Lt aS a B b t t a - <i z .âıcâ, M ö < İi z üi HL CU . S d G ; .. t B ü z Za $ B SEA C UR yt 5. YUŞ S G g & a AA e- FERE LAĞ çi 'KAZ gll MA Dü Tz B 5 E ğ S- İ 'g &K b & b B y SA ŞA CA SS e GA W G $ LERİR a Y B gl4 Bh O SER A T ASSS Erag a SE L Ti — Ş at AM e c BÜ SA — Bi CÜYG R. eç DW 3E HEk e Ki gee D n ÜEİ of ÖL B M $ — e beir A O LA b AA G b p3 Hit M ee el & &a S i. H .© : £ B Şmı: __nıyx_B'U-_ Kğ 5 Ki 5ğ S2 $ CK T Di ll tü B b S üi © diş et eati | çöitlk Pa Ş g'e © z e (8 f E G b . KM 8 z Z YAR 3 yi vi GçEbE | RUS 3 < 5g d .0 SÖÜ YülE * Mat.t £04 -K S E ah b W P G B gel d e D ğ ğ: DS eç n e' b .ai Bo eut d0 G 'a SS AU * C0 lasEçE S0 teğe 3 Gütiş dti a - ""':’3 E > z ü ğ z he l — B 8 SESYişll”issi ddi PsA5 88t ti ::ıi"ığîgwâî" — 2 ç © © : üwğc : Yokm © e & © İi îîâğâaîââğâşîaââg ğâ%âğğğğğağ U ..I 9o a B R Ö . & © £ " eom's © .A » :—:—GNDEC—fDEn_%âHmĞOıdgâğâğâ;mîqqg 8? ğ * : B K :8 â < Z| gığ Z bi gi &. v a W BN ee akl ; ARİSAZ far Pi #ai rse Se BAA d FAUSTA 185 Cüce,bunu büyük bir lâkaydi ve öyle garip bir tavırla söylemisti ki, Pardayan gülümsedi ve sonra ciddi bir sesle: — Bunları topla ve şu kasaya — iyice kapa. Parasiız evlenezek değilsin ya!.. Cüce evvelâ sarardı, sonra da kızara- rak başını önüne eğdi. — Siz böyle bir şey olacağını mı ü. mit ediyorsunuz?. — Görürüz Şiko. ç Cüce başını salladı ve yerdeki altınla- ra bakarak? — Bu paralar!,, Diye manalı bir tavırla Pardayan gü'ümseli: mırılda:dı. — Ne demek istediğini anlıyorum Şi- ko! Fakat bu altınları sana niçin verdi- ler? — Sizi servili eve getirmek için. — İyi yal.. Sen de bu vazifeni yap- tın. Bak hâlâ buradayım. El Şiko mahcubivetle kızardı : — Heyhat! diye içini çekti. — Şu halde vazileni yantın demek- tir ve bu parayı hak ettin. Şimdi bünu topla ve tekrar ediyorum, baçka şeye karışma. XXVI SUİKASTÇILAR Son derece mağrur olan El Şiko, hiç bir şeye boyun eğmez, herkese isyan e- derdi. Bugüne kadar, onun için bir tek efendi vardı: Juana! Ona itaat etmek, Şikoya ağır gelmedisi gibi, bundan bü- yük bir zevk ve iftihar da duyuyordu. Fakat, işte birdenbire, onun mevcu- diyetinde yeni bir efendi — doğuyordu: Pardayatı! Ona öyle geliyordu ki, Par. da'âîiı çok zamandanberi ona hükmet. mek hakkını haiz bulunuyor ve o da | * PyEz, S Bi D Ç " ha | h Pardayana, Juanaya olduğu gibi hür- met etmeğe mecburdu. Niçin? Çünkü Pardayan, bir rüya — zannettiği şeyin, bir hakikat olacağı hususunda keni.sini tamamile ikna etmişti. Bundan — dolayı Juana onun nazarında bir melek idiyse, Pardayan da önün için âdeta bir ilâh ol. müuştu. Onun her emri bilâ tereddüt ye- rine getirilecek, onun için ölmek icap e- derse, bu da büyük bir zevkle yapıla. caktı. Bunun için, Pardayan, ona Faustanın verdiği altınları toplamasını söyleyince, Şiko itiraz etmemiş ve — bu arzusunu derhal yerine getirmişti Küçük servet itina ile kasaya yerleş- tirildikten sonra, Pardavan: — Şimdi artık gidelim. dedi. Cüce şamdanı söndürdü, duvardeki gizli kapıyı açtı ve Pardavanın önünde merdivenleri inmeğe başladı. Şiko söylemiş olduğu veçhile, geldi. ği yoldan yürümüyordu. — Çünkü Par- dayanın oralardan ve bilhassa — yeraltı yollarının nehre çıkan gizli kapısınidan geçmesine imkân yoktu, Fakat bütün bu teferrüat Pardayanı alâkadar etmiyordu. Yegâne düşüncesi Fağıstanın kendisine hazırlamış olâuî bu tuzaktan biran evvel çıkmaktı. Onun için, cüceyi lâkayt ve sakin bir - yürüyüşle takip ediyor ve — önun gizli kapıların açılıp kapanması — hakkında verdiği izahatı dikkatle dinliyordu. Şimdi, kumla döşenmiş, oldukça ge- niş bir koridordan yürüyorlardı. Par. dayan iki kişinin yanyana - yürüyebile- ceğini nazarı dikkate alarak, — cücenin yanına yaklaştı. Ve böylece, yanyana, yollarına devam ettiler. Bu- - köridor, biraz ötede bhitiyor ve orada, iki istika- mete giden diğer bir koşğn; : buağl lT ei Der Knabe, der mit Lokomotive spielt ist mein Bru. der. #?”j: Piyanonun üstünde duran nota açıktır. An der Wand sehen wir eine 'Tür, die durch einen Vorhang zum Teil verdeckt ist, de diyebiliriz,

Bu sayıdan diğer sayfalar: