Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
İ b ı “üprueyo pezı3 ze ua ürdereAjıgonu Un a O — OT — Aznunsnu dOKnun103 BAjIğotu exySeğ epuores — ST -PBT T9 9A TOJONLELİ IG “eSeLİ Arg HEZİ eg OA Sny 'oAfepues diğ 'ynyoy aa tan do $mro5 HSA — F - “öiğe) 'ef 9p SjNoğ sop UN,T Y SPSEYd PUOS 95S99OY,I 19 910T l . Kai Ha Ki WuDguo Ba uşaa (urDDAY) diyos sa düfde ADINP N,, “saytamı xnap / BNOj 19 UOSTELU V| 9P 9SS9MTLUN V| P8 SANTELU a| JNOS a) # — YRÜZ Vİ ÇP NZ İP ÜÇ D OELİĞ UOS SAZOT 9 FOT “APLEOJHISAYP TT OALIoydiyes A9 Leyunşg raymuaz OP d07 9 UOZDUÜ D) 9P SAD D) 9 AJötU ÖJ UOS OŞ ee caoo-ı_' HL NUkA SELİİ ÜpEzEE aa ERe” B SF S B T g KESE 'dıpoyıauusA Yow9dA Epeso 1SİN Od KANRDAB 'eğyöf Sezar. . Iğâln *Tvantese bakarak: e M ' “Mindim, diye mırıldandı. | ı—, k h' gizlemek için bü- Sarfettikten sonra, tit. * k’hş?lyq Pudîyân sizinle — beraber Mit ederim ki başına bir © çok iştir> dedi, Bul olan de ı:Vap verdi: Ümit ediyoruz Juana. Yok, SVvel bir şey öğrenme- ı"“ î$mYmdk ş M z ndaki masaya Ü h;—tqguhmuhakkak ki düşecekti. İ Ti kimse görmedi. Yal- Nun farkına vara. Servantes i Ş a""Ş'Gtı görmüştü. Hiç A? aln G .İ Wn ıiz süratle genç Sarak, ona — yardım N TP “Sbir $eyin farkına var. b B dedi, n -““?i İütfen bize yatak ha- İ &. a bürada geçirip yarın üha T başhı, Yüm ederiz. Nı;,h:î"' fasdik etti. ' h% kll:nse:yı.: gösterme- tlm istifade ederek, İP etti. SN 'omusuta arkadaş. İ S€di ve odasına çekil- Ve eîı*kova hararetle te- ' '0:' söylemiş olduğu ü9 ça © kendisile ciddi k yanına alacağını | ü Pa « a--'umw»g'rı-ı. ksd ef 'l:"l,lllş'%l Di ErERELOE : GeŞ ».spğâğgâ B a K ee ö emb AR Z :_âğ;âg z -i > B e- | a.b" ğ'ağ'âî"-g P ae GS DB Nu GeĞU e A PI .p G SÜÜ B (DUC. Kü ” B R A g e G g MEE g Biiç 3 g 5 % BEsSF £ T aS ..; Efiş Ğ ğ z 5 S 3 el M 3 # v a F- 3it p 3 he 4o ( ” onü SEE e Debiş, A? %ğ e K #i SEKkSE Y34 İt m 3 cgis ? üg %fî & 5;8"'1.%% > — -— M %(â çe 8 B t BHB & S 38 W BSĞS . o &SE »g:â —-pg.:'g— E AT & ST GS SA & N FEsSEF ğâ—' ğg;m B3 8 v a&ğ ei el gi Mt b LÜM â'% 'âğ:â SE - ğ - S | g.ğ * EE.%_ » $ &$ ; ğrç. İ Ö, ğx wğg E'R g (-? .. 5 NEŞ & gğğ— a A — HORTLİYAN FAUSTA Cüce kendisine karşı — gösterilen bu muhabbetten son derece mütehassis ol. duğunu yüzünden belli etmekle beraber bermutat hiçbir şey söylemedi. Yalnız gülümsedi. XXI EL ŞİKO VE JUANA Salonda yalnız kalan cüce, biraz etra- fına bakındıktan sonra kenarda duran bir sıranın üzerine uzandı. Büyük bir teessür içindeydi, çünkü o, nun ıstırabını. görmüştü. Basınrı elleri arasıma aldı ve mazisini düşündü. Çocukluğunu, hayatını sefa. letini düşündü. — Bütün bu mazi ve hel bir tek isimle hülâsa ediliyordu: Juana, / Hatrralarının başlangıcından it'baren o Juananın eline verilmiş bir oyuncak gibiydi. Kimsesi yoktu. Çok iyi kalbli olan Juana, daha kü. çücük kızben, bu zavallr çocuğa acımış ve öonü himayesi altmma alrıtk. ona anne lik, kardeşlik, arkadaşlık etmisti. Böylece, yavaş yavaş ona iyice alış- mış ve onuü âdeta yetiştirmiş olmak'an mütevellit bir gurur duymağa baslamış tı. El Şiko da, evde herkesin Junaya hürmet ettiğini görerek, ona, büyülü gibi muamele etmeğfe alışmıstı. Senelerin verdiği bu alışkanlık niha- vet öyle bir hal — gelmişti ki, Juznenmn bir emrini veya herhanzi bir arzusunu yetine getirmek, El Şikonun nazarında müthiş bir kabahat ve hattâ <üsümdü. Çocuklar büyüdüler. Juana güzel bir kız olmuştu. Şiko da genç bir erkek ol. mugs'a da, vücutça gene çocuk kalmıştı, Juana, evvelâ arkallaşının — boyunda e GÜ 9 "”i e. | ğ g ee Za e ö T ğ bz ö ae $ E Rr A 5 çe B Ü * £ £ İ < a Şüm & A K, v O B ASN ”Eğğ 8 Ü a&—!ggwgââ'âî — . % v Cd”"" ' W İ DA SABAI S |) B SKW â_ugğıışggllgh GÜŞ "î'll"ğg:*—â"âğfğ“ " 0 Çiştişletiş e 'g;;â_g..âg;î..g_ N söğ5ğeslliş Wi SASsRASSHHA Ti e£ A E z E $ * Z S 7 3 ğ KE Ü «5 :“ âsğ ş g 'ğ Eviye ÇAR0 B E ğ z Ğâ%;â o ,ğ K eee HUĞ aa ğ._â -— . " «© İ F3 3 bi Bir e OA Ş B Ğİ âdgâ“’%“ı ğ S 3 gipaclili T C £ğ=s SŞ £ e & .© :'Eş aç b E ğ : ğ US * S A © çi “z—a'a?.'S'â'gğ' ; -.3--'363533*539&:43»- g 'n.E—I: rı:';_ğı-ı: Hf—â b : '=E= -â ğ l - © ğ — & ğ K 5 Tei Gi 5 5 GERE e Va z a T M © ğ B Y Ki E 5o GA ğ ı:â'j"uj — . © .ğ:o g Bİiz IB & ğ bi 'ğîşüâ.g-eîî | a | L N' l ae ES Gi O G E N - NŞ — S 5 5 » a &N et ÖŞU Ss T S a I| & < £ BULUR I| - & & İl İ & 5 T ü S 5aS g — S DB U SÜ E F A a SS S SA S tEE ÖRSEÜSLEseR .. N Hi Hü Gkl a #ELBESS ASA K YA ASSS 588 RULAF AREZ v ği - - KA & © " â' ğ SEŞ di eR. 25 $8 giş Sz. . ha Li z Dt -i8 E &5 G £ S g « R CĞan . ğnı& —- © —S'ı'ğğ: _UE” ğğ:h S 3Ş e EEER b Ha HG 'â'g böSşi 35i 583 :qğî—â n “ğEîg & < * Ü0 & -âcı.. n EZerE Pt? BELi SA SLE S eaf KSS ©. B g358 Eâğ ki H B AA ş_,%ğg;_ç dâm&ggğ’â? Yeşt? SGERELİE âm5df DA p Snst n hadaml' g SA 4545 HORTLİYAN FAUSTA 161 Servantesin bu temin edici sözlerine rağmen Don Sezarın hâlâ teessür için. de bulunduğunu gören Jiralda tekrar sordu: — Gene ne düşünüyorsunuz sevgi- Hm? El Toörero birdenbire durdu ve — ona doğru dönerek : — Jiralda, dedi, El Şikonun bize an- latmış olduğu kaçırma masalı nedir? — Bu masal değil, kakikattir senyör. — Hakikaten sizi kaçırdılar mı? — Evet Sezar. — Kim? Kristobal mi? — EKristobal. — Fakat Kristobal bü gibi kendi hesabına harcekt etmez. — Ne demek istediğinizi anlıyorum Sezar.. EKristobal Barba — Rojanın sağ koludur. Bu ismi söyleyince, onu — kolundan tutan sevgilisinin titrediğini — hissetti. Kızarmasına rağmen dudaklarında mes' ut bir tebessüm belirdi. — Sevgilisinin aklından geçen şeyleri anlamıştı. Don Sezar kıskanıyordu. Bunuü Servantes de anlamış olacak ki mırıldandı: — Aşk! Kıskançlık!.. Çılgınlık! El Tprero kısa bir stiküttan — sonra, titriyen sesile tekrar sordu: — Peki nasıl ölüuyor da, bu canava. rin elinde bulunduğunuzu — bildiğiniz h>lde, sakin bir vaziyette odada duru- yor, kaçmağa teşebbüs etmiyordunuz. Halbuki isteseydiniz pekâlâ kaçabilirdi- niz. Jiralda cevap olarak, uyutulmuş ol. duğunu zikredebilirdi. Fakat nedense bunu söylemeğe lüzum görmedi sadece: — Çünkü bu defa, Kristobal zannet- tiğiniz adamın hesabına hıreket etmi- işlerde yordu? Don Sezar daha fazla endişe etti; — Yakimin için? diye sordu. Jiralda gülerek cevap verdi; —— Prensesin hesabma!.. — Prenses mi?.. Doğrusu hiçbir şey anlayamıyorum. Jiralda birdenbire ciddi bir tavır ta. kınarak: — Şimdi anlayacaksınız Sezar, dedi. Beni dinleyiniz. Ebeveynimi aramak ü- zere sizden ayrıldığımı tabit biliyorsu- nuz? Don Sezar kıskanelığını unutarak, o. nu teselli etmeği düşünerek sordu: — Yoksa gene mi inkisarıhayale uğ- radınız sevgilim? Jiralda müteezsir bir tavırla — cevap verdi: — Hayır Sezar, bu defa öğrendim. — Ailenizin yerini — öğrendiniz mi? Babanızın ve annenizin kim oldukları- nı biliyor musunuz? Jiralda batmnı sevgilisinin dayayarak hıçkırdı: — Babamın ve annemin artık yaşa. madıklarımı biliyorum. Don Sezar önu yavaşça kolları arası- na alarak mırıldand: — Heyhat, sevgili Jiraldacığım, böy le bir haberle karşılaşacağınız aşağı yu- karı muhakkaktı.. Annenizle babanız, tahmin ettiğiniz gibi asil adamlar mıy. mış? — Hayır Sezar annemle babam çok sade ve fakir adamlardı. Hem de beni besliyemedikleri için terkedecek kallar fakir. Nişanlınız basit bir alinein kızı« dırı Sezar ve fakirliği, kimsesizliği yü« zünden göçebe bir çingene olmuştur. Don Sezar onu bütün kuvvetile göğ. sünde sıktı.: — Zavallı Jiraldacığım, diye — mırıl- omuzuna dandı, sizi her zamankinden daha ful%' En t_rain de " l D L 3 E ti a - / ğarm Ki 33. W F ğğwıı 5 &$ a B3 ö 3 R S e 5 ve a EŞANA Üİ » 233 A ö ö z - 'B ğ Bo0 © i : K a K D 'a 8 H © he | z 8  Guatre personnes soönt en train de diner, Katr person son tantren dö dine,