im a şii Yeşi HAYALET | 'Tefrika numarası —21— YAZAN: Edgar Wal Yemek dolabını açtı, bir tabak böğe buldu, alıp masanın Üzerine koydu. Sonra, gay pişene kadar, henüz bitirmediği son mek tubu tamamlamak niyetile tekrar odasına Fakat orada bir türlü mektirbu yaza ta. Akh fikri, yapacağı © teşebbüste idi. Bir ara, hafif bir gürültü duydu. Bu, bir! &pahtar gıcırtı: idi, sokak Kapısından gebe) e 5 WE bu ihtimali tasavvur etme işin, bütün sinirlerinin gerlldiğini ve. ktuğunu hinsetti. Bir saniye geçti, Sone, koridorda bir ayak sesi duyuldu.Adımlar git yaklaşıyordu. Odana Okadar geldi, geçti O zuman, Valeri © yerind tadı, koşa koşa gidip oda © kapısmı açtı. Aşağıdan, koridorun nihayetinde, mütfakia duran müraun bafl? ve uzak ziyası geliyore. du. Kimseler yoktu. Valeri: — Kim 6? Diya seslendi, Cevap olarak büyük bir gös! rültü olda ve mum söndü. Genç kızın kalbi mütiş suretta çarpıyor. da, nefesi tutuluyordu. Fakat (dudaklarımı! sırarak haykırmasna mani olgbidi Yarın. da olaletrik feneri vardı. 'Titelyen ellerile yak ti ve merdiven başından koridora uzatarak tekrarindı; — Kim 0? Cevap yok. Valeri bütün cesaretini toplar yarak merdivenlerden indi ve mutiağa girdi. İk gtrdüğü şey, yere yuvarlanmış ve kırık muş olan başe tabağı oldu. Demek gürültü. yü çıkartn tabak &4i, Valeri rahat bir nefes aldı şüpbe yek ki bu gelen kimse, bir insan &. Gerip bir gey daha gördü. Yere düşüp ke! rılmaş olan tabağın birkaç parçam masanın Üzerine kaldırıp konmuştu. Demek (birisi Jalbuki mutfak O boştu. Üğe açılan bir kapı vare vetedi, Kült; idi) Bu esrarengiz #iyarsiçi nereye giletleti. Pen cerelerin Gelir parmaldıkları vardr, Bahçe yır, kiJti id. Bird iki yaşli parıltı kendisine bakıyordu. Fakat biran serra, Valeri güldü, bu bir kedi se ERMdi, Karanlıkta gözleri parlayan © iediyi Kucağına nidı ve: — Zavalh yavrucuk, diye mırıldandı, seni bir bayalet zannettim. No diye mezaya sip rayıp başe tabağını devirdin?. Fakat kelimeler, genç kızm boğazma ta. kılıp kaldı. Çünkü Valeri Yörda, taam ke yıkları yanımda, ucu çelik yeşil bir ok gön mügtü. KOLDHARBUR SMİT Veleri Hövel tayıimndı. Yalnız, yavaş ya. Yaş, kediyi yere birakir ve yesil © oku aldı. Ucü sipetvri ve çeliktenüi. Yeşi kemankeş! Yeşil hayalet! demek duyduğu © gürürüyn! çıkaran oydu. Fakat nereye arı olup gitmiş) 4? Havagazl ocağınm üzerindeki © çaydanik Xsyniyordu. Taştı. Çıkan gürültü genç kırı kendine getirdi. Havaguzini kapıyarak oda. anın döndü, Açtığını falan unutmuştu. Düşü nüyordu. Yoşil haynletten korkmasma ma « bal yoktu. Çünkü yeşil koniankeş Bellaminin Mişmanı İdi, Binsennleyh kendisinin o dostu olması lzemdı. Valeri bu düşüncelerle heye canını teskin etmek istedi. Fakat © Xizmen muvaffak olatild. Biraz Bava almak Üzere bahçeye çıktı. Dizleri titriyordu Buna rağ men kararı kat'i İd. Duvara meriivenleri dayadığı yere gitti. Çıktı, şatonun bançesine indi. Alelekiser Bellami akşam yemeğini yemek! çin iki sant sarfederât, #nzan daha fayin Gi! duğu vakidı, Fakat kat'iyyen iki saatten az olduğu görüllmemişti. O gün, hizmetçi yeme ğini gelinlikten yarım saa sonra zil çaldı. Gelen hizmetçiye sofrayı kaldırmasını süy- ledilkten sonra kâtibine dedi kı Kapıtıya haber verin. Birisini bekiyo rum. İsmi Koldharbur Sınittir. Gelince bura ya atm. Bsvini derhal veren everi yerina getirdi İ. Tuvalet abınlâarı | lace ÇEVİREN: fa gelen Smitin niçin şatoya davat edildiğini #oruşturuyordu. Biraz sonra Eellami fikrini değiştirdi, ve misafirini bizzat beklemek Uze re &Alibin! kapıemm yanma gönderdi. Bit gesdiği zaman saat en bir vardı. Bir taksi İle gelmişti, Fakat halinden, © birçok yerlerde dnrup kafayı adam akılı — çektiği anlaşılıyordu. Şoför de bulut gibiydi ve her Ikisi kahkahalarla gülüyorlardı. Savini: — Mösyö Sit, dedi, gaförünüze bu kadar gürütl yapmamasını o söyleseniz iyi olur. Zaten dedikodular almış yörümdş... —- Bus be herif, defol şuradan! Sritin cevabı bu olmuştu. o Koldbarbur Smit wli yaşlarında, iri uzun boylu, esmer bir adamdı. Geyet kaba bir görüşmesi var di. Kâtip, duymamış gibi yaparak: — Müsyö Bellami dedi, siri bekliyor. — Beklesin dursun (şoförüne (hitaben) Şarli, gel burada berhalde bir meyhane var dır, birkaç tane daha çeleelim. — Btönyü Smit, meyhüne kapanal Iki sast oluyor, kem mösyö Bellami sizi sabırsızlıkla | bekliyor. | » O bikie arlkadişımi da Benimle betaber | genin Fakat Savini umulmadık bir cessretle ma- | mieoldu — Hayır, dedi, yalnız sizi bekliyor, Smit hemüurdandı: — Peki, dedi, o halde Şarli beni (Oburada beklesin. Savini bu garip misafiri şatoya kadar gö türebilmek için koluna girmek mecturiyetin Mscera ve aşk romanı Sadık kalfa, kendisini zehirleyen <ultâ dediki: “Keşke bönde bin can olsaydi Geçen tefrikaların billâsası; l Safiye sultan, iktidar ve haşmetini! göstermek için, adamlarından biri- i ne inlihar etmesini emred'yor, Vone., Gikten gelen kontes de dehseile sey. rediyor. — Müslüm cehenneme gider da öehenneme gitme — Razıyım, sultanım... yleyse; şu üç sfamı zehiriyen| dan geçirme, kelimei gehâ det de getir me... Başkalfa, zehirli yemeğe doğru İler. ledi. Safiye sultan şikârmm bu hareketle. rini ne büyük bir zevkle takip edivor- du. Fakat, kontesin heyecanı büsbütün arttı. Ne Arnavut delikanlısma kendi. sini teslim ederken. ne beküretini ta. mir ettirirken, ne 'Türk korsanlarına de kalmıştı. Ayakta duracak ball yoktu. Kü» İ tüphaneye bu halde girdiler ve ışık, Smitin gözlerini kamaştırdı. Bellami kâtibine bir işaret eti. Kâtip çık &. Beliami, bir sandalye güğtererek: — Smit, deği, otur. Bir viski içer misin? Eöilami, ancak o zaman karşısındaki ado. run sarfoşluğunun farkma varmıştı. Sert bir lisanla: — Ben mana ayık kafa ile gel, içme Game miş miydim? — Beilaml sana mantik! bir günl soracağım Cevap ver. İçmek imkânı varken one diye içmemeli, söyle bakayım? (Devamı var) yakalanırken, ne Hacı Mustafayla kar şılaşımca, ne peri padişahının oğluna sevgili olurken, ne de padişahım Koy. nuna sahte bir bakire olarak girer- ken, hulâsa hiç, hiçbir zaman, haltâ| Mihrümahın mahremane arkadaşlığı zamanında ve onun deminki ilhamla. riyle karşılaştığı vakit bu derece he. yecan duymuştu. Bütün vücudiyle titriyordu: — Sultanım... sultanım... . diye Sa- fiye sultanm önünde diz çöktü. O İse, gayet sakin: Yazan: zan: Edgar | Rice Rice Burrougbs — Ne var, kızım... — Yemesin... Sonra, başkadınm yüzünde bir şef. kat, Me ve af alâmeti göreme. m bukadar.) | na da takimi dilm yok... Ölme... der... Belki bana bağışlar... — Sana daha büyük b'rçok fedakâr. razırım kızım... . Ge - , senin de, benimde selâ. nm bu EN ne duruyorsun... önlik üstüne aslanım... de gördüler... rkadaşı işte böyle cansiz vücut.| İ lar halinde yere seren zehirli yemek. ten, Deşalin. bir, bir daha, bir daha n iri bir damla yağ aktı. Safiye sultan sordu: — Ağlıyorsun demek... — Evet azlarım. — Niçin?... Öleceksin de onun İçin mi? — Yok, hayır, hayır aslanım... Sa.! kın aklınızdan öyle bir şey geçmesin... — Nedir ya... — Lokmaları yemezden evvel benim sizin uğrunuzda öleceğimden bir an t€ reddüt ettiniz, üzüldünüz de onun için, | de ben onlari Jeyn'e mühim bir çek imzalat- tılar, sonra da... (Geçen tefrikaların hülâsası) Asıl adı Lord Greystok olan yabani adam Tora şehre dönmlüş evlen- miş ve bir de çocuğu olmuştu. Ye. güne düşmam olan Nikola Roloojf Onun çocuğumu kaçırmış ve Tarzan- la karısın da bir pusuya dilşürerek bir gemiye hapamıştır. İkisi da ay. rı ayrı yerlerdeydi. Kendilerine ye. mek getiren İsveçli ahçının ağzı dan bir tek kelime almanın imân bnelameyordu. Kinkayt haftalarca yolaldı. Mah- puslar her biri ay kadar uzun süren haftalarca engin denizlerin üzerinde çalkalanıp durdular ve böylece, - bü” yük Okyanusta ilerlilediler. Vapur, defacık durdu. O da kömür almak için. Rokoff havalar sakinleşip de ken- dine gelebildiği zaman Jeyni ziyaret etti. Jeyne yekünü hayli yüklü bir çeki imzalatmak istiyordu. Kendisi: nin İngiltereye dönmesine ancak bu çel n imzası mukabilinde müsaade edebileceğini söylüyordu. Jeyn, heri- fin söylediklerini sonuna kadar dinle dikten sonra büyük bir katiyetle: — Bu çeki, beni çocuk ve kocam la medeni limanlardan birine çıkardı- ğımız dakikada imzalarım. Hatta iste- diğiniz paranın üç mislini veririm. Fa kat o dakikaya kadar benden imza a- lamazsmız. Dedi. Rokoffun gözlerinde, mel wn bir parıltı ü — Bu çeki derhal imza edecek- siniz.. Yoksa ne çocuğunuz ne de kocanız toprak yüzü göremezler. bu müddet zarfında yolda yalnız Jeyn parmaklarını »sırdı: — Size inanmıyorum. Sözünüz- de duracağınıza dair bana ne gibi te minat vereceksiniz. — Hiç bir teminat verecek deği" lim.. Fakat imza etmediğiniz takdir. de söylediklerimi yapabilecek bir ya” yatılışta olduğumu şüphesiz anlamış: smizdır. Jeyn, çeki o imzalamaktan başka çare göremedi. Rokof büyük bir memnuniyetle bu yüklü çeki katlıya- rak iç cebine yerleştirdi. Ertesi günü Tarzanın hapsedildi- ği zindanın İumbuzu açıldı. Delikte Palviçin beş göründü: — Haydi yukarıya çıkm! Fakat tayfadan herhangi birine-karşı yapa-| cağmnız en kücük bir hareketin ölür münüzle neticeleneceğini hatırınızda tutun! Tarzan süverteye siçradı. Çevre- sinde on iki kadar tayfa, tüfeklerini omuzlarma dayamış olarak duruyor lardı. Onlarm'da önünde Palviç var- dı. Rus fozla beklemedi; hemen maksada giristi: — Lord Greystok size mösyü Rökoff tarafından mühim bir tek te bulunmağa memur edildim: Eğer! ? Leydi Greystok ile oğlunuzu can sıka.! cak bir takim hadiselerden esirge! mek, ayni zamanda kendi hayatmızı| i da korumak isterseniz, bize teklifimi zin ehemmiyetiyle mütenasip bir çekli vermelisiniz. — Ne kadar? Fakat ilk önce oğ- Tumun gemide olup olmadığını söy- leyiniz. Dedi. — Oğlunuz burada değil, başka bir yerde emniyet altındadır. Siz ta- lebimizi : reddetmezseniz kendisine dokunulmıyacaktir. Şayet herhangi manasız bir inat yüzünden çeki imza lamamağa kalkışırsanız, burada, der- hal kurşuna dizileceksiniz ve bundan! sonra artık bize rahatsızlık vermek*| ten başka hiç bir işe yaramıyacak o- Jan oğlunuzu da yok edivereceğiz.. Tarzan bu sözlere genebir tek! sözle karşılık verdi: — Pekil... Palviçin tehditlerini hemen ijera ediverecek tmyette bir adam oldu! ğunu biliyordu. Çocuğunu, onların b istediklerini kabul ederek kur- tarabileceğini sanıyordu. Kendi haya tmm bağışlanacağını hiç de aklı kes- miyordü. Fakat, ehrete göçederken Palviçi de beraber sürüklemeği iyice! kararlaştırmıştı. Rokolfu da ayni akr”) bete götüremiyeceğine müteessirdi. | Cebinden cep defteriyle dolma ka- lemini çıkardı ve âdeta haykırırcası- na: Ne kadar?.. Diye tekrar etti, (Devam var) çireemasa se snnanmsaasaen sail Yeni T elrikamız | ; Haromağası Sünbül Ağanın an İ sinden doğarak Papanın himayesi: given ve pöpas olan bu tarihi vetin Avrupadaki saray kadınları i arasında geçen macaraları pek ya- i kında bu sütunlarda başlıyor, İ Yazan: '“Vâ&-N) sana her birini feda etseydim Fuzulinin şöyle bir Küş bin can oloyü Ta her birile bir 9€ Evet, keşki da senin için herbiziyiğ olsaydım sultanım simde yalnız seni Eliyle karnımı tu! Üç mahkümü da da başladığı beli Zavallı kontes, * e w ten bitti!” teve ? bakıyordu. Mi Safiye sultan, 003 ge, vi — Gördün mi, kiye küsük Sünbüf a e | feda ettim... Ba gel mettarıdır, Bizi önlimlze bir gün © cek olan herkes Va Usul böyledir... Ea rı giğniyecek, pe tırmanacaksın, Y voldur... Aslan vE © ”, mahlüklardır... NS liklerinden ve vi Halbuki senin si var... Sana İY merbütiyet varı» got URUt es. » Mühetimebi geri yi ledikleri yüreğini? bas 4 Çünkü onun bir gön beli” seni ele verme aa df zallah, bu ale” e sidir SE iğ ka de ur duysaydım... Yahut m iktidarı elimde om vi kalfaları öldlrtemi y Raşkalfaya dönd Zavallı kadın, ev rak: — Haklunız — Bak een, Bense, bana meka gördüğüm bu ber rum. İhtiyat bu” mi Bu gusli de £” Gene o, istire? işi le — öyte, satanın De mir var!» ayi ii yg Je? yor sult anım. * hulâsa bu ünye, her seyim sand Başkadın, mem > — Aferin! .d dedi ol nun kaldım... Adır ğım Tirendaz! Kalfa, artık ayal Yerde iki büklüni ii mınm ayakların tü: öp pe — Bu nime' nım... KE Safiye gultad- “i — Halbuki bi” karşı sağıka#” ini Bir kere hastâ öyle olduğuna i kızım... İpsân iel il selmek için DÖV ai zaruretindedir» Genç kız, bU ken, Safiye vendazı tırı.