tüccardan bay lu, esmer, iri evi Zdi Pek çok * hiebi *8€ talip olmuş- Ş heğtnmemîş, 4 Ü bay ç hiyordu. Es- Y Pert çok €v, kırk ya- Ü a) GENÇ Börünü - Beri Siyinen bir er ON zengin tüc- Meftun etti. akh_ başından heticede sev- Verdi, Ve P Artık o gün bugündür Behirenin ha- yatı latüst oldu. Babasının muhabbeti. ne ortak olan bu kadından nefret edi - yordu. Bir müddet odasına çekildi, kim- selerle konuşmadı, saatlerce piyano ça- larak hırçınlığını gidermeğe çalıştı. Bayan Münevver, soösyetenin en par. lak kadınlatındandı. Cok canlıydı. Bü- tün ömrü davet, ziyafet, çay, balo ter- tipleriyle geçiyordu. Durmak, dinlen - mek bilmiyordu. Kahkahası evin içini çın çın öttürüyordu. Günün birinde her nedense genç kız da çekingenlikten bıkmış olacak ki, ü . vey annesinin yanımna sokuldu. Onunla beraber gezmeğe başladı ve Münevve - rin etrafında kaynaşan erkeklerin ara - sından bay Pertevi seçti. Hem doğruyu söylemek lâzrmgelirse, Pertev Behireyi değil de, Behire Perte- vi intihap etti ve baştan çıkardı. Onu elde etmek için ne kabilse yaptı. Neti. cede de muvaffak oldu: Kızın güzelli- ğine lâkayt kalamıyarak, Pertev, onun la evlenmeğe talip oldu. İşte şimdi evleniyorlardı. Oda, sepet sepet çiçeklerle dolu... Davetliler evin içine akın etmeğe başla- dılar. Behire, aynanın karşısında bütün bu olup bitenleri düvinürken, bir yan. dan da giyinivordu. Kapısı açıldı. Mü - nevver içeri girdi. Halinde bir hüzün, bir çöküklük var- dı.- Gözlerinin feri kaçmış, ki senelerin izleri alnında, gözkapak. larında, boynunda, hulâsa her uzvun - da, her halinde belli oluyordu. Bir koltuğa oturdu. Boğuk bir sesle: — Kızım, Behire!,, Seni uzun zaman | belki ihmal etmişimdir. Lâzımgeleri şef- kati belki gösterememişimdir. Fakat ben seni severim... sahte yaşı | bir nikap gibi yüzünden dü;müş, haki-| HABER — Akşam postasr Ton ton Amca oendülâsyon yaptırıyor Tereddüd ediyordu. Kullanacağı ke-! -|- — limeleri arar gibi davranıyordu. Cıüu—ıle.W leri ağzından kesik kesik çıkıyordu. * * * — İzdivaç pek mühim bir şeydir. Hayatta iyice düşünmeden karar verme- meli. Pertev senden on beş yaş büyük.! tür. Çok çapkınmış. Maceraları varmış.' Genç kız, müstehzi bir nazarla üvey annesini süzdü: — Alâkanızdan dolayı teşekkiür ede - rim. Fakat ben attığım adımı görecek yaştayım hamdolsun. Hem bir şeye ka- rar verdim mi, imkânı yok geri dön - mem! Bayan Münevver son derece heye. canlıydı. Göğsü kalkıp iniyordu. Keke- ledi; — Lâkin... Lâkin.. Biliyor musunuz? | Behire hışımla döndü, gözlerinde se - nelerdenberi biriken kini bir an içinde şimşek gibi parladı. Vahşi bir sevinçle: — Biliyorum... Pertevin bütün haya- tınr biliyorum... FHarikulâde hiçbir va. kası yok... Bir süni metresleri olmuş... O meyanda da kendinden daha yaşlı bir evli kadınla sevişmiş... Bunlar olağan şeyler... Şimdi o evli kadımı terkedib bir.genç kızla evlenmek istiyor... Siz ha yatı benden iyi bildiğiniz için “bunları gayet tabil bulmanız lâzımgelir. Sonra, iri siyah gözlerini kadının ü- zerine dehşetle dikerek - tekrar etti: — Bir erkeğin yaşlanan metresini ter- kedişi gayet tabif değil mi?. Hayat bu! Münevverin dudakları ağlıyacak bir çocuğun dudakları gibi titriyordu. Sıkın ti ile terlemiş olan avuçlarına asabi tır: nakları battı. O esnada içeriye bir alay genç kız hücum etti. Hepsi bağrışıyor- du: — Haydi, haydi gelin hanım. Bu ne tembellik... Ortaya çık... Hepimiz seni bekliyoruz! Behire, sakin adımlarla yürürken, başınr çevirdi; üvey annesine bir müs- tehzi nazar attı. (Hatice Süreyya) | HABER'in Güzellik Do'ttoru Kubponu: AKSAM POSTASI IDARE EVİ İstanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İstanbul 214 Telgraf adresi ; İstanbul HABER Yaziı işleri telofonu : 23R72 ldare ve lân . : 24370 ABONE ŞARTLARI Türkiye Ecnebi Senelik 1400 Kr. 2700 Kr. 6 âylik 730 « 1450 4 3 aylık 400 » 800 * 1 aylık 150 » 300 » Sahiıbi ve Neşriyal Müdürü: Hasan Rasim Us ü&ısıldığı yer (VAKIT) matbaası | le seyretmesi alkışlaması idi. Bu kar Yazan: Niyazi A_ıhmet 100 sene evvel bugün Rus edebiyatının babası Puşkin öldü Çar Birinci Nikoların kur yaptığı güzel Natalla, en nihayet Puşkine “Boynuzlu,, dedirterek onu düelloya ve öğüme sürükledi Bugün, —dünyanım 'hemen her yerinde büyük Rus edibi A. S. Puş- kinin ölümünün yüzüncü yıl jübilesi yapılıyor. Rus kültürüne yepyeni, temiz ve edebi bir dil bahşetmiş olan Puşkin, tam yüz sene evvel bu gün 1837 yr lü 10 şubat günü gözlerini ebediyen hayata kapadı. Fakat Puşkin, eser leri ile ebediyetlere mal olmuştur. Yüz sene evvel, bugün gibi düşü-l nen Pşkin, yüzsene, ve nihayetsîzl seneler sonra da dahi Puşkin olarak kalacaktır. Kısaca hayatmı anlatalım: 1799 yılında Rloskovada doğdu. Babası asilzade bir derebeyi idi. Kü- çüklüğünde kendini okumıya veren Puşkin, on beş yaşında iken “Küçük şehir,, diye bir şiir yazdı ve sevdiği muharrirleri anlattı. Genç Puşkinin hayatında Çaadayef adında genç bir subayın çok tesiri oldu. Çaadayef, in- kıdâpçı idi ve Puşkinin üzerinde de- rin izler bıraktı. Puşkin, 1817 deli- seyi bitirdikten sonra Petresburgda memur oldu. — Burada, en yüksek, " gösyetelere devama basladı. Sabahla- ra kadar eğleniyor, mükemmel bir â-, lem sürüyordu. Fakat — okumayı, Çaadayefle buluşup ciddi meseleler konuşmayı ihmal etmiyordu. Ve mü> temadiyen yazıyor, halkı, köylüyü memnüun edecek, onun derdine ter- cüman olacak şiirler ortaya atıryordu. Bu, çok tehlikeli idi. Hükümetin nı zarı dikkatini celbetti ve onu Yeka- terinoslav'a sürdüler. Burada hasta- dandı, sefil bix halde yaşarken kendi- sini tanıyan bir generalle karşılaştı ve general onu Kafkasyaya götürdü, bu radan Kırıma, daha sonra Kişinef'e geçti. Burada meşhur general Orlaf ile tanıştı. İnkılâpçı zabitlerle düşüp kalkmağa başladı. — Faket Puşkin rahat durmuyor, istipdadın alevhinde bulunuyordu. —En nihayet Avrupa tahsili görmüş olan Odesa valisi Vo- ronçefin yanıma gönderdiler. Bu- rada da duramadı. Valinin iş ya- par görünmesine rağmen bir şey yapmaması — onu sinirlendiriyordu. Vali bir gün Puşkini Odesayı istilâ e den çekirgeler haklımda tetkikat yap- mağa memur etti. İşte bu memuri” yet istifasına ve binnetice istifasının kabulü yerine sürülüp ebeveyninin Mihailovsk'deki malikânesinde otur- mağa mecbur etti. Çünkü Puşkin, ahbaplarınım ricası üzerine - tetkikat yapmağı kabul etmiş, neticede valiye alaylı ve manzum bir rapor vermiş- ti. Mihailovsk'da buhranlı bir hayat sürdü. Fakat şaheserler yarattı. Köy- de yaşarken Çar Aleksandr ölmüş ve tahta Çar birinci Nikola gecmişti. Bunu fırsat bilen gizli cemiyetler far aliyete geçtiler veneticede bir kısmı idam edildi. Mühim bir krsmr da Si- biryaya sürüldü. Bunlarm — cçoğu Puşkinin arkadaşları idi. Çar Niköla Puşkini köyden sarar yına getirtti ve sordu: — Senburada olsaydın - ihtilâle iştirak eder miydin? Atesin şair, tereddüt etmeden ce- vap verdi: — Muhakak — iştirak ederdim. Çünkü sürülen ve idam edilenler bü- tün benim dostlarım idiler. Köyde ©- luşum beni kurtardı. Çar, bu cevaba kızmadı, kendisi- ni himayesi altına alacağını söyledi ve serbest yaşamasına müsaade etti. Puşkin artık Moskovada şahane bir bir surette yaşryordu. Yalnız bu şahane yaşama balolara gitmekten ibaretti, halkın onu büyük bir şevk- dar. Çar, kendisi görmeden hiç bir 'mesine müsaade etti. “meğe, iyi giyinmeğe düşkündü. Ko- kinin hayatını zehirliyordu. Bu esna- na Natalya adında-bir kıza âşık - ol- du, evlenme teklifinde bulundu. Ai- lesi kizm henüz küçük olduğu cevar bını verince Puşkin Kafkasyaya ha- reket etti. Burada harbe iştirak etti ve tekrar Moskovaya geldi. Bu sefer Natalya ile nişanlandı. Sonra evlendi. Artık mesut olmaması için hiç bir sebep yoktu. Fakat hayır, bahtsız şair, kaynanasiyle geçinemiyerek göç Şair Puşkin patatorla karşılaştı. Çar kendisine iltifat etti. İmparatoriçe de Natal- yayı çok beğendi ve saraya devam et" Natalya gez- casma, daima eserlerini kendisine okuduğu için sıkıldığını, üzüldüğü- nü söyler ve Puşkini kırardı. Puşkin, Çarm arzusu ile birinci Petro tarihini yazmak — için tetkikat yaparken XVI üncü yüz yılında çr kan köylü isyanının şefi Pugaçef hak kında vesikalara rastladı ve bu mey” zuda birroman - yazmak sevdasına düşstü. İhtilâlin geçtiği yerleri gör” mek için izin aldı. Buraları gezdik- ten sonra malikânesine döndü ve Fugaçef tarihini yazarak Pesretburga döndü. Puşkin, hayatında en büyük ıstr rabı sevgili karısı yüzünden çekmiş- tir. O bir aralık şöyle demişti: “Yazı yazabilmek için bekârlığın, serbes! hayatım boş zamanlarını bula- maz oldum. Yüksek sosyete hayatı içinde yuvarlanıp gidiyorum. Karım raodaya pek riayetkârdır.,, Fakat bu ehemmiyetli mesele de- gildi. Puşkini mahveden bir aralık bütün sşehirde Natalyanın Paristen gelen Baron Jorj Dantesle alâkadar olduğu dedikodusu idi. Puskine imsasız mektuplar yazr larak “boynuzlu,, kelimeleriyle tah- kir edildi. Bundan başka bizzat Çar da Natalyaya tutkundu, mütemadi" yen kur yapıyordu. Uzatmıyalım, bu hadiseler Puşki- ni, dedikodudan sonra bacanağı ol- masma rağmen karısrile alâkasını kesmiyen Dantes ile düelloya mecbur etti. Karlı bir gündü. İki taraf hakem- leri ile gelmişlerdi. Puşkin mem” nundu. Acele ediyordu. Tabancalar dolduruldu. Şimdi iki taraf ayrı ayrı istikametlere ilerliyorlardı. Puşkin bir adım daha ilerliyecek ve ateş edecek- ti. Dantes adımını tamamlamadan tabancasını doğrultmuş ve ateş etmiş ti. Puşkin, yüzü koyun yere kapan- dı. Biraz sonra başmı kaldırarak ra- kibine baktı ve ateş etmek için kuvve ti bitmediğini, beklemesini söyledi Sonra tâbancasmı doğrultarak nişarı eserini hiç bir kimseye okumamasmı| aldı, tetiği çekti. * . emretmiş bulunuyordu. İşte bu Puşr - Ç(Devam ilüincide) 1 Â 'YE G j Lşmüy - ! ğ M SA .. 'i