10 Şubat 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 6

a Hurda tramvaylar harıl harıl işliyor Bugün biri daha bozuldu 142 numaralı ikinci mevki tram- vay arabası bu sabah on bir buçukta Şişhane yokuşundan çıkarken motö- rü bozulmuş, tramvay Şişhane bah- çesi önünde durmuştur. Arkadan gelen tramvaylar yokuş- öndeki taramvay tamir edilinciye kadar bek- ta baştan aşağı sıralanmış, lemişlerdir. Tramvay tamir edildikten sonra yoluna devam etmiştir. Kaynana katili mahküm oldu Ağustosun on yedisinde Lângada 'Arap Mehmet sokağında 6 numara- İr evde işlenen bir cinayetin faili hak- kındaki karar dün ağır ceza mahke- mesinde verilmiştir. . . * Hadise şuydu: Katil 35 yaşında Kirkordu. Sıvacılık ve dülgerlikle geçinen Kirkorun Dikranohi isminde bir karısı ile iki çocuğu vardır. Dikra- nohi Kirkorun ikinci karısıdır. Bu ka- dınım ilk kocasımdan Asganoş ismin- de bir de kızı vardır. Haftanın beş gününü evde oturmakla geçiren Kir- kor, karısının dokumacılıktan aldr- ğı para ile karnmı — doyurmaktadır. Bu yüzden karı koca arasmda her zaman kavga olmaktadır. O zaman- ki rivayetlere göre bir ara Kirkor, ü- vey kızı 14 yaşındaki Asganoşa göz koymuş, fırsat buldukça sıkıştırmak istemiştir. Dikranohi bu vaziyet karşısında kocasından ayrılmıya karar vermiş, ağustosun on yedinci pazartesi saba- hı erkenden sokağa çıkarak komşula rına dert yanmıya ve kiralık oda ara- mırya gitmiştir. Karısınm evden uzaklaştığını fır- gat addeden Kirkor yatağından fırla- mış, üvey kızı Asganoştan üç İira is- temiş, bir riyavete göre de kıza teca- vüzde bulunmıya savaşmıştır. Asganoş feryat edince ayni oda- da yatan 60 yaşımndaki büyük anası Kaye uyanmış, bu sırada Kirkar e- lindeki bıçağı üvey kızmım iki yerine saplamışstır. Kaye damadının üzerine atılınca aralarında boğuşma başlamış, gözü dönen Kirkor kaynanasını da birkac yerinden yaralamıştır. Ana kız ken- dilerini sokağa atmışlar, konukomşu- dan imdat istemişlerdir. Bunlardan yaşlı kadın biraz sonra kapı önünde can vermiş, kız da Haseki hastaha- sine kaldırılmıştı. . ** Dün bu cinayet hakkında karar tefhim olunmuştur. Kirkor kayna- nasını öldürmekten, üvey kızını öl- dürmeğe teşebbüsten | 5 sene dört ay hapse mahküm edilmiştir. Kirkor bu kararı soğuk kanlılık- la karşılamış, hâkimleri yerden te- menna ile selâmladıktan sonra salon- dan çıkmıştır. Kirkor ellerine kelepçe takılarak hapishaneye götürülmüş- Harıcıye Vekı]ı izahat (Baş tarafı 1 incide) tü Aras, sürekli alkışlar arasında kürsü- ye gelerek Cenevredeki — faaliyetini ve doöst idevletler Hariciye — Nazırları ve mümessillerile yaptığı mükâlemeleri ve bugünkü arsrulusal siyasi vaziyeti izah 'ettikten sonra, Milânoda İtalya Hariciye Nazırı Kont Çiyano ile yaptığı mükâle. meleri anlattı. Tevfik Rüştü Aras, avdetinde Bel- gradda Yugoslavya Başvekili ve Harici- iye Nazırı doktor Stoyadinoviçle yaptığı görüşmelerin esasları — üzerinde Parti Grupunu tenvir etti. Doktor Arasın beyanatı şiddetli al- kışlarla tasvip olundu. Hariciye Vekilimizin teşekkürü Ankara 9 (A.A. — Hariciye — Vekili doktor Tevfik Rüştü Aras, Anadolu a. jansına aşağıdaki tezkereyi göndermiş- tin. $ “Millf Hatay davamız hakkınlda Ce- nevrede varılan neticeden dolayı Cum. huriyet Halk Partisi ve Halkevleri riya- Bir kadının yüzünü kesltiler Bugün saat on ikide Sirkecide bir yaralama vakası olmuştur. Hüdavendigâr caddesinde — İzmir muhallebicisinde çalışan Kadıköylü Adile dükkânda çalışırken dostu hamal başı İzzet içeri girmiştir. Adile aylar- danberi ayrı yaşadığı dostunu fena; bir şekilde karşılaymca İzzet: j — İçeriye gel! Bir gey söyleyip gi- deceğim demiştir. Adile ile İzzet ta- bakların yıkandığı yere girince İzzet avucunda tuttuğu jileti ansızın Adile- nin yüzüne vurmuş, jilet kadının sağ yanağını boydan boya kesmiştir. Bundan sonra İzzet dükkândan çı- kıp bir tramvaya atlamış, gitmiştir. verdi yasetleri, muhtelif cemiyet ve teşekkül- lerle dahil ve hariçten birçok zevat ve teşkilât tarafından gönderilmiş olan tel. grafları Ankaraya avdetimde aldım. Bu suretle hakkımda gösterilen samimi his- lerden dolayı çok mütehassis ve minnet tarım. Şükkran ve muhabbetlerimin iblâ ğına Anadolu ajansının İdelâletini dile. Taksimde bir buz dolabı patladı ! Bugün saat 11,30 da Taksimde bil- hassa yeni apartımanların yapıldığı, takısımda oturan veya sokaklardan ge- çenler müthiş bir infilâk sesi ile heye- cana düşmüşlerdir. Bu infilâk, Abdülhak Hâmit cadde- sinde olmuştur. Burada Tip-Top apartımanı altında Yaşar Konak isminde birisine ait süt- çü dükkânı vardır. İşte bu dükkândaki buz dolabı henüz anlaşılamayan sebepte birden patla- mış, bu infilâk neticesi dükkânda bu- lunan sütçünün oğlu yaralanmış ve bütün dükkân harap olmuştur. Bu sı- rada içerde ne kadar yağ, reçel ve tatlı varsa, sokaklara dökülmüştür. Vakayerine yetişen imdat otomobili ile yaralı derhal hastahaneye kaldırıl- mıştır. Buz dolabındaki muhtelif eczalardan çıakn gazlar yüzünden bir zaman dük- kân civarma yaklaşılamamış, nihayet itfaiye gaz maskesi takarak dükkâna girmiştir. Zabıta işe el koymuştur . Adile yüzünden kanlar akarak Sirkeci eczahanelerinden birine gitmiş, ilk müdavatı yapıldıktan sonra çağrılan ! sıhhf imdat otomobili ile Haseki hasta- hanesine kaldırılmıştır. İzzet aranmak- ei 5 İ HABER İstanbulun en çok satılan hı-ş kiki akşam gazetesidir. İlânla -: rmı HABER'e verenler kâr e - derler. ' H -« —a —a ' —uııi ir - Almanya Evvelce ödediği harp tamiratını Geri mi isiiyecek ? Paris: 10 ÇA.A.) Birçok gazeteler, şu suali soruyor : Almanya, harp tamiratı olarak tediye etmiş olduğu paralarmım iadesini istiye- cek mi? Hitler, Versay — muahedenamesinin harp mes'uliyetine müteallik olan mad- desinin mefsuhiyetini ilân etmiş oldu. ğgundan Almanya harp tamiratı namile tediyelerde bulunmağfa kendisini mec- bur adlletmemekle kalmıyacak,makable şamil bir takım metalibatta bulunmağa da kıyam eyliyecektir. Bununla beraber Von Ribbentropün Lord — Halifaks ile görüşürken bu meseleye temas etmesi- ne ihtimal verilmemektedir. Öcuvre gazetesi, Almanyanın esas da vasınım şu olacağını yazmaktadır: “Ya zararımızı İspanya ve müstemle. kelerinden çıkaralrım veyahud eski Al- man müstemlekelerini bize iade ediniz,, Çanakkaledeki kaza Bu sabahki posta ile gelen Sun- day Express gazetesinde okunmuş - tur: Vanduara isimli Glaskovlu bir İn- giliz gaz gemisinin otuz altı yaşında ki İngiliz kaptanı Harry. Farguher üç haftadanberi bir Türk hapishane - sinde hapis bulunuyor. Kaptan Farguhar, Çanakkalede kendi gemisiyle bir Türk motörünün çarpışması neticesinde Kanunusâni- nin 12 sinde Türk polisi tarafından tevkif edilmişti. Bu kaza esnasında yirmi dört kişi boğulmuştu. İngiliz kaptanı Çanakkale hapishanesine götürülmüş ve gemisi, kendisini al - madan dönmüş gitmiştir. Sonra bu gemi yeniden İstanbula dönmüştür. ” Bü'defa kâğtânm tahli- ye edilmârolacağını umuyorlardı. Fa- kat gemi, Kanunusâninin 27 sinde yeniden harekete mecbur olmuş şim- di Cebelittarık ile Ruen arasındadır. Türk bahriye mütehassıslarından mürekkep bir heyet toplanarak kaza hakkmda tahkikatta bulunmuş ve İn- giliz kaptanı Farguhar'ı bütün suç - lardan tebriye etmiştir. Kaptan hâlâ nezaret altındadır. İngiliz salâhiyetli makamları, o za- mandanberi kaptanın tahliyesi için| teşebbüslerde bulunmaktadır. Türk müddeiumumisi, diğer bir mıntakada yeni bir tahkikat yapılma- sını kararlaştırdı. Kaptan Farguhar bu defa da suç teşkil edecek herhangi bir ihmal ile şaibeli görülemedi. Yapılan tahkikat, kazaya uğrıyan motörün kaptanı Hüseyin, bu felâke- tin mesulü olarak gösteriyor, Hüse- yin kaptan. İngiliz kaptanı, Fargu- har ile ayni zamanda tevkif edil - miştir. İngiliz kaptanımnın daha fazla neza- ret altında bulundurulmasma sebep olarak, Türk deniz bakanlığını (?) ndan yeni bir emir beklemek zarüre- tinde bulunmalarımı gösteriyorlar. Kaptanın suçsuz olduğunu teyit e- den resmi karar Çanakkale hapisha - nesi müdürüne gelir gelmez, kendi - sinin serbest bırakrlacağı vadedilmiş- tır. Bu strada kaptan Farguhar, hapis- hanenin mutat höcrelerinde değil de müdürün hususi dairesinde oturmak- tadır. Kaptanın verdiği izahat Kaptan Farguhar, Sunday Expres gazetesi muhabirine şunları söylemiş- tir: “— Motör, Vanduara burnundan geçmekte iken, apansız rüzgâra kar- şı döndü ve yolumun üzerinde du- rakladı. İcerisinde bir panik başlamıştı. Se- | kiz kişi direğe tırmandı. — Şüphesiz bu, geminin bir yana ağır surette bas- masını mucip oldu ve gemiyi altüst etti. Ben yavaş ilerliyordum. Birden- bire tam tornistan ettim. Kazaya mâ- ni olmak için yapılacak her şeyi yap- | tık. Fakat muvaffak olamadık.,, Voroşılof teF_ edilmiş ! , (Baş tarafı 1 incide) Resmen alınmış olan tedbirler halk- tan gizli tutuluyor. Fakat hükümet ve ordu yüksek mahafilinde meyusane bir faaliyet göze çarpmaktadır. Bu haberler, heyecanaver hâdiseler. le de dolu bir haftanın sonunda çıkmak- tadır. Voroşilof ile Stalinin münazaa etmiş oldukları malümdüur. Voroşilof, Leningradda generallerile alelâcele bir konferans akdettikten son- ra Moskovaya dönldü, ve ordu mareşal. larından beşini içtimaa davet etti. Bunlar, içtimaa geldiler. — Voroşilof gelmedi. Kendisinden hiç de haber yok tu. Sonunda Voroşilofun, Stalinin emri le tevkif edilmiş olduğu haberi yayıldı. Kızılordu, kendi liderinin hükümet iş- lerinde tam bir hissesi olması lâzımgel diği kanaatindedir. Fakat bu — manevi çarpışmanın ardındaki hakikt — sebep, Rusyanın en genç mareşali Puçarzevski nin, Stalin tarafından rütbe ve itibarı. nın tenzil edilmesidir. Doğru mu, değil mi ? Bu sabahki posta ile — gelen Niyuz Kronikl gazetesinde okunmuştur: “Berlin gazeteleri, Moskovada hükü- met aleyhtarı hâdiseler olduğuna dair haberler neşrediyorlar. Dün gece Röy- ter ajansı Sovyet merkezinde pek tanın. mış olan bir ecnebi müşahide telefon et ti. Ve şunları konuştu: Sual: Moskovada 22 yüksek rütbeli zabitin casusluk ittihamile tevkif edildi- ği doğru mudur? Cevap: Bu haber, hiç şüphesiz fazla mübalâğalıdır. Büyük muhakeme esna- sında muteadâlf tir. Bunların â da vardır. Sual: Son defâ V| nin karrları VE miş oldııgu doğf“ bılmıyorum Fakat mektebe gld“ken Sual: VaziyetiN g hukmedııebılır"" ,ır dt olduğunu SÖY d olür. Muhakcm'ıp. - lik olmuştur metten ziyade w,aı# i ği hiddetten E jinin Ç bir ckserıyeti kasmdadn' _ h Deylı Tcîgfd ğuna göre, vY::ı, ret uyandîfm'şY taşryan Sovytet ğıştınlmektedk' Şimdiki p ir BU adı değışt : paz ııırnlerma - iardır. Meselâ diyorlar ki, (* mektedir. Deyli Telgf'ft :'ı muhabiri, S0 isyan hareke“” lerde şuyü b haberlerin, büâü;un bir neticesi © Ç 150 bin Malağ? Asilerden kaçl (Baştarafı 1 incide) Almeria i0 (A.A.) — Malaga sivil valisi Havas ajansının muhabirine be: yanatta bulunarak cumartesi ve pazar günü 25,000 Malagalıyı hamil olan 500 kamyonun şehri terketmiş oldu- ğunu söylemiştir. Vali otuz kilometrelik bir mesafede yolun iki tarafınm yüz elli kişi kadar tahmin olunan firarilerle dolu olduğu- nu, bunların yatak ve döşeklerini, el- biselerini beraberlerinde götürmekte olduklarmı ilâve etmiştir. Bilhassa kadın, çocuk ve ihtiyarlar- dan mürekkep olan bu halk kütlesirlin arzetmekte olduğu manzara valiyi son derece müteessir etmiştir. Kendisi bu teessürünü hiçbir zaman unutmayaca- cağımı söylemektedir. Sivil halkın kaçtığı yolu bombardıman ediyorlar Evvelki gece Cervera kruvazörü Ma- lagadan Valenciaya giden yolu bom- bardıman etmiştir. Obüsler, lmerianın otuz kilometre cenubuna düşmüştür. Öğrenildiğine göre, asilerin tayyare- leri Mortil şehrini bombardıman etmiş, sivil ahali arasımda telefata sebebiyet vermiştir, Malaga neden düştü Valencia, 10 (A.A.) — Dün ka- bine içtimamdan sonra neşredilen bir notada ezcümle şöyle denilmektedir: “Malaganım düşmesine sebep ba- zı ecnebi devletlerin asilerle gittikçe artan bir teşriki mesaide bulunmaları- dır. İtalyan ve Alman donanmaları harbin mümkün olan bütün hilelerini kullanarak asilere yardım etmekte- dirler. Bundan maada İtalya ile Al- manya Frankoya — takviye kıtaları göndermektedirler. Subatm yedinci günü saat 10 da hükümete mensup altı muhrip, Mala- gayı bombardıman etmekte olan Ca- narias, Baleares ve Almirante Cerve- ra ismindeki asi kruvazörlerine taar- ruz etmek için hareket etmişlerdi. Sa- at 13,50 de hükümet muhripleri Ca- ta — Cape'in cenubunda iki kruva- zör görerek bunları Baleares ve Ca- nariasâsi kruvazörleri zannetmişler- dir. Bu iki kruvazör Vira ederek bü- tün ağır silâhları ve sancak tı.rıfmdn- ki ufak toplariyle ateş etmeğe hazır bir vaziyet almışlardır. Hulırümet ge- mileriyle bu iki esrarıengiz kruvazör muhtelif istikametlerde — dolaşmışlar