Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
(srgey) sasur BUNSLURU , 0,, TEJO TEJİS YOTEĞİ TALİ İŞNPENSEİ SULELALERR — £opuma DiT Yadapo3 VUNSEUELU PI O,, PSSTUNOY TEULA 'MWWHWMJ < *Cediye yağa 9p soma 2)901) “sdoos Âğeg 9Uj SI S TEKL kalryordu. - de durdu. O zaman Pardayan — bir çok -unymetti: Omahkümü “vasıvan ölüler mahzeni..ne LA - . İ !Eî ğ aa HMA TU LHİ Şğâğğ%âğ âğx%â 2GĞSEREr ÇELİ %ğğâ ğğğ ğğğağ Bxğağ“& >.el DİLEREsE Gşeli ÜüptEBEr &ğğ%“ #TEbliee oLtl %u%ş"ğşğ 'ğâğj "ğââğâğğ ğ H Bi ' e- & DEF İt b e Tepimeyny TZez Te ppp 'Ngg “SUTeypiM , 2)9P :5,VEU ourta4 ,ANp O — 24 J9p :ST Teyı,, Pİ zaloAmyg3 tpemal “apAepoy stuniz “Xe apALreğıı vusur vop “S,,, TOPİ TUNSEUCUU ÇA, UAOŞ 1Z13900103 asporuna “TPI3 TUNSELUECU , ATP,, SD9PES Yalapad »o gözezi KHO YAŞA3 EalsEULTU uyU,, '0 SmönuLın 3 PZrur “Hajsp pijeaas Nüng 'TIPABA 8 IIĞ WEMNUOY V| () U9 varyeAruynum ZruyeK, “easeug TPANa3 tunuos ULALAJS Muro ZiuyeK SA TPf HEP o1£99- #ma3 tinuos uLEPUMNSA P -Aox NNSETCU TP O,, VEZEE Y9PRA) “S,YeT,, NO SU) N —3 mg 9UrtoA SA TOKNĞNP 15 $ UTUNSOLUNAN 4ST THLA P İ # ’. d g çi 8 BEYE Bd D a %ğîğ% ağğğâ î"ğ;“ %gâaa K O irE O Öiş5i ae ÜÜ eli ai £ öpk — Tütre £ B’ğ'ım ğ DESEŞ » p a Gaşlş * E> 4 S YRSOĞZ v A H Bwğgn çi E.g | ğ%"îg a - © E ği $, g% v M K kik G E B l gf u E—ğ Ü Kot Eck Z b gz; Pe : Si ÖB Bi B ; E &g HE a £ $ ?ğ ç E Te A Gitr ğ : ÖÜ p g—_âg “lj 5 â - llli gü ç & E B 3 p f 110 HORTLIYAN FAUSTA ağır bir kapağın sesi takip etti ve Par- dayan derin bir karanlık içine daldı. İnmek için, ayaklarını — süratle sola doğru götürdü. Sert, bir cisme — çarp.! mıştı.. Geriye doğru gitmek, kalkmak istedi.. Fakat her taraftan, demir gibi sert bir tahtanınm mümanaatine maruz Pardayanı bir tabuta kapatılmıştı. ' Ümitsizlik içinde iriledi ve sonra göz- lerini kapayarak düşündü. : — İşte EFapinozanın bana hazırlaldı- ğı sürpriz! İşte Bana uzattığı ve benim girdiğim son ökse; Bu sırada, tabut — kendiliğinden bir kaç defa döndü ve gene eski vaziyetin. küçük ışıklar görür gibi oldu. Kendisini deheşt içinde bırakan he- yecanını yenmeğe çalışarak bu ışıkların nereden geldiğini öğrenmek istedi. 'Tabutun üst tarafında, bir delik bu- lunduğunu gördü. — Mösyö Espinoza benim her şeyi görmemi ve işitmemi istiyor.. Öyle ol. sun, görelim ve dinliyelim. Ve Pardayan dışarıya doğru baktı! Kilisenin âyin yerinde — bulunuyor'du. Ortada bir tabut askısı (katafalk) du- rüyor ve bunun etrafmda — sekiz müm yanıyordu. Patdayan bu tabut askısının kendisine ait olduğunu ve oraya götü- rületeğini anladı. İri yarı dört Jar ve aralarında şi abuta — yaklaştı. le bir Mmükâleme — Cenaze merasimi mi var? — Evet, kardeşim.. — Kimin? v eaf — Bu tabuttaki adamın. — — İşkence odasın'dan geçen adam miı? —Kardeşim, biliyorsunuz, işkence odası çeken korkuluktan başka birşey değildir ken korkuluktan başka bir şey değillir. Bu anda kilisenin matem çanı çalma. Za başladı ve bir çok rahip ve papazlar, ellerinde mumlar olduğu — halde yavaş yavaş adımlarla ilerliyerek mihrabın ö- nünde durdular. —— Beyaz başlıklı bu rahiplerin arkasın- dan siyah ve daha sonra sart başlıklı rahipler de bunlarım arkasıma stralan. dılar. Ehı sonda, kıpkırmızı elbise ve başlık giymiş olan bir cellât da içeriye girerek haşmetlü adımlarla — ilerliyerek tabut askısının önünde durdü. Matem elbiselerine — bürünmüş bir papaz, mihraba çıkarak bir işaret yap- ti ve ayni zamanda örg seslerile bhera- ber koronun acıklı ve tehditkâr nağme., leri Pardayanın kulaklarında tüyler ür- pertici iniltiler gibi aksetti. Dehşetinden çılgına Hönen, cehenne- mi bir ölümle ürperen dipdiri — Parda. yan kendi ölüm merasimini seyrediyor- du. Sön bir ümitle çırpındı. — Fakat idar- tabutun kenarlarına inen — yümruk ve tekmeler, feryat ve iniltiler örgün ve koronun sesleri içinde boğuldu. — Bitkaç dakika süren bu ölüm ve ma- tem nağmelerinden gonra ortalıği teka rar derin bir süküt kaplakı. Herkes çe- kilip gitti. Yalnız, tabutun yanında düu- ran dört rahip yerlerinde kaldılar., Henüz herşey bitmemişti. Pardayan, başı ucutida kalan dört ra. hibin bu mükâlemelerini duyunca, saçla Tınin diken diken olduğunu ve vücudü- nun dehşetle ürperdiğini hissetti. . Rahiplerden biti lâkayt bir sesle ar- kadaşına şöyle sordu: — Bu bedbahtın mezart kazıldı mı? —— Coktan!.. Bir saât oldu! " ÜN A US . L r KüTI 10 uncu İngilizce dersini pazar günkü nüshamızda bulacaksınız. e ds K ğüna znöra nn Ai a lrn ASN Tnt A CB el W'»l â B f N ! İNGİLİZCE DERSLERİ â VI ı Biği | -— — * K v " ğ ee |) şâ%ğğâ e. G ğ ee, " â“ğaâğ Fi e CĞ ğmğ— ââ—ağğ” g*-_ğğ-. Şi | eet Bf ğnâ S iri OÜ B | %ğâ 'ğâ Ni Bi S E M 3ai ( Sidleş Bi Xe6 - 5N £ n ..,â'fg';;%ğ’ ğ'ââ.ğâ’ a he £ .B Rda EEVGA - $a : O ( 5 n Peç 3 S R e Ö eek. & â ' Eüçe S %35 A a (| BiEdiş G03520l z ö ğ Dşiriğe Ti mal D gl Z |ı ğğ%%ğözg s B a < el zaşmiz Ka A A &0 GO S * a . & - & ' SA * çAĞ ğ e Bi -l B dt f çL i. : .âğ:î İtge SD SİZ siki Bafl el H BFT — » > dm:i # Vi 3 BUT isty YaL çi dağastı * İSdİ çit 5A Jlsiliş gğğî İfs 3BE ı%ğğığ < İSSE >Sl : ÇAT İA İ ĞĞ A$ö <eA a a A G ' TA HORTLIYAN FAUSTA — Öyleyse çabuk götürüp gömelim. Çünkü yemek zamanı geliyor. Ve Pardayan tabutun yerden kalka. “rak meçhül bir istikamete doğru götü- rüldüğünü hissetti. O zaman, bütün kuvvetini toplayarak dehşet ve Ümitsizlik içinde bağırdı: — Fakat ben ölmedim!.. — Alçaklar, beni diri diri gömecek değilsiniz ya? Fakat dört tahip, — sağırlarmış gibi bu feryadı duymadılar bile. Eğer bu anda, şövalye, kemerinin ar- kasında talkılı düuran kamasını çekebil. seydi, çok feci ölüme, kendi eliyle ölme- ği tercih edecekti. Fakat tabut husuüsi bir şekilde çok dar yapıl- dığından içinde kımıldatımanın imkânı yoktu. Bunun için, — Pardayan. bütün gayretine rağmen, kendisini feci bir ö. lümden kurtaracak olan — bu ölüm âle- tini çıkaramadı. Bir müddet sonra, tabutun deliğine yapışmış duran çehresini, temiz bir ha- vanm okşadığını hissetti. Biraz dikkat edince mezarlıkta bulunduğunu anladı. Ve bir defa daha dehşetle ürperdi. Kilisedeki âyinin her — dakikası onâ saat kadar uzun gelmişti. — Fakat me.| zarlığa doğru yapılan bu yürüyüş bir yıldırım süratinde olduğu zehabını ve- riyordu. Çünkü her şeye — rağmen; bir Yucize sayesinde kürtulacağını ümit ediyordu. Halbuki, mezarlığa gömülüp de üzerine toprak atıldıktan sonra, hiç bir kuvvetin, hiçbir mucizenin kendisi- ni arayıp bulmasına imkân yoktu. Rahipler biraz sonra Hurmuşlardı. Tabutunun yümuşak bir toprak üze. rine konduğunu hissetti. — Hemen buünu mütecakip, tabut tekrar ha'ifçe kalkarak, bu defa daha — derin bir eyte indi. ' : * aht lasta — d SA d dTĞk L Ad e bulunduğu | “olarak, Ümitsizlik hırs ve Derhal kalkıp kaçmak, şekilde çıkan bir iki kısa ' men akabinde, mevcudiyeti lerine kadar işliyen ve tabü! idöküleri toprağın sesi. ; O zaman Pardayan kend! le ölümün ağuşuna terkefti tağmen, içinde istihza okun mırıldand: K — Bu defâ artık kürtulu$. müldüm ve ölüyorum! Fakat bu ümitsizlik VE zün sürmedi. Pardayan son 16 bütün kuvvetini topladi deheştli darbeler indirerek vücudile, üzerini örten ka beyhude yere kaldırmağa Ne kadar zamarni geçmiş Kaç dakika veyahut kâ€f Pardayan bunu tahmifi yette değildi. Ve belki lit ettiği müxhîşüıe tabutün ka dü. Gözlerîürîğ LA bir sırada, — tabi nüun hafif biriw e birü Pardayan h!“t'&llavvur vaziyet ka sevind ğini anlamağa baş_ nışti Hiddet ve dehşefîeu " nu yokladı. Sonra elini alnr rek iri ter tanelerini sildi- ortasına dizistü çökmüş. V” gözlerini andıran gözleri! rediyor, fakat hiçbir'şey