5 Ocak 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

- LA Lit hh çik kar grvra n yered Gözlerin Cazibesi kıK'hVesmı zevkle içerken diyordu .— Âzizim, ne oldu? Seni çoktandır Börmedim. Nerelerdesin? Z mâellka.nh, iskemlesinde sallanarak Cup bir eda ile: — ÂAşıkmm! - dedi, w — Ne? Sen mi âşıksın?. Sen ki bu| “Car ağır başlı tanınmmışsın... Demek nihayet sen de yakalandın ha? Bari Sevdiğin güzel mi? Fi Harikulâde!.. O, yüzün biçimi, o ASam letafeti, ya gözler.. Ya gözler. tÖzlerin cazibesine diyecek yok. Ne de Tİn, ne cekici bir bakış! Emin ol, dünya de o gözlerin bir eşi yoktur! _ba;'?Alâ alâ...Oda seni seviyor mu — Heyhat! İşte orasını bilemiyo- M Yeni taşındığımız apartımanda a Prkarşı komşumuzdur. Pencerem- N onu seyrediyorum.. Gülümsiyerek Tdisine bakıyorum; zannederim o da Ukabele ediyor gibi.. — Bu kadarla mı kalıyorsun? — Ne yapayım?, Onu çok seviyo- Tüm, Alay etme, vallahi ciddi söylüyo- Tum.. Yemekten, içmekten kesildim. Kabil olsa işime gitmiyeceğim, tek Penceremden ayrılmayıp onun güzel Sözlerini mütemadiyen seyredeyim di - ğe Onun gözlerinda ekseriya derin İr hüzün okunuyor.. Acaba nesi var? Bakışmdaki o gölgeleri bütün çefkatle Silmek isterdim.. Nasıl konuşsam, ne Yapsam, ne desem acaba?. Arkadası güldü. — Haydi, hrmbıl sen de. Söyle ba - kitî?: Sen pencereye yaklaştığın va- » perdesini indirdi mi?. Kendisine ISını görünce hışrmla arkasını dö- b gitti mi?.. Hayır, değil mi?, De - Mo_da sana lâkayt değil. Bir gün * »_Eğğîwğı-gııfnğ: vakit pesine ta -! Ha namığî ıtılraf et... Bir ka.qm, ne Mti u olursa olsun sevilmek- 4 ©der, A, Söylediğin kolay, Benim âklıma ıemeîlılm sanıyorsun? Kapısında gün K ekledim, hiç çıktığımı görmedim nün çuı;— Garip şey. Acaba anası babası nmmuteasszp da bişareye nefes mi al- B Iyor?, Bakışmdaki hüzün de belki dansileri geliyordur. — Olabilir, fakat ne yapmalı? Celikanlının arkadaşı bir an düşün- | Sigarasını yaktı, sonra, muzaffera bağırdı: aâı? Buldum, mükemmel bir fikir.. Bir n Mektubu yazarsın, sapanla pence- wğne tı:mtıa.ı—sm. O da hissiyatmma iştirak etmediğini sana i tle bildirir., k &n eei a Afrikanın en güzel! , eüe iye relsır — Bu sözleri söyliyene baktı ve birden | Te kendine geldiği zaman, harikulâde lığı unutarak, arkadaşının boynuna sa rılacaktı. Hemen yerinden frraldı. Birçok ha- raretli teşekkürlerden sonra evine doğ- ru koştu. Sevgilisi, gene, pencerede, güzel göz. leriyle meyus meyus sokağa bakıyordu. | Genç adam, bir kâğıda yazılmış hımı.-! retli satırları karşıki pencereden içeri. fırlattı. Odasından içeri giren minimi- ni topu görünce, kızcağız irkildi ve ilk| defa olarak pancurunu kapadı. | Delikanlı, hareketinin neticesini en- dişeyle bekliyordu. Akşama kadar o güzel gözleri göremedi. Komşusunun penceresi mütemadiyen kapalı durdu. Fakat geç vakit, kır saçlı, orta yaşlı bir adam, kapısmı çaldı. İçeriye girer girmez, öfkeyle göylenmeye başladı: — Beyefendi! Sizin yaptığınız doğ- ru bir hareket değildir, komşuluğa ya- kışmaz! Yalancı bir ilânı aşkla )ra.'ırı'u-ıI cuğumu allak bullak etmekte mana , yoktur. Bu, bir cinayettir. Kanuni yol- lardan size hiçbir ceza verdiremem. Fakat devam ederseniz elimden bir ka- zanın çıkacağına emin olun. Belinizi kırarım. | Delikanlı, kekeledi: — Aman, efendim.. Kızmayınız, mak sadım kızmızla alay etmek değildir... Ben onu cidden seviyorum. Cazibesine dayanamadım.. Baba, hayretle delikanlıya baktı: — Yazdıklarınız doğru mu? — Demek onunla evlenmek istiyor- sunuz?.. Öyle mi? — Elbette. Elbette.. Hattâ ne çeyiz, ne bir şey. Beş parasız olsa dahi mak-| bulümdür. Tabil kendisi bu işe razı İse. | — Neden olmasın?. Benim kızım cı—ııJ dokuz yaşmdadır. Hiç sokağa çıkmaz, verkekle görüşmez. Kendisine ilk defa olarak alâka gösteren bir adam, tabit-!* dir ki, saf kalbini alt üst etmiştir. Yav. rucuğa bu tezkerenin bir edepsizlik ol-! duğunu söylediğimdenberi ah ve vah i- çinde! Ne hassas, ne içli kızdır o!.. Hay di, gel, gel oğlum. Gel de onu yakm- dan tanı, zekâsma, terbiyesine bir kat daha hayran olursun. İki erkek, birlikte, eaddeyi geetiler. Yeni yapılmış şık apartımandan iceri girdiler. Baba, kapıyı açtı ve neşeyle seslenerek: — Güzelim kızım! Bak sana bir mise fir getirivorum! - dedi. Delikanlmım kalbi o derece carpıyor: du ki, gözü hiçbir şeyi Börmüyordu... Saşkın şaşkın ilerledi. Ahenkli bir ses- bir küş ervıltısı gibi kulağma çarptı: — Buyrun fendim, gelin şöyle yanı- maâ oturun! Genç adam, başmı kaldırdı. gayri ihtiyari bir “ah!" ederek gerile- di O güzel bakışlı başı tastyan viücut, iğri büğrü, acalip bir sekildeydi.. Za-| vallı kız, delikanlının bu halini görün- ce megseleyi anladı. Acı bir inilti ile: — A... Demek babam size hakikati itiraf etmedi.. Güzel başı büküldü, gözleri kapandı, genç kız koltuğun üzerinde bayıldı. — — — — —©0 — Ten Ten amcanın Tedakârlığı Yazan: Niyazi Anmet (Vi | Fakat Abbas, babasmnın ' cesaret ve küdreti gösteretek bütün binde büyük bir şefkat ve merhamet uyandı. Bir an içinde bütün kararları- nı verdi. Bu, pek mes'uliyetli, pek ağır bir işti. Fakat ne pahasma olursa olsun Hürmetle kızın önünde iğildi ve ga- yet ciddi bir tavırla: 4 — Biliyordum, küçük hanım, yüzü- nüz bana her şeyi söylemişti. Buna rağmen benirale evlenmeğe razı olursa- n:;;günyımıen mesut adamı olurum ! * Ü Nakıli: Hatice Silreyya AKSAM POSTASI İDARE EvVİ Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu » İstanbul 214 Telgraf âdresi : İstarnıbul HABCR Yazı işleri telofomnu : 99072 idare ve ilân 124370 ABÖNE ŞARTLARI Türkiye Fenebi Senelik ĞÜO Kr. 2700 Kr, 6 aylık 730 ,, 1450 , 3 aylık 400 3, 800 » 1 aylık 50 £ 300 « Hi y Ansanm şimal Afrikada Oran geh- ançlediye relsliğine seçilmiş olan Ma- d Vilm Noijiza'nın, bu müstemleke- Tüyoy FÜZel kadın olduğu ileriye sürü- AEĞ b * " A BŞ A lE T HABER'in Güzellik Do"toru Kupdomnu: Suhibi ve Neşriyal J"a'âdâr&: Hasan Rasim Us anıtldığı yer (VAKİT) matbcası Ça | Alman kumandanı büyük harp gün ' bütün ağırlığiyle kenklli üetlerine Billâh Türk kumandanının ordusunun hücumu - Otuz bin insanın kılıçtan geçirilmesi - Fil üzerinde teşhir edilen Babek 842 yılı 5 ikincikânun günü (19 rebiyülevvel.227) 1094 sene evvell bugün Abbasilerin halifesi Mütesem Billâh fena bir hastalıktarı sonra öl- dü. Mütesem'in halife oluşu hayli de- dikodu olmuştu. Memun veliahtlığa büyük oğlu Abbasm yerine biraderi Müutesem'i getirmişti. Ordu, ilk zamanlarda Abbasın in- tihabı lehinde tezahürata — başladı. vasiyetini yerine getirmek için amcasma biat edince Mütesem Tarsusta halife ilân edildi. Mütesem, ordusunda en büyük mevkii Türk asker ve kumandanları- na veriyordu. Türk kumandanları istediklerini yapıyor ve Abbasilerin nüfuzunu her yerde :rttmyorînrdr. ; * & Halife Bağdadın şimali garbisin- de ve birkaç günlük mesafede bulu- nan Samraya çekilmişti. Mütesem burada büyük bir saray ile iki yüz el- li bin askeri için ba ve altmış bin at için ahırlar yaptırdı. Şehrin büyük bir kısmı da Türk - reislerine aitti, Türk sarayları, hükümdar sa” rayları kadar muazzam, şatafatlı idi. ...* Babekler etrafı kasıp kavurmağa başladılar. Halife, bunun önünü al- mak için en çok güvenilen Türk ku- mandanlarından Afşin'i gönderdi. Kumandan, kendisinden beklenen Veşkiyaları itaat altma aldı. Reislerini esir etti. h Babek, bir fil üzerinde sokaklar da teşhir edildikten sorra idam edil- di. Yedi binden fazla erkek ve ka- dın Türk kumandanı taraf 12an ser” best bırakılarak yerlerine -37 xrildi. x * $ Afsin, Mezenderan'da meşgul bulunuyorken Babek ile müttefik bu lunan Bizans imparatoru — tecavüze başladı. Bu tecavüz, mukavemet e- demiyen kadın, çocuk ve ihtiyarların | | 1094 sona evvzi bugün *'l Abbasi Halifesi Mutesem öldü , ü yaptıkları - Bizans FU öldürülmeleriyle — neticeleniyordu, Halkın gözleri oyuluyor, binbir iş-« kence ile öldürülüyordu. Mütesem, büyük bir — ordu ile Bizans imparatoru Teofilosun üzeri" ne yürüdü. Teofilosun doğduğu yer olan Amoryom elli gün muhasara - dan sonra zaptedildi. Burada otuz bin kişi kılıçtan geçirilerek büyük bir intikam -- Mütesem, kendine büyük mu- vaffakıyetler kazandıran Türk ku” mandanlarından çoğunu idam ettir- mek ve zindanlara attırmakla en bü- yük cinayeti işlemiştir. Türk kur mandanları, daima araplar tara- fından kıskanılıyor, onlar hakkında binbir iftira uyduruluyordu. Bir arap tarihçisi, Mütesem ordu- — sundaki Türkler için bakmız neler — yazıyor: “Bu taburler, arap ve acem — asakirinden büsbütün ayrı idiler. Bu, — sebepten dolayıdır ki, bir müddet son ra bu kuvvei cedidenin Roma impar ratorlarını istedikleri vakit azil ve nasbetmek iktidarma — malik olan Pratorya asakiri halini almış olduğu- — na taaccüp etmemek İâzım gelir. Yör ni askerler Bağdat sokaklarıda bilâ- — fütur dört nala koşuşup dururlar. Ve — önlerine geleni devirip ezmekten çe- kinmezler.., ÜN Bu satırlar, Türklere karşı duyu- — İan hissi pek açık olarak ifade etmek” | tedir. Mütesem'in en büyük düşman- larmı mağlüp eden Afşin bir'gün ihanetle tevkif edilerek zindanlara a —— tıldı ve açlıktan öldürüldü. Onun — hakkında gene bir arap tarihçisi şöy” le yazıyor: “Türk emiri mükemm bir tahsile malik münevver bir insan- dı. Hanesinde ecnebi huruf ile mu- — harrer müellifatı ile birçok sanemler — bulunmuş olması kendisinin muasır" —— larının seviyei irfanı fevkinde haizi — — malümat olduğunu ihtimal vermiş- — Ür.k b İşte 1094 sene evvel ölmüş olan — Mütesem Billâh'ın kısa bir hayatı... — — y G Ehliseli | Tayyarenin pilotu Rass Şmitdi. Sa- bahm saat bir buçuğundâ Rahlehden havalanarak şimale uçtu. Tayyare bü. yüktü; hem yavaş, hem de çok gürültü | lü gidiyordu. Ön hattaki siperlerde olan Türkler belki de bunu gördüler. Görme klilerse bile gürültüsünü işitmişlerdir. Bu tayyarenin başlarına ne belâlzlar_ açacağını anlamalı ve umumi karargâh-| larına haber vermeliydiler. Fakat ver. mediler. Ross Smit işini bitirince de, — habeti hiç veremezlerdi! Liman Von Sanders Türklere kumanda ediyordu. Umumi karargâhı Nassta — şehrinde idi. Fakat 'Türklerin başlıca muhabere' istasyonu şehirden birkaç kilometre — uzakta idi. Düşman umumi karargâhından ve Tu. lükerim ile Nablisten cepheye giden bü tün tel hatları kücük Afule şehrinden geçiyor'du, Ross Smit dosdoğru Afuleye — uçtu. Yere birkaç yüz metre kalıncaya kadar alçaldı. Yumurtalarını biraktı. Gece kaz ranlığında bir düzüne infilâk oldu. Bun ların üçü tam birer — isabetti. Bu kâli geldi. Gündüz süvarilerimiz Afuleden dört nala geçerken bu üç — büyük çu kurda bütün telgraf hatlarının arça parça olmuş bulunduklarını gördüler, —'Öö3 — son M f — Yazanlar: İngiliz ordusu hava zabitlerinden Kenneth Brovn Colline. Meşbur seyyah ve muharrir Lovell Thomas qhqa_'ıgöele'ıi ' H Dilimize çeviren: A. E. müş olduğunu hâlâ takdir O, Rossun sadece bir eseri olarak bu tahribatı yaptığını sana- rak tekrar derin uykusunu tamamlama- — ğa koyulmuştu. Ki * ü . (Devamı var) __1:'* hu Hati lSatılmayacak eşya, ki: ralanamıyacak ev, apar- tıman yoktur! Ancak yo- B ——— lunu bilmeli; H S HABER K GAZETESINİN | KUÇUK İLANLARI Çabuk — ve iyi satmak Ka kiralamak için en emir., en ucüz ve en kolay vas:- tadır. 20 kelimeye kadar beş defasi 100 kuruştur İstanbulda en çok aatı; | lan hakikf akşam gazete- |B sidir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: