3 Ocak 1937 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8

3 Ocak 1937 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Em Mili mücadele senelerinde ENOSİS vapuru nasıl zaptedilmişti ? Maksat o vapuru gönderine bayrağımızı çekip milli Moya ilâve eylemek yat sabah e i ertesi sabah, her Ti ağarırken Nimet mo sisk Krnanından etkiyor v car hamule Tunan Gelincik veriyordu ön mil mesafe d ile limanına İSLERİN İÇYUZU in neler ko-! inliyen esrar. lisinin oradı kulağile di mduklarmı e Kg kmet vücu. B cularımı bi- yüzbasemm * nal sre: hakkında okuy deyir: e geldi: Bis'telerin içyürü > taruştıs! tirmeneli Hüseyin çavuşla, neferi Giritli Mehmet, o za-| »» henüz nüve halinde bulu nize mensup nu- botun efradından idiler. rasmda karşılaştı| lince, oda “2, r rah motorbotun süvarisi yüz-| başı Reşat kaptandı. ! Bu Türk gemiçilerinin Rus lima- nda, ne aradıklarını mr soruyorsu- nuz? Haydi bu merakmızı da tatmin im: Bu Türk çocukları Novoro- anda demirli duran Yunan banal: * “Enosis,, vapurunun hangi coğmı öğrenmek için! «Yunan vapurunun hareket günü. mek sebebine gelince mese- ti: Maksat o vapuru zaptet- ıç gönderine nurlu hilâli çekip bu vapuru mill filoya ilâve eylemek. Anadoluda milli harekât başladığı zeman Türkün elinde ne kadar gemi- *i varsa, hemen hepsi Heliçte kalmiş-! * İstanbulu isgal altında bulunduran! lâf ordusu ise Haliçten kuş bile “uçurmuyordu. Mili hükümet düşüind ndı ve 1921 de Rusyadan küçük iki motor. bot aldr. İşte bu mini mini iki butla- dr ki, yiğit denizcilerimiz koca bir Yenen vapurunu zaptetmeyi düşün- küçücük birer top ve İyöz bulunan bu tekne İ,, nürmaral motorbotun sü- » yüzbası Necati kaptan “?,, eimaralı botun kumandanlığma da arial Reşat kaptan edilmiş- ii maotorboi deyip de bu teknecik. i gözünüzde büyütmey Bu motorbotler Rusya dan müba- yaa edildikten sonra Trabzona g e gönderi ek şapkalarına da, harp mehsus, fi ildi mağtorbotların inelerin. de sakstlıklar vardı. Bunlarm tamiri için mini mini harp gemilerimiz tek- sar Rusyaya gönderildilt ve “Novo- reisi, Timanmde, elden geçirilerek İarsir edildiler, Voişte bu tamirat sw Tpejizdadır ki limana geliniş olın Yu. eği bandıralı “Enosis,, vapuru dini çilerimizin dikkat nazarlarını ve onlar, cetleri Barbarosların, Hr reislerin hakiki evlâtları olduklarmı, HABER — Akşam postam Yazan: A. Cemalettin Saracoğlu zaptetmek, kıç Asmarlarını tutuşturan sıcak kanın bir zamanlar dünyayı titretmiş olan Türk denizcilerinin damarlarındaki mi kan olduğunu düşündüler ve... Ve iki mini mini tekne iebini zaptetmeyi ten böşka herh zi bir millet üşürülmesini| tavsif edebileceği) çikçe bizi üyü bile “dı niz bu karar güne k,, diy or, hakikat Neden ol zihninde şeklini alıyordu. masın ? Oyleya! nizcisi bu!.. Bir kere bir görsün. Örmrün- de deniz nedir | n Türk basit Ma akıntılı, dalgalı Çanakkale “zent geçtikten sonra elbet mini | ı bir düşmen vapu- <> Türk « şeye karar verm (Devamı var) | birahanede yabancı bir adamdan ciga- 3 İkincikânım — 287... Hokkabazlar kongresi Sona erince Münihliler rahat nefes aldılar Berlinde yazılıyor: Hokksbazların şehirlerinde akdet - miş oldukları dört günlük kongre 50- na erince Münih hemşerileri derin bir nefes alarak normal hayatlarma dön- düler. Bu milddet zarfında herhangi bir rünızı yükmak için bir kibrit istediniz! mi, burnundan ateşi Üstünde bir yap- rak cigarası, paltosunun cebinden bir canlı tavşan, yahut ağamızdan dı çıkarmıya cağıma emin olamazdmız kil, Bi tün dünya hokkabazlarını ilk de r araya toplamakta olan bu islgreye dört yüz elli kişi iştirak! etti, Amerika, İngiltere, İtalya ve Ja- ponya da dahil ak üzere kongrede ön yedi memleket temsil edildi. Sov- yet Rusya kongreye hiç kimseyi gön- dermedi. Kadın murahhas yoktu, çünkü ka- dınları hokkabaz birliğine sokmamak- tadırlar. Kongrenin ele başılarından| İ biri demiştir k “.— Kedmlar hokkabazlığa elve yamaz!,, Bununla beraber murahhaslerdan birkazçı karılarını beraber getirmi; lerdir. Demek ki sihirbazlar da evle-! nirlermiş... Fakat bu kadınlardan hiç- birisi, bi hirbazla evli olmanın ve- receği bayecanlara dair gazetecilere bir şe söylememişlerdir. Hokkabazlığın en son tekniklerini göstermek için murahhaslar kendi a- ralarmda dört defa hususi temsiller verdiler; ik! defa çok yüksek duhuliye | ile umuma gösterişler yaptılar. Sorun | da Alman âdeti olduğu Üzere bir “ "yapıldı ve burada Münih be lediye reisi misafir hokkabazlarla ka- rılarma bir resmikabul töreni yaptı. Hususi temsillerde murahbaslar sab ne östünden güvercinleri, tosbağaları hattâ filleri kaşla göz urasmda yok etmenin en 8on tekniğini, boş kaplar. dan çiçek ve saire Çıkarması, men- dillerin kendi kendileriniş düğümlenip çözülmü i, havadan paket paket cı- deste deste İskambil kâğıdı yağdırılmasını gösterdiler. Bütün bu rabazlık yarışlarında ilk mükâfa- değildir. Hiçbir kadın bizleri ml — Eyvan mahvoldum.. Keşki polis müdürüne telefonla bir şey söyle- meseydim. — O duyduğum ses nerede? Diye soracaktı.. Bekçiye seslendi: — Otelin altında başka bir yer var'| m? Bekçi gülerek cevap verdi: — Çamaşırer kızları görmek sen. Götenberg: — Haydi gidelim.. Otelin altındaki bütün yolları ve odaları görmeğe mec- bu. ister. im Diye seslendi. Bekçi yol gösterdi: — O halde beni takip et. Götenberg su yolundan birkaç basa- mak yukarıya çıktı.. Buradan bekçinin açtığı bir kapının önünde durdu. Bekçi: — İşte, dedi, bürası otelin çamaşır yıkama odasıdır. İçinden yersltma kü. gük bir yol vardır. Çamaşır stları bu- rağan kifli su kanalma dökülür. Götenberg bu manzarayı görünce şa! şırmuştı. Genç kızların su başında kt söyliyerek çamaçır yıkadıklarını gö. rünce, kayretinden ağzı bir karış açık kaldı. — Bu kızlar ne zamandanberi bura»! da çalışıyorlar. — Hergün otelin o müşterilerinin ve şmüstahdeminin çamaşırlarını yıkarlar. Akşam olunca evlerine giderler. Haydi, muayene mi edeceksin.. Yollara mi ba- kacaksın! Ne yapacaksan yap da kızlar! işlerinden Kulmasın. Meşhur polis hatiyesi söyliyecek söz bulamıyordu. Kendi kendine: — Eyvah. mahvoldum. Keşki polis müdürüne telefonla bir şey söylemesey. öim., u sallamağ Diyerek b: ra birden bekçiye İ başlamıştı : | İ Burada ayene edilecek Bekçi öne düştü. berg elektrik fenerini âçtı.. Merdivenlerden sendeli- yerek yukarıya çıktı Gütenbergin rengi sapsarı olmuştu. Gardirobun yanındaki aynaya şöyle bir göz attı; — Beni bu halde görenler, mumya) ölüye benzetmekte çok kak.| kapidan yavaşça sıvısıp kaç-! mak niyetinde idi. Fakat, ogün, onu | ortadan kayboluşu da bu tetkikatı ehem mahcubiyetten omahcubiyete talii peşini bırakmıyordu. İşte bir rezelet daha! Otel kapısının önünde duran bir po- lis otomobilinden, polis müdürünün ve birçok şeflerin başı görünüyordu. Polis müdürü telâşla otodan dışarıya fırladı: — Üstat, bu müuvaffakiyetine biç di. yecek yok doğrusu! Semrayı yirmi dört saat içinde bulacağını söylemiştin ! Ara-| dân henüz on saat bile geçmedi. düşüren Polis şefleri de Götenbergin elini #ik- mak üzere ellerini uzatmışlardı. Götenberg, o dakikada yer yarılsaydı canımdan bile vâzgeçerek kendini yerin dibine atacaktı. Bu mahcubiyet, polis meşleğinde, za- brta tarihine geçecek kadar mühimdi, Götenberg hiç kimseye elini vermedi. — Aziz dostlarım, tedi yeraltındaki su yollarını dolaşızken, duvarların için.! den bir kadın sesi duymuştum. Semra- nın (imdad) pusulası da yeraltındaki su yollarmda bulunduğu için, Semranın buralarda bir su makzenine atıldığına kat'iyetle hükmetmiştim. Halbu Jin altındaki taş odalar'Ja çamaşırcı kız. Jar Şarkı söylüyormuş. Kulağıma yerin dibinden akseden ses, onların sesi imiş. Size de zahmet verdim. Bu ihtiyatsız-, Iığımdan dolayı hepinize özür dilerim! Sskandaldan sonra Gütenberg büyük otelin kapısı önün. de poliş müdürüne özür dilerken, ayni saatte Kempinski lokantasında çok he- yecanir tetkikat ve takibat o yapılıyor- du. Siyasi şubeye mensup sivil memurlar lokantanın içinde ve dışında çok cidi tetkikata gir işlerdi. Lokanta sahibinin üç © gündenberi miyetli bir safhaya sokmuştu. bıta memurları loka"ta müstshde, minine:; — Patrohunuz ne: Diye sordukları zaman, bütün garson lar: — Doktora gitmi . Cevabını (o veriyorlar ve Bir daha döne! başka! b şey söylemiyezla Şurası muhakkaktı lokantadaki kâtip, bekçi, bulaşıkçı, ahçı ve garson- ların patronun giz lı malümatı yoktu. Bunlardan hiçbirisi! | rahatsız! gerresanmammassenmeseseramnrnmmesanskasmemanaumimaz i iskender F. Sertelli i — a8 — zabıtanm işine yarıyacak şekilde ifade vermemişti. Lokantanın eski ahçısı o sadece sivii| polis komiserine şu sözleri söylüyordu: — Patron lokantadan ayrılırken bana bir anahtar verdi.. Bu, benim şarap de. posunun anahtarıdır. Sende dursun Sakın kimseye verme. Ben eğer fazlaca tsâm ve İokantaya gelem: sem, o anahtarın kime v. nesi İzi geldiğini sana telefonla (söylerim. Ye. meklere dikkat et. İşinin başından ay» rılma ! dedi. Ahçınm verdiği bu izahat zabıta me- murlarının dikkat ve merakını çekecek kadar m Sivil polis komiseri ahçıya sordu: — O anahtar nerede? — Cebimde duruyor. — Ver bakalım şunu bize! Ahçı kendi kendine homurdanarak e. lini cebine soktu: — Polise karsı gelecek © değilim ya.| Kasanın anahtarını da isteseler veririm.| Komiser sordu: — Hangi kasadan bahsediyorsun? — Lokantanm kasasından, — Onun anahtarı da sende mi? — Evet. Gece mağaza (kapanırken, kâtipten alacağın parayı kasaya koyar- sın, dedi., Kasa'un ânahtarmı da bana bırakıp gitti, — O halde sizin patronunuz uzun bit yolculuğa çıkmış olmal. — Zannetmem. O, sekiz yıldır mem- leketine bile gitmemiştir, | — Peki ama, rap (o deposunun vel kasanın anahtarlarını sana bırakmasının manası nedir? — Bu, bizim patronun eski huyudur, Bazan aklıma eser. Lokantayı birâkıp gider.. Günlerce gelmez. — Nereye gitti bilen yok mu? — Bun benden başka bilen yoktur. Benim bildiğim de şudur: Patron has. talrkir bir adamdır. Birkaç ayda bir ke- re hastalanır, hastaneye gider, yatar. — Sonra iyileşip gene lokantaya dö- ner, öyle mi? — Evet... Birkaç gün sona (tekrar tı Alfred Kessler kazandı, Fakat ban- gi hokkabazlıktan dolayı bu mlikâfatı kâzanmış olduğu umuma bildirilme- di. Kongre devam ettiği müddetc bok kabazlık eşyası satanlar da Münih müzesinde b sergi açtılar. Bunlarm arasında içlerinden insan çağırması arı koşan yapma köpekler, nde sıkılan ve yok edilen su bardaklı arı, üflediğiniz zaman yanan daha bin bir türlü şaşılar “ortadan yok bazılarının en zor ol- Jan birisi söyle ir layakkuza, bu da hiç durmadan pratik yapmıya bağlıdır. hokkabaz, iskambil kâğı. ânı yok etme oyunlarından birin! izah ederken şunları söylemiştir: talim etmek. le öğrenebilirsiniz. Yaslıysanız hiç öğ» n'a. Tabii istidat gart... abazlıklarımın bazısını 8 binlere fa tekrar etmişim Baska bir hokkabaz da bakm ne di. yor: “— Bir hilenin muvaffakıyeti icin en iyi mihek tası aynadır. Aynanın ö- ninde kendi yaptığınız hilenin kendi. niz bile farkına varmadığmız zamandır ki bunu umuma göstermeye kalkışabi- lirsiniz.., Hokkabazlığın bu asırda öski ehem- miyetini kaybetmiş olduğunu, bizzat hokkabuzlar, f etmektedirler. On- lara eskis' gibi fazla metelik veren yoktur. Ortaçağlarda böylelerini işken ceye mahküm ederler ve ateşlerde ya- karlardı. Bu hususta herhangi bir an- laşmazlıktan sakınma” için hokkabaz- Tar daha sahneye çirartarkem “nerf sihirin,, ispirtizmecilik yahut da hip- notizmacılık (le hi alâkası olmâ- dığını söylemektedirler, Asri sihirbazların bilhassa psikolo- jiye yapmakta oldukları hizmetleri bü yük ciddiyetle ileri sürmeleri, kendile- rine orta çağda verilen ehemmiyeti yeniden yaratmak içindir; netekim #özlerine İnanılır, selâhiyet sahibi bir takım bilginlerin yaptıkları tecrübele- re nazaran sihirbazlığın büyük fay - daları olmuştur. Lâypzig O fniversitesinden Doktor Profesör A. Kollman ile Berlin ruhi- yatçılarmdan Profesör R, V. Şulte bu sahalarda pek çok araştırmalar yap - mâkla şöhret kazanmışirdır. Doktor Kollman, Lâypzig'in Graffi müzesinde #fhirbaz âlât ve edevatımdan pek ç0- ğunu toplamıştı. 1926 senesindenberi amatör bir sihirbaz olan bu profesör müşahedelerinde nekadar İsabetli ol » duklarmı anlamak için zaman zaman sihirbazlık hileleri yapmaktadır. Alman sihirbazları bundan yirmi dört sene evvel tesis edilmiş olan “si- hirbazlar mahfeli" ne mensupturlar. Bu mahfelin şimdi Almanyada yirmi şehirde ve yabancı memleketlerin bir. çok yerlerinde şubeleri vardır. Nazi partisi “sihirbazlar mahfeli” ni sanatkârlar milli birliğine bir tâli sube olarak ilhak etmiştir, Bu Alman teşkilâtına âzâ olabilmek için üç gün sürecek seriler halinde marifet göstermek lazımdır. Teşkilâtm beşte ikisi profesyonel, beşte üçü de amatör sihirbazlardır. Mahfelin “Sihir” adıyla çıkarmakta, olduğu bir gazete vardır ki buna yal- nız azalar abone olabilirler. Bundan başka mehfel sihir movzuuna dair ya- zılmış binlerce kitap toplryarak bir kül. tüphane vücuda getirmiştir. Azalar mesleğin esrarını başibozuklara ve Ze mensup olmıyanlara hiçbir vakit faşetmiyeceklerine dair and içer ler. .. nin başına — iyileşmiş olarak — dö. ner, Çok tuhaf huyları vardır bizim patronun. Polis.memurları şarap analıtarını aldılar: deposunun (Devaru var) Harem ağasının oğlu Tefrikamızın muharriri o (VA—NO)mn Om yede bulunduğu malıdır. Tefrika pontadan çıkmındığı. için “bugün e derceditememiştir. O kuyuculartmızdas özür dileriz.

Bu sayıdan diğer sayfalar: