I, yumurta, ah ve Anka içinden geçiyorum. Bir ecne- gelmiş, Seyyahlar dolaşı- Ğ girip alışveriş yapi- gi Den de orada biriken halka ka- lde fiatları bilen bir tezgâh- Maniki bir papağan gibi: nk livr! Fiyf paund, Fünf İhko lire, piat lir.. - diye sıra lar, mala sade bakmak değil, u koklamak istiyorlarmış gi- “Yorlar. Sonra, biribirlerine mü- nazarlar atarak: mükemmel şey! - diye mırılda- mükemmel şark işleri.. Buna kızları göz nuru dökmüş, el & Jürfetmiş... Değil beş lira, hattâ beş lira ederler... Fakat, bunla kızlar tarafından piyasaya kırk satıldığını biliyorum... Yerli de almak istese, yarım lira- âlâ düşürür... Düşürür ama, €cnebi olduğu için kazıklama- Piniyet bu... İzin yüzel hatırınız için senk is, nizi saçlı, uzun boylu, havuç kı- ir terciimanları var. Bu sözleri “ye çeviriyor, Adamlar, İstan- bu misafirperverliğinden mem- afiyetle cüzdana davranıyor, Keçip gidiyorlar. Kalabalık da- al ân sonra ben yaklaşıyorum: Bu nedir böyle çelebi? - diye dük- çatıyorum. » Bu o kadar kıy- bir mal mı kı seyyaha beş lira- * f tdün? . ne demek İstediğimi anlıyor. biriymiş meğer... (Çarsıda, ko- Ve kendilerine göre nükteper- Sok olur.) Diyorki: mal kiymetli değil. Fakat #de seyyah krymetli de onun böyle, pahalı sattım... bul Sati la, ay.. Gazetecisin. Yer yazarsın, değil mi?.. Öy. dinle bak, anlatayım: Kralm bi- hana uğramış, Yumurta isteyip i Sonra, “Kaç Para? diye sor- Hancı: “Bir lira, deyince: “Ay Burnda yumurta bu kadar nadir N ?., diye şaşmış, “Hayır, haşmet- P nadir olan krallardır!, demiş İşte, bayım, bizimki de o he- Seyyahtar seyrek de, bu ender ş , her gelip geçişlerinde birer 3 Manen yolalım diyoruz. Maksat | “ele bundan ibarettir. Bi takiler bu sözü pek doğru bul- bih çlüştüler. Fakat ben, dedim kiz Eru, “ender... Lâkin enderden iç Tİ vardır. Mademki fıkra an ben de aşağı kalmıyayım. Bir biİk& Okudum. Vaktiyle mübarek ih? Varmış, Sık sek gelir, İstanbul . in damma konar, silkinir. tüy- ker, esnafa bet bereket geti- Fakat, “Ne mükemmel tüyle- | Yunları koparalım!, demişler. i Yakalayıp cascavlak etmişler. 4 İvan da gözü yılmış, bir da (k, bul çarşısının Üstüne konmaz Ja ite esnafımızın hali, o gün bu p hi. böyleymiş... Kitap, bü kuşun sh Anka, diye yazıyor... Ey dük- j * Bügün hakikaten ender olan a Ya bu yolma zihniyetiyle » Vİ ismi var cismi yok bir kuş ik A 1 “. Nolar soymak, kırk karamilerin Yakısır... Bizse harami değiliz. bizden umduklars misafirper - i, Böstermeliyiz ki misafirimiz ol- m etsinler... # I vâ-No” türkün doğduğu evi ziyaret “Sâmızın Yunanistan: ziyareti yle bu döst memlekete gitmiş Yük Millet Meclisi Reis Ve- Conker ve diğer saylavlarımız, ii hükümeti tarafından bir te. € konulmuş bulunan Atatür. i duğu €vi ziyaret için Selânlğe Yağmurlar Toros hattını bozdu Bu yüzden umumi Hastalanan talebe ve muallimler Hesaplarını bildirmiyen Mütevelliler Evkaf tarafından müfetlişler | ictimaı |Evlerinde maarif dok-İmahkemeye verilecek yarına kaldı Dün Ankarada umumi müfettişlerin toplantısı yapılacaktı. Fakat Fevzipa- şa - Adana hattında Bahçe - Mahmure istasyonalrı arasında o bavalide ya- gan yağmurlar hattı kısmen tahrip et- tiğinden Toros ekspresi 6 saat teah - hurla Ankaraya gelebilmiş, bunun neti cesi olarak da ekspreste bulunan bi- rinci umumi müfettiş Abidin Özmen ve dördüncü umumi müfettiş general Ab- dullah da geciktiğinden içtima yarma tehir edilmiştir. Dün dahiliye vekili Şükrü Kaya u- mumi müfettişlerle kısa bir istişarede bulunmuştur. Yarmki toplantıda jandarma umum kumandanı ve emniyet direktörü de bulumacaktır. Karadeniz postaları Haflada dört sefere çıkarıldı Dün Denizyolları postaları tarifele- rinde mühim değişiklikler yapılacağını yazmıştık. Bu değişikliklerin Karade- niz hattına ait olan ilk karımı tesbit edil miştir. Bu yeni tarifenin tatbikine ya- rından $onra başlanacaktır. Yeni tarifeye göre Karadenize hafta- da dört posta gidecek ve dörtposta ge lecektir. Postaların İstanbuldan hareket) günleri, pazar, salı, pöfşembe ve cumar tesidir. Pazar, sab ve cumartesi posta- ları saat 12 de perşembe (opostalarıda saat 16.da Galata rıhtımından kalkacak tır, Umar: mteri He lindödir ve muvakkattir. & İdare İleride bu postaların daimi olup olmaması hak- kında bir karar verecektir. Yeni tarifede büyük iskelelere hafta- da dört posta birden uğrayacak. en kü. çük iskeleler bile vapursuz kalmıyacak- ur. Bu tarifenin şikâyetlerin önüne geç meği temin sinai pmlmakradır. Şenir tıyatrosunda Leyla ve Mecnun Şehir tiyatrosu operet kısmı çarşamı ba akşamından itibaren 1, Galip Arca- nın yazdığı “Leylâ ve Meenun,, isimli operetini oynamıya başlıyacaktır. Bu eser Mes'ut Cemil tarafından bestelen- miştir. Bu eserin mevzuu tamamen yerli ol- duğu gibi müziği de tamamen yerli dir, Mes'ut Cemil bu operete birçok halk türküleri koymuştur. Bundan başka Vasfi Rıza Zobu üçüncü perdede “Has. ret,, Melek “Saman yolu,, isimli birer türkü söyliyeceklerdir. Bu eserde Vasfi Rıza, her operette görülen aptal çocuk rolünde değil, ze- ki ve şen bir genç rolünde görülecek- tir, Şarkıları da alaturka olacaktır. İkinci perdesinin sonunda “Teylâ ve| Mecnun,, tablosunda Vasfi Rıza “Mec- | nun,, rolünde, Hâzım Mecnunu teselli edici “Aslan,, rolünde, Melek “Leylâ. torları tarafından tedavi ediiecek Maarif idaresi muallim ve talebele- rin sıhhatleriyle yakından alâkadar o- labilmek için şehrin muhtelif yerlerin-İ de sağlık odaları kurulmasına ve bu- ralarda musllim ve talebelerin sağlık müfettişleri tarafından daimi bir kon- trol altımda tutulmasma karar vermiş- ti. Müfettişlerden doktor Bürhanettin, Eminönü 'nmtakasına memur edilmiş. tir. Pazartesi ve cuma günleri İstanbul birinci mektepte, salı günleri de Sa- matya beşinci mektepte açılmış bulu- nan sıhhat odasında saat 9 dan 11 e ka dar bulunacaktır. Dr. Hulüsi, pazartesi ve cumartesi Fatih on üçüncü mektepte salı günle- ri Cibali otuz birinci mektepte, perşem be günleri Eyüp otuz altıncı mektepte- ki sıhhat odalarında saat 9 dan 1le kadar hazır bulunacaktır, Doktor Halil, pazartesi, perşembe ve salı günleri Beşiktaş üçüncü mektep- teki sıhhat odasında 9 dan 11 e kadar bulunacaktır. Doktor Ragıp, cuma günleri, Azap- kapı 11 inci mektepte, perşembe gün- leri, Fındıklı 13 ürcü mektepteki sıh- hat odalarında bulunncaktır, Doktor Kasım, salı ve perşembe gün leri Üsküdar 20 nci, pazartesi, cuma günleri de Kadıköy 35: ine mektepte bulunacaktır. Bundan başka hasta olan talebe ve Tauağtimlerin evlerine maarif doktorla- TI gideeeitir, Her Halkevine bir radyo a'ıhacak Cumhuriyet Halk partisi o radyoyu memleketin her tarafında tamim yolun- da ilk adım: atmak için her (o halkevine birer radyo alınmasına karar vermiştir Elektriğı olmayan şehir ve kasabalarda ki halkevlerine dahi akümülâtörlü rad- yolar almacaktır. a. Sıvas - Krzurum tahvilleri Maliye vekâletinden: 4,5 milyonluk üçüncü tertip Srvas - Erzurum istikrazının suskripsiyonu buğün halkın bu defa da göstermiş ol duğu büyük rağbet ve fazlasiyle talep neticesinde muvaffakıyetle kapatılmış 6 PAZAR Birincikânun — 1988 rolünde görülecektir. 1. Galip Arcanın| GEÇEN SENE BUGUN NE ULDU? bü yerli operetinin muvaffakıyet kaza- nacağı umulmaktadır. İY TİÇ A AZEZ m m. İrem. Şehrimizde bir İlalyan vapurunda isyan çıktı. Maddeten cezalandıramazsınız Yeni vakıflar kanunu mucibince mü- tevellilerle mütevelli heyetlerinin ida- re ettikleri vakıfların son yılma ait hesaplarmı, gelir ve masraf miktarla: rını birer cetvelle evkafa bildirmeleri lâzımdır. Bu cetvellerin verilmesi için mütevelliler ve mütevelli heyetlerine verilen mühlet bu ay başımda bitmiş tir. Fakat bu müddet zarfında birçok mütevelli ve mütevelli heyetleri de, her nedense, hesaplarını evkafa bildirme. mişlerdir. Bu meyanda bilhassa akal liyet vakıflarını idare eden heyetlerle mütevelliler bulunmaktadır. Vakıflar idaresi bu gibiler için niha- yet bu ayın on beşine kadar son bir mühlet vermeye: karar vermiştir. Bu müddetin hitamında vakıflarma ait he saplarını vakıflar idaresine bildirmi. yenler hakkında kanuni takibata gi- rişilecek ve kendileri mahkemeye veri- lecektir. İstanbul, Beyoğlu ve Kadıköy mm- takaları dahilindeki vakıflar mütevel- W ve mütevelli heyetlerine bu vaziyet din bildiritemtekiy Atatürkün mülkiyeli- lere hitabı Siyasal bilgiler okulunun 60 ncı yıl dönümü münasebetile Ankarapalast» verilen ziyafette bulunan okul mezun- ları namına İç İşleri Bakanı ve C, H P. Genel Sekreteri Şükrü Kaya, Ata- türke, hazırunun derin bağlılık ve ta- #İmlerini arzetmiştir. Atatürkün Şük- rü Kayayâ hitaben okul mezunisi verdikleri cevap, Kültür Bakanı Saffet Arıkan tarafından okunmuş ve ayakta sürekli alkışlarla karşılanmıştır. Hususile Siyasal Bilgiler okulunun şat ile okulun cumhuriyet devrine in- tikaline dair olan kısım, büyük bir dik kat ve alâka ile dinlenmiştir. rihçesile onun yetiştirdiği güzide za - bitlerin memleketin selümetini nasıl bir emniyetle müdafaa ettiklerinden bahsettikten sonra doktorlarla kendi. lerine temas edilmiş olmasmı, min netle telâkki etmişlerdir. Cevabın sonunda, geçen seneki di- rektifi tekrar eden “Yüksek Türk! Yüksel: Senin yilkselmenin hududu yoktur,, hitabı, hazır bulunanların bağ ılık ve ebedi minnet hislerini coştur muş, uzun alkıslarla karsılanmıştır. Tahsiline imkân gö- rülemiyen vergiler Başvekâlet Büyük Millet Meclisine bir tezkere göndermiştir. Bu tezkerede muhtelif şehirlere ait 3,952.502 liralık verginin tahsiline imkân olmadığından bu devlet alacağının silinmesi isten - mektedir, N Radyoloji enstilüsün- de Atatürk büslü Cumhuriyet hükümetinin en modern kurumlarından birini teşkil eden yeni radyoloji enstitüsünde bir “Atatürk kö şesi,, vücuda getirilmesi (otakarrür et- miştir. Bunun için bir Atatürk (büstü ve kaide de yaptırılacaktır. Siyasal Bilgiler okulu mezunları, ce | vapta Harbiye mektebinin, asırlık ta-| Galata Yağkapanı 2 numaralı Şakirin kahvesinde Ş. T.'T, vasıtasile bize mektup yollayan Bayan Fatmaya ceva bımız: “Mektubunuzu “güçlükle okuyup derdinizi anlayabil- dik. Vaziyetiniz bizi de müteessir etti. Fakat (O Kocanızın size karşı yaptığı vicdansız ve nankörce hareket" öyle bir İ suçtur ki bunun maddeten cezalandırılması hemen de im- kânsızdır. Ve bu kere yapacağınız hareket nafaka davası açmaktır ki dnu da esasen yapmış bulunuyorsunuz, Yapılan fenalıklar dünyada kimsenin yanına kalmamış tır, Onun için kocanızın size yaptıklarının acısını da ergeç ve kimbilir nasıl bir bahane ile ondan çıkacağına emin © lun. Ve kötü taliinize rağmen tam bir sabır O göstermeğe çalışınız | En çek kışne zaman gelmişti “Cumhuriyet, te M, Turhan Tan'ın yansından: “Cenabi diye anılan müverrih Mus- tafa, seksen iki hanedan tarihini ihti- va eden eserinde 739 yılt kişin'n pek yaman geçtiğini ve Sarayburnile Üs- küdar arasmım buz kesildiğini yazar. Onun ifadesine göre Kefeden gelen ta- cirler, Üsküdardan araba ile İstanbula geçmişlerdir. 739 da Bizans taht Üçüncü Leon işgal ediyordu ve büti İstanbul puta tapmak ve put kırmak mücadelesile vakit geçiriyordu. Bu ya- man kışın 755 te, 934 te, 1222 de birer eşi daha görüldü. Türkler devrinde Bo gaziçi ile Halicin baştanbaşa buz tu- tuşu ilkin 1620 de vukua geldi. Naima, bir haile demek olan bu hâdiseyı: şöyle anlatır: “Reblülevvelin başından on altıncı gününe kadar fasılasız kar yağdı, &0o- Zuğun şiddetinden derya seraser min- eemid olup ancak akıntı ortasında kü- çük bir dere genişliğinde yer açık kal. dı. Şubatın onunda Sarayburnile Üs- küdar arası tamamile buz kesildiğin- den Galatadan İstanbula ve Hasbahçe- den Kireçkapısına piyade adam geçer oldu. Kayıklar işliyemediğinden, gemi- ler gelmediğinden zahire kıtlığı yüz gösterdi. Yetmiş dirhem ekmek bir akçeye, etin okkası da on beş akçeye çıktı.,, O günün İstanbulluları üşüye dur- sun, şairler kaleme sârılıyorlar, bâdi- Seyi tesbit etmeğe koyuluyorlar. Ha. şimi Çelebi, bu yolda meslekdaşlarm- dan üstün çıkıyor ve bize 1620 yılmın kışını şu mısrala tanıtıyor: “Yol oldu Üsküdara bin otuzda Akdeniz dondu.,, Söylemeğe lüzum yoktur ki Haşiminin 1030 demesi hieri tarih kullanmasın. dandır, 1669 ve 1755 yularmın soğukları korkunesa da Halicin tamamile don- 823 ve 1902 de birer kere daha gelmiştir. Son donma üç gün sürdü ve Galatadan İstanbula, yahut İstanbuldan Galataya geçmek için köp rüyü bırakıp buzu tercih edenlerin sa- yisı yüzleri buldu. İnşallah biz, böyle kışlarla kergılaş- mayız. Çünkü - odun ve kömür pahalı lığından dolayı - işimiz duman olur? Zaharof Insanil- yete hizmet ml etmiş ? “Kurun,, da Hasan Kumçay yaz- yor: Yunanlı milyarder (Basil Zaharof) un ölümünden bahseden Fransız gaze- teleri ikiye ayrıldılar: Bu gazetelerin bir takımı (Esrarengiz adam) lâkabi- le şöhret alan bu orsrulusal silâh tüe- carının karmakarışık mazisini hatır - Jattılar. Gençliğinde İstanbulda dayı- sının paralarmı çalarak Londraya kaç tıktan sonra güzel kadınlardan gördü- Kü himaye sayesinde nasıl Avrupanın sermayedarları âlemine karıştığını, bü yük silâh fabrikalarının mümessili #t- fatile hasıl mubtelif memleketlerin devlet adamlarına hulül ettiğini, harp ticaretile nasıl milyarder olduğunu an. Jattılar, (Excelsior) gibi bazı gazete- ler de (Basil Zaharof) un insaniyete yaptığı hizmetleri (!) ballandıra bal- landıra yazdılar; bu hizmetlerine de- lil olmak üzere Paris, Londra, Peters- burg üniversitelerinde hususi kürsü- ler açtığını, bu kürsülerde verilecek dersler için sarfedilmek üzere milyon- larla frank teberrüde bulunduğunu gösterdiler. Anlaşılıyor ki Basil Zaharof bir ta- raftan insanları biribirine öldürtmek için sattığı silâhlarla milyonlar, mü. yarlar kazanırken bir taraftan da bu günahlarmm cezasını affettirmek icin kazancından bir miktar ayırarak ken: di lehinde yalancı şahitler hazırlama- yı da unutmamış. Hiç süphe yok ki ge- ne bn suretle kazandığı paralarla pa- pasları da memnun etmis, ölümünden evvel (Cennetin anahtarlarmı) da sa- © tmalmıştır!