Yazan: Mütekait Amerikan Amiral Riçart Evelyn Byrd Ç 2nup Kutbuna seyahat Şubatta cenuba doğru yeni bir sefer yapmağa kara. <6 ayl, Açık suya varıp tekrar havalan- mak için bu noktadan takriben alt mil kadar geriledik. ve 3 kânunusa- ni 1934 te ikinci uçuşumuru yaptık. Bu sefer cenup 72 derece 30 saniye tul ve garp, 116 derece 35 saniye arz; dairesine gittik. Bu tul dairesi için| en cenuba varmak rekorunu kırdık. Sis her yanımızı kapladı ve geri- ye dönerken yolun bir kısmını hiç bir şey görmiyerek körü körüne katettik Sürati işaret eden ölet dondu Az kalsam tayyare de buz tutmak üze- re idi. Takriben 23 mil imtidadında bir buz dağınm yamacı boyunca uç- tuk. Bir tipiye tutulduk ve gemiye varamamak tehlikesini atlattık. Pu uçüuşumuz şimdiye kadar atılmış ol- duğumuz tehlikelerin en korku idi. Doğudaki bu harekâtımız için tesbit edilmiş vakitten çok daha fazla kalmış olduğumuzdan ve küçük merika için bir kışlık merkez tesisi| Ki sayst güç bör yenila bii Hekladi dinden batıya doğru uzun avdet yol. kuluğuna başladık. KİCÜK AMERİKAYA DOĞRU Ta en 871 3400 mil ue » birmesafe vardı. Buz "as Mimisi rekerek bu:l GÜ HABER — Akşam postası Türkçeye çeviren AE. verdik. Bu sefer bizim meşhur ile sefere çıkacaklık nun önünde yol almağa koyulduk. Bereket versin ki rüzgürla akıntılar kümenin bir çoğunu geçeceğimiz yo- lun üstünden alıp götürmüştü. Ce- nuba doğru 74 inci den 69 uncu arz dairesi geçilince gemi gene bilinmez sulara daldı. 10 kânunusanide tekrar uçuşlar yapmak için durduk; şimdi 69 dere! ce 50 saniye arz ve 150 derece 21 sö-| niye tul dairesine varmış bulunuyor. | duk. Burada maçhule doğru üçünü: uçuşumuzu yaptık ve 71 derece 45 saniye arz dairesinde 142 inci nısfın- nehar dairesini boyunca uçtuk. Şimdi 150 inci ve 152 inci nisfın- nehar daireleri civarmı istikşaf et. miş ve seleflerimizin herhangi birisi- nin vardığı yerlerden 500 mil daha öteye gitmiş bulunuyorduk. Bu da bi linmez sahada simdilik kâfi bir mu vaffakıyetti. Bunurla beraber iste diğimiz derecede tam bir tetkik yapı- mamıştık. İleriye bakarak, şubat a- yında gemileri bosalttıktan sonra nuba tekrar hem de başka bir silâhla akın yapmağı ümit ediyorduk. Bu se- fer arka kapıdan girmek için bizim meşhur “Ayr,, yı kullanacaktık. Biz şarka doğru istiksaflar yapar ken Likaln Elleavvort de tayyaresivle birlikte Balina limanmm üştünde Weskleli denizine uğ hibeli Yülnnenk ZEL PRENSPS Kânunusaninin ilk günlerinde El. İswort görünmezde müthiş bir fırtına tayyaresini kullanılamıyacak Okadar zarara uğrattığı için Birleşmiş Ame- rikaya dönmekte olduğunu bildirdi. Bu gerçekten acınacak bir haldi. Bu kadar zahmet, vakit ve masraftan sonra eli boş dönmek hepimizi fens halde üzdü. Evvelce benimle bil te bulunmuş olan pilot Bachen ile kinist Braathen bu sefer onunla g mişlerdi. Tam da küçük Amerikaya gide cek zamandı. Bunun için Ruppert burnunu Balina körfezine çevirdi. An'ane ve tecrübe veçhile Ross deni zine en emniyetli ve en çabuk geçit 178 inci şark nısfınnehar dairesi ci- varı idi. Ellswort daha geçenlerde buz kütlesinin bu istikametinde gün- lerce müddetle kasırgalara tutulmuş- tu, dayanıksız gemimizle buradan gecmeğe kalkışmak korkunç olurdu 178 derece şark tul dairesi civarm- da başka bir yerden gecrmeğe kal. kışmak çılgınlık sayıldı. Fakat biz is- tikşaf yapmağa karar verdik. BUZSUZ BİR GEÇİT BULUNDU! Şaşılacak bir taliimiz varmış; 169 uncu sar nafaka bevunca bis fetha bulduk we “burada buzla hiç karmlasmadık. 17 kânunusani san KIZAKLAR İSTİKŞAF HEYETİNİN MALİYESİNE YARDIM ETM* OLAN 120.000 MEKTUBU GETİRİYOR. Birleşmiş Amerika posta idaresi Byrd'ın cenup kutbu seyahati hat olarak üç santimlik (hususi bir pul bastırmıştı. Bu pulile pullanan küçük Amerika adresine gönderilen zarflar, cenup kutbuna e buzlar üstünde Amerika posta idaresi tarafmdan mühürlendikten sonra vazım gemisiyle Yeni Zelindaya gönderilmiş, oradan muntazam posta p” lariyle mürsillerine iade edilmiştir. 9,30 da hedefimiz olan Balina körfe- zine vardık. Küçük Amerikayı tekrar keşfi: mizden ve Ruppert gemisinin mülâ- zım Engliş o kumandasında yükünü boşaltmasmdan sonra istikşafrmız için “Okland ayısı,, gemisine bindik Görmüş olduğu en müthiş deniz bu- zu bizim emektar gemiyi durdurma» dan evvel şarka doğru olan yolumuz- da 75 derece 6 saniye şark arz ve 148 derece 8 saniye garp tul dairesine var mıştık ; Edsel Ford dağ silsilesine 100 mil mesafede idik. Buradan şi: male çevrilerek 73 derece 22 saniye arz ve 149 derece 34 saniye garb tul dairesine yol aldık. Buradan da gar- ba doğru 159 uncu nisfmnehar daire- sine gittik. Nihayet her yanımızı tamamen buz sardı ve bizim “Ayr,, 62 senelik hizmet hayatmda buradan çıkmak için anasmdan emdiği süt burnundan gelinciye kadar zahmet çekti. Ben bundan daha berbat buz görmemis tim. Hatta bundan daha kötüsü ola- bileceğine de kani değilim! Bu yoleuluğumuzda yanımızdaki mükemmel sondaj makinesiyle Ed. vard Rona denizinin bütün derinlik!» rini sonde ederek haritaya yazdık. Gerek Rünnert, gerekse Ayr ge. GÜZEL PRENSES mileriyle yaptığımız bu zahmetli # tikşaflarm hedefi şuydu: Pasifik ÖN yanusunun henüz bilinmiyen geri bir sahasmı hüviyetlendirmek ve | derece garp tul dairesinin o garbi doğru uzanmakta olan takım ad nazariyesine nihayet vermekti. TEHLİKELER Kışı geçirecek bir heyeti karş” yan en acı iş bir kışlık kamp kurma”) tır. Önce de söylemiş olduğum g” bir kaçının tavanları kardan çökm olmasına rağmen eski binala mevcuttu. Fakat beraberimizde #| tirdiğimiz heyetin daha büyük ve V labalık olması, yüzünden yeni bi lar yapmak mecburiyetinde idik. milerden de muazzam miktarlara ran malzemeyi boşaltıp küçük Am rikaya taşmak müşkülâtı vardı. (Devamı var) 1Ş ARIYORUM Orta okul mezunuyum. Askerliği mi yaptım. Az bir ücretle yazıcılık her iş yaparım, daktiloda bilirim Galata Güzel Bandırma oteli No” Sait 207 mes'ut edeceğini söylüyordu. Mektubu okuyunca donup kaldım. İçime müthiş bir şüphe girdi. Meseleyi tetkik etmeğe karar verdim. Annayı şüphelendirme- mek için mektubu gene yerine . koyup) daireme döndilm. İki gün sonra Annaya! izin verdim. Erken yatacağımı söyliye- rek odama çekildim. Böylece (serbest olduğuna onu inandırmıştım, Biraz son ra yatağımdan kalkarak onun Odasına bitişik bir odaya girdim. Yan pencere- den onun her hareketini © görebiliyor- dum. Birden “Annanın benim mantola| rımdan birini giydiğini ve şapkalarım- dan birini de başına yerleştirdiğini gör- düm. Hazırlandıktan sonra gizlice sa) raydan çıktı. Ancak ertesi günü sabah- leyin döndü. Kral, dayanamadı: — Şayanı nefret bir hal! dedi. Vera kalbimi yaralıyorsun. Ölülere hürme- tim bulunduğu için © halkında bir şey demeğe dilim varmıyor. Fakat sözlerini nihayete kadar dinliyeceğim. Vera, uydurduğu hikâyenin babası ve kocası Üzerinde istediğinden mükemmel bir tesir yaptığını görerek (sevindi ve bu sevinçle daha fazla hararetle sözle- rine devam etti: Nihayet Anna bu hareketini benden gizliyemedi. Ayaklarıma kapanarak ha- mile olduğunu söyledi. Onu kovmak iş- tedim. Fakat sonra sevgim galebe çal- dı. Meğer bunun sebebi varmış. Bu kız| benim kardeşim imiş. Hülâsa Anna bü- tün hakikati itiraf etti, Canbaz Zingara onu iğfal etmiş. Fakat Anna da kendini bu adama benim adımla tanıtmış. Can- bazı, canbazhanede (o görerek sevmiş. Kendisini prenses Vera diye ona tanıt- tırmış, bu nam ile ona mektup yazmış.. Hülâsa işi ilerletmişler. Kral, teessür içinde idi ; — Yetgir kızım, dedi. Bura ni biliyorum. Mesele tamarile an O talisiz kız sevdası uğrunda adı letmiş.. Nihayet hayatıda Evladını öldüsat, idama mahküm oldu. Ona ascnaktan başka bir şey yok. — Ben de dalma acıyorum, o babacı- ğım. Çocuk doğuracağı zaman kendişi- ni babasmın evine gönderirsem edeceğini söylemişti. Ona (o acımaktan ve elimden gelen yardımı yapmaktan başkı çare yoktu. Onu kandıran ademi çağırttım. Annayı almasını (söyledim. Vaadetti. Bununla beraber bu memle- kette âdi bir canbaz olarak tanındığı için kendisine kimsenin kızını vermek istemiyeceğini söyledi. o Bu iş için her fedakârlığı yaparak onları evlendirmes ğe çalışacağımı ve böylece huzur ve sa- adete kavuşturacağımı vaadettim. Ayak larıma kapanarak teşekkür etti, Bilmem hatırınızda mı babacığım? Size Zingara nın bana jimnastik ve at (o binme dersi vermesi için yalvarışm da bunun için- di, İki bedbahta iyilik etmek istiyordum. — Evet, kızım hatırlıyorum. — Babacığım, meğer dünyada ne ka- dar fena adamlar varmış. Birkaç gün sonra Anna doğurdu. Çocuğunu kuca- ğına slarak Zingaraya gitti. Fakat o An nayı şiddetle reddetti. o Sebebi de onu prenses Vera zannediyormuş. Halbuki prenses olmadığını anlayınca onunla ev lenemiyeceğini söylemiş. Annayı bu mu amelenin verdiği teessürle (o çocuğunu boğar, bundan sonra kendisini de nehi- re ataraksintihar etmek ister. Fakat gö- rülerek kurtarılır ve hapishaneye, sonra da idam sehpasına gider. Bir gün bana jimnastik dersi Zingara ile bir ormandan bulunuyor- duk. Çok şiddetli bir yağmur ve fırtma başladı. Bir mağaraya iltica ettik Bu intihar veren adam mağarada bana ilânı aşk etmeğe cesaret etmedi mi? Şaşatım, kaldım. Da hası var: Beni zorla kollârı arasına alıp sıkıştırdı. Dudaklarile dudaklarımı araş Hikâyenin burasında Dük Jorj elini! kılıcının kabzasına götürerek Tlâfa ka- rışta: — Ah, sefil. Onu görecek olursam. Bu tecavüzün acısını çıkaracağım! Vera sözlerine devam etti: — Müsterih olun sevgili zevcim. Kat iyyan endişeye mahal yok. Ben o zaman bile şerefimi şiddetle müdafaaya muk- tedirdim. Onunla mücadeleye başladım. Elimdeki kırbaçla iki defa yüzüne vur- dum. Yüzü kanadı. O can acısile yüzü- nü kapattığı sırada ben de mağaradan dışarı fırladım. Hemen atıma (o binerek ormanda koşturmağa başladım. Müthiş yağmura rağmen nihayet o alçağın elin- den kurtuldum. Bunu size söyliyecek- tim, Fakat hiddetle Zingarayı mahkeme yö verecektiniz. Adım (mahkemelerde mevzuu bahsolacaktı, Şereflim lekelene- cekti. Bunun için bir sabah siz uyurken yazıhanenizin başına oturarak tarafınız dan bir mektup yazdım. O mel'un heri- fin ismini yazarken ve sizin mührünü- zü kullanırken bir cinayet irtikâp ediyor muşum gibi ttriyordum. Fakat mazur idi Babacığım beni affediniz. Başka türlü hareket edemezdim. O canavar heriften hem Annanın hem de Veranın intikamını almak istiyordum. Kral, hiddetle söylendi: — Ne yaptın Vera? Demek sahtekâr ikla bir adamı hapsettirdin o öyle mi? Emniyet ve itimadımı sulistimal (oOettin demek? — Başka türlü hareket edemezdim babacığım Yeni evlenmiş olduğum için âleme rezil olmak (istemezdim. Beni maâzur görünüz. Eğer sizce müstahak isem beni (o cezalandırabilirsiniz. Şunu da söyliyeyim ki 6 mel'un için dünyayı feda etmek lâzımgelse tereddüt etmiye- cektim. Bu sebepledir ki sizden onun bulunduğu yerde kalmasını orica edi- yorum, Kızmızm birini iğfal diğerine de taarruz eylemiş olan bu adam merhame te lâyık değildir. Onada Anasınada merhamet etmeyin babacığım, Hele bu- raya girerek şerefimizi İekelemeğe çalı- şan o sihirbaz anasını bir timarhaneye attırmalısmız. Eğer Zingarayı mahpus bulunduğu yerden çıkarttıracak olürsa- nız hayat benim için tahammül edilmez bir hale gelecektir babacığım. Vera, böyle söyliyerek hüngür hün- gür ağlamağa başladı. Bunun Üzerine Dük Jorj, krala doğru ilerliyerek: — Babacığım, benim ne kadar muti bir evlât olduğumu bilirsiniz. Bu zama» na kadar bir ricada bulunmadım. Fakat bugün gerek benim ve gerek zevcemin şerefinin muhafazasını rica ediyorum. Zingarayı bırakınız da bulunduğu yer- de kalsın. Onu serbest bırakacak olur- sanız yemin ediyorum ki ( kılıcımla kalbimi parçalarm. Kral, biraz düşündükten sonra ağır ağır dedi ki: — Bu at canbazı senelerce zindanda kalmağa lâyıktır, Fakat bu hareketi ka- nuna uydurmak İâzımdır. Kanunsuz hiç bir müamele olamaz. Bu kocakarı bak- kında da bir karar vermek lâzım. Benim niyetim onu mahkemeye vermek.. Fa- kat kızım, sen benim haberim olmadan mührümü kullanmıyacaktın Kral, bunları söyledikten çaldı. İçeri giren uşağa: — Mösyö Zelloyu çağırınız; dedi. Son ra iki zabit muhafazasında ihtiyar çin” sonra zili