ir) 7 YY hlisalik muhatebeleti Yazanlar ; ingiliz ordusu hava zabitlerinden Kenneth Brovn Coilins, Meşhur seyyah ve muharrir Lovveli Thomas Gazzede müthiş kötekler yedik; iki defa can yakan dayakları tattık Tayyaremizin motörü durdu, yere indik.. Ama iyi ki inmişiz.. Galiba bugünler de bahtımızın kara olduğu zamanlara tesadüf etmişti — 19 — Dilimize çeviren: A, E, ii #İ takerlerimizin yüzündeki can- gülümsemeye sebep yal- ii,“ galibiyet değildi: Bu Türkle İn P ov zl dl r, Ae Fert fah artık bizim olmuştu. büyük bir zaferdi. gölündeki en son mukave- ili, Onları Rafah'tan dışarıya mi Yolculuğumuzun ilk kade- * nihayet veriyordu. Çölün Peşin dehşetleri artık maziye etil Sina yabanlıklarını geri: uştık. “Arzı Mev'ut gö- n önünde belirmişti! a Şeyh Zuveyt dağının şar- ' i Yamaçtan ( görebiliyorduk. : kitalar ve bataryalar bu bu kavga şüphe yok ki şö- “öğüşlerinden çok daha öld Ki. Türk makineli tüfek mev- Yeni Zelândalılar son hücu-| ptblar. Türkler ihtiyatlarını i- sürdüler fakat çok geç kalmış- Ancak o avazı çıktığı kadar haykır GAZZEDEKİ DAYAKLAR Filistinde yeni Türk müdafaası! Gazzenin çevresinde kümelenmişti. Burası Samson ve Dalilanm eski yur- du ve Filistin ittifakınm beş sehrin- den biri idi. ! Gazzede müthiş kötekler yedik. İki defa hem de can yakan dayakla- rı tattık. | İlk Gaze muharebesine şu adı ve| rebiliriz: “Sisin kaybettirdiği harp,. Harp tabiatm yaptığı bir sisle başla. | dı ve manevi bir sisle bitti. Bu kimin l hatasıdır, diye bana bir şey sorma Biz bilfiil harbi kazanmıştık. Fakat | bunun hiç kimse farkına varamamış tı. Kıtalarımız tam galibiyeti pençe lerine geçirmiş iken geriye çağrıldı. lar. Ancak manialar müthişti. Ali Muntar tepesi Gazzeyi müdafaa eder Birbirine kenetlenmiş bitmez tüken- mez dikenli frenk incirleri de burası- m korumaktadır. Bunların dikenleri den geçirmek istedim, Martinsayt! mamulşı. Havaya çıkalı yarım saat olmadan motör kızdı. Sonra da > ğuyarak durdu. Ancak battm beri tarafıma inerek kendimizi güçlükle emniyete atabildik. Pilotum olan Elton: — İyi ki durdu! Şunları görüyor musun, Dedi. a İki tane Hal berstadt tayyaresi tepemizin üstün- Evet görmüştüm. de daireler çizip duruyordu. Bunlar herhalde resim alamıyalım diye bizi| dü şürmek yahud da uzaklaştırmak için havalanmış olacaklardı. Bindiğimiz. Martinsayt tayyaresi ile önlerinde sabit makineli tüfekleri bulunan bu Alman Halberstadtlarına karşı gelemiyecektik. Eğer yonkcina: miz bizi yere inmeğe mecbur etme- seydi kurşunları yiyerek aşağıya yu-| varlanmış olacaktık. j İ Böyle “olacağımız da hiç şüphe yoktu. O iki Halberstadt Türk kuv- vetlerinin o gün malik oldukları ye- güne hava kuvvetleri idi. . Bununla beraber iki tayyare bile bize haddi- mizi bildirmek için kâfi gelmişti. Hem de canmızı lüzumundan fazla sıkmıştı. Size burada motör kızması vesaire gibi bir takım mazeretler söyledim ama “askerlikte mazeret yoktur, sözünü elbette hatırlarsınız. Ben burada şöyle oldu, böyle git- & diye bir takım özürler ve bahane- ler icat edecek değilim. Herkesin ha- yatında kara günleri vardır ve gali- ba o gün de bizim bahtımızın kara olduğu zamanlara tesadüf etmişti. (Devamı rar) Bizim görüşümüze göre Gazze * eteğine doğru (o yürüdü.) insan oğullarının ellerile yaptıkları ui <içeklerini burada gördüler müthiştir. | ku Kaşkıklarnı havaya fırlattı.) | Müdafan hatlarmı şöyle bir gör! | Yarından itibaren bu tefrikamızın bir iha bir boğiyaşma gü 148 dığı büyük torbadan iki parça zehirli $t çıkardı. Sonra çiftliğin tahta parmak- lik bölmesine yaklaşarak kendisine har: Uyan köpeklere bunları birer birer attı köpeklerden biri önüne atılan et parça- sna evvelâ bakmadı bile.. Fakat sonra dayanamıyarak hemen kapıp yuttu ve Yütar yutmaz yere yuvarlandı. Sesi ke- silmişti, Yerde kıvranıp duruyordu. Bundan sonra diğer köpek de eti yedi. O da arkadaşının akibetine uğradı. Bunun üzerine Petra arkadaşlarmı'bir etle çağırdı. Köpeklerin öldüğünü r verdi. On beş dakika kaad: bek-| İemeği muvafık buldular. Çünkü köpek- tin sesinden ev sahipleri uyanmış ola- bilirlerdi. Tülenka, sabırsızlıktan ne yapacağını iyordu. Edvardan çok müthiş bir İntikam, almış olacağını düşünüyordu. Petra, kızm odasının binanın ne ta- Tafında olduğunu Lâlenkaya sordu. O da ikinci katta olduğunu söyledi ve oda- Yı elile gösterdi. Çünkü Edvarla Anna- makinelerinden birine atladım... Fa- kat, bu motörler a ettiği gün akşama kadâr çiftlik| Asımın civarında dolaşmış, Annanın öğrenmişti. Petra, tahta parmaklık üzerinden geç- Mek için bir delik açmak Jâzim gelen Yeri arkadaşlarına gösterdi. Biraz sonra Tarmaklıklardan Üçü sessizce kesilmiş Siftliğin içine girilecek Bir delik açıl- Misir. Pale: Debura bi sırada gözcülük Yapmıştı, Açılan “m Etrafı dinledikten sonra yavaş yâ- Lpisaya yaklaştılar. SİTA, vaziyeti tetkik etti. İkinci kat pencerelerine aşağıdan İp merdiven atıp Wrmak çok zor ve tehlikeli idi. Bu- Mina € dalları birinci katın balko- Ga Uzanan bir ağaca tırmandı. birinci katin balkonuna geçti. delikten yavaşça çiftliğe gir-! Filistin için yapıl GÜZEL PRENSES Sorra balkon kapısmı açarak birinci kas tâ girdi. Variyet çok tehlikeliydi. Bir kapımın gıcırdaması, bir sandalyar: devrilmesi hulâsa yanlış bir adım at: & kendisini ele vermeğe sebep olabilir di. Lâlenka, aşağıda sabırsızlıktan titri- yordu. Sanşo ise o da heyecanla netice- yi bekliyordu. Bu sırada Petra, ikinci kata çıkmış ve Annanın yatak odası yanımdaki odaya girmiş ve yavaşça buranın penceresini açmıştı. Petra bu pencereden Annanm yattığı odanın penceresine uzanarak ip merdivenin bir ucunu oraya sılaca bağ- ladı ve merdiveni aşağıya salrverdi. De- bura aşağıda merdivenin ucunu tuttu, Sanşo ile Lâlenka bu merdivenden yu- karı çıkmağa başladılar. Petra daha ev- vel yan pencereden merdivene geçmiş “ve camın ortasına bir Zift parçası yapış- trarak bunu tutmuş, ve etralmı elmas- Ja keserek cam parçasını gürültüsüzce yerinden çıkarmıştı. Sonra buradan ko- lünu sokarak yavaşça pencereyi açtı ve içeri girdi. Onu Sanşo ile Lâlenka takip ettiler, Debura aşağıda ip merdivenin veunda gözcülük yapıyordu Pencereden giren ay ışığı her şeyden habersiz uyumakta olan Arnanın yüzü- ne vurmuştu, Sanşo, âyaklarının ucuna basarak Annanın yatağını yaklaşıp eğildi. Ona dikkatle baktıktan sonra doğrularak mırıldandı — Ömrümde bu kadar güzel bir kız görmedim. Bu bir hazine. Petra, elindeki torbadan küçük bir şişe çıkararak ağzın: açtı ve uyumakta olan genç kıza koklattı. Anna, derin bir kaç nefes aldı. Sanrı nefes alma hare- keti darlaştı ve güçleşti. Kızın bayıldı” ğını anlayınca ou hemen geniş bir ör- tüye sardılar. Kız, ne bir ses çıkarıyor GÜZEL ra genç çingene kızı Lâlenkaya sordu: — Söyle bakalım Lâlenka. İşte şu öramızda gördüğün İspanyol misafiri- miz Kont Riberanın bu felâkete şahit olan bizmetçisi idi. Kendisile verdiğimiz kararı sana anlatayım: Kont Ribera hâlâ hayattadır. Yine Sevil civarındaki şatosunda ikamet edi- yor. Zengin ve nüfuzludur. Karısı ve! kızı Biyanka da yanında. Kızı o kadar güzel ki kendisine “Sevil şehrinin gülü,. adı verilmiş, Sen bu kıza o kadar benzi- Yorsun ki sizi birbirinizden ayırt etmek mümkün değil İşte Sanşo bunu bize| temin ediyor, Şimdi ne yapmak istiyo-; ruz biliyor musun? Bizimle beraber ts. panyayı Şleceksin. Seni “ yankanın yerine koyacak, ve Biyankayı kaç'raca. ğiz. Sen, zengin Kontun kızı rolünü oy- nâyarak servet ve saadet içinde yüze ceksin. Kontun kızımı da Sanşo alacak ne isterse yapacak. Bir gün gelip Kon-! ta kızını aldığımı ve ailesinin şerefini! raahvettiğimi anlatacağım. Böylece ka-| Tünm ve çocuğumun intikamını alınış) Olacağım. Ne dersin? Lâlenka hayretle: —— Bu ne müthiş bir intikam, Ben bu hileye vasıta olacağım öyle mi?" Çingene reisi şüphe ile kısa baktı: — Böyle icap ediyor. Yoksa razı ol- mayacak mısın. Unutma ki çingeneler daima birbirine yardıma mecburdur. Mademki bu işi senden başka kimse ya» pamaz. O halde bana itaata ve yardı- ma mecbursun. Bilirsin ya, Baban bü- vük çingene harbında ölürken seni bana &manet etmişti. Sen o zaman bir çocuk- tun, on yaşında idin, Baban bir kurşun- Ja öldükten sonra hemen seni kucakla- drm ve üstümüze yağmur gibi yağan! kurşunlardan kurtararak bir mağaraya sakladım ve seni bu hale getirdim. Şim-İ PRENSES edilecektir 145 di bana bu hizmeti yapmağa mecbursun sanırım. k — Biliyorum, fakat bu rezaleti kabul edemem. Petra, kızın bu tevabı karşısmda bir- den bire hiddetlendi: — Nasıl benden böyle bir yardımı esirgiyorsun öyle mi? Ber ki senin için kanım; akıttım. Çabuk bana cevap ver! Bizimle İspanyaya gidecek misin? Genç kız, korku ile karşısındaki ada” ma baktı. Sonra Sanşo Perz ve falcı De- burayı süzdü. Bir müddet düşündükten sonra; — Petra, dedi. Teklifini kabul ediyo- rum. Fakat bir şartla: Sen de benim intikamıntın alınmasına yârdım edecek- sin. Senin gibi ben de aldatıldım. Bu tztiraı bana çektiren adamdan intikam almak isterim. İntikama karşı intikam teklif ediyorum. Nasıl razı mısın? Sanşo Per söze karıştı: — Evvelâ meseleyi bize anlat. Petra da bunu teyit etti: — Lâlenka, istediğini bize hiç çe- kinmeden açıktan açığa söyle ki na ya pacağımızı anlayalım. Lâlenka, anlattı: — İntikama karşı intikam. Sen bana söz ver, ben de sana söz vereceğim. Buraya yakın bir yerde bir çiftlik var, Orada #aşılacak kadar gürel bir kiz var. Sanşo, kızın sözünü keserek atıldı: — Ne âlâ! Bire iyi bir parça tanıtmış oluyorsun.. Kâlenki, devam, etti: — Ben bu kızdan nefret ediyorum. Bu kız benim sazdetimi yıktı. Siz ne ka» dar kederliseniz ben de o kadar muzta- ribim. Bunun sebebi de o kızdır. Bunun için bu kızım ortadan kaldırılmasını isti- yorum, İşte benim teklifim de bu. O kı- köşesinde hulâsa . ..