a I » kısımların hulâsası ; Alman cassı olmasından şüp hi Rus köntesini vapura götür rü) #onra döneceği sirada kendileri İİ | Vüpura getirmiş olan motörü bula iş, #0 için orada gördüğü bir kayığa ? Kayıkçıdan — şüpheleniyordu. kayıklarına doğru iki #sndalın nü anlayan Gilney, bemcn hi çekmiş ve herifin eline ateş Bir ikincisini de ayni (o şekilde ve tabandasını osandalcısına © da kendisini denize fırlatıp &. Gilbey küreklere yapışınca #8 kendisini takip eden bir Ga polis o motörünün gürültüsü mrada kayıplara karışmıştır. Bang Rus kontesinin gittiğini raporla ti, 5 sonra kendisine yeni bir va Verilmiştir. Çölde keyi! yapacaktır. Yürüyüşün, kumlar yüzünden : viduğu görülünce kumlar üzeri çif m kafesler konmuş ve nakliyat bi m ye Betin edilmiştir. Gilney keşfini de tünde yapmıştı <İvarında ordugüh kurduk. mevkiinde bulunan general 5 * İleri karakollarımızmn 30 ki- bi, sinde çölde Mageybra de- Yerde büyük Türk kuvvetleri i söyledi. ,. ,, *rtesi gece Türk ordugâhı- 1, Mi yapmağa ve bu akm: biz- 9 gl er e e Sa id NA er YA i lisalib so MU n hatebeleti ıı ıZ74 — Ii 9 Yazanlar : ingiliz ordusu hava zabitlerinden Kenneth Brovn Collins, Meşhur seyyah ve muharrir Lovveli Thomas den bir gey sayılırsa da, adamcağız herhalde daha iyi bir şansa lâyikti. de daha iyi bir şansa lâyıktı. Genarala: — Beni de beraber götürünüz. Diye yalvardım durdum.. Fakat ku- Tak asmadı. Bilâkis kansla dönmemi ve yolda durarak Duedirde demiryolu utünun sağ cenahmı kapamağa üğrü- şan küçük garnizonu teftiş etmemi söyledi. Canım çok sıkılmıştı. Harp sahasm- dan uzaklaştığımı sanıyordum. Halbu- ki asıl belânm sunturlusuna çatmağa gidiyormuşum! General Wiggin nere- ye gitmek istediğini biliyordu ama Sina çölü genişti. O gölde Türkleri ararken, Türkler karanlıkta, biz! bulmak için, onun yah! başmden geçtiler. İki kuvvet birbirine o kadar yakın geçtiği halde çölün geniş boşluklarında bunun farkmda bile oi- madılar, Mageybrada, general, boş ordugâhı bekliyen sadece altı nöbetçi buldu. Ge: riye döndüğü zaman olan olmustu. »» TÜRKLER KOLLARINI SALLA. MAKSIZIN KAZANIYORLAR Tan yeri ağarmadan, daha ortalık kalın bir sis deryası halinde İken, "Türkler, bizim Katya ve Ogratinadaki karakollarımız: vurdular, ber almıştı. Evvelâ, bu gürültüyü, ken- di kıtalarımızın yaptığını sandı; fakat kd ei Sularını kana kana içip, hararetlerin! söndüren 7/ Türkler hücuma geçtiler ve bizim çocukları kaşla göz arasında silip süpürüverdiler Muharebeyi de kollarını sallaya sallaya kazanmışlardı bizim haber alıp hazırlanmamıza bile ehemmiyet vermiyecek derecede ken- emin olmak İçin oraya doğru yürüdü. | dilerinden geçmişlerdi. Çöl yolculuğundan dehşetli susamış| olan Türkleri kuyu bağıma toplandık- isrını ve su. içmeğe çalıştıklarını gör- dü.. Türkler o kadar süsamışlardı ki, SİNÂ KROKİSİ ik wmiy Yotu 5 "Yata Yolu şan» Budut Teki) #âvesA.E. 4 *“50wooo töyi, Ğ a 7 karar verdi. General olan. heri 116 GÜZEL Ogratinada kumandan c bir. kimse), Ward'dı. Taarruzu yanı başındaki kuyu bir akın gerçi oyun kabilin- «erlerıklarının çıkardığı gürültüden ha- yüzbeşi PRENSES i ee kusurum yok. Ru senin (o hareketinin Gezasıdır. — Öyle olsun Dük. Ben (gittikten sonta bahçende gezin ve bu geceyi de, unutma, Orada ibtimalki söz söyliyecek; vir adam bulamıyacaksın. Fakat bunun) Yerine karının nasıl bir kadın olduğunu *öyliyecek ağaçlar bulacaksın!. Dük jJorj, titredi. Bu sözlere dayanı- Yamazdı, Fakat kontun aklının yerinde siduğundan biraz şüphelendiği için se-| Sini çıkamadı. Ayrılıp gitti. İ .. . Dük Jorj (gittikten sonra, kont Adolar gene Odüşüncesine (daldr. Yakomicin evinde gördüğü © kız acaba! kimdi? ismi hakikaten Anyella miydi?! Nasıl oluyorda en ufak bir fark olmak” “zn Anaya benziyordu? Yoksa. Yok *2 bu Anna mıydı? Mezardan mu çık-| Mişt:2 Bu muammayı bir türlü hallede-| Mediği için merakından çatlayacak has) ** gelmişti. Odada bir aşağı bir yuka-| ii Sziniyordu. tay rada yavaşça oda kapısı açıla- ik hizmetçisi içeri girdi. Kont sordu > Ne istiyorsun? z Gi Mösyö kont, dilenci kıyafetli bir sizi görmek istiyor, Bira, Bu saatte olur mu, yarm © gelsiz ” bara ver de sav.. iğ değil mösyö kont. (o Bütür e) tecrübe ettim. Kabil değil git- * Size pek mühim ve müstacel bir leden bahsedeceğini söylüyor. Kont, bir müddet düşündükten son- Ta Bi dinin yanına getirilmesini söyledi ağ a sönra ihtiyar bir kadın değ- pi dayanarak içeri girdi, Kır sac #muztsrna kadar sarkıyordu. ki” adını baştan aşağı ğer — Ne istiyorsunuz? — Beni tanıyamadınız mu? Acdalr, karşısmdaki kadına dikkatle bakm başladı. Evvelce bir yerde gördüğünü kestiriyordu. Nihayet hatır- Tadı, Bu kadın, Annanın aleyhinde şaha det eden ihtiyar çingene (o Soseldi, Bu kadının kendisini görmeğe nasıl cesa- ret ettiğine şaştı. Hiddetle; —Evet hatırladım. Yalan yere şahit- lik yaparak bir kızın idamma sebep ol- duktan #onra buraya niçin ve hangi su- ratla geldin. Defol oradan. İhtiyar Sosel yerinden kımildamadı. Yürünü buruşturarak: — Evet, dedi. O kız bana bir fenalık ds yapmamıştı. Yalan yere şahitlik yap- trm. Fakat bunun için bana para vaade- dilmişti. Benim gibi fakir bir kadın bu parayı reddedemezdi. Kont Adolar, hiddetle cevap verdi: — Beş on kuruş için bir hayatın mah yına sebep olduğunu utanmadan itiraf ediyorsun ha.. Söyle bakalım. o Busişe seni sevkeden kim? Ad: nedir? İhtiyar acuze gülerek: —Ciddi mi söylüyorsunuz kont, de- di. Bu adı siz de benim kadar © bilirsi- niz. Beni bu işe sevkeden mahlük sizin canımıza da kösdetmişti, — Bunu nereden biliyorsun? — İhtiyar Sosel her şeyi bilir. Bilme- se bile kesfeder. — Peki diyelim ki Düşes Vera beni öldürmek istedi. Fakat sen buraya niçin geldin, ne istiyorsun? — Siz Düşes Veraya karşı büyük bir kin ve nefret besliyorsunuz. Buraya bu- nun için geldim. —Anlaşıldı. İşlediğiniz cinayetin mü- kâfatını galiba taksim edemediniz. Bw dim ilin Banı sölördk Afiriim hreallemie Dük Jorj ziyafet masası başında bü- tün sevdiği arkadaşları arasında bulu: nuyordu. Akşamdanberi yemişler, iç mişlerdi. Arkadaşları onun meziyetle- rinden bahsederek nutuklar söylemiş İer, onu elkışlamışlardı. Fakat Dük Jorj bir aralık Kont Adoları hatırladı. Filha- kika © zamana kadar nerede toplansa- lar Kont onun daima siğ tarafında 6 turur, meclisi neşelendirirdi. Dük, kon» tu epey zamandanberi görmediğini ha - tırladı. Ara sıra bu ezki ve çok samimi arkadaşının sıhhatine dair malümat alr- yordu. Kontun yarasının iyileşmesi ü- zerine Helmano civarındaki (o şatosuna çekilmiş olduğunu öğrenmişti. Dük, şimdi onu görmek, eski arka- daşlığını tazelemek istiyordu. Fakat te- reddüt ediyordu. Kendi kendine şöyle düşünüyordu: — Bahçeye indiğim zaman onu vurul müş gördüm. Şüphesiz yeise (düşmüş, kendini öldürmek istemişti. Fakat ar- tık © hâdise kapandı. Şimdi o yanında bulunsam onunla konuşabilirim. Dük, biraz daha düşündükten sonra, bu eski arkadaşmı Oogörmek örzusüna mukavemet edemedi. Ani bir kararla kalktz. Arkadaşlarıma veda ederek ara- basına bindi ve Adoların şatosuna hare- ket etti, Biraz sonra şatoya vardı. Kon- tum uşağı Dük Jorju görünce mümana- a edemedi. Dük doğruca Kont Adola. rın yanma kadar çıktı. Kont (OAdolar Dük Jorju karşısında görünce (hayret ei. Dük ziyaretinin sebebini şöyle izah etti: — Bu vâkitsiz ziyaretimde — dolayı beni affedin kont. Fakat siri görmek ar zusunu yenemedim. Sen benim eski dos tumsun. Herhalde sen de beni görmek istiyeceksindir. Bunlar elimliedikten anmfa Dilimize çeviren: A.E, Sularını kana kana içtikten sonra taarruza geçtiler. Wardın adamları bu seldırışi .durdurmağa kâfi değildi Hü- cum Üç“yandan geldi. Türkler bizim | çocukları kaşla göz arasında #ilip i pürüverdiler. Bu da Ogratinada ol Bundan sonra sis açıldı ve Ka ! garnizonu hapı yuttu. Bir Türk tayyaresi uçarak gerid topçuların ateşini tanzim etti. Mer: Jer ordugühla at tavlalarmı hallaç muğu gibi darma dağın etti. At keşla göz arasmda parça parfe ol lar. "Türkler her iki yerde de muhareh kollarını sallaya, sallaya kazandıl. İki karakolumuzu böylece çiğne geçtikten sonra su yolu ile demiryc nun başlarını ele geçirmeğe hazırör' İşte Türkler böylece, benim - harp uzak bırakıldığım için asâbiyetten murdanarak oturduğum Duedir nok sma dayandılar, Duedir belki de 200 metre umur ğunda 75 metre genişliğinde bir va dır. Burası mühimdi. Çünkü demir Yunun sağ cenahını himaye ediyor Türkler bu cenahı çevirecek olurla demiryolu ellerine geçerdi. Bura tastamam 150 piyade neferi, anı dize kadar yükselen siperler içi müdafaa ediyordu. Katyadaki muharebeye dair hiç sey bilmiyorduk, fakat bir nöbetçi bahm sast dördüne doğru omuzlar dan sarsarak: — Yüzbaşı Roberts sizi hemen gi GÜZEL PRENSES 73 di görmek istiyor, dedi. lr lini uzattr. Fakat kont Adölar mütered- dit görünüyordu. Bunun ürerine Dük: — Elini bana vermek İstemiyorsun öyle mi? Aramizda geçen hâdiseyi unut Fakat ben bunu çoktan unuttum. Çünkü sizi severim. Benim bu işte hiçbir o kabahatim yok, Siz benim yatak odama girdiniz. Ve ev- lendiğim gece hislerinite mağlüp olarak karıma taartlızda bulundunuz. . Bütün bunlar geçti. Ben sizi affettim. Düşes Vera bile affetti! Adolar, kaşlarını çatarak cevap ver- di; — Ben artık senin dostum (değilim. Jori. ben seni kardeşim gibi severim. Hâlâ da sev'yorum. Fakat siz zevceniz Te yaşadıkça aramızda hiçbir münasebet olamaz. — Niçin? — Buna açıkça cevap vereyim: Bir fahişe ile bir arada Yaşayan bir adama ben döst diyemem! Dük Jorj. boğuk bir feryat çıkardı. Birdenbire üzerindeki mantoyu yere & tarak elini kılıcının kapzasma götürdü. Sonra hiddetle haykırdı: — Adolar, karım hakkında kullan- dığınız bu kelime için sizden Oo tarziye istiyorum. Yoksa bunu kan temizler. Adolar da hiddetlermişti, Arkadaşına göğsünü açarak: — işte göğsüm. Cesaretiniz varsa kalbimi kılıcımızla o parçalâymız. Beni öldürecek olursanız başınızın üzerinde dolaşan bir tehlikeyi size haber vermek istiyen bir ağzı kapamış olursunuz. Fa. kat bütün bildiklerimi size söylemenin henüz vakti gelmedi.Bu gibi işlerde sağ lam deliller olmadıkça bir dostun bile dostuna itimat etmemesi Tâztmgeldiğini Ni mamış olabilirsiniz. sil Derim ver