Zam iazün: li, G. Dilimize çeviren: H.M. Lİ Kızıl denizin kilidi Adende Deve üzerinde uyku Adende bir söz vardır ki o oranın halini pek iyi anlatır: o “Sabahleyin göplerinizi kapıdan dışarı atınız, kur. vetli bir rüzgâr çıkar ve bütün o çüp Teri tekrar pencereden içeri sokar, Bu vaziyette biz muhafız kıtaların dan olanlar, vakit vakit bir kum fırtr. pasına tutuldukça hatta güzel günler. de bile toz altımda, sıcak içinde yaşa- mak yüzünden, saatleri haftaları, ar. Tarı sayarak Adenden ayrılacağımız günü ne kadar beklemiş olsak yeridir Birçok akşamlar güneşin beteşin'| seyrederken, mezuniyet (seyahatine; çıktığımızı tasavvur ederiz. Sanki biri kayıkla babacan bir gemiye geçmisiz. dir. Somali sahiline posta ve eşyü ta- gıyan bir gemiye,. Güvertedeyiz., Ge. mi harekete başladı, Somalililer uzun bir dizi halinde, geminin o hareketine göre mümkün olduğu kadar Mekkeye dönerek akşam namazına durmuşlar.) dır. Ve güverte üzerinde egilip kak kıyorlar. Derken, içeri Ilmanın kıyısından ayrılırken 3kşanın (geldiğini haber veren boruların çalmdığını tahayyül ederiz. Az sonra güneşin battığını b'1 diren toplarm Fransiz ve İngiliz ka botlarmdan atıldığını kurarız. Sonra bu rüyadan birdenbire ayı. larak akşam serinliği içinde Adenin çarpan nabzinı duyarız. İşçiler şarkılar (o söyliyerek dön- mektedir. Uzun, sırım gibi Somali. liler bembeyaz dişlerini göstererek bi. Tiber <kalasır, süliefirler le hudil sırt 14 GÜZEL yordu. ALE, Lee —1— Guatemalayı Kışı mayıs ayında başlıyan bu mem- aursçeye çeviren; A, E. gezelim leketin devlet merkeziyle eski Hintli köyleri arasında büyük bir tezad var Guntemala'nm pasifik Gkyanusu-| na kapısı olan San Joze'nin bir mar kadar açıklarmdaydık. Gemimiz da! galarla yukarıya çıkıp, aşağıya düşü. İ Genç bir güverte rabiti bana: dikleri deve kuşu tüyleri dolu çaval.| larla gözünüzün önünden - geçer. Ve| siyah alpak eeketli, Avrupai pantalon ve ayakkabılı Parsi tacirler görünür. Nihayet bir dizi yük devesi be. lirir. Her devenin üzerinde ve Arap İ | | İ İ i peleri bulutlarla örtülü birkaç yanar- Ne güzel çocuk arabası Avrupada çocuklar araba değil mı. ! onu öylece gezdirmeltedir. deliksiz bir uykuya dalmıştır. Yalnız en öndeki binici uyanıktır. Ve ona bu. na deverelere yol semser trip Wen ke, ik haykırir... İste Ad PRENSES İ beşiğe'soktalar. ni —SON—i — Sıkı durun yoksa denize düşe. cek$iniz!.. Diye bağırdı. Alir kişi ile birlikte bizi açık bir Vince bağlı ip şid. detli bir sarsıntı le (gerilerek beşiği yukarıya çekti, Bir saniye sonra ha. vanm ortasında sallanıyorduk. Bir müddet (böyle asılı akldık Keskin bir düdük sesiyle sapan inme- ğe başladı ve bizi güvertesi odümdüz bir mavnanın üstüne indirdi. Burada insanları vapurdan koyunları indir. dikleri dört köşe osandıklar içinde vinç ve Sâpanla boşaltıyorlar. Boyu. na dalgalanan bir (denizde, bundan daha kölay ve emniyetli bir tahliye vasıtası olamaz. Salmeaktan daha şiddetli bir su- rette sallanan mavnamızı, bir rümor. kör, denize doğru uzanmış, çelikten ve gayet uzun bir iskeleye çekti. Tepeleri beyaz köpüklü kocaman dalgalarm, Palmiye ağaçlariyle sü: lü sahile çarptıklarını görüyorduk. Kı yığa tozlu deniz rüzgirlarınn sarar #vp soldurduğu ve çatıları galvanizle örtülü binalar yığm halinde görünü. yor. Uzakta mavi birer gölge gibi te. Zağı var ve Guatemala'nın esrarengiz dağları ufuklarda kayboluyor. Gürültülü bir sarsıntı ile mavna mız çelik ikselenin paslı demirlerine yanaştı. Çelikten kancalar, mavna. nm İskeleye çarparak parçalanmasına mâni oluyor. Burunda da yolcular va- purdan indikleri gibi kuraya havat'bir hat vası e çıkarılmaktadır. Etra ——— Bu hava arabasında herkes ortada, duğu günlerde Du havai yolculuk olduğ: kanın Pasif nüz ii SAN JOZEDE HAVAJ HATLA KARAYA ÇIKILIR âireğe sarılır. Deniz çok dagi pek heyecan verir. İyi k vapurların pek wsaklarda demirlediği orta rında böyle vasıtalara lizum vardır. Karada gö görülmeltedi. GUATEMALA'NIN ARKA San Jöze Adeta uykudan he üyan | KAPISI GÜZEL Dük Jorj, çok hiddetlenmişti: — Bu hareketinizi (iki suretle izah emek mümkündür. Ya siz bir delisiniz ki, bu ihtimal bence daha galiptir. Yal- hut sizi kandırmışlar... — Bân deli değilim. Sen herhalde namussuz bir kadının ölinde oyuncak- gm., Öyle bir omahlük ki kadın değil Engerek yılanı... Dük Jorj, daha fazla tahammül ede- medi, haykırdı: — İspat et, bütün bunlar ne demek? Adolar, birden bütün bildiklerini ar kadaşına anlatmak istedi. Sonra, onun yeisle karısını öldürerek “felâkete sü- rüklenmesi ihtimalini düşündü. Bunun için dostunu şimdilik idare (Oetmek ve sonra birçok deliller (toplayarak işin mahiyetini ona yavaş yavaş anlatmak daha muvafık olacaktı. Jorj, isteğini tekrar etti: Mert bulunmazlar — Bana söz di isbat lâzım.. olanlar böyle alarda Eğer $ diklerini isbat Oo edemezsen karıma iftirada bulunmu$ olduğun için târziye vetmelisin. Adolar, doğrularak sükünetle cevap verdi: — Ona tarziye vermek mi? (İşte bu kabil değil... Onun bütün iğrenç mahi- yetinin meydana çıkacağı (zaman pek uzak değildir. Dük, ısrar etti: — Adolar, bu söylediklerin manasız- Gir. Sen zevcemi tahkir ettin, (benim de şerelime taarruz ettin. Bunun işin ikimiz yanyana yaşıyamayız. Sana bir kere daha soruyorum: Söyliyecek mi- sin? — Vakti geldiği zaman söyliyeceğim. — O halde ikimizden birinin ortadan kalkması lâzımdır. Bunun için de ölüm- den evvel bir çare var: İkimiz ayni memlekette bulunmamalıyız. Bir zaman lar karşıkklı geçip şatranç (o oynadık. hatırlıyor musun? İşte bu akşamda bir parti şatranç oynarız. Fakat bu ak- şamki oyunumuz bazı şartlarla olacak. Kim kaybederse üç gün içinde bu mem leketten çıkıp gic idecek ve başka bir isim kelmi iylee anlı- : Partiyi kaybeden ismini almak bir daha galip gelene gö - İ eşyamı hazır - i terkedeceksin. Dün tarafa çekilip (orada yerde on sene ya- âdet zarfmda kendir n göstermiyeceksin.. — Nasıl, bu kayboluş on sene mi sli- recek? — Evet, on sene! — Peki öyle olsun. Mağlüp olan kayatından on *ene kaybedecek (Ode melktir. Sen mağlüp olursan ben yalnız sefil kadından uzik (o bulunasağın için vineceğim. İşte şatrânç tahtası hay- di başlayal;m. Karşılıklı masanın başma geçip otur- dular, Bs teklikeli bir oyundu. Mağltp olan nazarında kıymetli olan her şeyini memleketini, hattâ karısın veya sevgi” lisini bile terkedip kendi Okendini on sene nefyedecekti. Könt Adolar, elini başıma dayayarak şatranç tâhtasına baktı, Bu sırada Hel de Yakomirin evinde gördü ğü genç kızım hayali gözünün o önüne geldi. Annanm bir eşi olan bu hayali, mağlüp olduğu takdirde bir daha göre miyecekti Dük, taşları düzelterek: — Mağlüp olan bu memleketten giz“ Nice çikacak ve gittiğini — kiraseye du yurmıyacaktır. Bundan başka atamız- iski bu kararı da kimseye söylemiyeçe ğine dair namusu Üzerine söz vörecek İyi değil mi? Oyuna başladılar. Dük Jo:j bir pul kaybetti, Ürperdi. Fakat kendini gabuk| topladı. Oyun devam ediyo Kont Adolar, hem oynuyor, hem düşünüyor» du: Dük Jorj mağlüp olur da ortadan kaybolorsa Vera yalnız kalacaktı. Bo takdirde ondan intikam almak daha ko- laylagacaktı.Halbuki oyun esnasında baş ka şeyler düşünmek hiç doğru değildi Kont Adolar, birden, kendisine An- yella ismini veren Yakomirlerin evinde ki kızın kendisinin yanında fazla mamal için gösterdiği telâşı hatırladı Zihninde bir şimşek çaktı. Sakın bu An na olmasın. Bunu herhalde Oanlamak istiyecekti. Kont bunu düşünmeğe baş İayınca zihni karıştı, taşları gelişi güzel oynamağa başladı ve biraz sonra da ta- bii olarak oyunu kaybetti, Dük Jorj sevinçle yerinden fırladı: — Partiyi (kaybettiniz kont. diye haykırdı. Kont Adalar, bu ikaz üzerine yenil vurulmuşa Dük Jorj. son vaziyeti izah etti; — Ben kazandım, Seri şimdi ne yapa” cağını biliyorsun. Kararımızı mağa Mizum yok değil dar bu memlektten çıkıp gitmeğe mec- bursun. On sene bana ve ikimizin de tarıdığı adamlara görünmiyeceksin. Bu tekrarla» suretle karımı senin kininden muhafaza İ kak Üç güne ka-! fı yelken bezi ile çevrilmiş çubuklardan yapılmış yuvarlak bir tekne içine aldığı sekizer yolcuyu ha. vadan karaya götürüyor. PRENSES | binalar San Toze Hmanıdır. Daha arkada da sönmilş volkan ve demir, mak İstemiyen küçücük bir Guatemala'nın bu arka kapı uğradıkça biraz harekete gelif" da ekmek meyvesi veren uzuf rın serin gölgelerinde gene W” dalar, , 15 — etmiş olacağım. Bir daha kendisine rast ı için kıskançlığın da ge çer. İtiraf et Kont, seni bu türlü bare“ kete sevkeden kıskarçlıktı değil mi-? Kant Adolar, düşünceli bir (tavırla cevap verdi: gelemi —Hayır, Dük. Ben senin karını se vecek kadar namert değilim. Böyle bir şey hatır ve hayalinden bile geçmez. Onün için kalbimde zerre (Okadar mu- habbet namına bir şey yok. Sadece ho- şuma gitmekten bile çok uzak. Bilâkis ondan nefret ediyorum. -— O halde bu hareketlerinin sebebi” ? anlamak çok müşkül. Artık ben de yorum. Ön sene sonra bu bareket- » olarak dönersen (oşene olar, biran ber şeyi söylemek * gene arkadaşının karısını rek başmı bir belâya sokmasından korktuğu bundan vazgeçti. Şöyle cevap verdi: — Doğrusu buna diyecek yok.. Z8* rarı yok, ben gidiyorum. Fakat sen dö kıymetsiz bir kadın için eski bir dos turu kaybetmiş olacaksın. Badema be nim için vatan oyok. Her şeye katla" nım. Fakat intikam almağı © geriy9 berakmak mecburiyetinde kaldığımdan İ çok ıstırap çekeceğim. Fakat intikam a'mak arzusu ölünceye (okadar devam edecektir. Şimdi söyliyemediğim şey” leri günün birinde sana söyliyeceğims ün, mutlaka gelecektir. bu karlnı kendi elinle evinden delede Dük Jorj mantosunu giydi. —- Sen delisin kont. Bana hâlâ nelef söylüyorsun? Fakat benim bu işte bİF