3 Kasım 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4

3 Kasım 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Japonyada dosipa gezintiler Yazan; Japon ş John Patrick şikâyet ediyordu: “Amerika üniversitele- Dilimize çeviren: H.M. rile iflihar edebilir, fakai haydutlaiile utanması lâzım gelir, diyordu a yada karabataklarla balık avr.. m yulamazlar. Sahiplerine vermeye İri ve enerjik bir adam olan müs. yö Batchelor ile beraber yediğim bir kahvaltıdan çok zevk aldım. Bu adam her sabah erkenden kalkmaktadır. Be raberinde İngilterede okuttuğu ve AZ| sulara mensup bir manevi kızı vardır.) Kendisinin pek sevdiği Ainular hak. banda bana hayli malümat verdi. Bu halkı çek (seviyor, ver “Beviyorum.| Ar CA Yin Ke farkları vok, Bana Ainu dilinde yazılmış kitap İar ve lügatler gösterdi. Bir dil ki kendisinden başka bütün Ayrupalıla ya meçhul. İngiliz misyoneri bletlerimi de Ziştirmeme yardım etti. Çünkü bana satılan bilet Ainuların uzak hir köyü, ne idi, Halbuki civardaki Şiraoi köyü pek â'4 isimi görebilirdi. Sapporo ve Şirnoi arasmda as- keri bir şehirde aktarma yaptık. Ora. da inzibat memurları beni güzel bir sorguya çektiler. Fakat ben dedikle | rini pek anlıyamıyorum. Bereket ver- sin Taponyanm büyük çelik fabrikala rından birinin genel direktörü imda. dıma yetişti. Bu adamm bütün eşya-| 8t bir mendille bağlanmış olan granit bir el tası idi. O da Siraoiye doğru) gidiyordu. AMERİKAYI BİR JAPONUN TENKİDİ Beraber yolculuk ettik. Amerika. dan bahsettik, Çünkü gençliğinde o. rada diplomatik ateşe vazifesini gör müş.. Japonlar esasen kısa boyludur. Fakat bu zat daha kısa idi, Ve bu ku salığı ile lâtife ediyordu. Ben bir kom.| piliman olsun diye, Napolyonun da kısa boylu olduğunu söyledim. İyi malâmat sahibi hir japon sr fatiyle Amerikanın o üniversiteleriyle iftihar edebileceğini, ve fakat hav.| dutlariyle utanmas' lâzım o geldiğir! Karabataklar o boyunlarındaki söylüyordu. Japon O imparatorunun ülâhiyetine samimiyetle kaniydi. En aşağı elli sene içinde Japon yanın, Japon zekâsma lâyik mevkti alabileceğini anlatıyordu: (“Birçok şeylerde henüz kâfi derecede İlerle. miş değiliz. Daha öğrenmek ihtiyacın- dayız.,, dedi, lerinin gebmakliliii ayı kafalariyle süslenmiştir. Sakallr ve noel babaya benziyen Ainular, ayı etini hâlâ sever. ler. Ve evlerinin ardında büyük ka- fesler içinde ayı beslerler. Ancak, bu gün eli daha gevrek bir hale getirmek için ayı döğmemektedirler. Dudaklarma kısmen dövme yap". mış kadınlar nişanlı demektirler, Ve alelâcaip şekilde bütün dudakları meli kadinların ise, bu manzarası, evli olduklarına işarettir. Noborlbetsn mevkiinde Japon fa» rikatöründen ayrıldık. - Ve orada Uç saat kadar tren bekledikten ve civa” mektebinden gelen çocuklarla sohbet eltikin sonra iyi intiba (o bırakmış bir sefir gibi, aynen ona gösterilen mera, simle oradan ayrıldım. KOMAGATAKE YANAR DAĞI Ertesi sabah beşte Onuma gölüne gelmiştim. Bu gölde de adalar var. Kenarında (o hâlâ yanan Konagatak; volkanı bulunuyor. Bu yanardağ 3740 kadem irtifada olmakla beraber, tam suyun seviyesinden itibaren yük. seldiği için daha yüksek görünüyor, Son seneler içinde mütenddit defalar indifa etmiştir. Hatta bir defa 17 mil ötedeki Hokkaido şehrini yakmak tehlikesini göstermişse de birden mü. sait bir rüzgâr çıkmış ve kızg'n külle. ri hiç birzarar getirmeden Uçlura körfezine doğru uçurmuştur. | ettiğim bir yolcu kement yüzünden yakaladıkları balıkla mecburdurlar. JAPONYADA ZIRAAT Japonyanın dağları, bu memleke- tin münbit volkanik toprağının yedi de altısmı ekilemiyecek bir hale koy. maktadır. Bunun için, toprağa teşne japonlar, birçok volkanların daha ak çak tepelerini zeretmeğe başlamışlar. dır. Hele cenup kısımlarında bazı ja. pohlar tüten; gürüldiyen Asosan dar gımın harici krateri içinde yaşamak. tadirler, Komagatake volkanı eskiden daha yüksekmiş, Tarihten önceki bir devir. de tepesi uçmuş ve bir yanı sivri kule gibi kalmıştır. Birdenbire yağan şiddetli hir yağ. mur, sıcak kayaların üzerine döküle, rek kalın ve sülfürlü bir sis-tabakax: hasıl oldu. O kadarki etrafı göremez bir hale geldik. Ve altt saat kayadan bir saçak altında bekledik. Tesadüf ile, müşterek bir mevzu üzerinde konuşmaksızın vakit vakit lâf ediyorduk. JAPONYANIN SAHİL ŞEHİR- LERİNE DOĞRU Oradan Japon denizi üzerindeki Akita'ya doğru giderken manzaranm yeniden değiştiğini gördüm. Şehir ev- leri ateşe mukavim kiremitlerle kaplı iken, köylerdeki ekseriyetle (saman örtülüdür. Japon denizi boyundaki evler da.| ha sağlam bina edilmiş. Sahil boyunca birçok şehirler ge çerek ve her birinde birer purça dura, rak Amanohaşidate'ye geldim ki, bura da “Japonyanın semavi köprüsü, bu. lunuyor. Ananenin kabul ettiğine gö- re Allahın ilk Oğlunun arza inmesine! bu köprü yardım etmiş. BİR SOHBET MERAKLISI Bir ara, kırk sene evvel İngilizce okumuş yaşlıca bir adam trende hans 8 İkinciteşrin — 1938 | Küçük sanatlarda Sonu gelmiyen bir Evlerde yapılan! çorap işidir Bunlar ya piyasanın istediğifi yapmaya yahutta pılıyı pırt! toplamaya mecburdurlar Geçen yazımızda, ev sanayiinden bahsederken, evlerde harcâlem mal ların da yapıldığmı yazmıştık. Büyük fabrikaların yanıbaşında, elle yapıl - dığı için, güzellikleri ve birtakım hu- susiyetleri ifade eden mamulâtın yaşı- İ yacağına şüphe yoktur. Eğer bu gib | küçük sanatlarla uğraşanlarda bir teşkilât sayesinde, himaye görecek o- Turlarsa, el sanayli için, ortada endişe| edilecek hiçbir sey kalmaz. Acaba, evlerdeki çorapçılığı, ve tri kotaj #anayiini himaye etmek kabi! olabilir mi? Kapalr çarşıya girerken, sağdaki kü- çük dükkânlarda, evlerde dokunan çoraplar satılmaktadır. Bunlar mas - raflarını o kadar kıstıkları halde ge ne fabrikaların çıkardıkları çoraplara rekabet edemiyorlar. Birkaç sene evvel, bu gibi çorapçı dükkânları ç Fakat birkaç çorap fabrikası, bu dük-| kânların sayısını ikiye tndirmişti r. Mevcut dükkânların biri de pek kü çüktür, Dükkân kirası ayda on lira bi le değildir. Bu küçük dükkânda elek- trik cereyanı bile yoktur. icinde gaz lâmbası yanmaktadır. Çırak masrafı- na ihtiyaç kalmamıştır. Çünkü bu kü- çük dükkân da karı kocanm çalışma- sma kâfidir. Çoraplar evde dokunmak tadır. Bu küçük dükkân da satış yeri vazifesini görmektedir. Bu kadar t&- Sarruf içinde İdare edilen bu işte ge ne hayır yoktur. Neden? Alt tarafımı da dükkân sahibinin ağzından dinli- yoruz; — Çoraplarımız, fabrikalara reka- bet edemiyor. Sebebi fiat meselesidir. | Bizim yaptığımız çoraplar 50 kuruş| tur. Halbuki dükkânlarda - 20 kuruşu kadar ucuz çorap satılıyor. Fakat bu çorapları iki defadan fazla giymeye Sehzadebaşmde #olmıstı. meyva ve yaprak cigarası ikram etdi, Bu adam evvelâ enteresandı. Fakat Skae adı verilen yerli içkiden iki şişe alıp, — ben alışkın olmadığım için — ikizini da kendi-içtikten sonra dostiu. ğu fazla neşeli bir hal aldı. beti tahammül edilemiyecek derecede arttı, Mümkün olduğu kadar ihtiyatkâr bir lisanla kendisine imada bulundum. Bunu anlar anlamaz, ceza görmüş gi. bi derhal yanımdan ayrıldı. Doğrusu pek zalimce davrandığımı o hissettim. Sonra beni azarlar gibi gözlerle süz- meğe başladı. Fakat hiç yanma gel. İ medi, ! Desenleri pek şik değildir. F Ve muhah/$# (Devamı var) hizm sanmasın imkân yoktur. Hemen delinir, fakat kime anlatırsın... Herkef bildiği halde, 25 » 30 kuruşluk © ların desenine, rengine ald bunları satınalır, bizim çorap fabrika çoraplarmdan: biraz Xi dayanır. Fiat itibariyle de biras vardır, böyle olduğu halde sal&ij ruz, Masmafib, bu semtlerde sattığımız kadm çoraplarıdır. aileler, bizim kadm çöl mızı tercih ederler. Fakat bü müşterilerimizin de miktarı a tadır. Çünkü moda cereyanlari”4 fakir aileler bile karışmaktadı8 çorap giymek daha ziyade tai «derse, biz de dükkânımızı kap Bu dükkân sahibi ile daha dertleşmekte bir fayda yoktu. " el makineleriyle yapılan kalm © rı da himaye edilmelidir, diye © bir mesele koymak imkânsızdı. £ bi küçük dükkânlar himaye diye herkese kalım çorap giydi kabil öeğildir. Sanayi ve tie bının en büyük vazifesi, moda © larma ve piyasa taleplerine gör yetiştirmektir. Piyasa neyi v onü yapmak lâzımdır. Piyasa ri harleinde mal yapmakta rısr9sf© nin hiçbir manasi yoktur. Netice itibariyle şunu a 0 çorap sanayli küçük dükkân işi © tan çıkarak fabrika işi haline & tir. Ve bu fabrikaların yanıbsiiğ evlerde modaya uygun olmıysi / ve trikotaj oşyası dokumak sofi miyen bir iştir. Kadıköy Ikinci aw Keierk ğinden: * Ölen ve terekesine el konan Alinin Kadıköyünde Osmanaği ittisalinde Özerlik sokağında 5 k evdeki menkul eşyası 13—İ cuma günü saat 14 de sata olunür. i “Haşmetli VALS Henri Garat - Rene Sen Sf Cidden haşmetli Büyük Fransız opereİ Türk Sine-| Gi masında Güzel filmin bitmesine 8 gün kald! Istifade ediniz KALLI ENTE Dolores derRo TORIKsSın “Istanbul Komutanlığından: , / Çorluda yapılmakta olan hastane inşaatma nezaret etmek ve ı inşaat şubesinde inşaat işi için çalışmak üzere ayda (200) lira raiti kanuniyeyi haiz ve mesleğinde ihtisas sahibi ve bilhassa b işlerini bilir bir mimar veya mühendise ihtiyaç vardır. Bu gibilerin komutanlık ikinci şubesine müracaatları ilân olunur: NİHAYET GELDİM. DE? SENMİSİN BURAYA NE içim GELDİN Afrikada KAŞ peşinde KAÇDIM < BENİM BURAP, e MÜKİDEN) APTAL..SEM MİKİ) | NİN KiM OLDUĞU” NU BİLMİYOR: K 5 SENİ ÇAL? PLANLAR içi KİB e ci vE di) TN) ğin ün me

Bu sayıdan diğer sayfalar: