Ikinci sarsıntı le dama 7 Alman gazeteleri ayniy- a ie Yâzmışlar, Bir dostum ba- katmadan, Pen de üzerine hiç bir şey kar hikâye haline getirdim. Fa. de del bir töman mevzut şeklin “ kadar cazip, bakını-! .. den Büvyerağa, me — şhur zengin asiller- z ml büyük bir ziyafet ve- fa, i an son gelen misa- i#mini bildirai, E b, Ven yy De Von Wildendort... Prens e MET koça, a Vekile, Siğinde Sişaayi o &ydmlatılmış © belirdikleri vakit da. ? S€Zat halinde bir adayı manzarayla Niş Ştalar,.. eek beşlik bir erkek o- 28, NE dörece asil tavırie ise, t kadın olan Prerises de « dere- Adeta köylür... Yüzü - deri, çi kav TSİ, güneş altinda, rüzgârda Bibi kırışmış... Hareketlerine, hel, böy Öyde yaşamış insanların — Tnan, b Metasimli bir yere girdikleri Mmiy, Ni belli eden — aykırılığı vE Şi, Akat ne de olsa Prenses... Onun )- Baran asilzade muhitinin insanları, te Sn Wildendorfa kocasının ha- Mei ç, dilesinin mevkiine lâyik hür Ye, sterdi. Gösterdi ama, Yemek rkeğiye konüşurken de herkes şunu Dek du: Bu kadının ilk terbiyesi Mbbiyelerı »- Diğer Prensesler givi, mü ley büyümemiş olduğu hemev Wa, z Mite, dorflar “edi ki di i yp Pöbacain rönceramnı bilir şişi Ay. Macerayi BA kadının, ki aybile, bir de öle ME vardı» Herkes, merak ede dö; ÜR çak kesildi. Ev sahibi, ar. gittikten sonra, Kon a Mam hârpte, Prens Hans Vor 4” düş, Rs cephesindeydi.. Orada Nİ ayi, düşman ordunun da Ükin ye, İmar işlerinde kullanmak iy slar, kendi ihtiyaçları için fazla adamı el; hem bunların İaşesin - Mile bem de erkeksiz kalan Trim Aşıcı kudret vermek Üzere Ty Üseradan alıp tarlasında *tileç © çalişteremi, diye ctratz ilân Bimatı Tün Map, yi havalisinde otu Ar ve fakat Çarlık tebası iy Miş bir çiftçi ile kerr Rena a" G tine, karargâha baş vur- i, Mag en erkeğe muhtaçtılar. Çi Sv, Yarın üç oğlu eğer la Ki ephey: Biti e ârür o bataklıklarında şti, © askeri dehasına kurbav anladı. Orada, alil neferlerden baş Ma kalmamış Diğer köylüler, ki Kiz, * PAYlaşmış bulunuyoelardı. düğü Gi tları gözden geçirir - ln begi hayli titriyen ve soluk a karen başka bir fade ğu, E*ncin önünde durduz Gn baba... Erna, babasına dedi ki: Seviyorum, fakat o gibi cephede öt aldım. Artık evlenmeri ğ de mahvolmasını is #ebeple, Hans'a vara £ fi 3 5 < 8 ila “İL? bildiğin gibi yap. du, DADA a aye erdi; Ratör Yapı ana devletleri doğ i May, üç Mle.. Bu izdivac bir! Setuk da dünyaya gel. di. İhtiyar baba da, çok geçmeden öl dü.. Sarsak Hans'la Erna, köylülerin yeknesak, muttarid hayatlarmı yaşayıp duruyorlardı... Günün birinde, pek çok yağmur lar yağdı, fırtınalar çıkt. — Çiftlikte oturdukları eyin damından birkaç kiri. mit uçtuğu için, Erna, kocasına: — Hans! - dedi. - Haydi, damı aktar bakalım... Sarsak adam, elleri ayakları betmu- tat titriyerek, merdivene tutuna tutu& saçaklara doğru tırmanırken, ansızın, her nasılsa kaydı ve baş Üstü, yere dü - tü. Evvelâ, öldüğtnt sandılar. Ve ağ laşarak yanma toplandılar. Pek fazla konuşmamasma ve hayli ahmak olması na rağmen iyi adamdı doğrusu. Her kes, bu kayıba acıyordu. Fakat çok geçmeden anladılar ki, Hans,her ne k3. dar başından ağır surette yaralanmışs. da henüz ölmemiş, sads bayılmıştır. Erna, onu bir saman arabasrna koy- du. ©. .Jali kasabanm hastahanele- rinden birine götürdü. Üçüncü mevki bir odaya yatırdı. Bir haftalık parasın; da peşin verdi. Tabiatiyle, bu «damın da kocası olduğunu bildirdi. o Doktorlar, has tanm pek ağır vaziyette olduğunu, kafa taşının kırıldığını, fakat nazik bir ame. liyatla ve allahın yardımiyle, belki de kurtulacağını söylediler. Ertesi ve daha erteci haftalar, Frna, kocasını ziyaret etti ve baygınlık halinir geçmemiş olduğunu gördü. Genç dek. torlardan biri? — Önümüzdeki hafta, © müsbet menfi bir netice alacağınız muhakkak: tırl « diyerek, kurtulma ümidinin hâlâ mevcut bulunduğunu, köylü kadına an- Jattı. Bünye sağlammuış... Mucize kendini gösterdi. Karısının köye döndüğü ak şam, Sarsak Hans gözlerini açarak, has- tahaneye hayretle baktı! Fakat, kendisi- ni tanıyan köylüler şayet yanında Olsa lardı, onların hayretleri daha büyük ola caktı.. Zira, Erna'nın kocası bambaşka bir hal almış... Belki mutatdan zayıf ve solgun... Fakat her zaman olduğu gibi elleri ayakları titremiyor.. Hele yüzün de o aptal ifadeden eser kalmamış. İlk sözü; — Neredeyim?.. Buraya nasıl gel dim?... » diye sormak oldu. — Burası, Litvanya devlet bestaha nesidir., Karınız tarafından tedavi için getirildiniz.. — Litvanya devleti de nasıl söz - müş?.. Benimle alay me ediyorsunuz? Ben evli değilim. Evvelâ, Hans'ın çıldırdığına hük - medilmiş.. Fakat etrafma toplanan dok- torlar, onun hiç de cinnet alâmeti göz. termediğini anlamakta güçlük çekme mişler.. Meğer, cephedeki sadme, kafa- sında nasıl bir bozukluk husule getirmiş se, ikinci sarsıntı da, öylece aklını şmâ getirmiş. Şimdi, gayet fasih bik münevver Almancaşiyle ve asılzadelere mahsus hateketlerle konuşan İlanş di yor ki: — Ben, Saksonyalı Prens Hans Von Wildendorf'um., Cepheye sevkedilmin tim.. Muharebeye girdiğimi, topçu at$- ine maruz kaldığımızı hatıriryorum. Ötesini bilmiyorum... — Bu hadise, kaç senesinde oldu? — 1916 da... — Peki, şimdi, 19342. 18 senelik tarihi, kısaca, adamcs ğiza anlatmışlar... Şaşa kalmış. — Sizi buraya getiren kadını tanı muyor musunuz?., Adı Erna imiş. Birdenbire, aklına gelmiş gibi; — Ha... Erna... Bir köy... Bir çift lik... Çocuklar, Öküzler, kâzlar... Rü- ya gibi bazı şeyler hatırlıyorum. Fakat asıl hayatım Saksonya'dadır.. Bir telgraf çekin aileme... Telgrafı çekmişler. Wildendorf a- ilesi, Hans'ın hayatta olduğunu öğreni; öğrenmez, on iki saa! içinde, tayyart ile gelmiş ve oğullarınıc boynuna sarıl mışlar ve bu buluşma cidden, herkesin l HABER —— Akşam postası | Tenten amca hırsız mı gözlerini yaşartan bir hadise olmuş.. Artık, Erna'yı ve köy rilyasmı kim düşünür?... Doğru Saksonyaya,.. Onlar, aile muhakbetine dala duç. sun, diğer taraftan, biçare Erna, kocâ- sınm havadisini almak üzere, hasatı haneye heyecan içinde gelir... Bir de öğrensin! Sarsak Hans Almanyayı boy. lamış,.. Evvelâ şaşırır, ağlar, sonra, köylü kadınlarının kocâlarma kars hissettikleri (sadakatle, Vol parasını te. darik ederek düşer kocasının peşine, Saksonya'da , bir şatonun aolun-i da karşılaşırlar. Fakat, ikisi de hay sette: Hans, bu kadın! tanıyor. Hem de iyi tanıyor. Fakat kim bu?. Erna da bu erkeği biliyor. Fakat, nasil ölmuş da elleri, syaklari titremi. yor ve gözleri bambaşka bir ifade ile zeki ve nafiz bakıyor. Sanki bundan bu ruh çıkmış, yerine başka bir ruhi gelmiş... Aile, evvelâ, böyle bir izdivacı mef-! suh saymak istedi. Lâkin, Hans, ço: cuklarını gördü., Pırlarta gibi eylâtlar.. Bunlarla kendi arasındaki benzerlik 4e| EN # GALA TARİK Valde Sultan perde Baka Puşa, ak sakal değil tedbir Kizlar ağası Süleyman ağa, sar. rıâzam Siyavuş paaşnın azledilmesir istiyordu, Siyavuş paşa birgün Emir paşayı hapsettirerek malını mü. sadere etmek istedi, Kızlar ağası, sad- râzama bundan vaz geçmesini bildir. di Siyavuş paşa: — Bu nasıl sadarettir ki ben bir Arabın mağlüp ve mahküm olayim. diye isyan etti, obağırıp çağırmağı başladı. Fakat, kızlar ağası daha ağır ba. siyotdu. Birçok entrikalar çevirerek buna muvaffak oldu, Hem de müthiş bir intikam almak suretiyle. Sadrıf- zam saraya geldiği vakit Süleyman ağa: — Haydi paşa, dedi. Müddetin bit. bi. Mihri hümayun'u ver... Siyavuş paşa: — Ben mihri senden (değil padi. şahtaa aldım Eğer ki verilmek lâzım sa padişaha veririm.. Cevabını verdi, Süleyman ağa, o anda istediği yi. bi hareket etmek salâhiyetine malikti Zorla mührü aldı ve sadriâzamı hap. settirdi. 1651 yılı 30 ilkteşrin günü, 585 se- ne evvel bügün Siyavuş paşanm yeri doksanlık ihtiyar Gürcü Mehmet ve sadarete Yeni osadrıâzam, ilk iş olarak kendisi gibi ihtiyar ve iktidarsız kar. deşi Cafer paşayı Şam valiliğine ta yin etmek oldu. Halbuki Şam valili ğine boynu yaralı Mehmet paşa talip. ti. Kendisine verilmeyince, sadrıâza mın karşısına gelip ağzına geleni söy. lemeğe başladı. İhtiyar gürcü, fen: halde siddetlenmişti: — Senin başını keserim,, diye boy. nu yaralının üzerine yürüdü. oFâkat boynu yaralı, her şeyi göze almış bu- lunuyordu. — Sen benim başımı kesemezsin Eğer sen halktan utanmış olsaydın, kardeşin gibi bir ahmağı Şam valisi yapmazdın,. diye karşılık verdi. Ceza. sı, İstanbuldan uzaklaştırma oldu. Mehmet paşa, kendisine (rakip gördüğü herkesi ya uzaklaştırışor ve. ya öldürtüyordu. | ... Gürcü Mehmet paşanın azli çek enteresandır. Diranlarda konuşulur ken sadrıâzam sözlerine delil bula maz ve bu vaziyete düşünce, ihtiyarlı. ğındaa ve sakalının devlet hizmetinde ağardığından bahsederdi. Bir gün ge ne sakalından bahsederken perde ar, kasından konuşulanları dinliyen val. de sultan fazla tahammül edemedi: — Bak a, paşa, bak, ak sakal, kara sakal hesapta değil, tedbir ak sakal ile olmaz, akıl ile olur; diye haykırdı, Bu, İhtiyar sadrı4zam için en bö yük darbe idi. Bunu duyanlar divanda! da istedikleri gibi konuşmağa ve iti, razlar yağdırmağa başladılar. herkesin gözüne çarpıyor. Hem ba müddet zarfında aile de Hans da uzun estret senelerinde Erna'nın kendisin: gösterdiği müstesna şefkat ve İtinay. öğrendiler... Onun çok iyi bir ahlâkta olduğunu, ülüğünden başka öir ku- suru olmadığım anladılar. o Bir nikâl daha... İşte, gördüğünüz asil adamın karısı, bu sebeple, Yabasaba... Fakat, öile, şimdi onu, hiç bir hakiki Prenâese müyâsser olmıyacak ds recede başmın Üstünde taşımaktadır. Hans da Erna'yı fevkalâde seviyor dost. tarrm... (Har. — Sür.) defterdar Yazan : Niyazi Ahmet 385 sene evvel bugün Okuma bilmiyen doksanlık ihtiyar Mehmet Paşa Sadrıazam oldu arkasından bağırdı: kara sakal hesapta akal ile olur. l Bir gün yalı köşkünde donanma hakkında divan kurulmuştu. Has oda başı gürcü yaşaya bir hattı hümayun getirdi. Sadrıâzam; — Ben okumak bilmem, Reisi ça- Sırsınlar.. dedi. Reis eline aldı. Dudaklarını buruşturdu, Ve şu cüm. leyi okudu: — Sen ki vezirimsin, mühürümü ve resin . Doksan beş yaşında sadrıizam, okunan hatta inanmadı. bir daha ve birdaha okuttu. Heyecandan tit remeğe (o başlamıştı. Mühürün bağlı bulunduğu gaytanı çözemedi, Has ©. | dabaşı, Mehmet paşayı yanma oturt. tu ve gaytanı çözdü. Sadrıâzam, yut- kunuyor, titriyor ve: — Ben saçımı sakalımı devlet uğ. ruhda ağarttım.. diye kekeliyordu. Satılmayacak eşya, ki- ralanamıyacak ev, apar- tıman yoktur! Ancak yo- Yunu bilmeli; HABER GAZETESINİN, KUÇUK ILANLARI İ Çabuk ve iyi satmak, kiralamak için en emin, en ucuz ve en kolay vasi- tadır. 20 kelimeye kadar beş defasi 100 kuruştur HABER GAZETESİ İstanbulda en çok sati- lan hakiki akşam gazete- sidir. - Mektep Kitabınızı Kolaylıkla almak isterseniz Ankara caddesinde | VAKIT kitap evinden alınız Telelon : 24370 HABER AKŞAM POSTASI (DARE Evi Istanbul Ankars Caddesi Poita kutusu : İstanbel 214 Telgraf adresi ; Istanbul HADER Yâzı işleri telofonu : 23879 igare ve ân 24310 ABONE ŞARTLARI Türkiye Eenabi sa 1400 &r 370066. SG aylık o 739 1250 5 aylık vo » 300 » Suhibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Uş Basıldığı yer (VAKIT) matbaası