30 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

a ka H ğ n j rşi çıkıyorum.. Ha de Ylhııt fena olmasına göre. y h dnmt?"r* yahut sandalla ya- ; hmyü Mobille gidiyorum.. Dün, ım:i;'e hay, Vasıydı: Hem sokaklar hem ni ha Yramı şerefine aydın- 'lllea sö ]“l ilik.. Köprünün üstüne "llıhmy qu bir durarak Halice doğ- Na ç el ehöş bir de mehtap!.. tenvirat! Ne başka manzara.. endılermı Bayet iyi tanıdığı- Über bi CEniz, çocukluktanberi bera- Bün n I'-lglmuz kimseler olur.. Bir Yazi ilerini alıstığınızdan ayrı bir ı! erdir gorur';iıuiız Meselâ, evlen- Etdir. ya Yahut yüksek bir işe gecmiş- !lı üt zenginleşmişlerdir.. Bv ll Büs r. ânla.rı yeni bir manzarada Nİ : özlerinize iİnanamazsınız. ai? pi IHSan bu kadar değişebilir İtmek ım kırk yıllık filânca bu mu? anisım, Onu şimdiye kadar anlaya- T Oüların “ * dersiniz,. Va dala T dürülduğü, sineklerin uy- Plüz b Iğt, fuzuli gürültülerin ke- A Dartim 'llksızlaşan halkın bübik p: he ç:ı:ilıünna yahut yıkık ahşap ev- İt by nadidıği şu saatte de, İstanbu- Üdrm ; T manzarasına bakınca şa- Vi ç uâ_bemek İstanbul böyle de olur &l; Delli şîn İŞSİZ mavnaları, mahiyeti “nı—uy Yan güzel gemiler halinde r' lonq.,ı Kimbilir, belki de Venediğin ha Un öyle lebi . Reyse, bunlar da, İstanbu- m Ter safa merkibleridir.. diye j "llı Üz!, g. Pir fantazi yaratabiliyor- y Zey illerin yıkıklığı, binaları" l Tiıım K farkedılmiyor Ve ilk teş- | * Becenin bu saatinde ek- bulunduğumuz için dığımız mutena bir yere Cu ortasına nazeninane Yüşinü Mhüriyetimizin on dör basma.sı gşerefine, büyük bina “btılıh Şikır gikir nur içinde.. Ti 8rak Sadabada gıderken Bgö- Ç întlılâ' Pierre Lotinin bile afyonu “R Yüp! Eyüp!, diye Fransızca İ d ı' er"eeq! Zaman tahayyül edemediğ! İ Rqı," İsais' harika bir Haliç! ' Siky h"&e m’“" Ey manzara dur! - | dene 01&1 d q!]“. er' de !eıı .On | a&hkı » koy uk : İrl [ | Ç k a, bu mehitap ilerlemese kalsa, güneş doğmasa, Mese, sindikleri oyuk- lardan sefaletler, zevk Urdanarak siftinerek çık- e:îîl bü tabil ve sun'i ışıl- Ta örtüsü altında do- gelip aş'l)al:alaa . Ve sonra, yar, g dü")ada ar: Böyle şehir var | ı"“h ti h | ı 'İl B & ş nliğımm bir de rucuunu ü altında yapayım: n dördüncü yıldan artık ihmal edil- rkiyenin her parça- Urunu seneden seneyt l;nh“rl)'et, en güzel Me dlime — dökülmes'- gm_tmi—'f'&ektir Onu öyle €Siz ki, getirmemiz lâ- * ı hethi Ti kiy '“'“lz Timiz, serefimiz, milli Nlıı:l“a y ha bu öyle lâzımdır iı "ıı,ha İNi güneşe terk ettiği, 'üğü y lar bütün teferruatlarile ir& nlar evlerinden çık- )îı“dlgl zaman da, şeh- hin en güzel bir şehri (Vâ-Na) ıâ“nuu:' âbidesinin meraslmi ü—-— Nevyork li- rriyet heykeli- Gllmci îlldoniımiiv miü- bı' tu başkanı Ruzvelt Atükta bu heykeliti “bir Bmanda bir sulh ha- Sylemiş ve Fransız | umh“l' başkanı ' Löb- Ş İr tt'lg!'al'ın tecrü- "“ıı: “Hürriyet, Ame- nkraqılerı için en ı.:“— Yunanistana ihracat iktisat Vekâletinin mühim bir tamimi Ankara 29 (A.A.) — İktisat vekâle- tinden: Bedeli bankaya yatırıldığı hal- de tediye tarihinden üç ay zarfında Yu- nanistan dahiline alınmayan mallar hak kında Yunanistan maliye ve iktisat ve- kâletleri tarafından aşağıdaki karar a- lınmıştır : Kanunen salâhiyettar bir banka ma- rifetile parası tediye edilmiş olan mal- lar, hesapları tesviye edildiği tarihten üç ay zarfında memlekete, istihlâk edil mek üzere, ithal olunmadıkları takdir- de, on misli gümrük resmine tâbi tutu- lacaklardır. Bedelinin yatırıldığına mütedair ban- ka tasdiknamesinin, malın memlekete girebileceğine dair Yunanistan bankası nin vesikası altında bulunan tarih, mez- kür mühletin mebdeidir. Yukarıdaki kararın alınmasından ev- vel parası yatırılmış olan — mallara ait üç aylık mühletin mebdei işbu karar - namenin neşri tarihidir. Ankara 29 (A.A.) — İktisat Vekâle- tinden: l10—11—935 tarihli Türk-Yunan tica ret anlaşması mucibince - Yunanistan- dan Türkiyeye ithal edilecek malların ödenebilmesi için tedavüle — çıkarılmış olan “Bons de Caisse,, lerin 31 kânunu- sani 1937 tarihine kadar muteber olma- ları ve gene mezkür anlaşma mucibince başlamış olan husüsi takasların mezkür tarihe kadar ikmal edilebilmesi - Yuna- nistan bankasınca da kabul edilmiştir. Gazeteciler için yasak ! Matbuat cemiyeti iıdare heyeti, Yu. goöslavya Başvekilinin şehrimize mu- vasalatt esnasında İstanbul - valisile emniyet direktörü tarafından bir ga- zete fotoğrafçısının istasyondan dışarı çıkarılması ve diğer gazetecilerin d- istasyona girmelerine müzıcnaat edil- mesi hadiselerinden dolayı :âzrm gelel makamlar nezdinde teşebtüs icrasına karar vermiş ve bu teşebbüsleri yap- mağa Ankarada bulunan c>miyet re isini memur etmiştir. Cemiyet idar : heyeti, aynı mahiyette bir hadisenin dün de vukubulduğunu bir telgrafla alâkadar makamlara hildirmiştir. SŞirketi Hayriye talebeye kolaylık göstermeğe başlıyor Şirketihayriye müşterilerinin en sa- dıklarından olan talebeler için çok mü- him bir karar vermiştir. İlim ordusunun tatil günlerinde gezmek ve — eğlenmek haklarını gözönüne alan Şirketihayriye onların cümartesi, pazar ve bayram gün lerinde de tenzilâtla seyahat edebilmele- rini temin için yeni bir paso ihdas et - miştir. Bu pasoların talebeye tevziine başlanacaktır. ——— Mudanya poslala- rında yeni tarife Devlet Denizyolları idaresinin Mu - danya için yapacağını — yazdığımız kış tarifesinin tatbikine pazar gününden i- tibaren- başlanacaktır. Bu tarife ile kış mevsimi müddetince Mudanyaya hafta- da dört posta kalkacak, bunlardan biri ayni gün, biri İstanbuldan kalkdığının ertesi günü şehrimize — dönecek, diğer Altı y siyaseti iki gün sonra yurda altı — yeni istasyon daha hediye ediyor. Altr yeni istasyonu biribirine bağlıyan iki hattâ işliyecek ve bu hatlar bu süretle umu- ma açılacaktır. Bu altı istasyondan dördü Sıyas Erzurüm hattı üzerindedir. Hattın Eski göl, Karagöl, Kavaklı ve bu hattın Ma- latya hattile birleştiği nokta olan Çetin kaya istasyonları yeni açılan — kısmın daha açılıyor Bunlar Sivas - Erzurum ve Malatya - Çetin kaya hatları üzerindedir Cumhuriyetin sarsılmaz demiryolu'ı daha İ sonteşrin pazar günü şimendifer| istasyn ' istasyonlarımı teşkil etmektedir. Diğer istasyonlar Malatya — Çetin- kaya hattı üzerindedir. Bunlar da Ke- sikköprü ve Hekimhan istasyonlarıdır. Sıvas — Erzurüm hattr üzerinde ye- ni istasyonlarda şimdilik — haftada iki defa pazartesi ve perşembe günleri, Ma latya — Çetinkaya hattında açılan is - tasyonlar arasında da — gene şimdi - lik — haftada bir defa perşembe gün - leri tren işliyecektir. Sinemada Evvelki gün Beyoğlunda bir sinema- ya giden Faik oğlu Bekir isminde bir zat iç cebinden çıkardığı ve birkaç saat evvel bankadan aldığı on tane ön liralıktan birisini gişede bozdurduk - tan sonra doksan lirayı pantalonunun cebine koymuştur. Lâkin içeri girip de beş on-dakika sonra elini cebine atınca paraların yerinde yeller estiği- ni görmüş ve bütün ceplerini aktarma etmesine rağmen gene bulamayınca belki düşürmüşümdür zanniyle dışarı çıkıp gişe memuruna sormuştur. Gişe memuru, kendisine biraz ev - vel elinde bir deste on liralık bulunan bir adamın polis tarafından yakalana- rak karakola götürüldüğünü söyleyin ce Bekir hemen karakola koşmuştur. Gelelim vakanım diğer safhasma: Yirmi beş yaşlarında, Yenişehirde kahvecilik yapan ve hırsızlıktan sabı- kalı bulunan — Nazmi oğlu Hayati - kendi iddiasımna göre - şeker almak üzere çıkmış ve bu arada bir de sine- maya gitmek istemiş, tam bilet ala - cağı zaman ayaklarının dibinde bir deste on liralık bulunca sahibine ve- rilmek üzere parayı karakola teslim etmek için dışarı çıkmış. Vak'a şahitlerinden makinist Mika- elli de hâdiseyi cürmümeşhut mahke- mesinde şöyle anlatıyor: BİRİNCİTEŞRİN — 1936 Hicri: 1855 . Şaban: 14 5 $ Kİ üpesi çe PERETE Forse 508 1158 14,49 17.09 1848 4 48 türke '.58 6,49 9.40-12.00 1.52 1140 GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? İtalyada kıtlık başgöstermiştir. Müthiş bir fırtma şehrimizi altüst etmek. ikisi Armutluya uğrayarak gelecektir. Yıldırım mahkemelerde K ÜU R YEE AA IZ AT K NT L AT 90 liranın hikâyesi Bir kovalamacadan sonra alltı ay hapis cezasile kapandı tedir. düşürülen — Ben gişenin yanında düurürken Hayatiyi elinde bir deste para ve bu parayı şapkasiyle görülmiyecek şekil- de örterken gördüm. Kendisi gişenin yanmdan geçerek arkadan dolaştı, bu| hal beni daha ziyade şüphelendirdi. Evvelâ paranm gişeden çalındığını zannettim hemen Hayatinin arkasın - dan çiktım, Melek sinemasınım sokağına saptık, orada duran bir memüra Hayatiyi i- şaret ederek tutmasını söyledim, me- mur suçlunun sabıkalı olduğunu bili- yormuş, yanma gidip tuttu, fakat bu sırada bana meseleyi sörarken Haya- ti birdenbire Cırlıyarak koşmıya baş- ladı. Haydi biz de arkasından. ' Koşarken düştüm, kalktığım zaman | yuzılm muhtelif yerlerinden yaralan - mıştı. Neyse, gene koşmaya başladım, polis memuru benim önümde koşu- yordu. Bu suretle suçlu önde biz ar- kada, Sakızağacmı geçtik. Nihayet Hayati kurtuluş yolu olmadığını anla- mış olacak ki, bir apartımanın kapı- sında durdu, polis de kendisşini yaka- ladı. Karakola gittiğimiz zaman üstün de para çıkmadı, ikinci bir aramada ceketinin kolunda 7T tane on İiralık bu- lundu. Mahk: mede Hayati cürmümeşhut mahkemesine getirildiği zaman parayı yerde buldu- ğunu söylemekte Israr ediyordu. Hâkim sordu: — Peki, niçn kaçtın? — Karakola gitmek için. — Karakol bu kadar uzak mıydı? — Arkadan sivil bir adamın koştu- ğunu görünce parayi benden alacak zannettim, karakolun yolunu şaşır- dım! Hâkim, Hayatinin suçunu sabit gördüğünden 6 ay hapsine ve 6 ay da nezaret altında bulundurulmasına, bu- lunan paranm sahibine iadesine ve noksan olan İĞ İira elli kuruşun suc- ludan tahsiline ve 7T00 kuruş da mah- keme masrafı ödemeye mahküm etti. Karakolda Hayatinin üzerinde bir pa- ketade eroin çıktığından kendisi ay- rıca ihtisas mahkemesine sevkedile - cektir. "latt - l_.__ —— ——— —e0 Çocuklarınız için bu çılgınlığıymaınız Aklınızı mr kaçırdınız size rica ederiz toparlayınız, Kararınızın okadar kat'i olmadığını bize da- nışmanızdan arlryoruz. Vicdanınızın ve bizim size tavsiye ettiğimiz şey kendinizi biran evvel toparlayıp çocuklarmız ve kendiniz için bu deliliği yapmaktan vazgeçiniz. “İhtiyar genç,, imza-- ilc aldığımız ki: “İki çocuk annesi ve kirk yaşında kocamın 23 yaşındaki genç kâtibine delicesine Onü fikirlerime uygun bulduğum için kendisinin beraber kaçmak teklifini kabul etmiye hazırım., Bana ne tavsiye e- dörsiniz? [İısvıı._ğ > mektupta deniyor olmama ,rağmen âşıkım, fikirlerinizi Gazeteci düşmanlığı Büyük hükümet adamlarımızın ak- sine olarak, âmirleri maalesef nedense gazeltecilere ötedenberi müşkülüât çıkarırlar. Son günlerde bunun yeni tezahürleri gö- rüldü, Bugün “Cumhuriyet” arkada- şımız da bu hususta sunları yazıyor : Dünkü Cumhuriyet — bayramımda, gazetecilere karşı gene teessüfe şayan bir hâdise cereyan etmiştir. Yugoslav Başvekili M. Stoyadinoviç şehrimize geldiği gün Sirkeci istasyonunda re- sim almaktan menedilmiş olan fatoğ- raf muhabiri arkadaşlarımızdan Faik, dün de Vali ve Belediye reisinin em- riyle Emniyet müdürü tarafından vü- zilesini yapmaktan menolunmuş ve merasim yerinden uzaklastırılmıştır. Kahraman ordumuzun — geçişini ve en büyük bayramımızm kutlulanması- nı tesbit için resim cekmekten başka hiçbir suçu olmryan bir vatandaşı, her hangi bir infialden dolayı, mukaddes diyebileceğimiz işini yapmaktan me- netmek çok garip bir zihniyet mahsu- lüdür. Biz daha iki gün evvel bu gibi işlerin bir daha tekerrür etmemesini temenni ederken dün gene böyle bir hâdisenin vukuu, çok esefle karsıla- nacak bir şeydir. Bir vatandaşın herha.ngi bir. suçu * varsa, kendisini kânuni yollarla tec- ziye etmek lâzımgelir. Herhangi bir vatandaşla bir idare memurunun ka - nun nazarında hiçbir farkı yoktur. Gazete fotoğraf muhabiri Faik, bir cürüm işlemişse kanuni yollardan gi- dilerek tecziye edilebilir, fakat vazi- fesini yapmaktan gayrikanuni emir - lerle menedilemez. İdare adamı de- mek, kanun adamı demektir. Bir gazete fotoğraliçısını — vazife- sinden menetmek, herhangi bir İşçi - nin çalışmasına ve ekmek parasını ka- zanmasına sebepsiz olarak müâni öl- makla beraberdir. Bu, ne Cumhuriyet, ne de demokrasi kanunları ve zihniye- tiyle kabili izah değildir. Eskişehir Burhân Felek Eskişehir kazası hakkında “Tan” da yazıyor: Ben bu felâkette - kusurun kimde olduğunu tam bir isabetle tayin ede- miyorum ama, eğer gazetelerde yazıl- dığı gibi şoför: — Treni görmedim! Diyorsa, şüphesiz suçlü o betbaht- tır. Şimdi ne olacak?!.. pahasına yapılan bu çılgınlığın ceza- sı nihayet “dikkatsizlikle ölüme sehe- biyet,, cürmünün mukabilidir. Ölenle- rin adedi çok olması da teşdidi ceza- ya sebep olsa da gene verilecek ceza ölenlerin yakınlarını değil, bizim gibi —— yalnız faciadan yüreği kanıyanları bi- le tatmin etmez, Daha dün pürneşe hayata gülümsi- yen bu yirmi bir kurbana bakıp, in- sanın: — Acaba yarm beni de böyle bir kaza bekliyor mu? * Diye titrememesine imkân yoktur. Gerçekten tesadüfen yaşıyoruz, Tanrı bizi korusun ! İstanbuldaki bazı idare - Yirmi bir can j 3 İ ni ür ni Si * M, Tüurhan Tan buğünkü “Cumhu- * riyet” te sokakta “Yandım bu kira- dan!,, diye bağıran bir deliye rasla- dığını yazarak şöyle diyor: Polisler adamcağızı tutup da okşı- yarak, tatlı tatlı konuşarak karakola doğru yürütürlerken koynundan yere bir kâğıt düştü. Memurlara vermek ü- zere iğilip aldım ve şöyle bir baktım. Bu, Kadıköy Su Şirketinin yeni dol - durulmuş bir faturası olup şu rakam- larr ihtiva ediyordu. . Kuruş 60 Sarfolunan su bedeli 125 Ücreti maktua taksiti!! 90 Saat kirası! Artık hakikati kavramıstım ve a »- damcağızm üç ayda bir 90 kuruş sa- at kirası vermekten sinirlenip sapıttı- ğını anlamıştım. Tanrı bizleri körü- ' sun!.... Irak Erkânı harbiye Reisi Ankarada Irak erkânıharbiye reisi Taha paşa Ankaraya gelmiştir. Taha paşa Anka - rada iki gün kalacaktır.