Pip ng gnpaodeyyes e; g utu nun$aplo HE Sur; g0) Unünsnojoy uewig gr NIAVGNOMOH ; apzodıunp sup ed 20 gedek uturuta Kene yrlnıng “sodiuepjiz eto ou uye pur'u:pyen Ep pe “70 zem “suuy — | dapu; şna “ups öaduziy ŞpEŞ ! minene ekte nğnp4np UZ n © UMUZIŞ Teşseg Zed yulğıpruyt sojas UnUN?jOz Josou pzn£ o9Ulp9 184 yene “1paığeg akip geuss np pu 'reyseg gisgu Yy — Apa ouyazpn Lziğeomepe ga VpeN Hascuzyu sednuj © apuuyreand 2124 azıguop es ıgı$ eğe 319 öntuynama Ü esuos 3a tpueppumz arp n unoo 39uş| “pug yeyegey gppaop3 ezeyeynur Duo ug Ke yusua vutg YoyNTO 1S uszıy uuoğ iy — #möeyeuoj 9g uagi çaldı uruzıy şa UaplJudATpU eu e “vprey na Up gokıpa Wtaop azyouzasg3 1 iğnlinp yıpusp vede njoş yetd ayva vumsvgra dnuep ag yon uoys5 veprdey “p gni3 yese euiğEonyi “pres eğede 71592125 “ruuy guest ünlodip Tojp9p YEpEing gie0 US “EUfUtA UrUEMpUEN ————— / SASNHüd GÜZEL bril oradan, dedi, çekil diyorum onra karışmam hal... kadın çıldıracak hale gelmiş Paskalın önünde diz çöktü: met et, diye (o yalvardı. Bu kızındır. Öldürecek misin, dun? Aklını başına Otoplada düşün. tirtir titremekte olan Oogenç apda babasının yumrukları al ği çok arzu ediyordu, Çün- © zaman, kendisine ölümden ağır gelen bu vaziyetten kur- İplacaktı, tçi kadınm son sözleri, büyük ve acı içinde kendinden geç: a ihtiyar kolcunun biraz ak toplamasına yardım etti nu aşağı indirdi. Sonra bitkin kendisini (o yakınındaki san- Brerine bıraktı, Yeis ve çare- linde başımı ve göğsünü yum- başladı: n yarabbi. — Havsalam alm İçlâkete müstahak olmak için İç günah işledim? Biricik kızım « Bu namussuzluğun mabsu- nda ve yaşıyor.. Ben de ta- edebiliyorum. İh babanın bu acı sözleri temiz bir kız için çok ağırdı. Fa- her şeye rağmen (babasının sözlerini dinliyor, büyük bir tahammül gösteriyordu. Hal- tek söz söylemesi, bu müşkülj n kendisini kurtarmasına ki bu takdirde mühim ve müt- eri İfşa etmiş olacaktı. Halbu- sırrı kimseye söylemiyeceğine iş, ortadaki Ooçocuğun anası ti kabul etmişti. Yeminini bo. söylerse kral ailesinin na- İ, haysiyeti tehlikeye girecekti. rus eonığoçl çumapı? nu 34910) — tipayley eze 9z -aagAsyd Sayy “polişagley &aâ mo'ıy vapupappı va zoppıy sedüyi vesyey daşkapıd okazu uog eİyNS9İ 715 “TEN ng “Yok Uyeunğ *unumseyç du 2 yaugı 'mığısegeğ tnloy ug — sipieapei oğlum tg uog “nprodruryrean 4 1ğele uopunznd 2e( dek uezis Yopulajzog9 'nprodpun np mona Ud ağraypsoy üesdes cuuy MEST *unsşo yu “#1 Spyraa ıgığ uyuzş "unsnu soduuys; wnsodıp OyiZ e) Gepzing tuş — :ş91910p Uuızıy E1uoş Sa spziğeg 341p “AŞ *“UEYESON YUĞLrEy uç — irupuy İaouzıy 09(0X Jeknyj op “Jop zpsaoureyusuz sepey ng 2j8 sikey “nde *apappoz pseu rurpyjaa ouyğak WEpB Zig 'isyak epey Ng galy — <9 oleyepnw ouoğ wpey Büz mi EGE $eype “j9 yeweysou vgeg inpzoduğde m3uny ap3 unu Sp Yepurk 149 “lofian vepurf sig *dAMGİ zip opunun Wwsegeg BUUV “413 'yı3 uepeıng çeyrd “EMSOĞYPOPp3I umyIRYIA? YU?S “uğ -2p urgrg Ujuds vag Ezuos uepung "UN İ9p ayla yideş eueg yare US — ““tuog uLkpağoy (yol umsupg “urkewiğox © yuag umrop? vo vwğreğ “1g “uşpa Yaeyroyg “mey — 197898 1g UUUAŞTA UUUV 3 “10 Uzaya "repemg yığ “arıyı esef “AZLA TpoNiZEŞ 24 ojsnursu isvng iğ pa ng ;7m9 zietfey “reg yy — sıpdışdey yesemmağop anguopıg rek “Ayr Weprğes refumoytarş uopuylfzg0) “möruma rerey Vu ng *rpkizer oğommnıği sepey erezmu — 14709 PRENSES Hanedanı ve bütün bir halkın şerefini düşünmek, kurtarmak lâzımdı, Başını elleri arasına almış olan orman bekçisi hırsını yenemediği için hüngür hüngür ağlıyordu. Otuz sene saadet içinde yaşadıktan sonra karısını kaybetmişti. Ozamandan- beri ağlamamıştı. Karısını gömdükten sonra dünyada ona teselli ve ümit kay- nağı olan yalnız bir kızı kalmıştı, Ka- rısının kiymetli bir emaneti saydığı bi- ricik kızı Annayı çok sever, onun için hayatını bile fedadan çekinmezdi, İhtiyar Babet, kalbi yaralı babanın yanma yaklaştı. Yavaşça elini tutarak onu tescili etmek istedi: — Dostum, e kadar kederlenme, Her şey yoluna girer, Felâket, büyüktür. Fakat düşün ki insanın başıma bundan daha müthiş felâketler gelebilir. Sabır. W ve mütehammil ol. Fakat bu sözler talisiz babanın duy- duğu acıyı azaltamadı. o Gözlerinden yaşlar akıyor, göğsü kalkıp iniyor, yüs 2Ü gittikçe morarıyordu. Dayanamadı. Tekrar ayağa kalkarak dişlerini gıcırdattı ve boğuk bir (sesle kızına haykırdı: — Hayasız, hâlâ söylemiyecek misin? Seni kandıran alçağın ismi nedir? Söyle de benim kalbimi nasıl O parçaladıysa ben de onun çiğerini sökeyim. Hizmetçi Babet atıldı: — Belki kızı bu hale getiren saraya mensup mösyölerden biridir. Bir şöval- ye veya bir konttur da isimini söylemek ten korkuyor. Öyle değil mi Anna? Yeis ve utancından başını önüne eğ- miş olan Annâ tekrar coştu, hıçkıra hıç kıra ağlamağa, sızlamağa başladı. Ye- minini bozarak bir kral ailesinin şerefi- ni mabvetmektense içinde sakladiğı sır a4nyedejo SıyuUr2zey eyep 4359 1/g (4SWAIy ZlUsueUy -dnınu S9p|149S Ng '44Y199 -2p39 nsstAbı d2Uu|saou -uoplı9 eoznon Ulde;jung 8zis gs YH epunuos zıuesle|doj 4ejeu10j ng Güzel Prenses lil Orman kolcusunun kızı Orman kolcusu Paskal, piposu ağzın-( da, tüfeği omuzunda ve çok (sevdiği köpeği de yanında olduğu halde orma- nın ortasındaki küçücük evinin kapı sından içeriye girdi. Her zamanki gibi gezintisinden dönüyordu. Karısının ölümündenberi, ev işlerini gören ihtiyar Babet öğle yemeğini ha- zırlıyordu. — Kızım nerde? diye sordu. Kadm, kayıtsız bir tavırla cevap ver- di: — Anna mı? elbet odasındadır. . — Yukarda... Her zaman yukarda... Neyle uğraştığı da belli değildir. Hiç dışarıya çıktığı yok. Paskal, merdivenden yukarıya çık- maya başlamıştı. Onun yukarıya çıktığını gören ihti- yar Babet büyük heyecan geçirdi. Vü- cudu titremeye'bağfadı. Orman bekçisi- nin yukarıya çıkmasına mani olacak- mış gibi bir tavır takındı. (O Fakat geç kalmıştı. Paskal merdiven başıma var- mış, hattâ bir tek odadan ibaret olan üst kata çıkmış bile bulunuyordu, Anna — Paskalın kızı — bu odaday- dı. Dalgin oturuyordu. Meyus bir yüz- le önüne bakıyordu, Olgunluk çağını daha yeni anlamıştı. Gİ Güzeldi, En küçük bir gürültüden ür- ken bir hali vardı. Hele odasında küçü- cük bir çocuğu saklamaya (başladığı gündenberi babasından müthiş körku- yor ve çekiniyordu. Sırrmı yalnız ihtiyar Babet biliyor, gizli kalmasına çok çalışıyorlardı. Fakat orman bekçisinin ergeç bu işi anlayaca* “ Bn: da bilmiyor değillerdi. O zaman ne yapacaktı? Kolları ara- sında tuttuğu çocuğun temiz ve lekesiz olduğunu, babasile nişanlısına nasıl söy liyecekti? İşte düşünüyordu. o Başını kaldırıp da babasını birdenbire karşısın da görünce şaşırdı. Uykudan uyanmış gibi: — Baba, sen misin? diye bildi, Kolları arasında sila ski tutmaya çalıştığı çocuğu telâş ve beye canmdan, yere yuvarladı. Orman kolcusu, bulunduğu yazi muhlanarak kaldı. Bir heykel gibi du-