15 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10

15 Ekim 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 10
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Baştarafı 1 incide) İni xamanda kullanmamız imkânsızdı. WTki topla birden #ıkı bir ateş agmayı # sklımıza getiremezdik. Fakat elimiz © deki vasrtalırdan azami islifadeyi te “Topçularımız az zamanda öyle bir İerübe ve meleke kazandılar ki bu sayede hiç yabana atılmıyacak bir £ © kuvvet haline geldik. Tabiatiyle usu- Wi ve erkânı dairesinde herbedecek İİ vaziyette değildik ama zekâmrza, her seyi yenen Alman iradesine gü “yeniyorduk. Hakiki silâhlarımiz cütet Wve blöztü. Asıl bunlardan tam istifa- Wi de görecektik. © Direklerde Iki gözeli mevkilmiz var. İ ir. Tek bir gözcünin yorulabileceğin!! W düsüncerek böyle yapmış, nöbetçi yer- Wlerini gayet rahat (o hazmlatmıştım. W undan başka gemi haber verecek tay | Yavu bir şişâ gampanya mükâfat va-! | edetmiştim. Bunu kazanmuk için nö- W betsiler gözlerini dört açmışlar, birbir l lerivle rekabete girişmişlerdi. © Sonkünumun 11 inci günl sancak İ tarafımızdan Cebelüttarık istikame- din doğr gelen bir vapur haber * verildi, Korsanlık Hayatımızda ilk ge W mi... Lâkin nkuf toaadife bakm ki bu M yelkenli değil, bir vapurdır © Ne vapmalı? Emri dinliyerek bu £ # milkemmel avı kaçıralım mı? Buna İ k “Deniz kartalı, nn kaptanmdan mi- © çosuna kadar hiçbirimizin gönlü razı © olamazdı. i Vapur yaklaşmca işaret çektik; — Tâtfen hakiki saati bildirmenizi rica ederiz! Ni Bir yelkenli uzun müddet denizde * Kaldı mıdoğru santi tayin edemiye. it vek hale gelir, saztleri ya ileri veya © gridir. Bunun için bulduğumuz beha-! i ne avımıza makul görünecek cinsten- © di. Hem direğimizde bitaraf Norvevin| Fan givil paltomu giyerek üniforma. io me gizledim. Silâhir efrad da küpeşte arkasına saklandılar, İngiliz vapurunun baş taraf'ma doğ- rü bir ihtar mermisi gönderdik. Hayret! İngiliz Yapımu küğacık © dirasmı çekti. Allah Allah! Yoksa o | de bizim gibi korsanlığa çıkmış bir İngiliz vapurunun adı Gisdis Rus- © yalmış. Kardiften Buenos Ayrese beş © bin ton kömür götürüyormuş. Beyaz saclı ihtiyar kaptan yalvarıyordu: — Yapmayın, benim çürük teknemi batırmakla ne kazanacaksmız? Bita- “raf bir mana gidiyorum. Çoluk çocü Bam var. Bırakmda yoluma devam i edeyim. Şöyle mukabele ettim: — Acaba sizin yerin'zde bir Alman gomisi olsaydı İngilizlerden merha- © met görür müydü? Boymunu büktü, kadere rızadan baş BW ka yapacağı bir sey yoktu, verdeek Cövan da vulamadı. Tk mermiyi atar stmaz neden kaç- Muya teşebbüs etmediğini sorduk. Me- Zer saati ayar için eski usul kurusıkı ateş ettiğimizi zannetmiş. Bu sebeple İngiliz bandırası çekerek mukabelede © bulunmuş. İkinci mermi bordası yanı. na düşüp suları fışkırtmca ahçısı gör müş ve tahtelbahir sanarak ortalığı velveleye vermiş. Bunun üzerine kaç- maya davranmış. Ancak içüncü mer- miden sonra topumuzun alevini ve bandıramızı fârkederek stoper etmiş- sallıyarak: — Mükemmel tuzak doğrusu! Deyip duruyofdu. İngiliz kaptanı, muavinim Prays ve mürettebatta birkaç kişiyle birlikte gemisine gönderdim. Giadisin müret- tebati Tüzumlu eşyalarmı topladılar. Bilhassa (mükemmel Komanyalari “Deniz kartalı,, na nakledildi. Fair et- tiğimiz gemiciler İngiliz ve genel tam yirmi altı kişiydi. Hepsi yerleştiler. Giade'in bir fotoğrafını aldık. İngi- liz gemisinin, yükü hariç, sadece tek» nesi bile bizim “Deniz kartalı, değe- rindeydi. Yalnız bu gemiyi batırmak- la iktifa etmiş olsaydık bile seferimi- xe faydasız oldu denilemezili. Bu se- vinçle tekneye dinamiti yerleştirdik ve steşledik. 'Tayfalarım döndükten beş dakika sonra infilâk oldu. On dakika sow ise baş taraf #unirn gömlldü. İicinel infilâk... Suların tazyiki altında höva tubakası kıç kâsarasmı pallatınıştı. Bir $u sütunu yükseldi, Keybolduğu zaman kova İngiliz şilebinin yerinde yeller esiyordu. Kaptan Şevn kendisine verdiğimiz kamarıyı pak beğenmiş, mütevazı gö mimizde bövle İüks bir yer bulacağını hiç ummadığı icid epey şaşırmışir. — Yalnız mı kalacağım? Diya sordu vo Komöisina basi Almân Korsan gemisi nat verdik, z zamanda buşka esirler emindik, — Merak etmeyin, dedik, yakmda yeni arkadaşlar bulacaksınız. Bertayfamız Drsyer de yeni gelen İerden memnun olmuştu. Esirlerimiz. den tayfa vaziyetinde olanlara mut- fakta ve alt güvertede hemen işler buluverdi, Bu hevalinin av noktesmdan zen- gin olacağını düşünerek yeniden Ma- ders doğru dümen kırdık. Ümidimiz bogunu çıkmadı, ertesi günt öğle Üze- ri bize umut bir rota tâkip eden bir #apura raslağık, Mutat bilemize müracaat ettik: — Lütfen kronometre saatini bildi- tir misiniz? Vapar hiç oralı olmadı. Çektiğimiz işarete aldırış bile etmeden yoluna de- vam etti, biribirimize yaklaşmaya başladık. Müsademe tehlikesi basşrös- termitşi, Mevcut nizamlar mucibince yelkenliye yol vermesi Tfzımgelirken böyle yapmıyordu. Bizim ise yülumu- zu değiştirmemize artık imkân ve va- kit kalmamıştı. Müsademeden kurtul- mak için yapabileceğimiz tek msnev- ek rüzgâr üstüne gitmekti, böyle yap- İngiliz olduğunu iyice yaklaşmea anladığımız vapur bordamıze, iki yüz metre mesafeden geçti. Hemen Alman harp bandırasını çekerek bu nezaket» 8iz yolcuya bir gülle gönderdik. Gene oralı değil! Bilâkis süratini ziyadeleştirdi. Bir gülle daha!... Bizim yelkenlerimizle peşinden gidemiyece- ğimizi zannetmiş olacak ki bu &efer de rüzgâr üstüne kaçmıya başladı. Gülleleri yağdırınıya başladık. Bir ta- nesi güverte üstüne düşer düşmez va- pur hemen düdük çalarak durdu Tayfalar güvertesinde telâşla orüdün oraya koşup duruyorlardı. İlk mermide durmiyarak mürette - batının hayatını tehlikeye düşürdüğü için biz filika indirmedik, varsın onlar ayağımıza gelsinler. Yeni avrmızın adı 'Tundy İzland, dı. Madagaskardan 4500 ton geker yü- kü ila Fransaya geliyordu. İlk mermiyi atığamız üzerine bütün dümenciler korkudan kaçtıkları ek hetle zaavllı kaptan bizzat dümen kul lanmıya mecbur kalmıştı, mma mmm Yamak SON KORSAN Son mermilerimizden biri de dilmen zincirine isabet edince gemiyi idare imkânsız bir hala gelmiş, kaptan tes- Um olmuk kararını vermişti. Mürettebat fevkalâde korkmuşlar, müthiş bir paniğe tutulmuşlardı. Fili- kaları bu telâşla deniye indirirlerken devirmişler, çoğu denize düşmüşlerdi. Zavallılar o kadar fena yüzüyorlardı ki hallerine acılık, bir filika göndere rek hepsini topladık. İngiliz kaptan son filika ile “Deniz Kartalı, na çıkınca yanlış hareketin! ihtar elmek Istedim. Lâkin tam bu 8r- rada gemimizin doktoru geldi: — Fello kaptan! * — Hello doktor!... Meğer bizim doktorla İngiliz kap- tan eski akbapmışlar. İngiliz kaptanı Barton bir müddet evvel başka bir ge miyle seyakat ederken Alman muavin kruvazörü Möve tarafından esir eğil miş. Doktor Pieç de eskiden Mövede idi. Kaptan Barton o harp müddetince bir daha hizmet etmiyeceğine söz ver- mesi üzerine serbest bırakılmış. Za. val'ı, serbest birakılışımdan sonra İlt seferini yâpâtkön “Deniz kartalı, &ın pençesine düşmek tehlikesi ile karş lağmış.. Ne yapıp yanıp kürtülmağa çalışmış, çünkü elimize düşerse, sö - zünde durmadığı için kendisini asaca- filosunda çalışmamasına dair olduğu: nü söyleyince z#velir sükünet buldu. Esasen ceğaret ve metaneti ile hepi- mizi hayran birakmıs olduğunu da an , af “Doniz kartalı, lstmca büsbütün sevindi. Hava fena olduğu için gemiye ka dar filika göndetip siktinesine dine mit yerleştirmek güğ olacağından Lundy İsland'ı topla balırdık. Kaptan Şevn “Deniz kartalı, ndaki misafirlerin çöğülmüsından pek 8 vindi. 'Tayfalar arasında ahbaplar, hemgetiler giktr. Unsurlar pek karı. şiktr, içlerinde İngilizler, zenciler, Ma lezyalılar vardı. Buniarm hiç birisini gemilerinin batmış olması müteessir etmiyordu. Etse bile toessürleri, 4500 ton şekeri bekliyen Fransa bü- kümetinin teesdürü kadar derin ve iç ten olamazdı. dostlarımın, hattâ yabancıların mera» kını tahrik ettiği için her taraftan ha. tiralarımı yazmak teklifiyle kurşalş- maktaydım. Yirminci sırda Yülkenli bir gemi ile korsanlığa çıkmak fikrini nasıl aklettiğim çök meraki mucip oluyordu. Başımdan birçok macsrölâr geçli ve Alman bahriye zabiti olmadan ev- vel oldukça aşağı vaziyetlerde bulun- dum. Bunları anlatmamak belki daha iyi ölür. Ama, umumi harpte oynadı. Şir rolü izah edebilmek İçin genclik! maceralarımı da yazmuk icap cüiyor. İ İçtimat hayatın bahtiyar Srıflarma mensup olan âziz okuyucular! Yoli- nuz Üzerinde raslıyacağınız betbaht- lara fena nazarla bakmayınız, Belki bir gün bunlar arısından kendisinden bahşettirecek, ismi! tarihe geçecek bi- ri çıkabilir. Ve sizler, hayatım sefalet çukurlarından yükseğe cıkmıya Çal şan zavallılar! Meyus olmayınız! Ce- saretiniz kırılmasın. B'r gin olur bek ki sizler de, benim gibi, yüksek bir mevkis çıkarsınız. Şimdi itiraflarıma baslıyâyım: Dersd Tisekinin besinci smıfmda- yız. (Alman mekteplerinde (beşinci bizdeki yedinci sinif #munadi'idir, tale- be beşinciden dördüncüye, dördüncü- den üçüncüye ve ilâh terfi eder) hay- laz ve haşarı bir çocuk ikinci defadır ki smıfta kalıyor. Bu çocuk âcizleridir. Dördüncü smtfa geçmeye gene muvaffak olama Miki kahraman | 15 Birincitegrin — ki SD Sizin Mikinin bu sergüzeştinden hoşlanmıyacağınıza ve takip © <eğimize ihtimal veremiyoruz, Siz beğenmezseniz bile çocuğunuz bayılacaktır. HABERİN yakında ilâve halinde haftada birkaç dağıtacağı bu kitap formaları yavrunuza en güzel bir hedive olacâ#' Tecrübe ettiğiniz zaman göreceksiniz, çocuğunuzun temiz kalbi iz çok bağlanacak, sizden daha iyi baba, dahaiyi anne, © yi kardeş, daha iyi dayı, daha iyi amca bulunmayacaktır. Çünki! Ni , ona dünyada ençok sevdiği şeyi vermiş Mi nin macerasını anlatmış ki olacaksınız. dığımı öğrendikleri zaman evde bir patırtıdır koptu. Eereket vertlü bü- yük #nnemiri merhameti imdada ye- tiştl de newz kurtuldum. Büyük an- rem, babamın şiddet polilikeasına mu- kabil şefkat taraflarıydı. Kabahati babamın usulünde buluyordu. Baba- ma şöyle dedi! Feliks'in hakkından gelemedin. Ra. arp çağırman para etmiyor. Bırak da onu ben ıslah edeyim. — Büahiltün srmartacaksın. Mad mafih dediğin olsun. Büyük annem beni bir Kenara çek ti: — Evlâdım, dedi, bügünden © İtiba- ren çalışmaya buşla. Sınrita kazandı ğın her derece için sana elli fenik ver- meyi vazdediyorum. Bak şimdi amıfı nın 44 üncüyüsün, yani sonuncusu sun. 48 fineti olduğun vakit elli fenik alacaksın. Böylece birinciye kadar yö- um var! O zaman, büyük annemin teklifi sa- yesinde kazanabileseğim paranın mik tarmı hesap etmekten bile öcizdim. Muamafih kat'iyelle çevap verdim: — Peki büyük anneciğim! Sana söz veriyorum, bugünden itibaren var kuvvetimle çalışmıya baslıyacığım. Bana karşı gösterdiği it'mat ve ba» büma karşı müdefaa edişi heni gurur - tandırmıştı. Hakikaten çalışmıya baş ladım, İlk husust imtihan geldi. Numara larımızı aldık. Eyvah! Gene sonun. cuyum! Süngüsü düşük bir vaziyette o eve geldim; — Büyük umne, felâket! — Ne oldu yavrum? — Gene sonuncuyum! Zavallı kadm beni teselli etti: hiçbir şey kurtulmaz! Gene çalışmaya koyulduk. İkinci hususi imtihanda 44 üncülükten 40 m üliğı yükselmeye muvaffak ölmüş tum. Büyük annem sevindi: — Gördün mü oğlum, deği, çelışm- ca her sey oluyormuş. Ve çıkarıp bana iki mark verdi: — Al mükâfatını! Bu işin kârlı tarafımı artık ani muiştım; bir evi ticaret... Fakat fazla para kazanmak pek kolay değildi. hat İÂ imkânsızdır. Nekadar çalışsam bir imtihan devresinde dört deröceden fazla ilerliyemezdim. Ne yapmalı? Küçüklüğümdenberi paraya karşi haris değilim. Lâkin o Sıralarda tav- şan yetiştirmek merakına o kapılmız- tım. Bü mübarekleri çoğullmak ds mektepli keseme biraz ağır geliyordu. Bir tavşan almak için yedi marka 'h- tiyacım vardı. Demek ki smifta on dört derece birden yükselmek icap © diyordu. Büyük atmeme karşı yüzümü kızdı. rarak buna da - yani bakikslen dere- celeri atlamağa değil, vedi markı al mıya « muvaffak oldum. Heyhat! Büyük annem istem yerek beni yalancı yapmıştı. Sınıfta derece- Ve bir gün birinei oluverdim! Bu o kadar ekil almaz bir işti kil büyük annem bana #iki Xi tavsiye ettiz — Sakın babana söyleme, zavallı sevine'nden belki fenalik geçirir. Ben onu yavaş yavaş alıştırırım. Felâkete bakm ki aksi şeytan ertesi günü büyük annemin karşısma yolde mektebimizin müdürünü çıkardı. — Usulümü nasıl buldunuz? Feliks sınıfının en tembeli iken şimdi birin- ©'si oldu. Bu usulü baska tembel ço- cukların a'lelerine de tavsiye edin. ildlir şegirdi: — Feliks #mıfının bi Yanlışlık olacak! Benim bu p rim yok! Feliks bermutat sıpıfi nuncusu! cd Aramizda her şsy bitki halin varsa gör! Maamâfih usulünün de f: meğiğini bildirmekten çekindiği babama bir şey çıtlatmadı. Al yük annemin de himayesini tikten sonra evde adeta bir © mıntâkada yaşar gibi bhahema yaklaşabilyordum, v€ yük annânle.. Paskalya sıralarında smıf ğimden kat'i surette ümit ni Hal'de oldukça meşhur bir mektebi oan Hütter ve Zandı diler. Tabii uzun uzadıya vaitler ve saire. Smrf geçtiği” kuzen dirde tatil müddetini amda gecirmek vandinde bulu! Tatil geldi, ben Obermutat kalmıştım. Eve döndüm. — Sınıfı geetin mi? — Evet! Fakat mektep mii ni bir seyahate çıktığı için imzalıyamsdı, Sonrn posta ile recekler! Tabii müthiş sevinildi ve den S0 mark çıktı, barasını da mahirnne açarak 40 mark aldım. Kardeşimin âlmâk islemezlim âma ve yaps teşebbüsümde muvaffak lab gin paraya ihtiyacım vardı. gün Bu parayı, hem faizi m hesab yle iade stmek ümidind Plârım gayet basitti: Şuradan buradan edindiği! malümatla deniz hayatı gözü cennet gibi görünmekteydi. Kara bayatıra dair bütün m mektep sıralarından öteye du; mekteple aramın re kadaf duğu ise malüm.... Prens EB sm parurün bir gün elime bir y tesi göçmüşli. Göz gesdirince: — Vay sanma! dedim, purlarda insanı böyle yemekle Iyorlar! Okumş olduğum birçok d manları, seyahatnamelerde b xn eyali bir Aşığı yanmıştı. O # kadar deniz hayatında ancak © rübem olmustu: Makine talabeykan bir sandığı sandal sokmuş, bununla bircok yaprmya muvaffak olmuştum. çarptı: / (Arkası 15 tarihli HAB?

Bu sayıdan diğer sayfalar: