14 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— —— ————— —— HABER — Akşam postası | | (— focuk annesiyle birlikte doğumu- ON sekizinci y dönümü gününde ı K #9 Tayserinin Pınarbaşı kazasından İs- KEDUla gelen bir metre — doksan beş t timetre boylu 28 yaşındaki delikan- (0? Börseniz, önünüzde kanapeye | çık - $ Maç seyreden bir adamla karşılaş- gibi olursunuz. Ve bu adamın sizin Konuştuğunu duyunca, onu bir yana p, ödeta bu gölgenin ardına saklan Fe3 Bibi duran sesin sahibini araştırmak Ersiniz, Elini uzatsa, tekrar geriye *P onun elini tutmanız ve sallamak birkaç kere yerinizde hoplamanız Ü &fik Kâzım isimli bu i ei? mMmüuazzam ! » her sene 10 santim büyüyor. y İl takdirde gelecek yıl iki metreyi j *rikanım Alton şehrindede bugün 18 W a bulunan, fakat iki buçuk metre ç) ü:hhn bir “Dev çocuk,, vardır, İŞ m Sassıslar gittikçe, bu çocuğun $ Metreyi bulacağını söylüyorlar, Böy Bie *T dünyamızın en uzun adam F ğqd:::mlmxg olacaktır. . AYserili Tevfik Kâzım kendi- : Uzî;ü î:p geçmezse... kkab Oylu insanların başlarından ga < icilık fenninin terakkisi uğrun- J— bu Dem biraz da reklâm olsun diye Üava < ” Mahlükun ayakkaplarını be- ğ F thağı Üzerine almıştır. Şin 40 santimi mütecaviz bir ayak ) üsü, | İMal etmenin — ehemmiyetini İi Plirsiniz. Diyorlar ki bir çift a- se.n " Ona dayanacakı deriden olmak bir 2_00 dolara çıkıyormuş. Bu para Ku c t küçük kayık alınabilirmiş. , Acağı tarak ve diş fırçası bi - hm“'d-lğı'n:ıız hacimde olursa, za - Mer ç Dev çocuk bunları kullanabili- $ y ':““ bu tarak ve fırçanm onün e- kaldığı ıiçin ara h L İ Çöcuğun mmczzam eli, tabii vi rdebiZ —-— - —K Dünyanın gittikçe uza &L Biri Amerikada, biri de şehrimizdedir Amerikadakinin yaşayışını tetkik edersek bizimkinin ne olacağını kestirebiliriz 3 sene önce kendisine yapılan | bir karyola bugün bir köşe minderi halinde kalmıştır l Dev ocuğun kahvaltısı herkesin aldığı Kkahvaltının dört — misli fazlasını teşkil eder onları elinin bir tarafında unuttuğu da da uzun maceralar geçse yeridir. Robert Vadlov ismindeki Amerikar çocuğu on beş yaşındayken iki metreyi henüz aşmıştı. Demek ki mütehassıs- larmm tahmin ettiği gibi, uzamak yolun- daki vaadini yerine getirmekte ve git- tikçe boylanmaktadır. Fakat bu yüz - den çektiği sıkıntıyı bugüne kadar bir kendisi bilirdi. İşte şimdi — yazıyoruz: bunu siz de öğrenecek, siz de bileceksi niz; Bu fotoğraf, bir adamın bir bebek odasından çıktığını göstermiyor. Dev çocuk kendi evinde bir. odadan bir odaya - geçiyor Dev çocuğun derdi yalnız kendisinin Geğildir. Annesi ve babasının da bu ha- rikulâde uzun boylu ve iri yapılı çocuğu doyurmak giydirmek hususunda çektiği zahmetleri bilseniz! Bu kadar süratle büyüyen bir çocu -| ğün herhalde fazla gidaya ihtiyacı ol - duğu tabildir. Onun için meselâ sabahları, bu çocu- ğun önüne, gelişi güzel bir kahvaltı koy makla iş bitmez. Getirilen her şeyin en aşağı dört misli fazlasını getirmek lâzım dır, Aksi takdirde Dev çocuk kendisinin aç bırakıldığından şikâyet edecektir. Sabahları yediği kahvaltının — küçük bir listesini yapalım: Dört bardağı bol bol dolduracak nis- bette portakal şerbeti, sekiz — rafadan yumurta, Çiçerisinde 12 dilim bulunan) iki tabak tereyağlı kızarmış ekmek, bü- yük bir tabak elma marmaladı, beş bar da.kxlmhve.,, Dev çocuk bununla da iktifa etmiye- rek öon bardak kahve içmek — arzusunu göstermekteyse de annesi artık o kadar fazla yeyip içmenin bir Dev — için dahi çok fazla olduğu kanaatindedir. Genç Dev, daima bedenen rahatsız vaziyettedir. Yani bir yere — sığışamaz, yerleşemez. Çünkü bildiğimiz sandalye: ler onun için çok alçaktır. Sandalyenin arkalığına da dayansa bile... Sonra bu sandalyenin onun altında kırılması ihti- mali de vardır. Onun için, mutat hacim deki sandalyelere meselâ bir lokantada oturması lâzımgeldiği zaman, Dev ço- cuk amudu fikarisinin alt — ucunu san- dalyenin kaidesine itina ile yerleştirdik ten sonra ayaklarını masanın — altından uzatıyor. Uzatması da bir — zarürettir. Çünkü dizlerini kıvırdığı zaman masada beraber kalkmaktadır. Uzanmış ayakları masanın öbür ya - nından 91,5 santimetre dışarı — çıkar. Artık lokanta içinde gelip geçenlerin ayağı takılan takılana.. Dey çocuk vücu dunun öbür nihayetini göremez ki hâ - kim olsun. Dümeni kırsın veya tehlike işareti versin.. Üstelik kımıldanamaz da. Ayakkabı meselesine — gelince, tabii biçbir dükkânda onun için hazır ayakka bi bulunamaz. Elbise o kadar ehemmi - yetli değil. Terzi nihayet — biraz fazla kumaş sarfederek ve bir parça daha ip- hp hartayarak ona bir kılıf yapmak im- kânmı kolayca bulur. Fakat ona ayakka- bı yapmak başlı başına bir mimari hâ - disedir. Bu kadar ağır ve iri yapılı bir adamın ayağına gelişigüzel deriden — yapılacak ayakkabının hiç mukavemeti — olamaz. Onun için malzemeyi takviye lâzım- dır. Bereket versin Amerikada bir şirket vakidir. Kendisine eldiven hususi suret te yapılmaktadır. İki katlı otobüslerde seyahat ederken eğer içeri oturursa kanapeye yan yat- ması lâzımgeliyor. Ancak üst katta bir- az rahat edebiliyor. Fakat şunu da söyliyelim ki, gerek otobüs ve gerek tramvayda, yahut oto- mobilde iken “Dev çozuk,;, arada bir dı şarı çıkıp girince kocaman azasını işlet- mek ihtiyacını duyar. İşte bu merasimi yaptığı zaman civar daki bütün faaliyet durur, seyrüsefer ka rışır, bebekler arabalarından büyük ço- cuklar pcncerelerden yuvarlanırlar, Köpekler havlamağa başlar ve polisler koşuşur.. O gerinirken — görülmemiş bir dev manzarası arzedip etrafiı heyecana ver- mektedir, yanikia Dev çocuk, bir olel odasının kapısı önünde tabit boyda bir hizmetçi ile * Türkiyedeki “Devçocuk” Kayserili Tevfik Kâzım Peki bu delikanlı nasıl ve nerede yati yor? Onun da usulünü bulmuşlar. Bir ctele indiği zaman üç çifte — karyolayı da ayak ucu taraflarını çıkarıp biribirine eklemektedirler.. Bu suretle Dey çocuk karşı karşıya çayırda imiş gibi mışıl mışıl, hayır, ho- rul horul uyumaktadır. Kendisine bir marangoz tarafından 3 sene evvel hediye edilen Laryola, bu- gün ona ancak bir köşe m. Gw olabile- cek cesamette kalmıştır. Tiyatro ve sinemalara Hittiği zaman muhakkak en arkalarda yahut locada yer almak mezburiyetindedir. Çünkü ön taraflarda olsa, oturduğu zaman bile ar kadakilerin, “yahu ayakta durmıyalım!,, diye ona serzenişte bulunacakları tabif- dir. Ancak bu kadar göze çarpar derecede iri olmanın bir faydası büulunsa gerek « tir. Bu delikanlı yarın evlendiği zaman karısından kaçamak yapan bazı kocalar — gibi asl> harehert edemiyecektir. Çünkü onu,gittiği yerde görmiyen kalmıyacak tır. Girerken ve çıkarken, meselâ bizim altıncı Dairc..01 hareketi nevinden bir pöze carparlıkla, herkesçe,' tarihi tesbit edilebilecek bir manızara arzedecektir. Amerikaniın Dev çocuğu Roöbert Vad- lov bir noktada halka çok sinirlenmekte- — dir. Ona uzun boylu olmasından ötürü bazı nükteler sarfediyorlarmış. ke Meselâ; “Başınm. bulunduğu yerlere r de havalar nasıl?,, gibi... tü “Senelerdenberi bundan — başka bir söz işitmedim,, diyor. Ve bu nüktenin —| bilhassa eskiliğinden artık — kendisine bıkkınlık gelmiş olduğunu söylüyor. — Dev çocuk Robertin annesi, babası ve — iki kız kardeşi herkes gibi tabit hacim- ; dedir... h. Robert bazı iri boylular gibi ahmak — değildir. Alton kolejini muvaffakiyetle — bitirmiştir. Şimdi hukuk tahsiline geçi- yor. Yarın avukat olacak... 4 Mahkemede eliyle işaretler edip heye- - canlı bir müdafaaya başlayacağı zaman boyunun kaç metreye varacağı belli de- ğil, fakat şimdiki boyiyle bile alacağı manzarayı düşünmek kâfi. H. M;

Bu sayıdan diğer sayfalar: