14 Ekim 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

PI nzAdi “Adamın biri yeni bir eve ta- Şınıyor. Fakat, burasının esrarlı olduğundan ve kimse tarafın- dan tutulmak — istenmediğinden $ bahsediliyor.. Burada iki âşık zehirlcınıdştir. Bu iki — âşıktan kadın kurtulmuştur, ve yeni ki- Tacı taşındıktan birkaç gün son- Td evi ziyarete geliyor; ve kira- Cı, kadının her nevi hissi ve hat- tĞ cinst arsularına boyun eği- yor., Mayıs. : Maamafi.. cv | S$onra d"ğâ t f odala de bir aşağı bir yukarı, çıkıp bahçede dolaşıyorum. erkaş ma kadın geldi. Evin tütün N Olduğun bîktım. Bulamadım. Kaçmış keder ku ?UŞür:düm. içimi sonsuz bir karşımdtmırmege başladı. Kadın şimdi P bir hm;:c-h'. bal_ıçede saklanmış. Onun el için bile olsa, bana uzattığı Mek y"i:şî??a'ü% /zamanlardaki hürmetin Üemizti Vg'îf"dıgi bir başka hisse sürük- Cesi ban '*'”âi_mdi onu kaybetmek düşün- & ölüm kadar korkunç geliyordu. Uni arîîcîlîîıar’ îli?e :mrıldan.ıyordu, he- Lürka tü Eîızı ayırmak istiyorlar.. Feta d hiç 1Tnsenm Belmiyeceğin te- 'N etmeğe çalışryord TSini katiyen te rek h den b dum, | söylediğini, i söyliyerek um; ve sonra ken- rketmiyeceğimi söyliye- attâ huhafaza etmek B3 hu için -ölüm emin ediyor- Son sözüm Üüzerine : — Ölmek mi! dedi, Birden sakinle da billur sesiy © evvel karanlık v ı' “den $miş olan sesi geniş o- le akisle çınladı: Biraz : € Şaşkım olan gözleri bi : ; gözleri bir dınlenıvermışti, burkulmuş ve tit- ÜF Olan dudakları simdi eeti T Bini kazanımşn_ simdi eşki gerginli; Bütün gece İ kipanm,ş olarak, azira_n: İ b“t:h sahne yeniden husül bulabilir - © *tinın gevezeliklerine ve şüp- heleri Ka ıî;iı mani 'olamazdım. Ve eğer. *mez bir mucize ile ellerinden Ttul kadmı, ” Muvaffak olduğu kimseler © Saklandığı yeri bulamazlarsa, .Onun '& bu eski ev hatıralarma gelmiye- A Y di? ve © zaman... j za : y Bonu hıman, Bitmesine rtıza göstermek, İ Oldüğum , kismen silmeğe muvaffak a teskin edilmiyen kurbana (ko- sonsuz hülyalar içine| süküti bir halde kaldı ) iade etmek lâzımdı. İÇ selmıyan renk P İşi in SN - mt;.h"hk denilen güzelleştirme ope- Örü Dr. Jon C. Bell kadınları bo- VÜ din n Yanmaktan kurtarmıştır. Ka- e cam tik pudra ve Tuj kullanmıya- bidi ir. Doktorun muayenehanesine d P de ameliyat klotuğuna oturdu g Saçların altı aylık yahut daimi gibi yüzüne de küçük bir ame- : I'th daitmi renk verilmek'edir. Re- — Sim doktoru ameliyat esnasında gös-| Beni kara kara düşünmeğe sevkeden, onu alt üst eden her halde bu koörkunç ihtimaldi. Halini kendinden geçmiyecek kadar dalgın olmasından, dudaklarının köşelerinde hasıl olan iztirap büklü - münden anlıyordum: İki gündür az ko- nuşuyor: daima hülya hali yaşıyor, ne- leri düşünüyor, neleri hatırlıyor?.. Haziran: a Bir kaç gündür içine kapandığı süktün ve hülyaların sırrını biliyorum, Kendini bana emanet ettiği zaman, beni cezbetti- ği son baş dönmesinden kaçmak istedim. Sonra düşündüm: Madem ki bir defa buna rıza gösterdim, kaçmak neye ya- rardı! Bu fasit daire üzerindeki yürü yüşe — devam etmek lâzımdı, beni öl- mıyan, — fakat gene benden vaşka B--L nin yüklenmiyeceği mukadderatını tama men kabül etmek lazımdı, Ölmek.. Aşka ölümle, ve hatıraların canlandığı muzaaf bir yalrızlık içinde insanlardan uzak olan bu inzivaya de- vam etmek.. Böyle konuşan kimdi? İçimde, içimin hiç bilemediğim bir yerinde tarırmadığım bir ses, bir başkasının mazisini konuşan bir ses evvelâ şefkatle fakat sonra da sevinçle kendim de yapmağa farkında olmadan sürüklendiğim bir mazi.. Bu, büyük bir dini tecrübe idi.. O — ses kulaklarımda bilinen ve “bu havayı ne- rede işittim?,, dedirten bir musiki gibi çınlıyor. İşte insan böyle bir kendili - ğinden intihara kolayca razı olabilirdi. Fakat bu kadın otdan hülyalarının ka- ranlığına gömülerek kurtulmuştu; acaba ben de (şefkatim, şahsiyetimin ve ira- demin son fedakârlıği) ölüme bu süre- le mi sürüklenecektim? Daima düşünüyor, ayni hararetli, al- çak ve yeknesak sesle, bana yalvaran ve beni çeken kollarımı boynuma dolaya rak konuşuyor. Saatlerce onu dinliya- rum. Gözlerimde insanı endişeye düşiü- ren bir ifade var galiba: Çünkü madam Lemeilleur bana gayet tuhaf bir tavırla sualler soruyor; belki bu esrarlı kadın bir gün kaçacak, bir daha gelmeğe ce- saret edemiyecek veya buraya jandar - malarla, polis komiseriyle beraber gele- cek. : Bu işi bir esasa bağlamak, bir karar vermek lâzımdı. Çünkü tereddüt beni muztarip etmeğe başlamıştı. Perşembe: Bu akşam bana kederli bir sesle: — Beni almağa gelirlerse, dedi, hâlâ yalnız yaşamağa devam eder misin? Gözlerinde ıslaklığın parlaklığı var- dı. Onu nasıl bir hareketle, bir iç kud- retiyle göğsüme çektim, bilmiyotum, Fakat ne demek istediğimi — anlamıştı. Hayır, hayır! onu teselli ettikten sonra, çiçekler ve sular ortasında ölmesine ra zi olamadığım bu öfelya'yı yalnız bıra kamazdım. Gitmiye imkân yoktu. Onu göğsümde sıkan ihtiraslı hare - ket her şeyi izah etmişti. Bana teşek- kür etti; tatlr ve mantıklı bir eda ile de- vam ediyordu: — O halde?... Cuma: Nasıl bir cevap VCrdiğimi büm.ivqmm Fakat madam Le meilleur cevabımı işi- dince kaçmıştı. Önlüğünü bir san ialye- nin üstüne fırlattı ve süratle bahçe ka- pısıma koştu. Acaba gözlerimde içimi parçalıyan endişeyi sezmiş miydi? Şüp- hesiz, bunu bütün şehre, noterinden u- şağına kadar her kese, hayretten gözle rini dört açarak anlatacaktı. Peki, ne olacak?,. Cuma akşamı saat 8. İsteklerini kabul ettim. Tahavvülüm tam oldu ve konuşan, hareket eden, karar veren ben değildim: içimdeki ikinci insandı. O da cehennemi tecrübesiyle bana yardım etti: Bu .kşam için her şeyi hazırladık. Bu gece uyu- yacağız. a HABER — Akşam postası M Tenton amca sinemada /'UN n Ki M RASTARİK FüNÜNE 1 Yazan : Aziz En küçük kabahalleri 996 yılr 14 ilk teşrin günü 940 sene evvel bugün, Fatimi hükümdarların dan Aziz gözlerini ebediyen kapamış- tı. Zamanında hükümetini Hicaz Ye dar yaymış olan bu hükümdarm öliü- mü, tarihin çok mühim bir hadisesidir Yerine gelen oğlu Mansurul Hâkim çok geçmeden delilik emareleri gös- termeğe başladı. Aklın ve mantığın kabul etmiyeceği kararlar veriyor ve tatbik ettiriyordu Ona bir gün: — Ceza, ancak ölümdür. Tebanı ıslah etmek istiyorsan, kabahat yapa- nı idam ettir., dediler. Mansur, o günden sonra, yeni siya- setine başladı, En ehemmiyetsiz kaba- hatleri ölümle cezalandırıyordu, Hat- tâ iki kişinin kavgasını, birinin biriri dövmesini bile, Halk her an ölüm'in pençesine düşmek endişesi içinde ya şıyordu. Hükümdarın etrafına — toplanm's olanlar, her hareketi tasvip ve tak- dirden geri durmuıyarlardı. Deli hükümdar bir aralık memleke. tin en nüfuzlu cehrelerini de öldürt- meğe başladı. Ceza diye bir şey kal- mamıştı. Kabahat karşılığı daimu ölümdü. Bütün bunlarla beraber sükün - ve “İtidal dakikalarında hürriyet sever görünür, iyilikler yapar, Suriye ve Mısırda camiler, mektepler ve rasat- haneler kurdururdu. Mansuru Hâkim bu suretle yirmi sene hüküm sürdü,. Tarihçi İbni Haldun, Mansurun ge ce vakti gezmeyi çok sevdiğini, yıldız ları seyrederek sabahladığını yazar. Bir gece Ayni Cebel'i ziyarete git ti ve dönmedi, Öbür gün hükümdarır ortadan kaybolduğu her tarafa ya yıldı. — Hâkim kaybolmuş,.. — Mansur sir olmuş.. Sözleri ağızdan ağıza dolasmağa başladı. Ne olmuştu. Nereye gilmiz ti? Kimse bilmiyordu. Her taraf aranmağa başlandı. Eser yoktu. Rivayetler yayılmıştı. — Mansur uçtu. diyorlardı. Çünkü, o, aynı zamanda yeni bir dı- nin müessisi idi. Kendisi her istediğ. vakit ortadan kaybolup tekrar dünya- ya getebileceğine inanır, böyle söyler di. HABE AKSAM POSYTABI DARE Evi Istanbul Ankara Caddesi Posta kütüsü : İstanbul 214 Telgraf adresi : İstanbul HABER Yazı işleri telofonu . 21872 idare ve İlân .— . 24370 ABONE;_îARTLARı Genelik '43"0,:.'— z'ıo.âb:;,_ 6 aylık :ğg n Yaso - T eayal aS0 Dc Bağı £ Suhtbi ve Neşriyal Müdürü; Hasan Rasim Us Basıldığı ver (VAKIT) matbaası K6 # U B Bi daç 0 G Ş W A N Hi addk GÜL aa AA Gizli silâhları haber veren mMmakine Amerikanın İllincis devlet hapisha- nesi yeni bir makine kullanmaya başla- mıştır. Bu makine hapishaneye gizlice sokulmak istenen silâhları haber ver - mektedir. Bizim paramızla aşağı yukarı — otuz yedi liraya mal olan bu makine — şimdi bütün Amerika hapishanelerine konula caktır, " tirdiği paketler camdan bir masanın üs tüne konmaktadır. Paketin içinde silâh yahut küçücük testere gibi bir âlet bu- lundu mu hemen bir elektrik ışığı par- lamakta arkasından da çan çalmaktadır. Gelen ziyaretçi kadınlardan birinin üstü | kadın memurlar tarafından arandığı hel de bir şey bulunmamış fakat bu kadın elektrikli tertibath kapıdan — geçerken elektrik ışığı parlamış, çan da çalmaya başlamıştır. Bu sefer çırçıplak soyula - Niyazi Ahme 940 sene evvel bugün Fatımi hükümdarlarından — dıran Mansurul Hâkim, bir gün ortadan kayboldu. Elbisesinin bir parçası ile — bindiği hayvanın bir ayağından başka bir iz bulunmadı .- men, Musui, Halep, ilama şehrin ka | tarihi hadise bu suretle kapandı. — " A “ik öldü bitle ölümle cezalan- *“İsiâm tarihi, Mansurun bu itikas dıni göyle anlatır: “Hâkim yeni bit dinin müessisi idi ki müntesibini disiniı uluhunin mümessili addeder ve her istediği zaman runema o üzere âlemi hayattan çekildiğine ni tekit bulunurlardı. Bu itikat e Dürzüler arasında mevcuttur.,, —— İşte bu itikadı benimsemiş olanlar. hükümdarı aramak istiyenlere hem kızıyor, ve hem de arkalarından gü '“-’ yorlardı: f — Dinine hayatında inanmıyanlara işte isbat etti. Bir gün gene a gelecek . diyorlardı. Marsurun oğlu Ebu Haşim küçük- tü. Halası Settül Melikin vesayeninde idi, Hükümetin en nüfuzlu memurları iki hâkimin elinde idi, Bunların hılj si, hükümdarın uçmadığına kanidiler ve onun izini arıyorlardı. iy Bir gün, Bilbis şehri, be “an dli ve amıza Ş" bazan akıllı hükümdarın yi xi senelik saltanatında rastlanmayan ir man- zara #rzediyordu. Halk birb — te giri- yor, münakaşalar, hayretler, ; ler yükseliyordu. Mesele şu idi. Kayıp hüküms, .*tte izi bulunmuştu. Fakat şu kadarı Bindiği hayvanın ayağı ile Ma — ruün e'bisesinin bir parçası.. Diğe — sımlar nerede idi? Ceset nerede ı Bunlar bilinmedi. Bulunanlar içi: |— Uydurma.. Sahte, dendi, VĞ_ VKŞ ' ,” *” Hapishaneye gelen ziyaretçilerin ge—' Casus diye — tevkif edilen sanatkâr — Yaz başlangıcında Fransaya yap bir tatil seyahati esnas nda askeri ka ların fatoğraflarını çektiği için cası İ suçüyle tevkif edilmiş olan Mis Marior Pola İngiltereye dönmüştür. a Bu hafta Londranm Prens Döral yatrosunda açılacak — olan yeni re meşhur Ronald Frankau ile birlilte . neye çıkacaktır. K "i #T a ÖSK e e das e | aA L Cdi AM HLAĞ - bulunmuştur, rak âranmca Üstünde bir çelik teıtere, I Güzellik Fenni Müstahzaratları | h. Marinello New-York Gelmiştir K

Bu sayıdan diğer sayfalar: