e e e an A HABER ÇOCUK. HAFTASI YT teşrin — 1036 BA KALIM MANİ MIZ GÜ-, KE FARK ANLIYA- “Et SANATTAN, NETALAY BLAERK 21 BAKALIM ARASI A 2 ei z pi ALIR e KR ayyanıca | GE) öm Aç ARZ YERİ Orupa BEN PARSAY Dir Hüzgür esiyor, resimde gördüğünüz çocuklarm şapkalarını W- Şiirüydr. Siz hangi numaralı şapkanın 3 « 5 6 7 nz 2s Ğİ olduğunu bulunuz, Bu bulmaca değil, Düyünün bakalım bulabile hangi numaralı çocuğa ait cek misiniz, Karanlıkta Yeşil gözler Üstünde bel bol altın damar- ları bulunan bir kayalığın yeryü züne fırlamış olduğunu işittim. Buradan kazma küreksiz, el ile altın toplenabileceğini söyledir der, Bu sözleri altı yedi yıl önce işitmiştim. Geçen yıl da kayalı ğr aramak için Namakâlanda git dim, Kayalık, Afrikanm en issiz bir bucuğındadır. Orada kimse * ciler yaşamadığı gibi; orasını bilenler de yoktur. Bana burası nın susuz, aslan ve kaplanlarla dolu olduğunu! söylediler. Kaya- lığın yerini bölmak için en çar buk yol töyyare idi. Günün bir rinde kendimi Aranj ırmağının 409 kilometre gimalindeki Lude- gite'de buldum, Yanımda bir pilot, bir gevle gist, cenup Afrika polisinden bir Hapekter, bir klavuz bir de yerli Zulululardan ahçı vardı.Haval yaptığınız bir araştırma, bu işe bir tek tayyarenin yetmiyeesi ni gösterdi, Yere inecek alanları az ve teblikeli idi. Elimizde iki uçak olunca, birisi havada iken #kintisi yere iner; bir hâdise çı: karta, havada kalan tayyare İm- dat getirmek için geriye gidebi- Tirdi Uçuşumuz sadece bir keşif i- di, Orada yalnız Uç dört saat dar kalacağımızdan fazla ha apmağık. Pilota ben sin kayalıklarının bulunduğu yere yal veren dağı aramak için, sahil hattın: takip ederek üç yüz Kilometre kadar şimale uçtuk. Onu gördüğümüzü sandık; tab mizimizin yanlış olduğunu son- Ta anladık; bununla beraber kum lkrm arasından sipsivri yükse » len sarp kayaların üst ne daireler çizdik. Dağın tepesine Yı de düz bir toprak parçası görün” ce inmeğe başladık. Tekerlekle - etmi yere değince kumun yu- puşak olduğunu anladık. Teke? Tekler battı, makinede O büyük bir çatırtı ile durdu. Tayyarenini burnu yümüşak kumların işine adamakıllı * görüldü. Bize bir gey” olmamıştı: makineyi yavaş yavaş düzelttik. Makineye de bir şey olmamıştı. Pukat, maden - den olan pervâmemiz üç santim kadar iğrilmişti. Merkezimizden üç yüz kilo - metre uzakta idik; Johanesburg şehrinden gelmesini beklediği - miz ikinci tayyarenin de bizi bulmak ihtimalleri pek azdı. Pİ- Totun tayyareyi uçurmağa uğ - Taşması benim de-o geriye gelin ceye kadar burada beklemekliği imi karalaştırdık. “Tayyare sağ salim kalktı. G5 sünmez oluncaya kadar onu gö- zetledim, Yapımda iki matra si peksimet dolu bir teneke kutu, bir elektrik cep | feneri, bir de 32 lik büyük Kolt tabancası var dr. Bunların hepsini bir küme ya parak bıraktım ve dönecek tay- yare için emniyetli bir iniş saba- st seçtim. Sahaya İşaret koydum, etrafına bir hendek kardım, ha- vanın estiği istikameti göster - mek için de beyaz taşlardan w - Yazan! Sir Malcolm Gempben Karada sürat rekörimeni un bir ok yaptım. Sonra ortalır &ı kolaçan etmeğe kalktımı. Kumların üsünde yürümek çek yorucu idi. Her adımda in- tanın ayakları aşık kemiklerine kadar kumlara batiyordu; hele kayalara tırmânmak hiç de Öz - denecek bir iş değildi. Öğleden sonra geç vakit iniş £ sahesıns döndüğümde herhalde 40 kilo- metre kadar yürümüş bulunu - yordum, Altın bulmamıştim ve tayyare de geriye | gelmemişti Açlıktan iyice kıyfanıncaya ka- dar yanımdaki yiyeceklere el sürmemeğe karar verdim. İki büyük kayanın arasma se Kışarak uyudum. Birdenbire niçin. uyanmış olduğumu bilmiyorum. Fakat, kumların duran böyvan izleri, ben uyur - ken baralardan korkünç bir ye » yin geçmiş olduğunu anlattı, Ba na niçin saldırmadığına şaştım. Yenimda bir de tüfek bulenma- Ağına o kadar üzlildüm ki; ko- ca hayvanlara karşı tabanca hiş faydasızdı. Birâz daha e için yüksekçe bir kayanın tepesi- ne tirmandım. o Ancak (geri taraftaki tepelerden at uyacak bir hayvan bana erişebi- Jirdi. Bu sırada güneş batmış or talığı karanlık kaplamıştı. Bey” Ik da yabani “Bayvanların ho- murtularile dolmuştu. Hem. deh setli bir kasırga ortalığı kasup İmışta. Çok yü” wiyetli © olmak Geceyârısma doğru uykuya dalmıştı, Tuhaf bir gürültü deki uyandırarak © ayaklarımın Üstüne fırlattı: Hemen » elektrik Senerimin düğmesine — bastım. Karanlıkta keskin patlayan bir gift yeşil göz gördüm. Tabanca: yı patlatmadım, çünkü kurşun iylee göremediğim büyük hay vanı yalnız yaralarsa, — üstüme gullanır kendimi e kurtaramaz m, Gözler kayboldu, hayvan a ortalıktan çekildi. Fakat, ar- ik uyumamak lâzme olduğunu biriyordum. Nihayet sabah oldu; bulundu Hem sivri tepeden aşağıya in dim. Fırtına iniş sahasında-yap: tiğem işaretleri silip süpürmüş - ti. Yeni baştan işe koyulmak gerekti. Sabahtan öğleden sonraya kar dar hep altın aradım. Hiçbir iz bulrmadıktan başka pek de ye- rulmuş olduğuradan İniş sahasi- sa döndüm ve pilotun niçin dön. mediğini ancak 0 zaman düşün meğe başladım. Pilot o belki de buradan giderken tayyaresile düşmüştü. Eğer varacağı kama ya sağlam gitmiş olsaydı, çok tan dönüp bana gelirdi. Yanım- daki yiyecekle içeceğe henliz el sürmemiştim. Ertesi güne kadar ağzıma hiçbir şey koymamağa karar verdim. Bunlarla bir hafta, kadar, geşinebileceğimi © hesa ediyordum, Üç yüz kilemetreli olu yürüyerek geri dönmeği dü şönmek bile çılgınlıktı. Yumuşak kumun üstünde | yürümek çok zordu; hem erzal da taşıyamazdım: soru yedi günde yürüme yoktu, Çok güç şartlar altında yürüye yürüye hiç şüphesiz 79 yıl düşecektim; zayıf düşünce de yolumu şaşıracağıma hiç şüp he yoktu. En iyi iş, bu np beklemeleti, Saat dört ve bunu takip eden saat kadar süren saati ben ömrüme de hirsetmemişt Düşünüp de yüreğimi boş ye re üzmemek için, yeniden altın ktım. Buralarda altın ya artık iyiden iyi- ye kansat getirdiğim halde ken- dimi avutmak ve düşüncemi oya Tamek için delaşıyordum. Böyle dalgin dalgın dolaşırken zula » ğma bir gürültü geldi. Gürükü gittikçe daha iyi işitiliyordu. Ba ımı çevirince beni yirmi dört eaat önce bırakıp giden ayni tay yarenin iniş alanına inmekte ole duğunu gördüm. Pilot niçin geç kalmış olduğu" Bu anlattı, Kampa kadar iyi kö 48 uçabilmiş olan tayyareyi ye - niden uçurmadan tamir etmek İlzemgelmişti. Şimdi iki kişi 0 ca geceleyin beni uyandıran mla « selyüme da yolu dav düzlükteki pençe izleri buralar dan birçok aslanların geştiği gösteriyordu, Demek keskin kes kin ışıldayan yeşil gözlerin sahi ralatda sürülerle dolaşan ni aslanlardanı biri imişi Canımı wevr kurtardığıma pek sevindim ve buralarda alem bü- İunmadığı için tayyare ile geri oçtuktan sonra kampı dağıtarak İngilterenin yolunu tut Yeşil gözler aklıma geldikçe gim di bile içim ürperir.