f i / 1 i şi i N t ; 1 — Kemani NUBAR Z — Kemençe ALAKO 3 — Piyanist YO 4 — Udi AsDi 5 — Cümbüş CEMAL Umum — Mektep kitaplarınızı Yorulmadan tekmil olarak İstanbul Ankara caddesi İnkılıp kitaphanesin den alırsınız, itap satın alıyoruz Eski ve yeni harflerle her nevi kitap lar ve okunmuş yeni harflerle hise kitap İarı iyi fiyatla satın almır, İstanbul An-|ğ kara caddesi 155 No, ÇAGLAYANDA mmm pl Bu akşam parlak bir musiki Solist: MUALLA DİNÇ SES SA z Bi ETİ Ki Li De azar 9 2 Darbuka Hasan Tahsin Tedavisi için TUZLA IÇMELERİ Mevsiminden istifade ediniz 15 Hazirandan 15 Birinci- Tanburi ve Bestekar : SALAHATTİN Emmi Mahmure Şen Ses- Suzan Afitap - Faide Yıldız Esik leşrine kadar gecesi MAĞLÜUP FAUSTA — Bir gün gelip de betbaht olursam; nuzsa Allah da sizi öyle korusun!, buraya gelir ve uzun müddet bşşımı dinlerim, diyerek ayrılmadan evvel hepsile ayrı ayrı vedalaştı, Pardayan erkenden yola çıktı, Üğ- Ie vakti indiği bir handa kesesini yok- ladığı zaman ancak altı lirasının kal- dığmı gördü. Yüzünü buruşturarak söylendi. — Bu kadar az para ile Floransaya kadar gidip gelebilir miyim? Hayvanın eğerinde gözlerini belki bir şey bulabilirim ümidile karıştırır- ken, eline ufak bir resim, bir mektup ve beş deste de altın geçti. Bunların herbirinde yüzer lira vardı. Resme baktı, bu Mari Tuşenin Bare sokağın- da oturduğu sıralara ait bir resimdi, altın bir çerçeveye konulmuştu, Çer- çevenin üstünde on iki tane pırlanta mevcuttu. Bu resim vaktile kral doku- zuncu Şarl tarafından yaptırılarak Mari Tuşeye hediye edilmişti. Parda- yan nihayet mektubu açarak okudu. İçinde şunlar yazılıydı: | “Oğlum! Uzun bir seyahate çıkacağınızdan bahsettiniz. Bunun için öteki oğlum yani kardeşiniz Şarlin yol masrafını nasıl ben veriyorsam, sizinkini de ver- meği bir vicdan borcu bilirim, Resme gelince, bu 1572 senesinde belki de si- zin unuttuğunuz, fakat çok fena bir şekilde kafama nakşedilmiş olan bir günde verilmiştir. Beni sevdiğime bağ layan en mukaddes bağ bu resimdir. Fakat, çocuklarımın en büyüğü Sizi bildiğim için mirasımın usulen size geçmesi lâzımdır. Elveda aziz yav. rum; en büyük emelim sizi ölmeden evvel bir kere daha görmektir. Bunu unutmayınız! Siz, bizi nasıl korudu. Pardayan mektüp elinde belki bir saat alurin bir köşesinde beygirine dayanmış düşündü, durdu. Yemeğin hazır olduğunu söylemeğe gelen uşak, Şövalyeyi başı göğsüne düşmüş, gözleri yaşla dolu bir halde buldu, Pardayan nisan sonlarına doğru Floransaya girdi. Şövalye buraya gel- mek için yolun ea uzununu intihap et- miş ve bazı yerlerde de uzun zaman kalmıştı. Floransaya geldiğinin ertesi günü hemen Faustanm kendisine tarif etti- ği saraya gitmiş, fakat orada iri yarı bir kaplct Şövalyenin hiç alışamadığı bir hürmetle eğilerek kendisinin Şö- valye dö Pardayan olup olmadığını sormuş ve beklenilen zat olduğunu öğ- renince koynundan çıkardığı bir mek- tubu vermişti. Pardayan hemen oracıkta mektubu açtı, içinde yalniz şunlar yazılı idi; “Roma Paleriyan — Fausta... Şövalye kapıcıya sordu: — Demek senyora Fausta beni Ro- mada bekliyor? — Bana yalnız mektubu size verme mi tenbih ettiler, başka hiçbir şey bil- miyorum! Şövalye oteline dönerek, uzun bir zaman Romaya gidip gitmemek icin kalbile mücadele ettikten sonra git- mekte karar kıldı. 1589 senesi mayısının on dördüncü günü akşamı cok güzel bir havada Romaya vasil olarak tesadüfen önüne çıkan Fran Pariziyen oteline indi. Otelin sahibi Monmartrli bir Fran- Miki Afrikada haydutlar peşindi bağ DÜRDANE FAHRİYE â Beyoğlunda L O ua MAĞLÜP FAUSTA s9 sızdı, Burada Fransız usulü yemekler pişirmekle meşhurdu. Fakat buna mukabil oteline gelen Fransızlara de İtalyan yemekleri verirdi. Kendi iddi- asına göre pek yakında bu suretle Ro- ma ve Paris halkını birbirine bağlaya- caktı, Pardayan büyük bir iştiha ile karnını doyurduktan sonra hemen ya tarak uyudu. Ertesi gün ancak saat sekizde kalkabilmişti. Otelde bir müd. det eğlendikten sonra dikkatle giyin. di ve öğle yemeğini yedi, Niyeti Fa- ustanın verdiği adrese gitmekti, Paleriyanm nerede olduğunu otel. ciden sordu. Neşeli adam, yerini tarif ettikten sonra: — Eskiden pek güzel bir bina imiş, dedi. Papa altıncı Aleksandr tarafın. dan iyice tamir edilmişse de Lükres Borjiyadanberi içinde kimse oturma. mıştır. Fakat seyre değer bir yerdir Şövalye otelden çıkarak bir müddet dolaştıktan sonra nihayet aradığı ye- ri buldu, Saraym sokağa bakan tara- İt hazin bir manzara arzediyor, orası burası harap olmuş bulunuyordu. Şö- valye: — Burası bizim Sitedeki Konağm bir ikincisi, diye söylendi. Adam sen de, mademki içinde demir kafes ve ağlar yok.. Pardayan içeri girmek için her ta rafı aradı ise de bir yer bulamadı. Kapı taşla örülmüştü, Pencerelere çıkmak imkânı da yoktu. Ne yapaca- ğını düşünürken yanından geçen hir adam dirseğile kendisine vurarak; — Arkamdan geliniz! dedi . Şövalye: — Demek bekleniyormuşum! diye söylenerek adamı takibe başladr. Fa- kat bu sırada bıçağının yerinde olup olmadığının yoklamağı da ihmal et- İSME R Melike Cemal; Sabriy Keman: CEVDET, Kemençe: SOTIRI, Piyaro; FEYZİ, Ut:N İBRAHİM, Kanan: AHMET. Okuyucular: YAŞAR, HAMİ Fiyatlarda tenzilât yapılmıştır. Tel. 40227 BIRALIK APARTIMAN DAİRELERİ Mercanda bir tarafı Örücüler soks.| partımanmda küçük ve dg ği bir tarafı Eminpaşa sokağı köşe- HİÇTE DİKKÂ BİLMEZMİİ NER NDRA sir ler kiralıktır. Bütün konfö dır. Kapıcıya müracaat, memişti, Kılavuzluk yapan adam sarayı g© çip Tiber nehrine çıkan bir soxuği saptı, Yolun tam ortasında alçak bi kapıdan girerek gözden kayboldu T biatile Pardayanda aynı hareketi taklit ediyordu, Adam önde, Pardayan arkada uzu” koridorlardan geçtiler. Şövalye ası£” ların ve senelerin tahribine uğr: heykel ve saire gibi sanat eserle! seyrede ede büyük bir saloha gir Duvarda Faustanın ecdadından © Lükres Borjiyanın. bir resmi var Pardayan gözlerini bu resme dikmi$ bakarken arkasında bir gürültü old& başını çevirdiği zaman genç ve gü: bir kâdınm gözlerile karşılaştı. Kad nın gözlerindeki büyüleyici bakış de” min baktığı resimde de mevcuttu, Pardayan Faustayı görür görme hemen eğilerek selâmladı. Fausta: — Ninemin resmi önünde durm seyir mi ediyordunuz? diye sorduktsf sonra sözü Lükres Barjiyanın Kudref ve kuvvetine geçirdi, Genç kadın esnada bir koltuğa oturmuş, oturma$i için Pardayana da işaret etmişti. Şövalye bu konuşmadan cesareti nerek: — Madam! dedi. Alp dağlarını öbür tarafında yaptığınız tecrübe! sizi büyük ihtiraslarınızdan vazgef” mek lüzumüna inandırmıştır zanned€” rim, İnsanldra hükmetmekle geçirdi” giniz gürültülü hayata mukabil | kadm gibi severek ve serilerek yaş” mak daha iyi değil midir? Affederi# niz, ben de haddimi unutarak size n#” sihat vermeğe kalktım. Size şunu sof” mak istiyordum, burada oturduğun za göre Papa ile aranızın düzelmiş ok