hi ÜN if SA 17 EYLÜL — 1936 sefil olan Yeniden e m m Film çevirmekten çekilen ve sanatkâr şöhrete kavuşacak €Londra hususi muhabirimizin mek- tabu) İsveçin Mari Pikfordu adını kazan - W3 olan film sanatkâr; Sigrid Holmkist! le vakitler haftada bizim (paramızla| 15 lira ücret alırdı. Şimdi Londranm kenar mahallelerin- de bir apartımanım bir tek © odacığında yaşamaktadır. Ve kendi yemeğini kendi si pişirilmektedir. Talisizliği Holivudda! bir delinin kendi hayatına karşı teşeb - büs ettiği suikastla başlamıştır. Bunu kendi ağzından dinliyelim: — Evimde arkadaşlarıma bir ziyafet verdiğim sırada balkona çıktım. Daha İp Holiyuda gitmişti. Amerikada yap -| . Bö €n tanınmış filmle: ilk adımımı atmamıştım ki patlayan bir tabancanm kurşunu ornuzumu deldi. Ertesi gece yatak odamda bir aralık uyanmca, bir elektrik fenerinden fışki- ran ışığın oda içinde & dolaştığını gör - düm. Bağırmak istedim. Kocaman bir <l ağzımı kapadı. Bayılmışım. Kendi - | me geldiğim zaman odada kimse yok- tur. Sinirlerim mahvolmuştu. Holiyudda- ki mesleğimi terkettim. Çünkü korku ve üzüntüye daya otomobilim, | şof a, hizmetçi ve uşaklarım, şe » hirde bir konağım, bir de yazlık köşküm vardı. Avrupa krallarile bir sofrada ye- mek yedim. Evlendiğim zaman kocam da artık sinemadan büsbütün vazgeç - mem için ısrar etti, Kendisi Nevyorkun meşhur bankerlerindendi. Fakat (1929 buhranında bütün parasını kaybetti ve birkaç ay sonra öldü, Vaktile bu kadar o para kazanan bu r kadın, geçen hafta bir fotoğ -| Tafçıya haftada 7 lira ücretle modellik Yapmak işini bulunca sevincinden deli Bibi olmuştur. Çünkü hayli zamandır iş Mizlik ve parasızlık sıkıntıları içinde kıv Tanıyordu. Bundan on sene evvel çevrilmiş beş İsveç filminin yıldızı idi. İsveçteni kal Evimi sattım. Uşaklarıma yol verdim. Simdi bir taksiye bile < binemiyorum Otobüslerle gidip geliyorum. Şimdi Matmazel Molmkist içiin yeni Ümit ışıkları O doğmuştur. o Kendisine film için yeni yeni sinemalar arayan bir İngiliz direktörü rastlamış ve bir vakit olduğunu bile bil güzel kadına İngiliz film sanayi hakli strmişeir. ler film yaldız arasında “Ka -| için mektep “Şu köşenin Böşemdeşi Rahatını seven kalantur,, “Sönen ışık,,| o Yakınlarda Sizfrid tekrar eski şöhre- Tardır, tine kavuşacaktır. !IŞIKLI NEON ——we REKLAMLARI Ucuz ve taksitle NECiP ERSES Galata : Sesli Han Soğuk algınlıkları (Te ei cil giri laikler ASPİRİN 2 ve 20 komprimelik ambalajlarda bulunur. Ambalaj ve komprimelerin Üzerinde halisliğin timsali ds “lân G3 markasını arayınız. HABER — Akşam Posta Ton ton amca sevgilisine çiçek götürecekti faka ... AKSAM POSTASI IDARE EVi . Istanbul Ankara Caddesi Posta kutusu : İstanbal 214 Telgraf gcresi; istanvul HABER Yazı işieri te'ofonu ; 21M79 idare ve lân 24310 ABONE ŞARTLARI Türkiye Zenebi Senelik 1a004r. 27006 6 oyuk o 730. 1480 3 syik 400 » 809 w » ayine Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Hasan Rasim Us Basıldığı yer (VAKIT) matbaası , yam ARİN Yazan : Niyazi Ahmet bugün 285 sene evvel Dayak korkusu hazineye elli bin kuruş kâr bıraktı Et ihtikârının önüne geçemeyen Gümrük ve koyun Emini Sadrazamın emri ile tam iki yüz değnek yemek suretile cezalandırıldı Bir kaç gün önce İstanbul gaze- teleri, şehir havadisleri sütununda, hattâ birinci sayıfalarında et ihtikâ- rından bahsediyor, bir şirketin hak- sızlıklar yaptığını anlatıyorlardı. Bugün bu stunda; iki yüz küsur yıl önce Istanbulda et yüzünden neler ol- duğunu anlatacağız. Istanbul ağaları, Istanbulun hâ- Istediklerini yapıyorlar,! kimi idiler. kendi kendilerine verdikleri kararla- rı ta$bik ettiriyorlardı. Bu arada bir kazanç yolu bulmuşlardı: Et satışı ni İnhisar altma almak. Ağalardan biri: — Bu şehirde ber gün bu kadar et satılır. Kazanç çok olur. Bunu bizler idare etsek, kazançlar bizim) kesemize akar. Dedi, Çok cazip olan bu teklif Kabul e- didi. Ve hemen icraata geçildi. Bir çok kasap dükkânları kapatılarak yeni dükkânlar açıldı. Okkası sekiz) âkçe olan et birdenbire (on akçeye| çıkarılmıştı. Halk şikâyet ediyor, fakat dinle- temiyordu. Et, iki akçe fazlasile sa- tıliyor, halk mecburen alıyordu. Sadrazam, şehirde büyük bir pa- nik uyandıran bu ihtikârm önüne geçmek fsfedi. “Bİ tekrar sekiz ak- çeye indirdi; Fakat ağalar, bir müd- det on akçeden satılan etlerden ka- zandıkları parayı kaçırmamak için her tedbiri almaktan geri durmadı - İsr, tekrar on akçeye çıkarmağa mu- vaffak oldular. Sadrazam fena halde hiddetlen- mişti, — Tiz gümrük ye koyun eminini getirin. Emrini verdi, Zavallı emin, sma gelir gelmez: — Benim bir suçum yoktur. Ağa- lar istediklerin yaparlar, Dedi. Sadrazam: — Bu işi idarö et diye sehl bura- ya getirdik. Yapamadığın bir işin başma neden geçersin. Sadrazamın karşı *EN KUVVETLİ bil EN YUKSEK A İİ KABİLiYETİ Diye azarladı. Sonra yanında bulunanlara: — Yıkın şunu aşağı. Emrini verdi. Gümrük ve koyun emini, başma geleceği anlıyordu. — Kıymayın bana, meyin. Diye yalvardı. Sadrazam: — Hayır... Seni öldürmeyiz.. Ül- dürmekten kazancımız yoktur. İbret olsun diye değnekliyeceğiz. Cevabını verdi. Bu sözü duyanların işareli Üze- rine hemen değnekçiler geldiler. Sadrazam gözünün içine bakıyor- lardı. Sadrazam: —İkiyüz. Diye dudaklarını kımıldattı, Dudağın kımıldanışı ve “iki yüz, sesinin çıkışı saniyesinde değnek şa- Beni öldür- kırdadı. Ayakta duran biri: — Bir, iki, tiç.. Diye saymağa başladı. Tam iki yüz değnek yiyen gümrük emini baygın bir halde kenara fırla- tildı, O gün şehirde dolaşan del Jâllar: — Sekiz akçeden fazlaya et sa- tanlar gümrük emini gibi iki yüz değnek yiyecekler... Diye bağırdılar, Ağalar, kazandıklarını kâr saya- rak fazlaya gidemediler. Bayram günü idi, Askere meva- cip dağıtılacaktı. Ağalar bötün bir sene bu günü beklerlerdi. Para da- ğıtılırken en mühim vurgunları vü rur, dolu keseleri koyunlarma sak» larlardı, Fakat, gümrük ve koyun emininin yediği dayak ağızdan ağıza dolaş yor, kimse haksız muamele yapma- ğa cesaret edemiyordu. 1651 yılı 17 eylül günü 1061 Hicri yılının 1 şevval günü, 2855 sene er- vel bugün bütün paralar dağıtıldık- tan sonra yapılan hesapta hazinede tam elli bin kuruş fazla kalmıştı. Ağalar: — Etten kazandık, kaybettik. Diye dövünüyorlardı. mevacipten