8 Eylül 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Kuvaryani ile rşılaşamaz mı ? SA Il, *“Journal d'Ürient,, gazete- Cim Londosla yaptığı | kaybeden Gürcü pehlivan Kola ' tı"-!'!'an.ınin meşhur Fransız güreşçi- ! Buyariç de berabere kal- İ haber vermektedir. Gazete bu ; "'Mmtı verdikten sonra göyle bir | », Yâpıyor: - "Madgmıu Cim Londos buraya tek- gelmek yolundaki vaadini tutma- | » neden Dinarlı Mehmet ile Ku- | .;- âniyi güreştirmemeli? | 'quondoıDeglam Deglan da vak- Vai yenmişlerdi. Diğer taraf- da şimdi otuz dakikalık *A bir maçta berabere kaldığı Ku- h. “niyi bir müddet evvel yenmişti. | Vaziyette Gürcü pehlivan Dinarlı | ası icap eden bir gü- Ça Deglan da var. Fransız güreş- Âvrupa şampiyonu unvanmı müt- güreşçisi Dankolofa kaptır- İstanbuldan gelecek bir tekli- * SBDorcularımız Rusyaya Ne günü hareket edecekler ? 11 Eylülde Rusyaya hareket ede. Sporcularımızı götürceke vapur 4a Panyasının tarifelerinde yaptığı — G0 Yüzünden Odesa postaları pa. F İ8h.. | Bününe tahyil edilmiştir. k ı Teularımızın hareketi bu yüzden d&t&i gününe kalmıştır. İnönü Türk Kuşu | Ampında muvaffak İjı Olan İzmirliler ü k irden, İnönü kampına giden genç y Muvaffakiyetli uçuşlar yaparak im- larını vermişlerdir. İzmir Türkku- | uîeîermden erkek lisesi öğretmen- y “den Kemal birinci defa 25 dakika- üe i defa 18 dakikalık yelken uçu- xh Ve beynelmilel komisyonunun koy Şartla beş defa fazlasını yapmak | ı N Etile ilk C. brövesini almıştır. *| TOfesyonel bisiklet __' şampiyonası ğ Ofesyonel koşuuclar arasında yapı- hl Üzerinde dünya bisiklet şampi- “81 müsabakası, Fransanın çok meş- î $mpiyonu Magnein parlak galebe- |ç Peticelenmiştir. Müsabaka esnasın- ğ fakiplerini açarak 9 dakika 27 sa- ş farkla birinci gelen Magnei İtal- h Bini, Holandalı Middelkamo, g' L Hi Egli ve Danimarkölı —Undhal 'diyorlardı Geçen senenin şampi yarışa iştirak etmiş ise de i tutamamıştır. IN ın"llevk ç% gu şemsiyeleri alın, e- ' ı Görüsler : Yuzme Pazar günkü Tarabya ile Moda ara- smdaki büyük yüzme müsabakamızın tehlikeli ve eğlenceli kısımlarını şu şe- kilde hulâsa edebiliriz: Saat altı buçukta Galata rıhtımında bir hayli kalabalık toplanmış.. O ka- dar ki insana Üsküdar veya Bebekten geleceklerin de akşamdan İstanbula geçmiş hissini veriyor. Meğer yeniden kaydolmağa on, on beş genç daha mü- racaat ediyorlarmış. İçlerinde bir ida- reci üç de yüzücü olmak üzere dört ta- ne Karamürselli var. Hareket ve Karamlirselliler Müsabakamıza girmek için Kara- mürselden kalkmışlar cumartesi gece yarısı İstanbula gelmişler; iki yüzücü- leri Kadıköyde kalmiş, bizim hareket zamanımıza kadar bu çocukların Kadı köyünden İstanbula geçmelerine vesa- itsizlik yüzünden imkân yok. Tabil bekliyoruz, bir hayli bekliyo- ruz. Bu gefer Kadıköyünden gelecek arkadaşları aramağa giden iki Kara- mürselli de gelemiyorlar, hareket et- mek mecburiyetinde kalıyoruz. Bu sporcu gençleri bırakmak içimize el- vermiyor, Fakat ne yapılabilir ki... Motörümüze doğru yürüyoruz. Ka- yıtlar tekrar gözden geçiriliyor ve san- dallara yüzücüler bindirilmeğe başlı- yor. Paketli, güğümlü hakem ve sporcular Ellerinde paketleri fotoğraflarile ge- len hakemler var, Bilhassa Kasımpa- şalı Kerim bunlarım başında. Yüzücü- lerden de yine Kasımpasalr ve 931 se- nesi Kavak - Kınalıada yüzücüsü Ka- sım için elinde sütle dolu bir güğümle gelmiş... Anlaşılan Kasnnpaşa.hla.r durendiş olüyorlar. Sporcuların en açık gözü Hareket ediliyor.. Sandallar köprü- yü geçmiş, Kabataş önüne bile varmış- lar. Fakat en geride Galatasaraylı Ce- ! lâlin bindiği sandal hemen hemen köp- rünün yanı başımda motörü bekliyor.. Akıllı çocuk küreğe geçmiş fakat mo- töre çabuk takılmak 'için süratli hare- ket etmiyor. Yolda Üsküdara uğrayıp oradan da bir hayli genci ve arkadasları kendilerini köprünün Kadıköy iskelesinde ararken akıllı davranıp Üsküdara geçmiş bulu- nan Kadıköydeki Karamürsellileri de aldıktan sonra yola düzülüyoruz. Herkes neşeli.. Fakat bayan Klein hafif bir uyku kestiriyor. Motör ve sandaldaki sporcular önünden gectiği- miz evlere ve tesadüf ettiğimiz vapur- lara selâmlar gönderiyorlar. Pencerelerden bakanları ahbapları- na benzetenler de bir hayli fazla.. Yağlananlar ve yağlayanlar Yeniköy önüne geldik. Motörde ve sandallarda bir faaliyettir başladı. So- yuünan ve yağlananmın haddi hesabı yok. Bu arada meselâ Fenerli Hikmet Melih gibi yalnız vücudunu değil yü- zünü de yağlayıp alelâcaip bir şekil alanlar da var. Tarabyaya yaklaşınca iş bitiyor. Ve yüzücüler motörün altından üste çıkı- yorlar. Fakat bu çıkış bizim için çok tehlikeli oluyor. Mübareklerin sürdüğü yağlar elbisemize sürünürse yandık. Pis bir leke brrakmakta.. Dikkat edeceğiz diye canımız çıkı- yor. Çocuklar da inatlarına burnumu- za giriyor. Kovmak olmaz, çekilmek, kaçmak.. Onun iİçin de yer yok. Bizim İzzet Apak ilk elbisesi kirle- nen o oluyor. Berlinden getirdiği ©o canrm beyaz kostüm feci halde.. Tarabya rıhtımında Tarabya rıhtımıma çıkılıyor. Baş ha- kem Burhan Atak İle kumanyayı üstü- ne alan Saffet faaliyette.. Biri yüzücü- lere direktif verirken diğeri sandalla- h | nm yavaş müsabakamızda göze çarpanlar ra üzüm dağıtmakta.. Tokatliyan oteli balkonları ve Tarabya rıhtımı hınca- hmç. Bu müşkül yarışımıza gidenleri yeserdiyorlar. Sandala binmek istemiyen hasxemlerimiz Sandallı hakemlere vazife XVerih'yor. Bay Recep Âli “Aman diyor, ben öm- rümde yüzme blimem, sakın beni san- dala vermeyin vallahi korkudan ölü- rüm.,, Ve o zaman dikkat ediyoruz ki Recep motörde bile can kurtaranların üstüne oturmuş bir elile de sıkı sıkı onları tutmakta... Meşhur futbol hakemlerimizden Ahmet Adem de aynı fikirde hem de sandala binmemek için öyle ısrar edi-| yor ki; bu arkadaşımızı motörde bırak mağa karar veriyoruz. Fakat o anda Ahmet Adem nedense fikrini değişti- riyor “binerim, sandala binerim,, diye adeta bağırıyor. Ve daha cevap bekle- meden bir sandala atlıyor. Bu değişik- .liğin sebebini evvelâ anlayamıyoruz. Fakat bütün yarış müddetince hep yüzücü bayanı takip ettiğini görünce isi biraz anlar gibi oluyoruz. Biz şüphelendik fakat bilinmez ki.. Ne ise günahı boynuna., Birinci çıkan Deparın on yedinci dakikası Alman sefareti önündeyiz. Müsabakanım birin- ci çıkanını görmeğe — muvaffak olduk. Feneryılmazdan Ziya sandala oradan da motöre şeref verdi. Fakat ayağı uğurlu çocukmuş.. Onün arkasından motörü- müz müsabakayı bırakanlarla yarım sa- at zarfında dolüverdi. Yarışı terkedenlerin — hemen hepsi kramptan bahsettiler. Meraklır olduğum kramp hakkında kendilerine sualler sor dum, Fakat birçokları doğru — dürüst cevap veremediler. Krampm ne demek olduğunu bilmi- yenlerin kramp girdiğini nasıl anladık- larını ben anlryamadım. Su içme Motörde bir su içme merakıdır. gidi- yor. Herkes Saffetin başımnda havanın fazla sıcak olmasından — miıdir, nedir? Saffet üzüm ve su yetiştirmek için uğra şıp durmaktadır. Baş hakemin sık sık duyulan düdüğü Başhakem Burhan Atak kaşları çatık sandalda hemen hemen bütün müsaba- ka müddetince hiç — oturmadı. Sık sık sert düdüğü öttürerek motörü davet e- diyor ve kesilen yüzücüleri toplamağa çalışryor. Hele bir defa Burhanın — düdüğünün büsbütün sert olarak öttüğünü duyuyo- ruz. Meğer arkamızdan “Ankara,, vapu- ru geliyormuş, Çok dikaktli olan başha- kemimiz kaptanı ikaz ederek yüzücüleri çok mühim bir tehlikeden — kuitarmış oldu. Salimin karısı Yüzücülerden, çoluk — çocuk sahibhi Salim Haseki, karısile beraber gelmiş.. Karısı kocasını hiç yalnız bırakmak iste mezmiş.. Motörde meraklı gözlerle ko- casını takip etmeğe çalışıyor. Bir taraf- tan da bizlere bisküvi ikram etmeği u- nutmuyor. Kocası müsabakayı terketti- ği zaman çok müteessir oldu. Fakat elin den ne gelebilirdi ki... Salime havlu ver- di giyinmesine yardım etti işte o kadar. Müsabaka koamiseri ile sandalcının kavgası Müsabaka komiseri deniz subayı Re- şit Haydar en ihtiyar sandalcının kayı- ğına tesadüf etmişti. Kanı — kaynayan genç deniz subayımız geçkin sandalcı- hareketine öyle kızıyor ki Mütemadiyen kavga etmektedirler. Alay edelim derker, ödümüzü koparanlar Hakem Recep motörde elinde dür- bünile müsabıkları — tapik ediyor. Ve İzzet Apağa heran rapor veriyor. Biran Recep heyecanla yere duıüyo: “Aman m»,v 'ıııı imdat istiyorlar.. İşte sağ tarafta birisi çırpınryor,, diyor. — Süratle o tarafa gi- diyoruz. Meğer yüzücülerden biri bize şaka yapmış, azizlik etmiş. Rahat bir ne fes alarak başka tarafa hareket — ediyo- ruz. Konyak iİçmemiş sporcular Müsabakaya girenler ve yarıda bıra- kanlar arasında hiç konyak — içmemiş gençler bir hayli çoktur.. Doktor kendi lerine konyak — verince kimi istemiyor kimisi de — kimbilir ne zannederek — şişeyi yarısına kadar deviriyor. Ve ta- bif sızıp kalıyor... Kızkülesi — rıhtiminda bir dalgıç Motörümüz Kızkulesi önüne geldiği zaman külenin rıkhtımında birisinin elle- rini kollarını salladığını — görüyoruz. yüzücülerden ve meşhur — dalgıçlardan “Arif,, imiş.. Karnına sancı girmiş ken- dini Kızkulesine dar atmış. Hesaplar Üsküdar hizasına geldikten sonra mo- törümüz de bir hesaptır başladı. Bizim İzzet Muhiddin Apak benim tuttuğum hesaplara bir türlü — inanamıyor. Ben denizde daha on üç yüzücü — olduğunu söyledikçe o, itiraz ediyor. “Hayır diyor siz yanlış hesap ettiniz muhakkak kaybolanlar var.,, Aramızda | bir münakaşadır gidiyor. *“Yahu diyorum ben ki senelerce mu- hasebecilik ettim. Artık otuz — dokuz kişinin hesabtnr yapamıyacak mıyım,,? İzzet — sebebini bir türlü bulamadı- ğım - Telâşta ve inadında devam ediyor. Öndeklleri soranlar Yanından geçtiğimiz her yüzücü ka- çıncı olduğunu yani, önünde kaç kişi bulunduğunu merakla soruyor. Ekmek isteyen Bütün tenbihlere rağmen Kız kulesi önünde açıktan sapan Vuçadel akıntı- lara kapılmış Ahırkapı önlerine doğru sürükleniyor. Zavallı Vuçadel büyük tehlikeyi anlamış; kendini Aakıntıdan kurtaramıyor. O kadar şaşırmış ki, imdat diyecek yerde (ekmek, ekmek) diye bağırıyor. Hakemlerimizden Kerim — ve Celâl sanadlla imdadına koşuyorlar ve kur- tarıyorlar. İstasyona çıkan kondoktör Müsabıklar arasında devlet demir yolları kondoktörlerinden Sami de var. Müasbakadan evvel kendisine takılıyo- rum “aman bay Sami alışkınlıkla sa- kım Haydarpaşaya cıkma,, diyorum. Tesadüfe bakınız ki kondoktör Sami boğazı mükemmelen yüzdüğü halde tam Haydarpaşa önünde müsabakayı terketmek mecburiyetinde kalıyor. Son telâş Müsabaka nihayete eriyor, artık dö- neceğiz; herkes giyinmiş fakat bir el- bisenin sahibi yok bizim İzzet Apak| yine telâşta., Bakryoruz Kavak - Kmna- llada yüzücü Kasrm ortada gözükmi- yor. Hepimiz düşünceli.. Zavallıyı gö-| ren kimse mevcut değil. Motör gider- | ken herkes serapa göz kesilmiş.. Niha- yet mübadeleci Osman Salacık rıhtı- mında Kasımı teşhis edebildi. Tabil herkeste bir sevinctir gidiyor, Bilhassa İzzet de.. Bizim Apağın rahat rahat bir su içişi var ki cidden görül- meğe değerdi.. İstanbula döndüğümüz zaman bu mühim yüzmeye giren sporcular, müt- hiş yorgunluklarıma rağmen çok sami- mi geçen buşünün akşamında ve bü- yük bir neşe içinde dağılıyordu. O. M. Kutnak .-** 1 Büyük mukavemet yarışımıza dair yarınki gazetemizde gene yazılar büu. | şebbüs olan bu iş için Futbol federasyonu reisi Londradan döndü Olimpiyatlardan sonra Londraya git- miş olan futbol federasyonu reisi Ham- di Emin dün şehrimize gelmiş ve seya- hati hakkında şunları söylemiştir: —*“ Londrada bulunduğum müddet- çe Türk spor kurumu namıma mıntaka futbolcularını çalıştıracak ve kurslar a- çarak antrenör yetiştirebilecek kabiliyet te futbol bilgisi kuvvetli muallim işi ile uğraştım, Şimdilik Ankara, İzmir, İstanbul ol- mak üzere üç mıntakada antrenör kru- su açrlacaktır. Ve bu kurslarda klüple- re bir veya iki antrenör — yetiştirilerek klüp sporcularının futbol bilgileri arttı- rılacaktır. Memleketimiz için çok hayırlı bir te- İngiltere futbol federasyonile yaptığım temaslarda tavsi ye edilen Mister Boothda aradığım eve safı gördüğüm cihetle derhal Spor ku- rumu namına angaje ettim. Diğer iki antrenörle de mukavele ya- a. v | pılmak üzeredir. Mister Booth baş ant- Bu zat bizim müsabakaya iştirak eden | renör olarak tavzif edilecektir. Modern futbolün öğretme — tarzları nı göstermek için açılan kursu yakından takip ederek pek çok istifade ettim. Ayrıca futbolün bütün inceliklerini gös teren sesli bir film de getirteceğiz. Filmde; bütün vuruşlar, kafa oyunla- rı, müdafaa ve hücum tarzları vesaire çok mükemmel gösterilmiştir. Bu eritresan film İstanbul ve Anado- lanun her tarafında gösterilecek ve bü- tün sporcuların görmeleri temin edile- cakürısı Avcılar ve Atıcılar Birliğinin kongresi İstanbul avcılar ve atıcılar birliği umumi heyeti 31/8/936 pazartesi gü- nü toplanmıştır. Kongre reisliğine ope- ratör bay Murat İbrahim Cankat se- çilmiş ve müzakereleri idare etmiştir. İdare heyeti raporu ve hesap raporu okunmuş, heyeti umumiyece tavsip edilmiştir. Bundan sonra yeni idare heyeti seçimine geçilmiştir. Neticede eski reis bay Asım Turgu- dun sıhhi vaziyetinin müsaadesizliği sebebi ile ve kendi arzusu ile reislikten çekilmesi üzerine - heyeti umumiyece kendisinden fahri reisliği kabul etme- si rica edilmiş ve neticede mumaileyh tarafından birliğin fahri reisliği kabul edilmiştir. Birinci reisliğe bay Ali, ikinci reis- liğe bay Emin Kâhyagil istifası üzeri- ne bay Sami İsmail Ozan, umumi kâ- tipliğe bay Ali Turhan Tamerler, mu- hasebeciliğe bay Cenml Deniz, azalığa bay Hulüsi Gür, yedek azalığa bay Sab ri, bay Emin, haysiyet divanı azalığıma bay Murat İbrahim Cankat, bay Ah- met Şevki Çiloğlu (Muş saylavı) ve bay Sait Salâhattin Cihanoğlu seçil- mişlerdir. Heyeti umumiye başardığı işlerden dolayı idare heyetine teşekkür etmiş ve yeni idare heyetinden semereli fa- aliyetler temenni ederek toplantıya ni- hayet vermiştir. Iaad:smız. j | Dayak yiyen boksör tt yarı raki- bine: — Beni hırpalamakta devam eder- sen akşam nerede olduğıuw M M hdi v”i". ö H, gee V P — — aaaeem ae e— v c i> aarieea gü papapanaşra - . Bi '

Bu sayıdan diğer sayfalar: