HABER — Akşam Postası — nanelARİNI © Yazan : Niyazi Anmet Ton ten amca ! meraklıdır i ü anlamak için onu © yakımdan Ür Çünkü, insanı birden vuran Şekleiliği yoktu. » Ebeveyninden kalmış olan bir miktar n onu Şalışmaktan sarfınazar ettiri- du. Halbuki bu doğru değildi. Çün- ya “ma sıkıntılı saatlerde onu meş- BU ediyor, yeni bir canlılık ©U veriyor, Yalnızlığa bir deva oluyordu. Bayağı rdan bihaber © ve hattâ bunlar a rağ içir, yegâne © eğlencesi ” da bir defa sinemaya gitmekti. | » Sene sinemalardan birine gittiği bir | te, perde arasında, yanındaki boş ko! ” taklardan birine genç bir adam oturdu. çekinerek sormuştu; — Meşgul mil efendim? — Hayır! Bu Sevaptan sonra, Pahire başımı kal. © Ve delikanlıya baktı. Bakışlar: ça- P m Gencin güzel ve esrarlı gözleri yi ar Ve Fahire bu hakışların şimdiye hiç alışmadığı ve ya rastlamadığı Mir barada kerdisininkilere | takıldığım gi. ranta Şb a bir program istedi, Kalma” # söyliyen adamcağız arandı, fs. * bulmak mümirlin olmadı. O zaman dı © komşusuna kendi — programın: ttriyerek uzattı, Delikanlı nazik bir Ma ilç ile teşekkür etti, Gözleri yeniden ve bu defa uzun müddet biribiri y sinema bittiği zaman, Fahire kalktı Sturduğu koltuk © #rrasından uzak- Bia, Bu kına konuşma ve bakışmanın Sa g geleceğini düşünmeğe, ummağa Nİ bam sile ee desek, Koşusu tesadüflerin yardımı- ireniyondu Meselâ bir tanesinden dap de etmeğe kalkıştı. Birden kolun » Müge dedi, eldivemmizn tekini Lu Maş” salan teşekkür ederken, biraz ace — > tekrar görmek isterdim, dedi. Dürüst bir kez terbiyesi görmüş, ve ya f Sacların cesurca teklifleri karşısında isini müdafaa (© maksadile, Fahire <VaP vermeden kapıya doğru iler- e Fakat, bir saatlik © komşust, bir i nefis meselesi yaparak, onu birkaç A takip etti ve: gi tekrar görmeme imkân verme Tica ederim, dedi. Meselâ, yarından Maat dörtle beş arasında Kadıköy , de sizi beklerim. Hayır, deme- “e gelin. ... Zeki Anadoluku bir çocuktu. #stanbul e biç bir şeyini, me saflığını, ne a- değiştirmemişti. o Taheilini “ikten sonra, İstanbulda bir memu- ) tayin edilmişti. Bentlarndan goğunu istanbullular a e seçmişti. Fakat, bilgisine ve tine rağmen, ne mesleğinde yük “Mİ ne de maddi bir refaha ulaşa” İ. Aşk meselelerinde de daima ya . Hareketlerinde canlirk yok sıra dostlarma Oomemleketinin da tüttüğünlü söylerdi. Arkadaş. hiçbir meselede geri değildi. hep Aİt telâkkileri onlarınkinden çok |, İĞ. Asil bir ruhu vardı, ve sami- Mini il memada, uzun müddet © seyrettiği SM tavırlı kızdan çok hoşlanmıştı. sade ve siyah bir o elbise giy- * Giyinişinde ne bir O özenme, ne A "ma, ne bir sun'flik, hattâ yüzünde Mü, me ruj vardı. Bu tevazu, bu a) Bözünde bu kadm: diğerlerin- r, ve onda tahayyül (oettiği buluyordu. 4 tesi güne, hattâ o randevu sastine * büyük bir endişe içinde yazadı. 0... a, 'CY6 gelince, iki gün büyük ve | Mü, bir karararz'ık içinde göçtü. Mera Me randevuya gitmeğe razı olma p Teme: bir adamm bu is doğacak tehlike ne olabilirdi? dakikaya kadar © tereddüt etti e Muhayyilesi de onu o böyle bir “He atılmak için zorlamıyor de- Zildi. Böyle bir davet onun için öyle ye- ni bir şeydi ki, (sıkılacağına ve yalnız lıktan azap çekeceğine, tehlikeli bile ol. sa, bu davete gidiş bir eğlence mevzuu olabilirdi. Kendi kendine hiçbir itirafta bulunmadan, pudra ve rujla (ovzun ra mandanberi arzuladığı çiçekli bir şapka aldı. Arkasında uzun müddet annesinin matemini ve rengini taşımıştı. Şimdi mademki mevsim yazdı. Beyaz bir elbi- se giyebilirdi. Randevu (günü kendin! çok değişmiş, gençleşmiş, (hattâ çüzel buluyor, ve içinden bir beğendirmek ar zusu doğuyordu, Muayyen saatte ran- devuya gili Fakat, canı çok sıkıldı. Çünkü, bu sa- stte Kadıköy iskelesi çok kalabalık o lurdu, Ortalıkta ve kalabalıkta aranaca- ğına, bir iki kişinin bulunduğu bekleme odalarmdan birinde oturmağı daha doğ- ru buldu ve bir saatlik komgusunun ken disini arayacağından şüphe etmiyordu. Bir aralık pencere önünden Zeki geç- ti. O, daha erken gelmişti. Beyhude ye- re sinemada gördüğü genç (o kızcaradı. Pakat, bugünkü kızla o günkü arasında büyük bir fark vardr. Biran (tanır gibi oldu. Hayır, o değildi. Çünkü, sinema» da gördüğü kız mütevazi, sakin ve basit tavırlı idi. Vakit geçiyordu. Saat (dört buçuk, sant beş, Zeki beceriksizliğinden, talisizliğin - den üzülmüş bir halde evine döndü. Hoşlanmadığı bu hatırayı (o kafasından silmek için bir daha sinamaya gitmedi Fahire de evine döndü. Tekrar matem elbiselerini giydi. Mütetesir fakat is yansız bir hali vardı. o Çünkü, zaten o kendisile uzlaşan taliinin siliklik ve yal- nizlık olduğunu son bir defa daha öğren miş oluyordu. R Nuh CEM OLumeblii kazalarına karşı mücadele Morkovada bir sene zarfırJa bütün otomobil kazalarını ortadan kaldırmak için çok şiddetli bir mücadeleye girişik miştir. Moskovaşehrinde her sene yüz- lerce otomobil kazası olmakta ve bu sayı gittikçe de artmakta idi. Kazaları en çok yeni şoförler yap. maktadır. Kazaların yüzde 92 si bun. larm o yüzündendir. Sebep de cadde İerin kalabalığı değil dikaktsizliktir. Pariste Beyaz kadın ticareti yapan- lar yakalandı Paris o polisinin © el koyduğu en şaşılacak (o vakalardan birisi şimdi Üç Kişinin tevkifinden sonra (o incelenmi başlanmıştır. Tevkif olunanlar Angelo. Zombelo ağk bir İtalyan, Paul Ctala adi bir F- Tansız ve Âresti (o Muhammet adlı biri Cezairlidir. Üçü Je daha otuzuna © varmıyan adamlardır. Söylendiğine göre bunlar iki senedir Londra ile Paris arasında beyaz esih ticaretinin — yeni bir şeklin yapmakta imişler. Bunlann o ibtisasları Hintli, Afri- kalı, Arap ve diğer müslümanlara güzel Ayvrupak (o kadın tedarik etmektir. Po- Misten sızön o haberlere göre bu kadın tacirle:* zengin bir takım (şarkıların Fransada ve İngilterede haremsarâyla: kurabilmeleri için on yedi ile yirmi yaş) arasında kitçok (İngiliz ve Fransız kız- ları Odevşirerek (o satmışlardır. Polis. bu haremsacaylardan birisini k istmiştir. Zengin bir Afrikalının kur müş Olduğu bu harem Pacisin hemen eteklerinreki çıplaklar kolonişinin. yanı başındadır. Ve içindeki bütün kızlar İngilizdir. Bunlar kabare ve roviilerde. dans öğrenerek (o şark.sahmelerina — gönderi- AKSAM POSTASI Istanbul * Ankara Caddesi * Posta kutusu 19İstanbul 214 , Telgral adresi: İstanbul HABER Yazı işleri telofdnu ABONE gr ' Ermek Sahibi ve Neşriyat Müdürü: Masan Rasim Us Basıldığı yer (VAKİT) matbaası 341 sene evvel bugün Vişigrad düşmanın eline geçti Hudutlarda büyük mağlübiyetilere uğra- nrken, Okmeydanında umumi dualar ya- pılıyor, mağlübiyet cezamızdır deniyordu 1595 yılı Ağustos sylarındaydı Türk ordusu Macaristan içlerinde kuvvetli düşmanlarla çarpışıyordu. Osman paşa dört bin kişilik bir kur. vetle Tepedelen yakınlarında çetin bir harbe tutuştu. Son derece gayret göstermesine rağmen mağlüp oldu Çok kıymetli kumaşlardan bin heş yüz çadır, yirmi yedi sancakla berra. ber bütün ordu mahvedildi. Kumandanlardan Kara Ali ber. Macaristan hududunda Türkler için korkunç iki kumandan olan Fransuva Nadosdi ile Nikola PaMiyi müzakere. ye davet etti, Bu müzakerenin çok enteresan bir safhası vardır. Palfi ziyafette şöyle diyordu: — Biz müslüman kuvveti bir ku-| tuya benzetiriz ki bizden evvel gelen.; Ter bunu açmağa clir'et etmemişler. Onlara: — Bu kutunun içinde ne var?.. Diye soranlar olursa, şöyle cevap verirlermiş; — Bu dopdolu yılan, çıyan, ak. reptir. Eğer bu kutu açılırsa bunlar memleketimize yayılır ve halkı sokar. lar, öldürürler. Ve her padişahımız bu kutuya bir kiMt âaha vurmuş. Şimdi açmak li- zın geldi. Meğer bomboşmuş. Yazık o itikat ile geçe ömrümüze... Bu konuşmada hazır bulunan ta. rihçi Peçevi sormuş: — Ya,.. Demek şimdi siz o iti- katta mısınız ki sizden evvel gelen. ler hata etmiş?.. Palfi cevap vermiş: — İtikadımız tamamiyle böyledir — Hayır dostum. Sizden evvel gelenler hata etmemişler. Hata sir. dedir, Menüiz siz kutunun ancak üze-| rindeki zarfı etm Kutunun kapa. ğını aşama dmız. Bundan sonra açılır. sa os “ucu mahlükun zararını görür. sünüz.., Bu mükâleme, düşmanların çok kuvvetli ve harbin neticesinden çok e- min bulunduklarını göstermektedir. Kara Ali, kaleyi teslim etmeğe razı olmadı. Düşmana şu haberi gön. derdi; — Kaleyi teslim edeceğimi aklını. za getirmeyin. Ben size teklif ediyo. rum: Geri çekiliniz. Yoksa mahzen- lere ateş verip kaleyi uçuracağım, Düşman bu teklife ehemmiyet ver? mediğini bildirince, Kara Ali şiddet. li bir hücuma geçti. Avusturyahlar, galip.geldiler ve şebri zaptettiler. Ka. * le İçinde bir içim su, birkaç dükaya satılacak hale gelmişti, Bu taham. mül edilmez hal, askerlerin yesin! büsbütlün aettrrıyordu. Kara Ah, kah- k' bir hücum esnasında hendekler üze, rinde koşuşurken yaralandı ve son ne | fesini verdi. Yerime geçen Anadolu) bevlerbeyi Mehmet paşa, mevcut kuv. vetle mukavemet edilemiyeceğini an. hyordu. Derhal Sinan paşadan im. dat istedi. Fakat bundan da bir fayda) görülmedi. En nihayet günde bin beş yüz. bin sekiz yüz gülle atılan Kale, Türk kadınları, çocukları ve eşyalariyle z paratorun gemileri içinde Visigrad, götürülmeleri sartile teslim oldu. 7 Türkler, elleri altında bulunan; şehirlerde ne ant'ialara, ne tarihi tah.) lolara dokunmuyor, ber birine ayri Osman ağn, Türk kuvvetlerinin barut mahzenlerini tespit etmiş ve ye. rini imparator reislerine bildirmişti. Verilen tarif Üzerine düşman fe daileri harekete geçtiler ve ilk hücum. da mahzeni zaptettiler. Bu felâket bir müslümanım hıris. tiyan dinine geçmesi yüzünden olmuş. tu. Daha önce Gregvar adımı taşırken Mehmet bey adını alarak dinini değiş. tirmiş olan sancak beyi bu akibete fe. na halde sinirlendi ve Vagçen kale. sini tutuşturdu. — Düşman eline geçmektense, yansın, dedi. ... Bu bozgunluklar, Osmanlı ordu- İ sunu fena halde sarsıyordu. İstanbu. Ja her gün fena haberler geliyor, halk; — Düşman buralara kadar ilerli. yecek.. diye endişeye düşmüştü, Üçüncü Mehmet, bu vaziyet kar- şısında harem zevklerine nihayet ver. mek mecburiyetinde kaldı. Halkın yesini teskin etmek için çareler ara. mağa başladı. Tersane arkasındaki Okmeyda- nında büyük musibetler zamanmda â. det olan umumi duanın yapılmasına karar verildi. Duaya yalnız müslü. manlar kabul edildi. Üç gün göz yaş- ları akıtrldr. Hüngür hüngür ağlan. dı. Vezirler, şeyhler, bütün saray er. kânr burada hazır bulunmuştu. Bu duadan sekiz gün sonra Ana. doluda, İstanbulda bir zelzele oldu. Her taraftan birçok köylerin yıkıldı. ğı haberleri geliyordu. Urganlı, Sart, Saitahmedi, Gedik kasabaları, Bos. tancı, Hamza çaruş, Azizli, Yapılı köyleri tamamiyle harap olmuştu. Bir köyde yer yarılarak su çık- mış ve suyun İçinde “nâmalüm neyi- den gözsüz bulıklar vardı. Manisa yo. lunda Fudes köprüsü kurbünde bir menba zuhur etti, ki suyu simsiyah idi. vi sz Ordu mağlüp olur, Türk evlâtları mahvedilirken, devleti idare edenler dua ile meşgul oluyorlardı. Zelzele olunca: — Müğlübiyetin bir sebebi var. mış, Cezamızı çekiyoruz. diye de ie seli Kulunuyordu. Elindeki sihiril bastonla madenler! bulan profesör Avusturyalr profesör Erarih Mer- zoz meşhur biradamdır.. Bu O hülgin, elindeki sihirli bastonu ile toprağın al - tında ne gili madenler olduğunu yüzde doksan sekizbuçuk isabetle söyler, Profesör bir hayli zamandır İngite- rede (o delaşmaktarır. Britanya sözla- onda madar bülmale için resmen dövet olunmuştur. Masraflarını hükümet vers tacktedir. Gazetecilere verdiği baycnatta : — hik istikşaflarımdan Hanst. Sus- seks, Plt mmtakalrında gaz bulun- duğumu anladım. — Gal ile çeşayr velâ - yetlerinde altm: bullınabileeğini san'yo- Cum, Demiştir.. İngiltere hlikümeti pro- ayrı hürmet gösteriyorlardı. İ fesörli su bulmak için Pilistins gön - Galipler ise, elelrine geçirdikleri l her şeyi kırıyor, hiç bir esere acrma. dan parçalıyortardı. 1595, yl. 8 Eyl) günü, 3âk sere), evvel bugün; Vişigrad da düşmanın eline geçti. Buranm düşman. eline geçmesi Rudin yeniçeri ağası Osman ağanm hem efendisini, hem de dinini! değiştirmesi yüzünden oldu dermek üzeredir, Profesör umumi harp O esnasında Avusturya. ordusunun sir Bulmak mi tohasarsı idi. Sırbistaodâ ordular susuz- luktan (büyüler sıkıntılar çekeriien o elindeki sihirli bastonu ile Korst dağla- tında neresini “kazın,, dediyse oradan muhakkale su çrlkmış ve profesöre büyük | bir eikret İaeemdeemesiz. | siz A NN e i