| Kemalizm “#“evzuu hakkında Tü :| bir musevi yurddaşın eseri Ve Alp adın: alan sabık Bay Kohen, “Kems'izm, hakkında ve bü serlevhsyi taş. b Şikardı. Mükaddemesi Fuat Köprülü tarafından yazılmıştır. Fransız eeki Herriot da bu esere dair bir sitayişkâr makale kaleme almışlır Kitap 500 » Otuz bâba ayrılmış ve resimlerle bezenmiştir. Matbaacılık ve Neşriyat Atanma sirketi tarafmdan baztimıştır. Fiyatı 160 kuruştur ya Marks'ın mezhebine Karlizm İn, lar, Marksizm diyorlar, Bütün Miz,” Maşirlerinin, keza şahsi isimleri Öğ, Yadları ele almarak Darvinizm, Misi), 0 vesaire gibi kelimeler teşkil i Bizimkinin de ona göre Atatür- Mi lâzım gelir. Fakat, diye İygg Kemalizm sözüne eskidenberi a Kia ia minha, mesele, kelime- elma anda değil, ifade ettiği mef- .. e ela Alp, Türklüğü temsil etmiş il mi yurttaşımızdır. Eski adı ji, © Onun böyle bir eser neşret- bay SALİ adını da değiştirerek cami- içinde hallolmak istemesi ve ol- yim hoşumuza gidiyor. Işte, na kiş, emeli olarak bizim milliyetçili- baz İzahürü böyledir. Biz, Tür 3 lerimi benimsemek ÇİN a mun nazi orkçilığiyle ' ya tezad teşkil ettiğini göster- d. Ağağıki yazıyı dercedeyim: “is bere'de Nazilerin © çıkardığı Der Güzetesinde şu satırlar okunmak»! P ir Yabdiler hâli Alman © isimlerini m, cüretini gösteriyorlar. Hükümet, Mi küstahlığna zoani olmalıdır. AP | iş, İerinin. yabancı irktaki inanlar ta- 1 in böhlmsezimesi bile bile yapılmış bir 5 kiymetli manevi bir malın çe Sa Alman milletine karşı tammin e Se Çarpık basaklı mütered- ny Basi olurda"Slegirled., adını Na i Um, YAA o Yalpalayarak © yürümenine hea EYLE, Aya Temrin eterlemir Li Şirine vayuluhayi bir darbe sayıl 4 Hayy, HALA elimizin “Adel, sdmar be- ? i kirleten Yahudiler var! ;, 4: ir. Sözler, kulağınızı trrmalamak m Bize âdeta gayri beşert hissini “dir. Bizim milliyetçiliğimiz. ai Mkçılığma nazaran beynelmi- Ne bir şefkat ve muhabbet kay- ; dinler gibi herkes i- ay at herkesin evlâdı için — Açik kapısıdır. isimli eserinde, Tekin Dngiği Kl a ti e eti ve vasfı eyy başkadır. Başiıca milliyetçilik «en kuvvetli muharri- #ekiller ve renklerde te ğ nehiy Kemalizm, bu N Asla ihtiyaç hissel. mülliyetçilik mu- tabiisinin inkişafın- Du da, bütün insanlar. vela #evki ettir aelğ, Mu) NE histir. (Sayfa 294) ka dey İğinin derin mana- a ilmek için her da Kemaletlerin millet mef- der, Pay diklarım bilmemiz Programında milletin yi ag» Tekin ii Mliyo, . AİR, İrmet İntntünden * ONUN Şu cümlesini nake! kamızı muhafaza ederiz. Ancak gittik. çe inkişaf eden tarihi hakikatlere gö, re, miktarları büyük yekünlar dolduran ni ve tarihi karabeti bugünkü © siyasi iştigalimizin dışında bir ilim mevzuu te lâkki eyleriz.. Bugünkü Türk millet siyasi ve içtimai camiası içinde kendile- rine Kürtlük, Çerkeslik ve hattâ Lâz, © bik ve Pomaklık gibi fikirler telkin edir | miş olan vatandaşlarımızı İcendimizden sayarız... Bugünkü ilmi hakikatler, beş on bin, birkaç yüz bin ve hattâ meselâ rkleşmişi, ıslahı için çalışılıyor Mevcut nizamnameler yapı- lacak umumi bir toplantıda tadil edilecek Ticaret odam esnaftan (o oldukça mühim bir para aldığı halde onlar için faydalı olmaktan çok wzak bulunan €$-; naf cemiyetlerini bu defa kat'i (o olarak islaha karar vermiş görünüyor. Bn iş ü” zerinde odada mühim bir faaliyet göze çarpmaktadır. Son günlerde esnaf cemi- yetleri reis ve umumi ktâiplerinin grup grup iştirakile ticaret odasında üç içti” ma yapılmış ve vaziyet gözden geçirir miştir. K öğrendiğimize göre işe bütün cemi yetlerin — ihtiyaca kâfi olmadığı kanaa- willet tasavvur etmeğe ilin bek) Hastahanelere vaz. Bizim bu millettaşlarımız hakkın, da duyduğumuz bağlılığın o munkariz Osmanlı hükümetinin güttüğü (Ümmet siyaseti ) ile hiçbir alâkası yoktur. Hris tiyan ve Musevi vatandaşlar için de ay, ni samimiyetle fikirlerimizi söylemek lâzımdır. Fırkamız bu o vatandaşları da dil ve emel birliğinde iştirak kaydı ak tında tamâmen Türk olarak kabul ey- ler Tekin Alp, devam ediyor: “Maamafih, Kemalizmin ırk veya din kardeşlerine karşı Mç bir alâka beslemez zanına kapılmamalıdır. Ke- malizm lâfla kanaat etmediği için Re. cep Peker'in beyanatında oırkdaşlara karşı izhar edilen alâkanın o plâtonik aşk olmadığını ve sırası gelince Kema- lizmin tesis ettiği umumi prensipler çevresi içinde kat'i ve müsbet neticeler verebileceğini anlamak ldzımdır.,, Bunun bir örneği olarak nüfus si- yasetinde Türkiye kapılarının Türk vw kından muhacırlara ardına kadar açık bulundurulduğunu gösteriyor. Fakat yalnız müslüman Türklere değil, hiriz« tiyan Türklere de... » . yeni pavyon Ilâvesi için tahsisat kabul edildi Maarif Vekili Saffet Arıkan şehrimiz) “ de bulunurken Üniversite Dp fakültesi talebesinin ihtiyaçlarına cevap vermek için hastanelerdeki yatak adedinin her- halde çoğaltılacağını da söylemişti. Bu ders senesi zarfında hakikaten kendini yakından hissettirmiş olan bu eksiğin önümüzdeki ders yılma kadar gideri'. mesi için harekete geçilmiştir. Tıp fakültesi talebenin dahili hasta- lıklar üzerinde etüdlerine imkân ver” mek ve mümkün olduğu kadar fazla has ta ile temaslarını temin etmek için Ha- seki hastanesine bir dahiliye pavyonu ilâvesine karar verilmiştir. Bu pavyon için yüz bin Jiralık tahsisat kabul edir miştir. Ayrıca burada Sıhhiye Vekâleti tarafından yeni ve büyük o bir dağum hastalıklar? pavyorlü da inşa edilecektir. Hasekinin ikinci hariciye koğuşu şim- dilik Gureba hastanesine nakledilecek- tir, Bozcaada ve Imroz Tekin Alp'ın vardığı netice şudur: | Rumları hakkında “Şu halde ırk ve din müşareketi, Yeni Türkiye nazarında artık milli mü- şareket demek değildir. Aynı millete mensup olmak için ayn ka veya dine mensup olmak değil, aynı dili konuş- mak, aym kültüre, ve aynı idenle sa- hip olmak şarttır... we Yüksek bir mevzua temas eden, Ves sikaları üzerinde iyi çalışılmış, fikir teselsülü ve uslüp cihetlerinden iyi ya- zılmış bulunan — ve bilhassa geçirdiği istihale noktasından — muharriri şa- yanı dikkat olan bu eseri, bütün oku- yucularımıza tavsiye ederiz, (va-N0) Sovyet Rusyada tahsil gören gençler Sovyet Rusyada bulunan 62 men- sucat işbaşımız oradaki iki senelik tah- sil ve stajlarını ikmal ederek gehrimi- ze dönmüşlerdi. Bu işbaşılar derhal Sümer Bankın muhtelif fabrikalarında yazifelendirilmişlerdir. Yeni fabrika. Jar kuruldukça gençler o fabrikalara a- Imacaklardır. Dost Sovyet Rusyada tahsilde bu- lunan dört mensucat mühendisimiz de bir aya kadar şehrimize gelecekler- dir. yalan bir haber Atina, 8 — Boğazlarla beraber İm- roz ve Bozcaadayı tahkim eden Türki- yenin bu civardaki rum ahaliyi tsemle. ketlerinden çıkaracağı ve Yunanistana göndereceği, buna mukabil de karaağaç müsellesini Yunanistana terkedeceği hak kında bazı gazeteler tarafından yapılar neşriyat Başvekil (o Metaksas tarafından tekzip edilmiştir. ” Güreşin Bağzı, İN Göresim Bahis, 5.04 3daz 28 12,20 16,12 10,17 21,08 3,03 —. &06 503 8,54 1200 145 780 temi GEÇEN SENE BUGÜN NE OLDU? Habaş imparatoru kumandşnlarına verdiği bir emirle bitün hazırlıkların 16 eyiüle kadır tamamlanmasmı bildirmiştir. Nankinde taşan sular birçok şehirleri mah vetmig ve 14 milyon çiftçi yersiz kalmıştır. 100000 kişi ölmüştür. tinde bulunulan — mizamnamelerinin değiştirilmesi ile başlanacaktır. Yeni esnaf şubesi direktörü Kâzım bütün nizamnameleri teker teker tetkik ederek esnafın bugünkü ihtiyaçlarma uygun bir hale getirilmeleri için projeler hazır lamaktadır. Bu tetkikler bittikten sonra| ay sonunda bütün cemiyetler reis ve a” zalarının iştirakile umumi bir toplantı yapılacaktır. Toplantıda nizamnamele rin yeni alacağı şekil kat'iyet kesbede” cektir. Kızılayın eğlencesi n gece Taksim bahçesinde yapıldı Kızday Kermes münasebetiyle ter- tip ettiği Bebek sergisinde dün bir mü- sabakâ yapılmıştır. Vali ve Belediye reisi Muhiddin Üstündağm bir nutkuyle açılmış olan bu sergiye Türkiye, Yugoslavya, Finlan- diya, Avusturalya, (Arnavutluk, Yu- nanistan, Romanya, Japonya, İtalya, Le. histan, Bulgaristan, Estonya ve daha birçök milletlerin milli kıyafetiyle be- bekleri iştirak etmiştir. Tasnif neticesinde ecnebiler tarafım. dan gönderilen bebekler arasında Lehis tan konsolosunun zevcesi Bayan Vagne- roviçin bebeği birinci kazanmıştır, Türk eserleri arasmda Bayan Zeh-i ra Müfidin bebeği birinciği kazanmıştır. Kazanan cnebi eserinin sabibine 500 lira verilmiş, o da bu parayı Kızılaya hediye etmiştir. Kazanan Türk eserinin sanatkâr na 100 lira verilmiştir. HAKEM HEYETİ Memleketimizin tanınmış sanatkâr larından Münit Fehmi, Cemal Nadir , Bayan Melek Celâl , Mazhar , Ramisten mürekkepti, Suvarede Kızılaym kermes (o eğlencelerinde suvare de dün gece yapılmıştır. Gerek amatör,gerek Balkan memleketlerinden davet edilmiş sanatkârlar bilhassa Bel grad bülbülü diye tamlan bahriye Hâ- giç tekrar tekrar sahneye (çıkarılmış- tır. Bundan başka Münir Nureddin ve arkadaşları Ve Tamara Bsk revü, müzi- siyen Kopoçelliler muhtelif numaralar yapmışlardır. Programlar neticesini müteakip dans edilmiş ove bahçedeki pavyonlarda va- kit geçirilmiştir. Bugün Taksim bahçesindeki kermesi eğlencelerine dvam diliyor. Galata rıhtımının tamiri Galata rıhtımının önlü tarak tara- fından temizlenmeğe başlanmıştır. Ta» rak bütün rihtem boyunca çamurları temizliyecek ve bundan sonra rıhtımın önüne çakil dökülecektir, Bu çakıl rıh- tımm kaymasına mani olacak kadar olacaktır. Bundan sonra rıhtımın yük- seltilmesi işine başlanacaktır. Dü InRlamurda bozuk bir cadde Beşiktaşta, İhlamurda oturan M. Şevkiden şu mek” tubu aldık: İhlamur, malâmunüzdur ki Nişantaşına yakın sayr lir. Birçoklarımız işimize gücümüze nişantaşı yoluyla gi der geliriz. Fakat son iki üç aydır; İhlamur üstünden, çok eskiden yıkrlanFehim (paşa) konağı yerinden geçen yol — üstüste yığılmış tamir için olacak—bozulmuştu.Bugünc kadar yapılmağı gibi taşlar ve toprak yığınlarile adım atılamı" yacak bir hale getirilmişti. Son yağmurlar bunları büsbü- tün açtı. Değil nakil vasıtalarının, insanlarm bile geçmesi gayri mümkün bir bale geldi. Bu işlek yolun biran önce yapılması çok yerinde bir iş olacaktır. i i ! Büyükada, Büyükçekmece, Büyükdere Beğaz içini öldüren kim ? Peyami Safa bugünkü Cümhuriyet. te, “Vapur var, vapırcuk var,, başlıklı yazısında Şirketi Hayriyenin kendi ha- vüzlarında vaptr yapacağını bir yerde oluduğundan bahsederek, Boğazın ders dine dokunuyor ve onun ölümünü şir- ket vapurlarında buluyor. Diyor hi: Bu şirket vapurları yerine şirketin yeni vapurlar yaptırmak hususundaki teşebblisli, irade haline geçmeyip de karar, hattâ arzu safhasında bile ka'. sa, bir “marifeti nefs,, fazileti olarak alkışlanmaya deği Yalnız, bizim şirket niçin daima işin büyük ve zor tarafına gidiyor? Venedik gibi şehir- lerde Lido adasına kadar irili ufaklı birçok motör, çatana, istimbot ve da- ha isimlerini bilmediğim bir sürü kü- çük capta vapurlar, vapurcuklar İş liyor. Bunlar sık sık gidip geldikleri için halka bekleme zahmeti yüklemi» yorlar ve bir kaptanla bir kamarottan ibaret memurlariyle de kumpanyaya fazla masrafa mal olmuyorlar, Boğaziçi gibi iki kıyısından birbiri- ne mendil sallansa görünecek kadar yakın sahiller arasmda geçen bir su üstünde bu kıvrak, çevik, pratik, za“ rif, ucuz, kullanışlı vasıtalardan isti. fade etmek neden mümkün olmasın? Yok, şirket illâki hususi tezgâhla- rmda meşhur Normandi vapuru gibi transatlantikler yaptırmak istiyorsa muvaffakiyetini temenni ederiz; an- cak o gemilerin inşası bitinciye kadar, İstanbul halkı, Boğaziçinde karşıdan karşıya geçilebilecek alelâde motörlü sandallara da çoktan razı, Büyük nedir? Burhan Feleği, büyüklüğün dehşeti sarmış. Yazısından, büyük olmaktan, büyük makamlar işga letmekten, bü yüklerle konuşmaktan, büyük mağ. zalardan alış veriş etmekten ürktüğü anlaşılıyor. Acaba Almanyada, spor teşkilâtının büyüklerinden kızmaş, yoksa onların birinde bilir. madiğına m üzülüyor, dersiniz. Bur- han Felek diyor ki: Buyük sözünün kavradığı sahayı pek iyi ihata edemediğimizi saniyo- rumi; kusura bakmayın! Biraz fodulluk oluyor amma böyle bir müşahede yas pip da onu size anlatmadan içimde sak- larsam ize karşı fikir kaçakçılığı yap- mış olurum ki, bunu kat'iyyen öenden beklemezsiniz. Evet! Bu sözün genişliğini kavrı- yamıyoruz. Çünkü çoğumuz büyük no dir? Bunu bilmeyiz. Ve büyüklüğü, risins mi de işite işite artık bunun bir cesamet ifade ettiğini bile unuturuz. Onun İ- çindir ki, büylklüğe pek alışık deği- liz. Kendi payıma, beni büyüklük yo. ruyor. Büyük şehirde dolaşamıyorum. Mesafeleri ve ayaklarımın kudretine göre, iyi ölçüp biçemediğim için ça- buk yoruluyorum. Büyük mağazadan alış veriş edemiyorum, afallıyorum! Küçük mağazalar bana eldiven gibi ge- liyor. Rahat ediyorum. Dahası var: Büyük makam da başımı döndürüyor. İyi ki, böyle yerlere konmamışımı. Te- sadüfen gittiğim bazı makamlar da. O da beni erkiyor, iskemle altımda ka. zık oluyor, karşımdaki yazıhane, üs- tüme gelip beni çiğneyecek bir lokomo- tif dehşetini alıyor. Büyük adamlarla da görüşemiyorum. Bir kere onlarla görüşmenin bir yolu yordamı var, ben onu beceremiyorum. Arkadaş gibi gö- rüşsem belki incinirler diyorum. Ma. “ dun gibi konuşsam, onun İchçesini iyi bilmiyorum. Pot kırmamak için işi “evet efondim!., e bağlıyor, yakamı dar kurtarıyorum. Büyük lokma da yutamıyorum. Bo- ğazım dokuz boğum olduğundan mı, yoksa azılarım ufak, çiğneyemiyörum onun için mi, bir türlü büyük lokma yutamıyorum. Halbuki karşımda yi. yenlerin yuttukları lokmaları gördük. çe bana dehşet geliyor. Ve nihayet büyük söz de söyliye. miyorum, Sonunda mahçup olmamak korkusiyle. Lâkin bütün bunlara mu- kabil büyük sözü dinliyor, bi mitler besliyorum. Küçüğü de, büyü. ğü de masrafsız bealenen yegâne şey de o değil midir? © kldik ie binme Dü KN ŞAŞMA GEMMA | |