— Ferruh Bey hâlâ gelmedi. | Karısının kendisine ihanetini haber veren | Hatıralarını anlatan : mektup, Hüseyne çok dokundu "Benim kim olduğumu merak etme! İmzamı atmadığıma bakarak bir yalan” cı, bir hilekir, bir sahtekâr olduğunx da hükmetme! Bilâkis ben şenin en can- dan ve en samimi dostlarından biriyim. Sana belki acı bir haber vereceğim Hüseyin. Fakat ne yaparsın, tali? Hepi, müz ona itaat etmeğe, boyun —eğmeğe mecburuz. Onun elinde esiriz. Şimdi sen itidalini muhafaza ederek beni dinle; Başında büyük bir felâket dolaşıyor. Henüz farkıma varmındığğın bu felâket nedir biliyor musun? Karın seni alda” tıyor. Evet, gözlerin kararması, başm dön rassin, kendini tut. Ve yanlış olkuduğu- nu, yahut anladığım zannetme! Karmn seni aldatıyor. Bu anda, bu satmları ©, kurken çok müteessir olacağın, kalbinde derin bir arcınm belireceğini biliyorum. Emrin ol ki sana bu ıstırabı duyurmaktan ben de senin kadar, belki de © senden fazla müteessir oluyorum. Ne yaparsın, kader! Ve makul bir in” san kadere boyun eğmesini bilir, Sen de makul bir insansın! Bu mektubumun sadecehir (iftira mektubu olmadığını isbot etmek O için ne yazık İki İcarınn seni kiminle aldat. mınkta olduğunu da yazmak mecburiye” tindeyim. Bu adam, karm Eymenin kendisile seni aldattığı adam İbni Ömerdir. Evet, evet ol Bir taraftan Halifenin dalkavuk luğunu yaparken bir taraftan da kuyu- sunu kazan adam! İşte şimdi senin ka” rm Eymeni de baştan çıkarmıştır. İbni Ömere yaptığın bütün iyilikleri bi. in mini ona sen yardım ettin. Sen karnımı doyurdun. Kumar oy- nadı. kiybetti, borca girdi. Bu borcunu sen öğein. Sırtmda hırka kalındı. Sen temin ettin. Böylece hayatmı kurtardığın bu ada mm bugün sana Şükran (borcunu bu şekilde ödemesi çok sci bir şey. Evine aldığın, karnını doyurduğua bir adamın sana bu oyunu oynaması çok teessüf e- dilecek, iğrenilecek, tiksinilecek bir şey! İbei Ömer bugün Halifenin dalka vuğu olmuş, bu mevkiini başkasını, en yakın arkadaşlarını yere vurmakla ko- zantmışsa, yüzündeki riya — perdesinin düşmesi ve kaybetmesi tarihi de uzak değildir. Sebirlı ol kardeşim. Hislerine kapıl #al Elini pis canlara bulaştırma! Karı- disini boşa! Yapılacak en doğru ve man tilâ iş budur. Eğer karını ahlâksız âşıkile birlikte İşin) egasını anlıyamadım. Üzüntü içinde- yim. Ne olur, git de bana havadis getirsene! — Peki. Hemen gideyim. — Ama çabuk gel, Kocamdan ev- vel gelmeğe gayret et olmaz mı? — Peki, peki, Mahir telâşla çıktı. —1— Ferruh Bey hızlı adımlarla kireç ocaklarma doğru ilerledi. Yerliler toplanmış, milnakasa ediyorlardı. Zen. gin müteahhidi görünes herkes bür. metle ona yol verdi. Ferruh Rey ce. sedin yanına yaklaştı. Eğildi.ve dik. katle baktı. Zavallı ihtiyarın boynun- da trak izlerini o da gördü, bunun O amm üm Barin bir cinayet olduğu muhakkekli. El neş battıktan sonra sarayın bir dolaş, u mektup zavallı Hüseyine çok de” kundu, Onu beyninden vürulmuşa çe virdi. Mektubu bir dâba, bir daha oku- du, Yazıyı tanımağa çalıştı.: Nafile! E” ğer bu anda bu mektubu kimin yazdığı” nr anlamış olsaydı. Onun için hakiki bir felâket olurdu. Hüseyin elinden hiçbir şey gelemiye” çeğini anladığı anda yere (o yıkılâr. Bir k gibi hıçkıra hıçi ağlamağa baş Tadı. Bu ağlayış epeyce sürdükten sonra kendini topladı. Artık ağlamıyor, sade- ce düşünliyordu. İlk anda ona imkânsız ve denaet dolu bir iftira gibi gelen bu mektup şimdi nazarında başkalaşmıştı. o Eymenin ve İbni Ömerin birçok hallerini uzun uzadı” ya tahlil etti, İbni Ömer haftanın birçok geceleri ona yemeğe geliyordu. Eymen onun geleceği akşamlar kıyafetine lü-| zumundan fazla itina ediyor, (o sofrada çok neşeli oturuyordu. Gelmediği za” manlarsa bâzı garip asabi vaziyetler alr- yordu. Birdenbire aklına nöbetçi © olup eve gelmediği geceler geldi. Tüyleri diken diken oldu, Hüseyinin evi saraya (o çok yakındı. Eymen evlendikten sonra bile gene saray ve harem hizmetlerinde bu” lunduğundan saraya istediği zaman gi” rip çıkmakta serbestti, İbni (OÖmerde sarayın içinde hususi bir dairede ikamet ettiğine göre... bahçesini ço Hüseyin fazlasını düşünmek isteme- di. Mektubu dikkatle katlayarak göğsü” ne soktu. Ve dişlerini gıcırdatarak: “arın akşam görüşürüz, diye söy” lendi. “Bu süretle Bağdat sarayı yarın âk- şam için büyük hâdiselere gebe oluyor”) du. Bir taraftan müneecimbaşı > Ubeyt, vezir Müeyyyedettin ve İbni Ömerle bir olup esir Güzideyi Halife aleyhinde kul lanmak Üzere elde etmeğe çalışacaklar, bir taraftan Aykut saraya girerek sev” gilisi Güzideyi kaçırmağa teşebbüs ede- cek, bir taraftan da Hüseyin, (ihtiraslı karısı Eymenle ahlâksız arkadaşı İbni Ömeri yakalayacaktı. Bir hayat bile göz yümüp açıncaya kadar kısa bir zamanda geçiyor. Bunun minicik bir parçası olan (o bir gündeo kadar çabuk geçti. O gün ikindiye dolu Ubâyt Halifeyi ziyaret ederek şu sözleri söyledi: — Zatakdeslerinin emirlerini yerine getirmek Için dün gece sabaha kadar| çalıştım. Nihayet bir formül buldum. İstediğiniz zaman zarfında fevkalâde bir iksir Bazırlayabileceğim. Yalnız bunun için bir müşkül nok“ pence divan duran Galip efendiye $or.| du; — Onu nerede buldun? Ne biliyor. | san bana söyle. -— Bir şey bilmiyorum ki efendim.| Ocakiarıma gelirken onu böylu boyun.| ca uzanmış gördüm Yanma vard. ğımda katılaşmıştı bile, Her halde çoktan ölmüş olaca, Ahmet Bey de geçiyordu. Çağırdım. — Bir doktor çağırttınız mı? — Belki Ahmet Bey köytimüze ye. ni gelen Doktor Naili Beye haber ver. miştir. — Olabilir. — Şimdi ben de şahit olarak mah. | keme mahkeme sürüklenecek miyim?i HABER — Aksam Postası ME n * EFDAS TALAT — İnşallah, bu çalışmalarımızın mü-) kâfatını görürüz. İyi yürekli arkadaşımın omuzuna vurdum: — Bizim için en iyi mükâfat ne ola” cak biliyor musun? — Elbet; biz kendimizi düşlinecek vaziyette miyiz! — Tabit... Bizim İçin en (kiymetli! mükâfat memleketin kurtuluşunu gör”) mek olacaktır. — Onu da görürüz elbet.. — Görürüz ve bu yorgunluklarımızı unuturuz. — Ben bir sandal arryayım! — Acele etme. Ben seni tanımadığı miz kayıkçılarla gönderemem. — Geceyarısı, tanıdık sandalcr nere" de bulunur. — Benim burada tanıdığım bir balık” çı İrfan Reis vardır. Onu arayalım, — Her yer kapalı, nerede arayacağız. — Eevindel Beşiktaşa gelmiştik. İrfan Reisi eski den tanirdım. Vaniköyünde oturduğu» muz zaman, tahmetli babam, kendisini! uzun müddet sandalcısı olarak kullam mıştı. İrfan reisi çok severdim. İyi buy” Yu, mert yaradılışlı bir adamdı. o Vani köyünden taşmdıktan sonra İrfan reisi ara sıra arardım. Bu deniz kurdu ile & teden beriden konuşmak bana zevk ve rirdi. Bir iki kere de Beşiktaşta köy” çindeki evihe gitmiş, bu ihtiyar, baba dostumüzu ziyaret etmiştim. İnsana müşkül zağanlarında . zekâsı, yardım etmezse hali nice olur bilmem! Bu akşam, mektubu, Esat beye göndere ceğimi düşünürken aklıma (o İrfan reiş gelmişti. Selâmiye dedim ki: — Sen biraz arkadan beni takip et, Ikide bir de arkana bakmayı unutma.. Dalgaya da düşme, takip edilmiyelim. Sonra her şey mahvolur. Köylçine doğru ilerlemeğe başladık. İrfan reisin küçük evinin bulunduğu s0 kağa geldiğimiz zaman Selâmiye: İ — Sen köşe başında bekle! dedim ve| ilerledim. Evvelâ, kimseyi uyandırmamak için; kdpıyt yavaşça çaldım. < Hiç ses sada| çılemadı. "Tokmağı biraz daha hızlı indirdim. 'Tokmağın tok sesi, gecenin derin sükü- nu içinde akisler yaparak sokağ: dolaş tr. Evde gene bir hareket yoktu. Bu sefer uzanarak pencerenin câmi) — Elbette, — O halde fırmlara kim bakncak.! Bari bir kaç gün için söndüreyim. — | — Sen bilirsin! l Galip efendi tepeden seyredenlere seslerdi: — Oradan çekilin, Ocakları sön. diireceğim. Zehirli gaz neşreder Hepiniz fenalaşırsınız karışmam! Rüz. gâra karşı durmayın? Seyireller arasmda hareket oldu. Uzaklaşmadan kendilerine münasip bir yer arıyorlardı. Mahir de gelmiş, i ahaliye karışmıştı. Uzaktan Ferruh Beyin etvarına, hareketine bakıyordu. — Ama da metin. Rengi uçuk, lâ. kin Halinden bir şev belli etmiyor. Diye düşünlüyordu. Remzi Beyi boydan boy? uzatmıs. lar, polisin “gelmesini bekliyorlardı. Ortalıkta bir fısıltı işitildi, yavaş ya- vaş yükseldi. Pembe eve doğru kol lar uzandı, yumruklar sikildi: . — Bu işi yapan odur. O katil karı. Sarhoş karı! . Mahirin bütün vücudu ürperdi. Ge- riye çekildi. Dalgrı dalgın düşünmeğe başladı. Jandarmalar kalabalığı açmağı ça. balıyorlard. Döktor. müddelumumi | | hep birlikte geldiler. Enlellicen# Şery. KAR 'Bir Pe SE eta — İrfan reis, İrfan reis! diye bağır mağa başladım. Bu gürültü büyük bir ihtiyatıszlıktı. Selâmi köşe başma duvar dibine sinmiş, etrafı gözetliyordu. Bağırrnam da fayda etmedi. Bu sefer hem tokmağı vurmağa, hem kapıyı tekmeliyerek? — İrfan reis, İrfan reis diye bağırmüı” ğa başladım. Nihayet, pencerede zayıf bir ışık gö ründü, Yavaşça cam sürüldü. Kailım bir ses sordu; — Kim o! — Benim yahu! Dalyandan geliyorum. diye bağırdım. Bu sözü bizi bir dinliyen ve gözetliyen varsa diye bililtizam ba” ğırarak söylemiştim. Akabinde pencere" ye yanaşarak yavaş sesle: — İrfan reisi Ben yabancı değilim, Etidal,. Talât beyin oğlu.. dedim. Balıkçı reis, uyku sersemliğile ken*| dini toplayamamıştı, Fakat bu sözlerim | üzerine hatırladı. — Sen misin evlât! Dur kapıyı aça! yım.. Biraz sonra kapı açıldr. Ben de içeri daldım. İtlan Reis, böyle © geceyarısı kapısının tekmelermesinden bayli telâ” şa düşmüştü, Hele ihtiyâr annesi âdeta baygınlıklar geçiriyordu. İkisi de heye- canlanimakta haklı idi. Çünkü, o sıralar” da böyle geceyarısı kapı vurulmak hay” ra alâmet değildi. İngilizler, tevkif et- mek İstedikleri Türkleri hep böyle ge ceyarısı, evlerinde rahat uykularını w İyurken yakalıyorlardı. — Bizi korkuttun beyim! — Kusura bakmayın. Bu geze sana ihtiyacım oldu. Onun için rahatsız et- tim; — Estağfurullah. Emret. Hani biz başka şeylerden ürktük. > Anladım, Ben de sizi korkutmak istemezdim. — Na ise.. Buyur, bir kahvemizi İç.. — Vakit yok. Hemen gidelim, — Nereye gideceğiz? Irfan reise çok itimadım o olmasına rağmen işi ondan da sakladım. -* Bir polis arkadaşımız var. Üskü dâr tarafında oturuyor. Aailesi birdenbi re höstalarmış.. Bir telgraf aldık. Şim” di karşıya geçmesi lâzım. Arkadaşı, ge ceyuru senden başka kimseye emniyet edemem, İrfan reis yüzüme baktı: — Zahmetin bumuydu? — Evet!... Ben senin rahmetli baba” nın çok iyiliğini gördüm. Böyle işlerini Ferruh Bey ken. dini tânrtin selâimlaştılar: — Elimden geldiği kadar sirlere yardım etmeğe hazırım. — Teşekkür ederi» efendim. İstifa, de edeceğimize: emin olün O balde lütfen buradan ayrılmayın. Ferruh Bey ger'de duran bir taşın Üstüne oturdu. İşlerin bitmesini bek. ledi, Zavallı ihtiyarın ölmezden evvel pey mücadele ettiği, kendini mü- dafaa etmek istediği üstünün başının balinden anlaşılıyordu. Doktor Naili Bey de hükmünü verdi: — İş meydanda yi. Biçareyi boğmuşlar. Sonra ilâve etti: — Bilmem farkında mısınız. İç ce. bi yrtilmış, astar: bile koşmuş! Müddeinmumi başını salladı: — Evet derhal gördüm. Bu muhavereyi işiten Ferruh Bey aa yerinden kalktı. Onlara yak. aştı: — Müsande ederseniz oldukça mü. him elan bir nokta hakkında size iza. hat vereyim. — Hay hay beyefendi, söyleyin. — Ben doktor Remzi Beyi dür TUBİ Gece yarısı emin bir laleli bulmak çok zor oldu İ kayığı alıp Selâmiyi selâme “decek gayrikabili tamir m İ ta en çok zevk veren Friv görmezsem hakkımızı nasil İyi kalbli irfan reis, altıma le verdi: ğ vi p — Bir dakika istirahat yorum. Odasına gitti ve çok ei tında balıkçı yeleği olduğu BA geldi. — Haydi gidelim, Yola çıktık. Köşe başında de aldık. Üçümüz, Bi yarındaki kayıkhaneye gittik: 0 sırada Anadoluya silâh “* kaçakçılığının önüne geçmek şiddetli tedbirler almışlardı” pe düz bütün sahilleri kordor lunduruyorlar, denizden ku? yorlardı. Bilhassa iskele v9 lerin civarmı daimi bir göf rd bulunduruyorlardı. Bunu bil heyecan ve helecanım fazla > aldi Ni ümitvar değildim gibi bir er”, 4 ziyet dahilinde üzerine sldığ de Ve adamcağız, bunun > di, Hele Selâmi için ir tü. Koynuna sakladığı rapi dığı takdirde encamının ne cak Allah bilirdi. İş bu 7 miyozdu . Esat beyle beni büyük tehlikelere maruz Çünkü, rapor okununca peni ay dan ve Esat beye yazılmış © anlaşılacaktı. Bu takdirde ii Ki nüp de ürkmemek kabil de, Ki ii — Böyle olduğu halde, © hayatımı tehlikeye maruz teeşbbüse girişmeğe eb varmıydı? diye sorulabilir: Lürum vardı. Çünkü, b4 pi birkaç saatlik bir gecikme ye bu fırsatın kaybolması dem zorluklarla, tehlikelerle e!8€ esi değil midir? Eğer böyle bef leyipsik dokumuş olsaydı” beceremezdim. Casus, biraz da icabındi 7 cesur olan bir adam demekti” vale v hayatını, Mehmedin raha di tatlı canımı düşünecek ve ad na İtimat edenlere en uf3 bile faydalı olamazdım. gi çyeei” &kşain görmüştüm. buluumak, hem de ye ig Vİ zere benim köşke dönmek İstedi, en kögesine kadar teşyi ett5” — Kaça doğru? ; — Dokuz vardı. # Middelumumt, Naili Beyi — Acaha cinayet hangi SE lenmiş dersiniz? — Dokuz de 1 ara