vw z * > >? Edirnekapı dışında bir pazar: Halk nasıl eğleniyor ? . Birincire 200dönüm arazi—Türkiyede ilk tiyatro nerede oynandı ?— Bin bir derde deva sular Günlerden pazar, Saat 14, Hem ben, hem de evvelce “Haygısız,,ken Sonra “Kaygtlı,, olan Osman Cemal tam sör; leştiğimiz dakikada Edirnekapıda bu- luştuk, Üstat ikide bir pa n Edir nekapı dışında fevkalâde bir şekilde geçtiğini söyler ve beni her hafta bu" ralarda halkın nasıl eğlendiğini gör“ mek için davet eder, Ben de ancak ge- çen hafta bu fırsatı bulabildim. Osman Cemal Kaygılı kadar burg” larmı karış karış bilene pek nadir rast lanır: — Sade bu civarda ön ön beş mesire yeri var, Seni evvelâ Topçulara, Şifa havuzuna götüreyim, dedi. Bir araba” ya atladık, tıngır mmgır on beş, yirmi "dakika sonra matlüp yere vardık . Şimdi kırlarda yürüyoruz. Her ağa cın altımda bir veya birkaç aile.. Ye” meklerini açmışlar, içki sofraları ha”| zırlanmış, bir tarafla gramofon çal ken bir taraftan da salıncaklar salla Biyo, N Gene böyle bir ağacm altında kuru Jan iki çadır hazari dikkatimi celbetti, Ustat izah etti: — Dikakt edersen çadırların arka - sında iki de yük arabası var. Bunlar her hafta cumartesi günleri öğleden sonra ya buralara, yahut Topkapı ta” raflarmda bir yere maaile (o gelirler. Çadırlarını kurarlar, Geceyi de bu çeri dirlarda geçirdikten, ve ertesi (o pazar günü akşama kadar mükemmel bir g6 kilde eğlendikten sonra haftanm tatif linden tam istifade etmiş olarak dö| nerler, Bu sırada yanımızdan köylü kıyafet | MH beyaz sarkık bıyıklı yaşlıca bir a- dam geçti: — İşte bütün bu civarm sahibi bu adamdır. Dur sana böyle İstanbulun en mükemmel bir parçasına nasıl ma” lik olduğunu da anlatayım: Bu adamın cetleri aslen Toska Ar- navutlarmdanmış. Sultan Mahmut ze manında ufak, birkaç dönümlük yerle” ri varmış. Birgün Sultan Mahmut tebdili kıyafet etmiş olduğu halde bu civara gelmiş. Canı incir istemiş. Mev sim geçmek üzere olduğu halde Toska- lı Arnavut her nasılsa birkaç tane bu” larak getirmiş. Sultan Mahmud da bundan pek ziyade memnun olduğun dan derhal 200 döntimden fazla olan bu çivarı kendisine hediye etmiş, Bu arsaların buğün sahibi olan de- min gördüğün köylü biçimli (oOadamm çocukları Kolejde okurlar. Yürüdük.. Bir klârnet ve dümbelek sesi bizi bir kahveye cezbetti. Meşhur! Şifr havuzu mesiresi. Bu civarın hususiyetlerinden biri de| sularının ayrı ayrı şöhretidir. İ Meselâ buranın alt tarafında Çırçır suyu kum hastalıklarma (o birebirmiş. Hattâ göçenlerde bu su bir Musevi va" tandaşm fmdık büyüklüğünde üç kur! munu düşürmüş. Bunun üzerine adam- Cağız ilç ay müddetle hergün çeşmenin başma gider, gelip geçenlere bu kum! tanelerini gösterir ve suyu metheder” miş. i Başta Balat Musevi hastanesi olmak Üzere birçok yerler bu suyu ilâç gibi! kullanırlarmış. | Bundan başka Münzevi çeşmesinin suyu da birçok hastalıklara şafi adde“ dilmektedir. Bulunduğumuz yerdeki, yani Şifa bağmdaki su ise mide hasta” lıkları, iştahsızlık ve bilhassa sinir # çin Âdeta ilâçmış. Bu çeşit o çeşmeler pazarları o kadar kalabalık oluyormuş ki su almak epeyce bir mesele teşkil ediyormus. Her ne ise, çeşmelerin bu şöhreti şayi olacak olursa doktorlar hapı vu” tarlar. Bağları geçtikten sonra bizi gezdi: ren adam durdu. Ve eliyle bir yer işa ret etti: —İşte/Türkiyede ilk tiyatro burada oynanmıştır. i — Burada mı? — Evet! — Ne zaman? — Sultan Mahmut devrinde” — Sultan Mahmut devrinde mi? Her halde bu sözlerinizde bir yanlışlığınız var, — Yok yok hayır. — Peki kim oynamış bu tiyatroyu? aragözle Hacivat, Ve hikâyeyi anlattı: — Sultan Mahmut bir gün buradan Ramis kışlasının inşasını seyrediyor muş. Bir de bakmış, işçiler işlerini br| rakmışlar bir şey ( seyrediyorlar. Bu münasebetsizliğe kızarak (oustabaşıyı çağırmış ve İşçilerin neden çalışmadık"! larını sormuş, İste aldığı cevap: — Padişahım, işçiler o arasmda iki mukallit adam peyda oldu. Türlü türlü maskaralıklar yaparlar ve işçileri meg gul ederler. Sultan Mahmut pür hiddet: — Tez vurulsun bu (omukallitlerin başları! diye emretmiş!, Fakat Karagözle Hacivat adında © lan bu iki mukalli##tamana gelmişler, rica etmişler, hünerlerini bir defa da kendisine göstermek istemişler. Ney” se, Sultan Mahmut müsaade etmiş. Bu nun Üzerine iki sanatkâr bütün usta” Iıklarını göstererek padişahın hiddetir ni yatıştırmağa muvaffak (olmuşlar. Taklitleri o kadar güzel yapmışlar, öy“ le güzel nükteler söylemişler ki padi”| şah kendilerini affetmiş. o Hacivatla Karagöz de o zamandan kalmışlar. Manzarayı seyrediyoruz. Ta Selimi yeden Osmaniye telsiz istasyonlara kadar bütün Haliç ayaklar (altında, Osman Cemal bir ara karşıdaki ufacık bir ağaçlığı gösterdi: — Buraya Viran bağ derler ama Yahya Kemalin Viran bağile hiçbir a lâkası yoktür. Eskiden İstanbulun er meşhur mesire yeri idi. Fakat mütare” ke senelerinde harap oldu. Müşir Ra uf paşanın kardeşi Hüsrev (paşanın meşhur saray yavrusu konağı da bu bağm üst tarafında idi. Hey gidi gün“ ler hey.. Ben o zamanlar çok küçük” tüm. Fakat çok güzel hatırlarım, Hüs” rev paşa İstanbulun en güzel donan malarımdan birini yapardı. Bütün evi” ni ve sureti hususiyede bizzat kendi €“ le yaptığı bir demir kuleyi baştan ba şa kandillerle süslerdi, | Hüsrev | bahsedeyim. Bu İ Hüsameddin biraz da hususiyetlerinden ız çok derbe" . Evinde demirciliğe Aklıma gelmişken sana paşanın adamı elinden her tut da, türlü türlü lâ kereste derd marângozluktar âletler lâzım ol kadar her iş içir vardı, Sonra me: du mu müşir elbisesile yk arabasına binerek Kerestecilere gider. Satın ak ığı keres i bizzat ormuzlıyarak 8“| rabaya yükler. Sonra gene ( izerinde müşir elbisesi olduğu halde arabacınm yanma kurularak evine gelirdi. Bin derde deva sularla (yapılmış kahvelerimizi içtikten sonra bahçeden ayrıldık. Biraz ilerledikten sonra önü müze bir çingene çadırt çıktı. Çingene|? ler Osman Cemali görür görmez koşuş” tular. Meğer kendisini geçen sene gaze | temize “Çingeneler,, tefrikasını yazma dan evvel tetkikat yaparken tanımış lar, Ve üstat çingeler arasında çeribaş” ları Ahmet kadar meşhur ve tanınıyor müş. | Çingeneler bizi çadırlarının önüne oturmağa davet ettiler. Oturduk. Cey'$ lân adımda bir çingene kızı ikram ol sun diye parasız falımıza baktı. “Run ba da Zımba,, şarkısını söyliyerek gö bek attı. Küçük kız Naciye de “Ham pur,, çekti. Biz de bu omisafirperverlikten çok memnun bir vaziyette ayrıldık. Bu sr” rada kulağımıza bir caz (sesi çalındı. Sesin geldiği tarafa doğru İlerledik. Osman Cemal: — Kazıklı bağdaki caz çalıyor, diye izah etti. Biz de oraya doğru yürüdük. Ötesini öbür yazımda bulacaksınız. Murat SERTOĞLU Kimyager. Tam idrar tahlili 100 kuruştur. Bil umum tahlilât, Eminönü Emlâk ve Eytam Bankası karşısında İzzet Bey Hanı, TUĞ KIVE ZIRAAT BANKAĞI BiRİK TiREN RAHAT-EDER 35 Temmuz — 1935 .Yalnız 2 gün kaldı Galata'da maruf EKSELSYOR Elbise mağazasının resmi tasiiyesi Mecburi satıştan istifade fırsatını kaçırmayınız. Istok mallar azaldığından acele adiniz, Hazır elbise, pardesü, palto, manto, çocuk elbisesi, kadın erkek ve ço muşambaları tasavvur edilmiyecek bir ucuzlukta satılmaktadır. Fırsattan istifade ediniz. Hali tasfiyede EKSELSYOR K. Palas, J, Herşkoviçi ve Şİ Tasfiye memurları: Avukat |. Agâh Akkan, H. Süleyms dolayısile YL KUMBARA DESTEKTİR Iş Bankasının kumbaralarını almaklâ yalnız para biriktirmiş olmaz, aynı zamanda: Taliinizi de denemiş olursunuz. Iş Bankası asgari 25 lira mevduat bulunan bütün kumbara sahiplerin€ senede 7 defa kur'a çekerek 20,000 Lira mükâfat veriyor. Mükâfatların 10,000 Lirası her ser I Nisan ve 1 Teşrinievvel tarihlerinde kur" çekilerek verilmektedir. Bu iki keşidenin hf birinde 5000 lira, şu şekilde tevzi edilmektedi 50 ellişer ,, 10 onar — Ceman 207 kişiye ikişer bin liralıklar: Diğer beş keşidenin her birinde Yi nız 1 kişiye iki bin lira veriliyor. Bp keşideler her sene Şubat, Hazir? Temmuz, Eylül ve birinci Kânun 3 larının ilk günleri yapılmaktadır”