26 Mart 1936 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 16

26 Mart 1936 tarihli Haber Gazetesi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

İ onRraya Bır mura y——— FAT KOYMAK işTıyg| | !? SON KARIŞIYOR İBN Yokum RUM KARA Haypy) İ'UMDEN Şüpueve İracar Sia DU ELE GEÇiREcE KR | 'N!YORSUM İditer suşu “4 009 DOLA ACABA KARAYAYİ YORUM. vak TOKIM 2 DA ME YOANA ia e | cıxaca KARA HAYDUT VLBER: TEHDİT EDYOR »g DA ONU MWMA- faza EDıYOR me ”<İ TAM SA inci SOK? BÜYÜK BİR. İğa GirERKEN ELİM TESADÜFLE. OİDEKLALTIN KALEM YMURTULDUNUZ YERE DÜŞMÜŞTÜ YERE EĞİLDİĞİNA SIRADA SİLAHLAR PATLADI BENDE VİLBER ©1OMOBİL BİNİYOR. 51 Rinci SOKAK BAŞINDA YE. TİŞİP ATEŞ EDECE, ĞİZ, SILAKLAR HA- ) / aga) 9121 Bizi vE j KAR: a NEDEN ONLARIDA BENi KÖŞKÜME GETLURMIYORSUN? BÖYLECE MUMAFA ZA DAHA KOLAYDIR Beyoğlu dördüncü sulh hükuk hi- kimliğinden: Terekesine mahkemece el konulan ölü Ömere ait olup Şişli o Hanım oğlu sokak 38 numaralı hanedeki eşyalar açık Avrupadan gelen bobin cigara kâğıtlarına ait boş sandıklardan artırma suretile 3—4—936 tarihine mü-| 200 adedi derhal ve mütebaki 1300 adedi altı ay zarfında tes- sadif cuma günü saat 15 de satılacaktır: |im şartiyle pazarlıkla satılacaktır. (İsteklilerin sandıkları görmek ü- Yüzde iki buçuk tellâliye resmi müşte) zere her gün Cibali fabrikasma ve pazarlık için de 2 — 4 — 936 gü- risine aittir. İsteklilerin yukarda gösteri| nü'saat 11 de Kabataşda alım satım komisyonuna müracaatları. len mahalde mezkür gün ve saatte hazır (1606) bulunmaları ilân olunur. işe girebilmek için Banka, Şirket ve (ticarethane gibi müesseselerde iş bulmak için Usulü Defterin 4 şekilleri, ticari kesabların bilgisi, bono, poliça, çek, kambiyo, kul. İanışı vesaire bilmek lâzımdır. Salı ve Cumu günleri saat 17.19 a kadar bu bilgileri, 4 ay zarfında, tamamen öğretilirler. Son imtihandan geçen bay. lara muhasebeci şehadetnamesi verilir. Programı almak ve kaydolmak için Alemdar Park caddesinde No. 23 Amerikan ticaret dersanesine müracaat. Hususi ders de verilir. 82 FAUSTA' FAUSTA 83 Bunlardan dört çift hasıl ol. muştu. Kadmlar erkeklerin ku- caklarına oturmuşlardı. Bu dört çiftin gözleri maskelerinin altın- dan bazan parlıyor, bazan süzülü- yor, dudakları bir şey söylemek ister gibi kımıldıyor ve gülümsi- yordu. , Giz içeriye girince'bunlar ona şöylece birer bakış fırlattılar. Er- keklerden birisi: — Hoş geldiniz! Dedi. Otur- ması için yer gösterildi. Sonra her- kes gene kendi zevkine daldı, Yalnız tek başma duran bir ka- dın hızlı hızlı Düka doğru ilerledi. Onu çıplak kollariyle sardı ve: — Nihayet gelebildiniz sevgi lim, Ne kadar da geç kaldmız!... Dedi. Giz aklımı kaçırıyorum sandı. Kadını fırlatıp atmak istedi. Fa- kat kadin ona sıkı sıkı sarılmış, onu kollariyle bağlamış, hareket €demez bir hale sokmustu. Bir! eliyle Dükün çıkartmak istediği! hiddet sayhasını zaptediyor, öbür| eliyle de onun henüz görmemiş ol. duğu bir şeyi gösteriyordu. Bu, büyük bir duvar saatiydi | Bu rezilee eğlenrenin dakikaları. nı sayıyordu. Akreple yelkuvan boşandığını hissetti. Hizmetçiler- ağizlarından ateş püsküren iki se- mender gibi ilerliyordu. Giz saate bulanık bir bakış fırlattı. Saat © nu vurmak üzereydi. Kucağındaki kadın: — Saat on! Diye mırıldandı. Maskelerin çıkarılacağı dakika. Dikkat ediniz!... Dük hemen fırladı. Kendisini bir koltuğun üzerine attı. Soğuk bir terin yüzünden aşağıya doğru boşandığını hissetti. Hizmetçiler- den birinin uzatmış olduğu bir ka- deh dolusu şarabı bir hamlede iç- ti. Dört çiftin her biri yeni zevk âlemlerine varabilmek için biraz dinlenir gibi görünüyorlar, biri- birlerine sarılmış oldukları halde öylece duruyorlardı. Birden saat onu çaldı. Çiftler titriyerek biribirlerinden ayrıldı. lar, Hepsi bir rüyadan uyanır gibi idiler, Ortalıkta sinirli bir kabka- ha kasırgası koptu. Tereddüt, u- tanç izleri belirdi. Yüzlerini aç- mağa korktukları sanılırdı. Bir kadın sesi, billür gibi bir gülüşle karışık olarak: — Zara yok... Hadem ki yüz- lerimizi göstereceğimizi vaadet- miştik, işte ben sözümde duruyo- rum! Dedi, Birdenbire maskesini attı Ve boynuna asılmış gibi sarılmış durduğu adamın da maskesini çı- kardı, Giz: — Kraliçe Margo! Dedi. Hid- deti bir an kadar şaşkınlığa dön- dü, Başka bir kadın o da bir kah- kopararak; — Madem ki, karar verilmiştir, ben de sözümü tutacağım. Deyip daha büyük bir cesaretle ma kesi. ni fırlattı. Giz hayreti son derece- yi bulmuş olduğu halde başı dö nerek; — Klodin dö Bövilliye! Diye bağırdı. Klodinin yanındaki erkeği Giz tanımıyordu. Üçüncüsü de Maske- sini çıkarmıştı. Bunun kahkaha- ları daha kıvrak ve daha serbestti Belki öbürlerinden daha fazla sarhoş olmuş kendisinden geç- mişti, Fakat Giz bu sefer sapsarı ke sildi, Gördüğü kendi kiz kardeşi Düşes dö Monpansiye idi. Düşes gülümsiyerek ve kızar - mağa çalışarak kavalyesihin mas- kesini çıkarmak “İstiyor, fakat adamcağızın sarhoşluğu geçmiş olmalı ki, buna razı olmuyor, kar $ı geliyordu. Fakat birdenbire o- nun da yüzü açılıverdi. Her maskenin düşüşünde ko- pan kahkahalar bu sefer duyul madı. Çünkü meydana çıkan yüz solgun ve korkunçtu. Düşes dö Monponsiye'nin âşıkı birdenbire avağa kalktı. Gözleri yerinden uğ. 'ramıs; yüzü büsbütün sararmıştı” Boğuk ve insan sesine benze- miyen bir sesle, âdeta inler gibi: — Ah, ne yaptım? Buraya ne- den geldim? Bu hareketimi hiçbir şey affedemez! Dedi. Ve hemen geri geri çekilmeğe başladı. Düşes dö Monpansiye ise hâlâ tek bâşı na kahkahalar salıveriyordu. Âşı- kı kapıya doğru fırladı ve yüzü el- lerinin içinde olduğu halde salla- narak, homurdanrak dışarıya fır- layıp kaçtı. Giz, ateş saçan bakışiyle bütün bunları gözden geçirerek: —)Jak Kleman! Papaz Jak Kleman! Marinin dostu.. Diye mı- rıldandı. , Dördüncü kadın, bütün utanıp sıkılmayı bir tarafa bıraktığını anlatan bir sesle: ; — Sıra bana geldi. Dedi: Ve hemen hiç tereddüt etmeden ken- di maskesini ve âşıkmınkini de fırlattı. O zaman Giz, başmın döndü « .ğünü, şinirlerinin gerildiğini, göz- lerini kan bürüdüğünü hissetti, Bu adam, can düşmanı olan Kont dö Lauvauyi idi. ve şu ulanmaz, sıkıumaz, hâlâ gülümsiyen, gözle- ri ihtirasla parlıyan şu kadın ken- di karısı, Katerin dö Klere, Düşes dö Gizdi. Gizin ilk sersemleyişi kaybolarak, kendisini (o topladı. Duygularmda büyük bir Reaksi- yön başlamıştı. Yavaş yavaş doğ- ruldu. Bir müddet “kimıldanma. dan durdu. Düşes dö Giz, bu hey»

Bu sayıdan diğer sayfalar: