! Nevyorktan yazılıyor: İ, Amerikada yemeklerde bile r Meneği kuru ve yavan yemek âdet in, her lokmaya Ne tereyağı sürülür. Madam Ammermüller de azıcık te vi istediğinden dolayı kendi d “geçimsiz, denmesine hiç de Nat değildir. İyem Mari Nevyork Asliye mahkemesi reisi hâkim Sal- iyor Kotilloya verdiği istidada ne yolda şikâyetlerde bu - uştur; Nevyork Atletizm kulübünde, a Atör ağır siklet boks şampiyo - İtin, kocasının şişmanlamağa vçada vardır diye kaynanası €- hi bütün, masraflarmı düzmeğe Kim, 1$ ve bakkala da o yolda kıç t vermiştir. Zavallı Madam ek ekmeğine sürmek azıcık olcun tereyağı bula - Yamaktadır. iie cas, değil ekmeğe sürmek : banyo teknelerini dal - i TUP taşirabilecek miktarda te - Shdir satın alacak derecede zen- & Ancak kaynanası eve tere F çıkma zag” lir etmektedir. Marinin ez kocasma verir, Vermese * "biri yer; öteki bakar,, kıya- e bundan kopar,, sözüne gö- tan rada kavga çıkabilir, veya ö - at » İÇ cekmek gibi münase - zliklere yol açılmış olur. *y daplahakeme günü kadıncağız , Mn baştan aşağıya kadar iy P döktükten sonra hâkim sor. b Peki, ne diye kendinize te. «1 satın almadınız? Kam Param yoktu ki alayım! &, 3 Herbert annesinden çeki kı Mesele yalnız tereyağsızlığıy- Madem gene belki sesimi çıkar - tiz, . Fakat günün birinde evi. My sanki gökten yağmur yağı - NE I yumurta dolmağa başla - iş ldam Mari bu yumurta hâdi- * anlatmadan evvel, külbastı big söylemeği daha faydalı “ aday sir gün öğleden $onra bir a karısiyle birlikte bizi iş, * geldiler. Bir türlü kalkıp Sa bilmedikleri için onları Yemeğine (o alakoymağa "ay “olacaktık; Salonda misa - NE © otururken aklım fikrim ap i masanm üstünde idi. Paketin içinde 7 bilmiyordum; kay- tarafından gönderilmişti. | Nak «ip mutfağa kadar gidebil- » im) bir bahane arayıp dur - i & a ben bahaneyi bulma- | ktuğum başıma geldi. | v misafirleri yemeğe davet İ Mar da kalacaklarmı söyle- > pe Mariden başka Berke- > eli Pakette AYNAN anasız ve fuzuli müdahalelerile 4 . önünde birisi sevindirdi. ereyağı olunca, yarısını biç | He. bert sofrayı | | mama ahkemede bu sözleri resmen söyliyen hukuk hâkimi aynanası tarafından Ç bırakılan Amerikalı gelini haklı çıkardı Üstte, sağda: Kay nahaların aile yu valarını yıkmakta olduklarını mah » kemedğe Tesrnen söy. viyen hukuk baki Mal Salvator Koldle Oatte: Amatör beke şampiyonu hazırlıyasağmı söyl'yerek dışa - rıya çıktı. Misa - firler de bu işi hep elb>Uöi ls yapmakta idiler. İşte bu şen şak- rak cemaatin arasmda Ma. ri yüreği üzüntü ve korku ile bur- kularak kasaptan geldiği belli o - lan paketi açtı. Kalm sarı kâğıdın içinden bir tek kemik külbastılık et çıkmaz mı? Dört kişiden vazge- çin bu küçücük et parçasmı iki ki- şi arasında bile paylaşmak güçtü. Mari bunu süklüm püklüm ko. casına gösterdi. Misafirler de bu. | na şaşkın gözlerini diktiler. Mari. | nin yanaklarımdan aşağı göz yaş. ları yuvarlanmağa başladı. Doğru telefon başına koştu. “ — Kasaba telefon etmekten başka yapılacak iş yoktu. Yarım kilo külbastılık göndermesini em- redince apartımanımız için kay- nanamdan başka kimseden sipa - riş kabul edemiyeceğini söyledi.., Misafirler telefon konuşmasını işitmişlerdi. İşin kötüsü Herbertin | cebinde de metelik yoktu. Bünun üzerine misafirler hem kendi hem de ev sahiplerinin karmlarını do | yurmak için keselerine davrana - | rak kasaba koştular. Gene sözü Mariye bırakalım: | — Bal ayını geçirdikten sonra ! kaynanamın oturacağımız apartı - | manı tutmağa ve döşemeğe ka! -| kışmasiyle kaynanalık davası baş | gösterdi. Bu hususta benim fikri - | mi bile sormadı. Kendi kesesin - den bol bol paralar harcıyarak bu işleri yapması hiç de fena bir iş sayılmaz amma, apartmanda o - ŞİR, mey 'Tereyağsız geçinmeğe mecbur gelin Ma ânm Mari Aramermüller ! sıfatiyle fazla HABER — Akşam postaör. ALAR raber hiç sesimi çıkarmadım, kep tatlı davrandım. Yeni apartı- manımıza yerle. şir o yerleşmez 'aynaram oğlu- nun > şişmanla - mak istidadını Birçok nplar o.ayarak ve bir bolsörün nasıl besleneceğine dair mütehe-s1s- ların fikirlerini de kendi üzeri - ne aldı ve apar - tımanın döşe- mesinde olduğu gibi yemek mese. lesinde de bize bir tek söz söylet- medi. Genç gelin apartımanma taşın- dığı gün bakkalın kamyonu da ka. pıya dayanarak erzakı getirdi. Zahirenin arasında tereyağı bu- lunmadığını görünce Madam Ma. ri telefona koşarak meseleyi bak. kala söyledi. Aldığı cevaba ba. km: — Madam Ammermüller si . zin için tereyağı ısmarlamadı! — Bir yanlışlık olsa gerek! Herkese tereyağı lâzım olduğunu, siz de kaynanam da bilirsiniz. Siz bir kilo kadar gönderin de hesa - ba yazım!... — Eğer bir yanlışlık olduğunu sanıyorsanız kendisine sorabilir - siniz!., Diyen bakkal telefonu kapadı. Mari hemen kaynanasma telefon etti, Ondan aldığı karşılık da ga - yet kati idi. Yanılmamış ve unut- mamıştı. Tereyağı insanı şişman - latırdı. Oğlu ise boks şampiyonu şişmanlamamak mecburiyetinde bulunuyordu. . 4 a Külbastı işi kadar iç sıkacak başka bir mesele de yumurta tufa- nı olmuştur. Günün birinde kay - nana yeni evlilerin her nedense yumurta yemeğe muhtaç oldukla. rmı aklma koymuştu. Bunun üze- rine eve her gün bakkaldan düzü- nelerle yumurta gelmeğe başla - miş, Genç kadm, kaynanasının göndermiş oldu Şu külbastı büyüdüğünü görünce ağls- mağa başladı. Bt iki kişiye bile yetmiyecek kadar azâr, sofrada ise dürt kişinin önüne konmasma imkün yoktu, Kendisile kocasın da para olmadığı için misafirler çap yiye: cek satın aldıkları ve böylece Madam Atarinin haysiyeti karddı, Yumurtayı akıl ve hayale gele- bilecek ve gelemiyecek bütün şe - killerde türlü türlü pişirdikten ve bunu yemekten içleri dışları yumurta kesildikten sonradır ki, ve artık buna da- ba fazla dayanamıyacağımı söyle. miştir, “ — Yumurtadan başka bir şey yiyebilmemiz için kocama babası» nm yazıhanesinden çıkarak ken - disine başka bir iş bulmasını söy- ledim, Fakat Herbert boks şam- piyonu olmasına rağmen çok pısı- rik ve korkaktr, sözümü,dinleme. di. Bunun üzerine benim çalış - mama müsaade etmesi için yal - vardım. Lâkin bunu yapmağa meydan kalmadan küçük Herber. ti doğurdum. Çocuk bir dadıya teslim edile- cek kadar büyüyünce borsa cad - desinde haftada 35 dolar (bizim paramızla 41 lira yetmiş beş ku - ruş) ücretle bir sarrafın yanma girdim. Artık istediğim kadar te- reyağı satın alabilecektim. Fakat bu da dananm kuyruğunun kop - masına sebep oldu. Kocam dışar. da çalıştığımdan hiç de memnun olmadı. Bana kötü kötü sözler söylemekle işe başladı. Sonra da günün birinde misafirlerin önün - de bana tekme attı.,, Herbert tekme meselesini hâ - kime şöyle anlattı: — Karımın kendisine tekme attığımı söylediği gün koltuğa ku- rulmuş oturuyordum. Misafirler gittiler. Karım da kalkıp bulaşık- ları yıkamamı söyledi. Ben yıka - mıyacağımı söyledim. Kendisi ge- lip çeneme bir tekme attı. Ben ba- cak bacak üstüne atmış oturuyor - dum; bacağımı indireyim derken ayağım karnına değdi. Bu tama - miyle kazayla olmuştu. ». » Hâkim Salvator Katillo iki ta- | « rafım iddiaları baştan sona ka dar dinledikten sonra kararını verdi: ““ — Davacı İle suçlu kendi başlarına bırakılmış olsalardı ber halde aralarında hiç bir geçimsiz. | lik çıkmıyacak, saadetle başlamış i bir yuva böyle biribirine tekme a- | tacak kadar düşmanlıkla yıkılmı. Bu davada lüzumundan fazla İ kaynanalık görüyorum. Kaynana münasebetsizliği yüzünden biribi- rini seven iki genç biribirinden nefret eder bir hale gelmiştir. De- vada kadımın yerden göğe kadar hakkı var. Oğlunun vasiliği de kendisine verilmek üzere karı ko- canm ayrı yaşamalarına karar ve. riyorum, Koca Herbert Amermül- ler Madam Mari ile çocuğu Her. berte nafaka olarak ayda 500 do. lar para verecektir.,, Mahkeme heyeti dağılırken hi- kim davacı Madam Ammermül - lere dönerek: “— Madam zannederim ki, si- zi kaynana derdinden kurtarmak- la bütün kaynanalara bir ders vermiş oldum; ve tayin ettiğim nafaka parasiyle de tereyağına ©- lan hasretinizi giderebileceğinizi sanıyorum !,, :