ADIMIZ, ANDIMIZDIR İTALYA -HABEŞ HARBI ——— —: Ras Kassa İtalyan çevirme hareketlerinden kurtularak Mulugetta kuvvetleri ile birleşti Mareşal Badoglio diyor ki: (İkinci Habeş ordusunu ezdik, yakında - sıra ücüncüsüne — gelecek) bir hıı;ekelin karşısında habeşler lı..ıy;:"l:_ tutunmaktan âcizdirler. "i'î.m' 2 (A Öte taraftan habeşlerin yedek : )"_ M."; kuvvetleri olmadığı da kaydedil- '.'ı Badoğlie, mektedir. Söy keyif içinde, lendiğine gö- ğ ve, bizzat im- gazeteci parator, mu- lere demiş- harebenin son - *| vT yarım 3 MART 1936 SALI Son haberler ücüncü v sayıfamızdadır. Heryerde 5 kuruş " 18 LER KOMİTESİNİN TOPLANTISI İtalva delege göndermedi.. .. fakat Havasın bildirdiğine göre, toplantıya büyük ehemiyet veriyor YARAAAARARAAAANA KAAARAAAAARAAAARAAAARAAAARARARRARARAI ğ Zecri tedbirler ve petrol ambargosu hakkında görüşmeler yapacak VŞ $ — olan on sekizler kamitesinin toplantısında bulunmak üzere B. Eden'in ğ başkanlığındaki yirmi kişilik ingiliz delegasyonuyle fransız delegeleri Cenevre'ye varmışlardır. Milletler Cemiyeti mahfilleri, İtalya'nın, bu ğ defa Cenevre'ye deleşe göndermemiş olmasına rağmen, Habeşistan- ; daki son zafer dolayısiyle, toplantıya büyük ehemmiyet atfettiğini söy- — * lemektedir. Salâhiyetli bir şahsiyet Havas muhabirine bu - toplantırın ğ Vard Prays, Paris'teki italyan elçisinin, zecri tedbirler hkuvvetlendi- rilirse İtalya'nın Cenevre kurumundan ayrılacağını, B. Finaden'e söy - lediğini, sözüne inanılır bir fransız kaynağından aldığı haberler üzeri- ne, Deyli Meyl gazetesinde yazmaktadır. tir kiz “— Enfes bir şey old_—;v il- bir ordudur ki yokediyo- ruz. Ve ya- kında sıra ü- çüncüsü, n e, gelecek- tir. Ondan sonra da za- ten hiç bir şey kalmıyor.” Havas mu- habiri R a $ Kassa ile Mu- lugetta kuvvetlerinin yokedilme- sinden sonra Tembien zaferine kati nazariyle bakılabileceği kana- atindedir. İ,lılyuılınn ilerlemeleri mu isbat etmiştir ki, Tembien gUn ; zt — |B KARIŞSIK İŞLER F. R. ATAY — Milletler Cemiyetinin elin- den, şimdilik, bu kadar geliyor! Büyük Britanya Hariciye N: rı Eden, bu hükmü ile, eski fran- sız Başvekili Laval'in sözünü aşa- ğı yukarı tekrar etmiştir. Cenevre nüfuzunun mahdudluğuna sebeb, cemiyet otoritesinin üniversel olmadığını söyliyen Mister Eden, gene Laval'le bir fikirdedir. O halde Milletler Cemiyeti da- vasından vaz geçmek mi luıîıı geliyor? Hayır! Habeşistan tecrü- besi iflas etmiş olsa bile, bunu Ce- nevrenin iflası gibi telakki etme- mek, bilakis, bu tecrübenin ders- lerinden faydalanarak Milletler Cemiyeti mekanizmasının şunır- larını tamamlamak gerektir. En başta İngiltere, Milletler Cemiye- * tine karşı aldığı teahhüdleri yeri ne getirecek kuvvette olraalıdır. Demek ki bir taraftan kollektif güvenlik prensipine bağlı kalına- rak, Cenevrenin otoritesi daha sağlanacak, diğer taraftan Mılle_l ler Cemiyetinin kararlarını tatbik edecek olanlar, her türlü muka- vemeti kırabilecek bir kudrete ge- leceklerdir. Teahhüdlerden yal- hız İngiltere mesul olmadığına göre, bütün aza devletlerin de. büdce ve takatlerine göre, var kuvvetleri ile silahlanmaları icab ediyor demektir. Ş Milletler Cemiyetinin otoritesi üniversel olmamasının sebebi, Ja- ponya, Amerika ve Almanya gi- bi devletlerin bu çeşid aza olma- yışındandır. Acaba bu dqyletleı-. Habeşistan tecrübesinin iflasın- dan sonra, Cenevreyi kuvvetlen- dirmeğe gelmekte ne menfaat bu- lacaklardır? Bundan başka, Mil- letler Cemiyetinin ilk fi ıı_udı- halesine, bu devletlerden biri de- Şil, bizzat kendi azalarından biri (Sonu 5. inci sayfada) AM 5) es DA .K ARADAM «.£ ALROE — Pesek dıeptarq y aA , Son harbın cereyan ettiği yerleri gösl erir harita, anlarında muhafız. kuv- vetleriyle bir. likte, — gerek Ras Muluüget- ta'ya yardım / etmek ve ge- rek Ras Kas sa'ya yandan hücüm etmek- te bulunan üçüncü italyan kolordu- sunu arkadan vurmak gayesiyle şimale doğru ilerlemek — teşebbü- sünde bulunmuştur. Vaktinde yetişemiyen impara- tor Guoram civarında sıkıştırıla (Sonu 6. ıncı sayfada) Ras Kassa ftalyanların Amba Alagi'ye ilerleyişleri esnasında, topçular habeş kuvvetlerini bombar dıman ediyorlar. gibi munhasıran tabii istihkâmlar- dan müteşekkil bir toprak üzerin- de dahi, geniş ölçüde her hangi ———MH—————EM İNGİLİZ - MISIR GÖRÜŞMELERİ Görüşmelere dün | başlanıldı K 3 | Mın kabinesi azaları bir araaa Kahire, 2 (A-A.) — Britanya yük sek komiseri Sür Miles Lampson'la Mısır delegasyonu arasında görüşmeler bu- gün başlıyacaktır. Mıstrın 1922 deki is- tiklâl ilânında askıda kalan dört nokta hakkında son bir hal tarzı aranacaktır. Bu dört nokta şunlardır: (Sanu 5. inci sayfada) JAPONYA'DAKİ İSYANDNAN SONRA PrensSayonci yeni rettir. başbakanı tayin edecek Tokyo, 2 y (AA.) —İs ? yan eden genç subayla- rın şefi yüz- başı Monoka intihar etmiş- tir.Asilere karsı gönderi- Üa imparato- vun — muhafız alayın dan Tef men Aajt ma, ise, in- tiharımndan önce bir mektup yaza- rak japon askerlerinin birbirlerine karşı muharebe etmelerine daya- vamadığını bildirmiştir. Genç su- baylarm bu hareketleri burada bü- yük bir heyecan uyandırmıştır. Prens Sayonci ancak salı günü (Sonu 3. üncü sayfada) Prans Sayonci aP TU SA RIĞD O FÖDD Yeni Bütçemiz Varidat kısmı ikinci saylaumızdadır. BADDE BDDAOAPARASAAIAZ î unlaşmazlık işinde İtalya için bir dönüm noktası olacağını söylemiştir. $ KA ARAARRARAARARAAMAA AA RRARARARAARARARRAR AA Londra, 2 (AA.) — Deyli Eks - pres gazetesine Pari3'ten bildirildiği- ne göre B. Flanden B. Eden ile yapa- B. Eden'in temasları Cenevre, 2 (A.A.) — B. Eden bu- raya gelir gelmez fransız dış bakanı cağı görüşmede, B. Hitler'in sulh tek. | B. Flanden ve B. Pol Bonkur ile uzus lifine dair olan sözlerinden bahsede- cektir. bir görüşmede bulunmuş ve oadan (Sonu 3. üncü sayfada) “Ulus,, un Dil Yazıları Türkçe ile İndo — diller arasında Şimdiye kadar Türkçe (ne),(me), 'i sözleriyle Grek, Fars, Fransız, Öropeen ve Semitik bir mukayese V. (yok), (hayır), (sız) mem in, İngiliz, Alman ve dillerinde bunların benzeri olan menfi anlamlı kelimeleri mus< kayese ettik. Bugün de (değil) söziyle bir seriden olan kelime- leri karşılaştırarak bu bahsi bitiriyoruz|. Beşinci Seri Kelimeleri “Türkçede menfi anlamlar” se- risinin İX. numaralı yazısında “değil” kelimesinin analizi göste- rilmiş, bunun sonundaki “il” un- surunun ayrı bir eleman olduğu, asıl menfi anlamının (değ) deki (ez — eğ) foneminde bulunduğu izah edilmişti (1). Bu fonemin baş tarafında bulu- nan (d) elemanı da “esas” — anla- mını sahiplik manasiyle temessül ettiren bir prensipal kökten iba- Vde - Üte Grek dilinde de yalnız başına ve yahut isim ve zamirlerle birlik- te olarak kullanılan menfi anlam- h zarflar, (ude) ve (üte) kelime- leridir. Bunların sonlarındaki (e) - ler, kendilerinden sonra gelen ke- lime de bir vokalle başlarsa dü- şerek (ud) ve (ut) şeklini de alır. Meselâ (ud'ütos, ut'ekinos — ne bu, ne de 0) sözünde (e) ler düş- müştür. Bu düşüş morfolojik bir hâdisedir. Kelimelerin aslı (ude) ve (üte) dir ki tamamiyle bizim (değil) in (değ) parçasının aynı- dır. Etimolojik şekillerini alt alta yıkıırıuk hakikat hemen meydana çıkar: (D (2) (3) Değ : eğ & ed -4 eğ (2) Üde : uğ * üd A eğ (2) Üte : uğ Hut <- eğ (2) Bu (ude) ve (üte) sözlerinin baş tarafına (im) getirilerek ve baş vokaller düşerek husule ge- len (mide) ve (müte) kelimelerin. den ikinci seri sözleri arasında da bahsetmiştik (2). P) Bu yazı (Ulus) un 27-2-1936 da çıkan sayısındadır. (2) İkinci seri sözleri (Ulus) ı;n 29-2-1936 da çıkan - sayısınşa dır. Dis (Değ) ve (de) ve (te) eleman- larındaki (eğ) ve (e) lerin sonla- rındaki (4) konsonlarının uzak saha anlamlı bir (2) den değişme olduklarını gösteren en canlı dil varlığı, Fransız kelimelerinin baş tarafına gelerek menfi anlamı ve- (Sonu 2. inci sayfada) LAYPZİG PANAYIRINDA VERDİĞİ NUTUKTA B. Göbels Versay andlaşmasına çatıyor Berlin, 2 (A.LA,) — B. Göbbele, Layg- zig panayırının açılışı dolayisiyle söyle- diği nutukta Versay andlaşmasını müza- kere edenleri “Almanya'nın vaziyeti kö- tüleştiği nisbette öteki milletlerin inkişal (Sonu 5. inci sayfada) , Uman propaganda bakam; © C* * . aan Bdt Ca GÜL e ;MMW gi