7: Kara haydut X9un harikulâde maceraları EN BU İSİMDE BiR HAYOVT Bm ama © LMÜŞ İY DER $vNU BİR İsor KoLAy|İBiZE YALAN SOY: YALAN SÖYLEMİ EBEN SoR- JlımLAa Enj İLİYEMEZSİN BER, YORUM SAN- GUYA ÇEKE. ((visini ELE JİNER..SOR FRANSISKODAN /| ; GEÇİRDIM.İ | VoĞ GELDİM. ÇUDUĞL DOĞRU ÖZERİNDEN Çi KANMEKTU PTA DA BÖYLE yazı” e em KE KULÜBUN ÖNÜNDE $İŞMA CORŞLA POLİSLER Bet MOR HALÂ BIR 1. ( İŞARET VER- MEDEN GELME HAYIR BEN ÖLME SARET VER, YİN DEMİŞDİ - İSTEMİYORUM. . SIZİNLE ÇALIŞM, K İSTi YORUM... MED. GİRE. ÇAGLAYAN»—mieir, IHeybeliada Deniz Harp Mektebi İ Ve Lisesi Komutarilığından : (Eski Mulen Ruj) | / erzı mı Okulumuz Revirinin Sıhhat ve temizlik işlerine bakmak üzere Saygı değer müşterilerinin bayramlarını kutlular. | 40 lira ücretle diplomalı bir Hasta Bakıcı kadın alınacaktır. öm Bayram münasebetle zengin program arıyorsunuz ? Getireceği evrak şunlardır: * aka işte size bir adresi : ş azı Eftalya ve Sadi | A ek Bestekâr Bi MEN | B — Mahalli yoladan önmeadilek bileni kğ. C — Sağlık Bakanlığından musaddak diploma. Denizkızının Danslı Anadolu Revüsü D — Çalıştığı yerlerden boriser visler. Dikkat: Bestekâr Bimen seansını E — Okuldan gösterilecek şerait altında asgari iki sene müddet le çalışaçağına dair noterden tasdikli tenhhütname. bundan böyle tam saat NOdaüyepacaktır. Gir iv OLE Telefon: 40335 iHSAN YAVUZ Kadın ve Erkek Terzisi İstanbül - Yenipostane karşısında N Not — İstekliler okulca Sıhht muayeneye tabi tutulacaktır. ? Foto Nar yanında Letalet hazında İsteklilerin Pazardan başka her gün Heybeliadadaki okul komu* tanlığma müracaatları, “1011,, 326 PARDAYANIN OLUMU —— m a ram birdenbire atılarak en ileri gelenleri) Onun da sıhhati yerine gelmişti. Du PARDAYANIN OLUMU 327 hapsediyor ve insan öldürenlerin, yağ | macılık edenlerin hemen yakalanarak muhakeme olunmadan asılacağını ilân| ediyordu, i Bir yerden öbür yere koşuyordu. Bir ay durmadan dolaştı. o Şehirlerden köylerden geçti ve buralarda en mu taassıp katolikleri bile yıldırdı. Pardayan daha şiddetli ve daha çabuk hareket ediyordu. Bir ay içinde geçtiği yerlerde uğramadığı nokta bı | rakmadı. Öldürülmeğe başlanılan za | vallıların, umduklarından büyük bir) himaye gördükleri zaman gösterdikle ri sevinci döktükleri gözyaşlarını bu rada anlatmıyacağız. Şatoya hiç bir taarruz olmamıştı. Yalnız ağustosun sonlarına doğru ka tolik süvarilerinden bir kısmı şatonun önünde görünmüşlerdi. Fakat bir kaç top güllesi onları bir daha © geri dön- memek üzere şatodan uzaklaştırmıştı, Marşal şatoya vardıktan biraz son ra kumandanlarmı davet ederek on lara bir ziyafet verdi ve ordusunu ter his etti, Marşal le şövalyenin bulunmadığı sırada Tan dö Piyen biraz kendisine gelir gibi olmuştu, Yüzündeki sarılık giderek güzelleşmişti. Siyah elbiseli kadın ısmile anıldığı o zamanlardaki hüznü kalmamıştı. Gözlerinde ve gü Tüşlerinde bir saadet belli oluyordu. Ne yazık ki bu yalnız bir saadet rüyasıydı. Zavallı deli kendi o rüyasın da gülümseyordu. Fakat kimbilir? Belki bizim $aa det sandığımız şey de bir rüyadan i harettir. Laize gelince Monmarter sırtlarım 4n aldığı yara kapanmışti, Marşal ile Pardavan geri döndükleri ozaman bu yaradan yalnız kırmızı bir iz kalmıştı. daklarının pembeliği, renginin kırmızı lığı Marşali sevindirdi. Fakat bazan birdenbire sapsarı kesilerek titremeğe başlıyordu. Bu da bir iki dakika kadar sürüyordu. Ayni zamanda genç kızın huyu dâ değişmişti. Daima biraz ke derli düruyordü. Yalnız kaldığı zamanlarda bazan kollarını göğsünün üzerinde çaprasir yarak: — Şurada bir ateş var ki beni her zaman yakıyor. bitiriyor! diye mırık danıyordu. Moröverin katil hançerinden kanr na karışan zehir onu nihayet iki ay için: de ölüme mahküm etmişti. Fakat sağ- lam bünyesi buna karşı koyarak o kış gene oldukça sıhhatli olarak geçirdi. Nisanin yirmi üçüncü günü vili yetin bütün senyörleri o önünde Mom moransi çanları çalar ve toplar atılır- ken şatonun büyük salonunda evlen me mukavelesi imzalandı. Bir gün ev vel Marşal Pardayana: — Sevgili oğlum sizi Marjansi kon tu olarak tanıtacak olan kâğıtları alr niz. Bunları sevgimin ufak bir hatıra" st olarak kabul etmenizi istiyeceğim. demişti, Pardayan, bif saniye kadar dak gın dalgm düşünerek başını kaldır dı ve gözlerini Marşale dikerek : — Monsenyör bana hâyatımı ka- zandıran ve Pardayan ismini veren a dama karşı ne kadar minnet duysam azdır. Fakir, parasız o pulsuz, yersiz yurtsuz olduğum için, hana vermiş ol- duğunuz melekle evlenerek gene sade ce Pardayan İsmile anılmama İzin ve riniz. Kont dö Marjansi namını belki ileride, Wizımgeldiği zaman alırım Monsenyör. Bu söz o kadar sade bir lisanla söylenmişti ki yüksek bir kalbe, şair) de duruldu. bir ruha sahip olan Fransuva bu iste Zin sebebini anlayarak şövalyeyi kol Jarınm arasında Sıktı ve fazla ısrar etmiyerek kâğıtları tekrar osandığa koydu, » — Mukaveleyi hazrlayan o hâkim ile davetlilerin önünde şövalye gene Par“ dayan ismile anıldı. Fakat şövalye hâkimin doldurduğu kâğıtları imzalamak için ilerlediği za man salonu sarsan alkış fırtıması bu ismin ne kadar büyük bir o hürmet u- yandırdığını gösterdi. Evlenme töreni büyük bir ziyafet- le sona erdi gece davetliler dağıldılar. Çünkü dini tören küçük kilisede veyal nız aile arasında sessizce yapılacak” tr. Genç kocanm matemli olması buna bahane edilmişti, Bu matem bahanesi herkes tarafmdan kabul edildi. Nihayet nisanm yirmi altıncı gü nü geldi. Gayet güzel bir ilkbahar günüydü. Kiraz ağaçları çiçek açmışlardı. Çal lardan güzel bir koku çıkarak ortalı ğa dağılıyordu. Her yer yeşillik için deydi. O gün tatlı bir aşk rüyası gibi geç ti, Fakat Marşal biraz kederli görü nüyordu. Çünkü bu 26 nisan tarihi o nun kalbine silinmez bir şekilde işlen | mişti, Yirmi sene evvel 26 nisan gecesi küçük Marjansi (kilisesinde Jan dö Piyenle evlenmişti. Ayni gece Teroana harbe, felâkete gitmişti. | Gece olarak saat on biri çaldı. Mar şal 1553 senesi 26 nisanmda giydiği elbiseye benzer bir elbise giydi. Ha reket emrini verdi, Luizle Jan bir ara” baya, şövalye ile Marşal atlara hin diler. Yola çıkıldı. Ayın o parlak ışığı Küçük Marjansi kilisesi! Gene yir mi sene evvelki (o haldeydi. Bu gece evlenmesi de tıpkı yirmi sene evvelki evlenişe benziyordu, Hemen hemen ay» ni şahıslar bulunuyordu. Birkaç köy“ Tü ve mihrabın yanında ağlayan ihti yar bir kadın! Bu Janın sütninesiydi. Papaz sörene başladı. Yanyana duran Pardayanla Luiz elele tutuşmuşlardı. Gözleri biribirinden oayrılmıyordu. Çarpışan bu bakışlarda en büyük bir sevgi ışığı parlıyordu. Marşal, büyük bir acıyla oJanın yüzünde bu manzaranın tesirini gör mek istedi. Acaba delinin aklı başma gelecekmiydi? Yüzükler takıldı, Papaz nikâh du asını okudu. Luizle o Pardayan artık ebediyyen birleşmişlerdi, O vakit yirmi sene (evvel, Janla Fransuvanm Senyör dö Piyene dön dükleri gibi zavallıya dönerek saadet” lerinden sararmış oldukları halde ©“ gildiler. Şatodan o Marjansiye Okadar Jan çok kayıtsız bulunmuştu. Marjansinin küçük meydanmda €s ki kilisede, gölgeleri altında çocuklu” ğunun geçtiği büyük kestane ağaçları nn önünde ayın parlak ışığıyla a” dımlanan babasınm eski evinin karş” smda hafifçe titriyerek hayretle etrâ” fına bakındı. Sonra gene (kayıtsızlığ ele alarak kalbi heyecanla çarpa” Fransuvaya derin bir yeis verdi. Kiliseye girdiler. Tören esnasın Jan bakışlarını bazan papaza bâzan ağlayan ihtiyar kadına dikti. Bir Li man geldi ki ellerini alnından geçire rek dudaklarını kımıldattı, Bu zaveli" kafada tuhaf bir şey oolmuştu. lerinin derinliklerinden sanki ate f1” altında gidilerek küçük kilisenin önün İ kırdı. Birdenbire önünde eğilen görak